Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/362 E. 2022/752 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/362 Esas
KARAR NO : 2022/752
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 18.06.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; 10.05.2013 tarihinde saat 23.35’te …/(…) köyleri arasındaki kara yolu üzerinde … köyünden … köyüne gitmekte olan … …’in yönetimindeki plakasız motosiklet ile arkasında oturmakta bulunan müvekkili …, sürücünün hakimiyetini kaybetmesiyle, gidiş istikametine göre yolun sağ tarafındaki tarlaya uçmaları sonucu yaralanmalı trafik kazası geçirdiğini, kazaya karışmış olan motosiklet, sigortasız ve plakasız olduğunu, olayın meydana gelmesi ile müvekkilinin yaralandığını ve tedavisinin yapılması amacıyla … … Hastanesi’ne kaldırıldığını, müvekkilinin, meydana gelen kaza neticesinde etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını ve vücudunda orta derecede kemik kırılması meydana geldiğni, tedavisi … Hastanesi’nde devam ettiğini, ortopedi ve travmatoloji servisine yatırıldığını, müvekkiline 11.05.2013 tarih itibariyle TİBİA ŞAFT KIRĞI tanısı konulduğunu 15.05.2013 tarihinde ameliyata alındığını ve müvekkiline platin takıldığını, müvekkilinin, hayatının geri kalanını bu platine maruz kalarak yaşamak durumunda kaldığını, kusurun tamamının sürücü … …de olduğu sabit olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu zararlarının tazmini istemiyle, taraflarınca 19.01.2021 tarihinde …na başvuruda bulunulduğunu, … tarafından gönderilen 20.01.2021 Tarihli yazı ile eksik evrakların tamamlanması talep edildiğini, talep edilen eksik evraklar taraflarınca 05.02.2021 tarihinde …na bizzat teslim edildiğini, … 06.05.2021 Tarihli yazısı ile, tarafımızca müvekkilinin zararlarının tazminine yönelik yapılmış olan başvuruyu reddettiğini, 26/04/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, 14.06.2021 tarihinde son oturum tutanağı olarak ‘’anlaşamama’’ tutanağı düzenlendiğini ve taraflarca imza atıldığını, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11392 E. 2019/4963 K. sayılı kararında “Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat talebinin kabulüyle davacının işgücü kaybı olarak 9.459,09 TL ve tedavi gideri 2.540,70 TL’nin 12.06.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 3.000,00 TL manevi tazminatın 12.06.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …’a verilmesine” karar verildiğni, bu talepler yönünden yargıtay tarafından hüküm onandığını ve beyanlarını desteklendiğini, trafik kazasında yaralanan müvekkilinin bedensel zarara uğraması nedeniyle Mahkeme tarafından maluliyet durumunun tespiti ile 6100 sayılı yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarının belirlenerek, maddi tazminat (geçici iş göremezlik-100 TL , sürekli iş göremezlik-100 TL fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere ) şimdilik 200,00-TL sigorta limitini aşmamak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, yargılama gideri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 06/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 10.05.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, kazaya karışan aracın tescilsiz ve plakasız olması sebebi ile ZMMS yaptırma zorunluluğu bulunmadığını, tescilsiz araçlardan …nın da sorumlu tutulamayacağını, kabul anlamına gelmemek üzere; öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, müterafık kusurunun bulunup bulunmadığının ve hatır taşıması olup olmadığının irdelenmesi ve takdir edilecek indirimin uygulanmasını talep ettiklerini, hesaplamanın aktüeryal olarak yapılmasını, davacıların SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alıp almadıklarının tespitini talep ettiklerini, belgelendirilmeyen geliri olması halinde asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin Kurum, tacir niteliği taşımadığını, ticari işletme olmadığını, dava konusu araç ticari bir araç olmadığını, oluştuğu iddia edilen zararın ticari bir işten değil haksız fiilden kaynaklandığını, karşı tarafın Avans Faizi talep etmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkillinin Kurum, 3095 sayılı yasanın 1. maddesi uyarınca ancak yasal faizden sorumlu tutulabileceğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/6725 E. 2014/5835 K. Sayılı karar bu yöndedir;“… Yönetmeliği gereğince zarardan sorumlu olan davalı hakkında yasal faize hükmedilmesi gerekirken ticari faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.” Müvekkillinin, Kamu Kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğunu, bir ticari işletme olmadığını, Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası yaptırmayan şahısların 3. şahıslara vermiş olduğu zararları karşılamak amacıyla kurulmuş Kamusal Hizmet veren bir fon olduğunu, … aleyhine Avans Faizi oranına hükmetmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, yürütülmesi gereken faiz Yasal Faiz olması gerektiğini,
dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul xx. İcra Müdürlüğünün xxxx Esas sayılı icra dosyası, 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
28/04/2022 tarihli ATK raporunda özetle; … ve … oğlu, 1995 doğumlu … in 10.05.2013 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup kabul olunarak: Gr 1 XII (32a…..1) A %5 E cetveline göre: %3,3 (yüzdeüçvirgülüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaatine varılmıştır.
09/11/2021 Tarihli … … İfade Tutanağında; CEVABEN :”Ben halen belirtmiş olduğum adreste ikamet etmekteyim. Ben 2013 yılında kullanmış olduğum motosiklet ile kaza yapmıştım. … …’in kullanmış olduğu motosikletin arkasında … isimli şahıs bulunmaktaydı. Benim kullanmış olduğum motosiklette ise … diye bir arkadaşım bulunmaktaydı. Ben motosikleti hurdacıdan iskelet halinde almıştım. Plakası yoktu, motosikleti hurdacılardan her bir parçasını temin ederek yapmıştım. Motosikletin ne bir markası ne de bir şase numarası veya bir modeli yoktur. Zaten bahse geçen kazadan sonra motosiklet kullanılmaz bir hale geldiği için şuanda hatırlamadığım hurdacıya sattım. Motosiklet ile alakalı herhangi bir bilgiye benden başka kimse sahip değildir. Bu olayla ilgili olarak söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. Başka da bir diyeceğim yoktur dedi..”
09/11/2021 Tarihli … … İfade Tutanağında; CEVABEN : “Ben halen belirttiğim adreste ikamet ederim. Ben 2013 yılında bahse konu motosiklet ile … mahallesinde kaza geçirmiştim. O dönemde motosikletin plakası yoktu. Çünkü motosiklet toplama diye tabir edilen hurdacılardan her bir parçası temin edilerek yapılan cinstendir. Motosikletin ne bir markası nede bir şasi numarası veya modeli yoktur. Zaten ben bahse konu kazadan hemen sonra molosikleti şuanda hatırlayamadığım bir hurdacıya geri satmıştım. Motosiklet ile alakalı herhangi bir bilgiye benden başka kimse sahip değildir. Söylediğim gibi motosiklet tamamen hurda yapımıdır…” dedi.
Bilirkişi … ile bilirkişi Nesimi … tarafından hazırlanan 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; “Rapor, tazminat talebinin hukuken oluşup oluşmadığına dair bir değerlendirme içermeyip, sadece tazminatın hesabına ilişkindir. Olay; … Jandarma Trafik Tim. Komutanlığı tarafından düzenlenen Kaza Yeri Terk Bildirim tutanağında; 10.05.2013 günü, saat 23:40 sıralarında … köyünde meydana gelen motosiklet kazası ile ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırmada sürücü … … ve sürücü … …’in kullanmış oldukları ayrı ayrı ve plakasız motosikletler ile eski İstanbul yolunda … döndükten sonra yaklaşık 1 Km sinde motosiklet hakimiyetlerini kaybederek her ikisi de gidiş istikametine göre yolun sağ tarafındaki tarlaya uçmaları sonucu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, Kusur; Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, ve yaralanmalı trafik kazası olduğu, Meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, Davaya konu Trafik Kazası Kapsamında; Plakasız Motosiklet sürücüsü … …” in %100 kusur oranı ile asli ve tam kusurlu olduğu, Plakasız Motosiklet sürücüsü … …’in kusursuz olduğu, Her ne kadar Sn. Mahkemenin ara kararı gereği kusur değerlendirmesi yapılmış olsa da dava konusu kusur durumunun tüm hukuki değerlendirmesi ve takdiri ile, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisinde olduğu belirtilmiştir. Maluliyet Raporu; ATK … Adli Tıp Kurulu … tarih … kararında; 02.12.1995 doğumlu … ‘in 10.05.2013 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak, E cetveline göre; %3,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği ile mütalaa olunduğu, Maddi Zarar; Hesap / Rapor tarihi itibariyle, Davacının 10.05.2013 Tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası; 9 ay / 270 gün süre ile geçici iş göremezlik zararının, kazanın oluşumunda yolcu konumunda olduğu ve kusura katılımının bulunmadığının Sayın Mahkeme tarafından kabulü ile 11.020,53 TL olduğu, SGK tarafından davacıya ödenen 4.045,09 TL geçici iş göremezlik ödemesinin tenzili ile geçici iş göremezlik zararının 6.975,44 TL olduğu, %3,3 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının, kazanın oluşumunda yolcu konumunda olduğu ve kusura katılımının bulunmadığının Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda, sürekli maluliyet zararının 104.480,04 TL olduğu, Verilen görev çerçevesinde davacının maddi zararı hesaplanmış olmasına karşın, davacının yukarıdan beyanı ve yukarıda verilen açıklamalar ve örnek Yargıtay ve BAM içtihatları dahilinde davalı …nın davacının maddi zararından sorumlu olduğundan söz edilemeyeceğinin hukuki değerlendirmesinin elbette Yüce Mahkeme’nin takdirinde olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, Rapor içinde anlatım konusu kılındığı, HMK md. 282 hükmü gereği bilirkişi görüşü sayın Mahkemeyi takyit etmediğinden, mezkür hususların takdirinin somut olay yönünden tamamen muhterem Mahkemeye ait olduğu…” görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Davacı vekili tarafından mahkememize 30/09/2022 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, 10.05.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlikten kaynaklı tazminat davasıdır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun … başlıklı 14. maddesi “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … oluşturulur.
Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
… Yönetmeliğinin 9. maddesine göre trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına alınmaktadır.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9.maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvurulabileceği, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK’nin 3.maddesinde de silindir hacmi 50 cc küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 km’den az olan bisiklet olduğu, 2918 Sayılı Yasanın 103. maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Buna göre rizikonun meydana geldiği tarihte 2918 sayılı kanun gereğince Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunmayan, yada sigortası olupta sigortalısı belirlenemeyen kazalar neticesinde kişiye gelen bedensel zararlar için … oluşturulacağı ve bu tip zararlardan dolayı …nın sorumlu olduğu kabul edilmiştir. …nın sorumluluğu rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları ile sınırlıdır.
Tüm bu bulgulara göre davacı tarafından 10.05.2013 tarihinde … …’in yönetimindeki plakasız motorsiklet ile yolcu olarak seyir halindeyken kaza meydana gelmiş ve davacı yaralanmıştır. Motorsiklet hakkında mahkememizce araştırma yapılmış, CBS dosyası getirtilip incelenmiş, emniyet müdürlüğüne motorsilket için araştırma müzekkeresi yazılmış ,kazada motorsikleti süren kişi ile birlikte başka motorsiklette olan … …’in beyanlarında motorsikleti hurdacıdan iskelet olarak aldıkları, marka-model-şasi numarası olmadığı, hurdacıya da geri sattıklarına dair beyanları ile motorsikletin toplama diye tabir edilen, tescilsiz, plakasız olduğu tespit edilmiştir.
Kazaya sebebiyet veren motorsikletin plakası ve sigortasının bulunmaması nedeniyle …nın sorumlu olabilmesi için kazaya karışan aracın yukarıda açıklandığı gibi ZMMS yaptırması zorunlu olan bir araç olması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlıkta, kazaya neden olan plakasız ve tescilsiz vasıtaya ilişkin olarak aracın 50 cc’nin üzerinde olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir delil ve kaza tespit tutanağı bulunmamaktadır. Kazaya karışan motosikletin motor ve şase numarasının bulunmaması ve alınan beyanlar nedeni ile toplama tabir edilen bir motorsiklet olması nedeni ile trafik siciline tescil kaydı yapılması mümkün değildir. Zira, tescil kaydının yapılabilmesi için mutlak suretle motor ve şase numarasının bulunması gerekmektedir. Bu şekilde davacının yaralanmasına neden olan aracın sicile kaydı mümkün olmadığına göre söz konusu aracın ZMMS yaptırma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bu nedenle trafik sigortası yaptırması imkanı bulunmayan bir aracın karımış olduğu kazadan kaynaklı olarak davalı …’nın sorumluluğunun bulunmadığı, anlaşılmakla davalı …’na husumet yöneltilemeyeceğinden mahkememizce davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 80,70-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.959,30-TL harcın mahsubu ile artan 1.878,60-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafça yapılan 35,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 17.716,82-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 16/12/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.