Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/379 E. 2022/516 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/379 Esas
KARAR NO : 2022/516
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 07/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sabit alacağına ilişkin olarak … İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin davalı-borçlu tarafa tebliğ edildiğini, davalı-borçlu tarafından tamamı ile haksız ve kötü niyetli olarak borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, davalı-borçlu şirketin icra takibine yapmış olduğu itirazda, müvekkili şirkete borcu bulunmadığını beyan etmiş olduğunu, icra takibi konusu alacakları, müvekkili şirket ve davalı-borçlu şirket arasında bulunan 02/03/2021 tarihli 10 adet fatura ve 26/03/2021 tarihli 10 adet fatura itibari ile sabit olduğunu ve itirazın tamamı ile kötü niyetli olduğunu, icra takibi dayanağı faturalar davalı-borçlu şirket tarafından kayıtlarına alındığını, bu itirazlar mukabilinde arabuluculuk başvrusunda da davalı-borçlu ile anlaşma sağlanamadığını, sabit olmak üzere davalı-borçlu şirketin icra dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davalı-borçlu şirketin %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın fatura alacak iddiasına istinaden alacak iddiası ile … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, haklı itirazları üzerine takibin durduğunu, davacı yanın alacak iddiasına dayanak oluşturmaya çalıştığı söz konusu faturaların soyut, afaki ve mesnetsiz olduğunu, iddia edilen faturalardan kaynaklanan veya başkaca sebeple davacı yana müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı yanca alacak dayanağı olarak gösterilen faturaların TTK belirtilen karineden yaralanabilmesi için; bu faturanın dayanağı olan bir akdi ilişkinin bulunması şart olduğunu, fakat davacı yanca böyle bir akdi ilişkinin kanıtlanmamakla birlikte temelde bir borç ilişkisi de bulunmadığını, davacı yanca, salt faturaların icraya konulması tarihi üzerinde müvekkilinin temerrüde düştüğünden bahisle faiz talep edilmesi/hesaplaması yapması usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, belirli vadeli borçlarda vade tarihinden, belirli vadeli olmayan borçlarda ise alacaklı tarafından çekilecek temerrüt ihtarının varma tarihinden itibaren faiz işlemeye başlayacağını, dolayısıyla, taraflar arasında belirlenmiş bir vadeye bulunmamasına rağmen; davalı yanca müvekkilinin temerrüde düşürülmeden salt faturaların icraya konulması tarihi üzerinden faiz işletmesi hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yanın alacak iddiasını hiçbir şekilde ispatlayamadığından haksız ve mesnetsiz davanın reddine, alacak ve icra takibinde kötüniyetli olduğu aşikâr olan davacı yanın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı yan davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra dosyasının UYAP kayıtları, Arabuluculuk son tutanağı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen … Anonim Şirketi’ne ait 2020-2021 yıllarına ait BA-BS formlarını içerir müzekkere cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, davalı şirket ile aralarında ticari ilişkinin bulunduğunu, aralarındaki ticari ilişki gereği davalı tarafa edimlerini ifa ettiği ancak düzenlenen faturaların karşılığı olan bedellerin davalı tarafça ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinde davalının borcu ve faturayı kabul etmediklerini borca itiraz ettiklerini ancak takipten ve itiraz edildikten sonra takibin durmasından sonra asıl alacak toplamının ödendiğini ancak icra vekalet ücreti ve takip masraflarının ödenmediğini bu nedenle asıl borcun ödendiğinin dikkate alınarak takibin devamına karar verilmesini ve borca itirazların kötü niyetli olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri usul ve yasaya uygun olarak tebligat yapılmış davalı taraf süresi içinde cevap dilekçesi sunmuştur.
Davalı vekili, iddia edilen faturalardan kaynaklı müvekkil şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı tarafın müvekkili ile akdi bir ilişkinin içinde olduğunu ispatlayamadığını, ayrıca faizin başlangıcı olarak icra takip tarihinin belirlenmesini ve faiz oranının fahiş olduğundan usule ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2021/… E. Sayılı icra dosyasının gönderildiği ve dosya arasına alındığı anlaşıldı.
… İcra Dairesi’nin 2021/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 75.351,37-TL asıl alacak toplam borcun ödenmesi amacıyla icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 07/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 11/04/2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 11/06/2021 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
İlgili Vergi Dairesi Başkanlığına müzekkere yazılarak davalı tarafın 2020-2021 BA-BS formları mahkememiz dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 16/06/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacı tarafın 2021 yılına ait ticari defterlerinin süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64/3 ve HMK nın 222 md uygun olduğu, sahipleri lehine delil teşkil edeceği kanaatine varıldığı, davacının incelenen ticari defterlerinde takibe konu edilen faturaların kayıtlı olduğu, bu faturalardan kaynaklı davacının davalıdan takip tarihi (05.04.2021) itibariyle 75.000,00-TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra davalı yan tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı, yapılan ödemelerden sonra davacının davalı yandan 29.12.2021 tarihi itibariyle bakiyesinin bulunmadığı, davalı tarafın ticari defterlerin inceleme gününde ve sonradan talep edilen tarihlerde incelemeye getirmediğinden davalı şirket defterleri üzerinde incelemeler yapılamadığı, davalı yanın 2021 yılına ait BA formunun incelenmesinde davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen 40 adet KDV hariç 150.000,00-TL bedelli faturanın davalı tarafından Maliyeye bildirimde bulunulduğu, davacı … Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturaların E-Arşiv fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, takibe konu faturaların davacı yanın ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğu, takibe konu faturaların ardiye depolama bedeli kapsamında tanzim edildiği, faturaların davalı yana teslimine yönelik bir belge sunulmamışsa da davalı yan tarafından faturalara istinaden Maliyeye Bakanlığına bildiriminde bulunulduğu, yine davalı tarafça takip tarihinden sonra ödemeler yapılarak cari hesap borcunun sıfırlandığı, bu bağlamda takip tarihinden önce davalının faturalara karşı bir itirazının olmadığı da anlaşıldığından düzenlenen faturaların davalı yanın bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olduğu, sonuç olarak ; davacının incelenen ticari defterlerine göre, davacının incelenen kendi ticari defterlerinde, takibe konu edilen faturaların kayıtlı olduğu bu faturalardan kaynaklı davacının davalı yandan takip tarihi (05.04.2021) itibariyle 75.000,00 TL cari hesap ve toplam 351,37 TL işlemiş yönünden alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra davalı yan tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı, yapılan ödemelerden sonra davacının davalı yandan 29.12.2021 tarihli itibariyle bakiyesinin bulunmadığı,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazlarını içerir 25.06.2022 tarihli dilekçesinde;, huzurdaki dava tarihinin 28.06.2021 olduğu, bilirkişi raporu ile da sabit olduğu gibi davalı borçlu şirketin icra takibine haksız yere itiraz edip icra takibini durdurduktan sonra ve dava tarihinden sonra müvekkil şirket hesabına ödemeler yaparak tüm cari hesap borcunu sıfırladığını, ancak icra takibine yapılan itirazın haksız olması nedeniyle icra inkar tazminatı, faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama , taraf beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacının fatura ve cari hesaba dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davaya konu faturanın bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzerine davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve yine davalı tarafın incelenen BA formlarında takibe konu faturaların davalı tarafından Maliye Bakanlığına bildirimde bulunduğu, bilirkişi tarafından cari hesapların incelenmesinde takip tarihi (05.04.2021) itibariyle davalının davacıya 75.000,00-TL borçlu olarak göründüğü, ancak takip tarihinden sonra yapılan itiraz üzerine açılan mahkememiz dosyasının dava tarihinden itibaren davalı tarafın davacı yana bir kısım ödemeler yaparak 29.12.2021 tarihi itibariyle bakiyesini sıfırladığı, her ne kadar davalı tarafın düzenlenen bilirkişi raporunda kendi defterlerinin incelenmediği itirazında bulunmuş olsa da ilgili vergi dairesinden davalı yan şirket adına düzenlenen BA formlarının incelenmesinde davaya konu faturaların davalı tarafından bildirildiği anlaşıldığından davaya konu borcun her iki tarafın kayıtlarıyla birbirine doğrular nitelikte olduğu bu haliyle davalı şirketin davacı şirkete borçlu olduğunun sabit olduğu, davacı tarafın takip konusu faturadan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, bu hususta denetime ve kanaat edinmeye elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne, davaya konu asıl alacak icra takibinden sonra yapılan itiraz sonrasında itirazın iptali davası açıldıktan sonra davalı tarafından ödendiği anlaşılmakla asıl alacak bakımından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra dosyasında icra takibine konu asıl alacak yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, davalı tarafça sadece asıl alacak miktarının ödendiği ve icra takibinin ferileri bakımından ödeme yapılmadığı anlaşıldığından takip masrafları ve vekalet ücreti yönünden yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, hükmolunan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İİK’nun 67/2 maddesi hükmü uyarınca, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayene olduğunun kabulü zorunludur. Davanın konusuz kalması, dava konusu icra takibine konu paranın ödenmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla, davacının icra inkar tazminatı konusunda karar verilmesini engelleyici bir durum değildir. Yargılama devam ederken henüz kesinleşmediği aşamada ödemenin yapıldığı bu nedenle yapılan ödeme ile davalının borcu ikrar ettiği, davalının davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının açılmasına sebebiyet verdiğinden ve alacak likit olduğundan takip konusu asıl alacak olan 75.000,00- TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının haksız çıkması üzerine yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
a)Davaya konu asıl alacak bakımından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına
b)Davalının …. İcra Dairesi 2021/… Esas sayılı takip dosyasına, takip masrafları ve icra vekalet ücreti yönünden yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin devamına
c)Hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 15.000,00-TL icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 5.147,25-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 910,06-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 4.237,19-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 12.056,22-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 910,06-TL Peşin/nisbi Harcı, 850,00-TL Bilirkişi ücreti, 65,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.884,36TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır