Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/380 E. 2021/649 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/380 Esas
KARAR NO : 2021/649
DAVA : Hisse Devri Tescili, Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Hisse Devri Tescili ve Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/01/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, şirketteki hissesini diğer davalı … …’a noterde yapılan devir sözleşmesi ile devrettiğini, devir işleminin ortaklar kurulu tarafından kabul edilip karar altına alındığını, hisseleri devralan davalı tarafından herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle adının şirket ortaklığından silinmesi için …’ne müracaat ettiklerini, sicil müdürlüğünün taleplerini reddettiğini, bu bağlamda müvekkilinin şirket hissesini devrettiği halde halen şirket ortağı olarak gözüktüğünü bu nedenlerle hisse devir tarihi olan 27/01/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere adının şirket ortaklığından silinmesini, davalı … …’ın bu tarihten itibaren yetkili ortak olduğunun tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan 13/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü, TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, “..Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir.Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” (TTK.m. 32). Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğini, limited şirket hisse devirleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun m. 595 vd. hükümleri gereğince yapıldığını, buna göre de; kural olarak, yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noter tarafından onaylanması gereken esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin (şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse), 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.595/f.2 gereğince, ortaklar genel kurulu tarafından onaylanması gerekmekte olup; genel kurulun onayının, kurucu olduğu belirtildiğini, hisse devri sözleşmesi ile hissenin devri sonucunun doğmayacağını, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğunu, devrin bu onayla geçerli olacağını, dava konusu … San. Tic. Ltd. Şti.’nin şirket sözleşmesi incelendiğinde; pay devrine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı ve “Kanuni Hükümler” başlıklı 13. maddesinde “Bu ana sözleşmede hususlar hakkında Türk Ticaret Kanununun hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verildiği, bu itibarla da pay devrinin geçerli olabilmesi için genel kurulun onayının şart olduğunu, ancak müvekkili Müdürlüğe yapılan 08.03.2019 tarihli başvuruda bu hususa ilişkin diğer bir ifadeyle, pay devrinin genel kurulca onaylandığına dair bir belge ibraz edilmediğini, nitekim müvekkil Müdürlüğün cevabi yazısında da bu hususa vurgu yapıldığını, hâl böyleyken; hisse devri işlemine konu şirketin, hisse devrine genel kurulun onay verdiğini ortaya koyan bir tescil başvurusu da, sicil kayıtlarda yapılan incelemede saptanamadığını, kaldı ki; mevzuat gereğince alınması gereken genel kurul kararının tescil başvurusunun da, şirketin tek ortağı ve tek müdürü olan davacı tarafından yapılması gerektiğini, şöyle ki; davacının, ticaret sicil kayıtlarına göre, dava konusu şirketin hâlihazırda tek yetkilisi-müdür ve tek ortağı olduğu ve dolayısıyla, şirket adına hisse devri kararının alınmasına ilişkin genel kurulu toplamak üzere gereken prosedürü başlatıp, hisse devrine ilişkin karar alabileceği ve bunun da tescilini, dava konusu şirketin müdür sıfatıyla isteyebileceği hâlde, buna ilişkin herhangi bir tescil başvurusu yapmadığı, sicil dosyasında yapılan incelemede saptandığını, ayrıca ve önemle belirtmek gerekir ki, pay devir sözleşmesi 27.01.2016 tarihli olmasına karşın, iddiadan ibaret olan pay devrinin onaylandığı genel kurul 27.03.2017 tarihli olduğunu, buna karşın müvekkili Müdürlüğe başvuru tarihi ise 08.03.2019 olduğunu, ancak Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin Esas Sermaye Paylarının Geçişi başlıklı dördüncü ayrımında düzenlenen Başvuru ve tescil başlıklı 103. maddesine göre, tescile esas evrakın otuz gün içerisinde müvekkili Müdürlüğe verilecek olmasının düzenlenmesine ve müvekkili Müdürlüğün somut olayda etkili olacak şekilde işlem tesis edemeyecek olmasının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, Nitekim, konuya ilişkin anayasal bilgi edinme hakkı çerçevesindeki müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğüne yaptığı 11.03.2019’da yaptığı başvuruda da, hisse devrinin tescil ve ilana tâbi olduğu hususunda bilgilendirildiğini, diğer bir ifadeyle, davacının 08.03.2019 tarihli başvurusu, tescil talebi niteliğinde olmadığı gibi ve harç yatırılmadığı gibi müvekkili Müdürlüğün 28.03.2019 tarihli cevabi yazısı da tescil talebinin reddine dair olmayıp; açıklayıcı ve bilgi mahiyetinde olduğunu, bu bağlamda; müvekkili Müdürlüğe konuya ilişkin herhangi bir tescil başvurusunda dahi bulunmadan, açılan davada hukuki yarar bulunmadığı gibi, huzurdaki davayı açarken sunduğu dava dilekçesinde bahsettiği ve fakat müvekkiline yaptığı başvuruda ibraz etmediği genel kurul kararının tescil başvurusunu yapma yükümlülüğü de davacıya ait olup; söz konusu genel kurulun tescili ve ilanına ilişkin gerekli harcı yatırdıktan sonra davacı tarafça müvekkili Müdürlüğe başvurarak çözülebilecek bir konuda; dava açmakta hiçbir hukuki menfaati bulunmamakta ve bu bakımdan da, tescil başvurusu ve dolayısıyla da, herhangi bir red kararı bulunmayan dava konusu olayla ilgili, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü bakımından açılan davanın reddi gerektiğini, hisse devri sözleşmesinden kaynaklanan diğer davalının yerine getirmediği yükümlülükler veyahut da hisse devri sözleşmesine taraf olan diğer davalının, dava konusu şirket tek ortaklı limited şirket olduğu için, tescile ilişkin ibrazı gereken bazı hususları eksik yaptığı için huzurdaki davanın açılmasında, davacının menfaati olduğu kabul edildiği durumda ise; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ve huzurdaki davanın davacı ile müvekkili dışındaki diğer davalı arasında görülmesi gerektiği belirtildiğini beyanla gerektirici nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer Davalılara çıkarılan tebligatın davalılara usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraflar davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER : Davalı şirketin Ticaret Sicil Kaydı, … Noterliği’nin 27/01/2016 tarih, … yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi, Davalı şirketin 20/03/2017 tarih, 2017-01 sayılı ortaklar kurulu kararı, …’nün 28/03/2019 tarihli yazısı, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 25/05/2021 tarih ve 2020/… Esas 2021/… Karar sayılı ilamı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davacı şirket ortağı ve yöneticisi tarafından davalılar aleyhine açılan limited şirket ortaklığının devir sebebiyle sona erdiğinin tespiti ve tescili talebine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketteki hisselerini davalı şahsa devretmesi nedeniyle şirketteki ortaklığının sona erdiğini ancak hisse devrinin ticaret siciline tescil edilmemesi nedeniyle hala kayıtlarda şirket ortağı olarak gözüktüğünü, bu nedenle adının şirket ortaklığından silinmesini, davalının yetkili ortak olduğunun tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının şirketteki hissesinin tamamını … Noterliği’nin 27/01/2016 tarih, … yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi ile davalı … …’a devrettiği ve davalı şirketin 20/03/2017 tarih, 2017-01 sayılı ortaklar kurulu kararı ile pay devrinin onaylandığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ortağı tarafından hisse devrinin tesciline ilişkin … ‘ne yaptığı başvurunun reddedildiğinden bahisle şirketteki hisselerini davalı … …’a devrettiğinin, şirkette hissedarlığının ve yönetim yetkisinin kalmadığının tespit ve tescili talebiyle davalı yeni hissedar, davalı şirket ve İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine eldeki dava yöneltilmiştir.
TTK’nın 595. maddesine göre;
(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.
şeklinde düzenleme yapılmıştır.
… kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …nün … sicil numarasına kayıtlı … San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin … – İstanbul olduğu, şirketin son tescilini 11/11/2015 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 34. maddesi; “(1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.
(2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir.” düzenlemesini içermektedir.
…’ne dava konusu … San. Tic. Ltd. Şti. (Tic. Sic. No: … ) ‘nin hisse devrine ilişkin 08/03/2019 tarihli davacı tarafından yapılan başvuruya ilişkin TTK 34. maddesi kapsamında karar verilip verilmediği hususu sorulmuş, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen cevap dilekçesinde 28/03/2019 tarihli cevap yazısı ile tescil talebinin reddedilmediği, söz konusu yazının açıklayıcı ve bilgi mahiyetinde olduğu bildirilmiştir.
TTK’nun 34/1.maddesine göre; ticaret sicil memurluğunun kararlarına karşı, ilgililerin tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili taleplerine karşı, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı tebliğ tarihinde itibaren 8 gün içinde itiraz mümkündür. Davacı taraf davalı şirketteki hisse devrinin tesciline ilişkin 08/03/2019 tarihli dilekçe ile … ne tescil talebinde bulunmuş ancak talep hakkında nihai karar verilmeden doğrudan Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine dava açma yoluna giderek eldeki davayı açmıştır. Davalı tarafça verilen 28/03/2019 tarih ve … sayılı cevabi yazı ile sadece hisse devri sözleşmesi fotokopisi ile işlem yapılamayacağı bildirilmiştir. Bu haliyle davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından davacı tarafın hisse devri tescil talebine ilişkin dava tarihi itibariyle verilmiş nihai bir karar bulunmayıp, davacı tarafça söz konusu bu tescil talebine yönelik … nce karar verilmeden doğrudan Mahkememize müracaatla hisse devrinin tescilini talep ederek … aleyhine de dava yöneltmiştir. Ticaret Sicil Memuru Kararına karşı itiraz davalarında ticaret sicil müdürlüğünün kararından sonra yapılacak başvuru sonrası sekiz gün içinde dava açılabilecek olup, öncelikle ticaret sicile başvuru ve başvurunun reddi bir dava şartı olarak belirtilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 24.10.2017 tarih, 2015/10026 Esas, 2017/2852 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir.
Bu haliyle davacı tarafça hisse devri tescili talebi hakkında Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından karar verilmeden önce dava açılması ve Ticaret Sicil Müdürlüğünce belirtilen eksikliğin giderilmesi halinde tescil işleminin yapılabileceğinin bildirilmesi nedeniyle dava tarihi itibariyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından ve yine dava tarihi itirabiyle TTK 34 maddesi kapsamında Ticaret Sicil Müdürlüğünce hisse devri tescili isteminin reddine dair verilmiş bir karar ve başvurunun reddine ilişkin yapılmış bir tebliğ bulunmadığından dolayı, davacı tarafça İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça davalı şirket ile yeni hissedarı aleyhine açılan hisse devri tescili talebi yönünden ise, davacı tarafın davalı şirkette tek hissedar ve yönetici olduğu davacının davalı şirketteki tüm hissesini … Noterliği’nin 27/01/2016 tarih, … yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi ile davalı … …’a usulüne uygun şekilde devrettiği ve bu devrin davalı şirketin 20/03/2017 tarih, 2017-01 sayılı ortaklar kurulu kararı ile onaylandığı bu haliyle davacının davalı şirketteki hisselerini yukarıda belirtilen TTK 595. maddesinde belirtilen şartlar dahilinde 27/01/2016 tarihinde devrettiği ve ortaklar kurulu kararı ile devrin onaylanması suretiyle geçerli hale geldiği sabit olup, davalı şirket ve yeni hissedar tarafından devrin gerçeği yansıtmadığı ve geçersiz olduğuna yönelik herhangi bir itiraz da ileri sürülmediği, bu nedenle davacının davalı şirketteki hisselerini devri sonucunda davalı şirketteki hissedarlık ve yöneticilik sıfatı sona erdiğinden hisse devri tescilini talep etmekte hukuki yararı bulunduğundan davalılar … … ve şirket aleyhine açılan haklı davanın kabulü ile davacı … …’un …’nün 957581-0 sicilinde kayıtlı davalı … Limited Şirketi’ndeki hisselerini 27/01/2016 tarihinde davalı … …’a devrettiğinin ve davacı … …’un 27/01/2016 tarihinden itibaren davalı şirketteki ortaklığının ve yönetim yetkisinin sona erdiğinin tespiti ve tesciline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça davalılar … … ve … Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan DAVANIN KABULÜ ile; davacı … …’un …’nün … sicilinde kayıtlı davalı … Limited Şirketi’ndeki hisselerini 27/01/2016 tarihinde davalı … …’a devrettiğinin ve davacı … …’un 27/01/2016 tarihinden itibaren davalı şirketteki ortaklığının ve yönetim yetkisinin sona erdiğinin tespiti ve tesciline,
2- Davacı tarafça davalı … aleyhine açılan DAVANIN, HMK 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar ve HMK 114/2 maddesi atfıyla TTK 34. maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğüne yapılan başvurunun reddi kararının tebliğine ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
3- Karar kesinleştiğinde davacı tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına,
4- Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 59,30-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 4,90-TL karar harcının davalı şirket ve davalı … …’dan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç toplamı 108,80-TL harç giderinin davalı şirket ve davalı … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 18 adet tebligat-posta gideri 259,35-TL yargılama giderinin davalı şirket ve davalı … …’dan müştereken ve müteselsilen müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davalı Ticaret sicil Müdürlüğü yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı şirket ve davalı … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı … yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
9- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2021

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.