Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/359 E. 2023/615 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/359 Esas
KARAR NO : 2023/615
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 17/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında davalı tarafça …. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. sayılı dosyası ile 48.884,00-TL’lik icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirkete hukuk dışı borç yüklendiğini ve zorla ödettirildiğini, takibe konu borca müvekkili şirketçe süresinde itiraz edildiğini, davalı taraf takibin kesinleşmesine müteakip 25.09.2020 tarihinde İcra Müdürlüğü kanalıyla bankalara 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili şirketin … /İstanbul Şubesi, … no’lu hesabına bloke koydurduğunu, 16.10.2020 tarihinde 60.781,66-TL’nin yine İcra Müdürlüğü kanalıyla reddiyatı yapıldığını, ancak davalı tarafın yapmış olduğu 48.884,00-TL’lik takip haksız olduğunu, müvekkili şirket resmi cari hesaplarındaki borç miktarı 17.583,33-TL olduğunu, davalının yapmış olduğu takip müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını, bu nedenlerden dolayı müvekkilinin borcu olmayan bir parayı ödemesi sebebiyle işbu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, davalırının kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 60.781,66-TL’nin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmakla, şimdilik 1.000,00-TL’lik kısmının ödeme tarihi olan 16.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiz (reeskont avans faizi) ile birlikte istirdatını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 30/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası ile davacı için icra takibine girişildiğini, söz konusu icra takibi, fatura numarası ve tarihleri belirtilen davacı ve müvekkili şirket arasındaki 50 adet fatura alacağının toplamına dayandığını, müvekkili şirketi davacı yana davacı yanın iddia ettiği gibi hukuk dışı bir borç yüklemediğini aksine davacı yanın kötü niyetli olarak ödemekten imtina ettiği fatura alacaklarını tahsil etme gayesi ile icra takibine giriştiğini, dava dilekçesi ile kendisine borçlu olmadığı bir bedelin hukuk dışı olarak yükletildiğini beyan eden davacı yan bu iddiasını destekleyen hiçbir belge ya da bilgiyi dava dilekçesinde sunamadığını, müvekkili şirketi alacaklı olduğunu cari hesap ve faturalar ile desteklediğini, müvekkili Şirketi ve davalı şirket defter ve kayıtları incelendiği taktirde müvekkili şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirdiği buna karşılık davacı yanın faturaları ödemekten imtina ettiği bu sebeple icra takibine girişildiği açıkça görüleceğini, davacının ileri sürdüğü iddiaları gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin davacıya karşı haksız bir icra takibi girişimi bulunmadığını, müvekkili şirket üzerine düşen edim yükümünü tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, davacı tarafından haksız ve alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla ikame edilen işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket faturaya ilişkin edim borcunu yerine getirmesine rağmen davacı tarafından bedel ödeme borcu tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini bunun akabinde müvekkili şirket alacağını tahsil etme zorunluluğu ile icra takibine giriştiğini, öncelikle davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
ISLAH: Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde özetle; davalı aleyhine açılmış olunan istirdat davasında en son bilirkişi raporuna karşı sunmuş oldukları itirazlarında 17.583,33-TL borç aslına ilişkin icra ferilerinin de hesaplanması talepleri kabul görülmediğini, bu durum üzerine aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere taraflarınca 17.583,33-TL borç aslına uygun olarak icra ferileri hesaplandığını,
ASIL BORÇ
17.583,33 TL
TAM İCRA VEKALET ÜCRETİ –
2020 YILI TARİFESİ
2.637,50 TL
İCRA MASRAFI
245,50 TL
TAHSİL HARCI (%9,10)
1.600,08 TL
İCRA FAİZİ
(14.08.2020-16.10.2020 ARASI TTK M.1530 TEMERRÜT FAİZİ )
455,24 TL
TOPLAM ALACAK
22.521,65 TL
tabloda görüldüğü üzere 17.583,33-TL asıl borca bağlı olarak icra ferileriyle birlikte toplam 22.521,65-TL bakiye tutar hesaplandığını, müvekkili şirketlerince icra tehdidi altında 16.10.2020 tarihinde 60.781,66-TL ödeme yapıldığından işbu ödemeden 22.521,65-TL mahsup edildiğinde bakiye 38.260,01-TL tutar kaldığını, 38.260,01 TL tutarın ödeme yapıldığı tarih 16.10.2020 ile dava tarihi 17.06.2021 arası ticari avans faizi 3.431,24 TL tuttuğunu, istirdadı gereken tutar 41.691,25-TL olup davalırını 41.691,25-TL’ye yükselterek ıslah etmişlerdir.
DELİLLER :
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, 04/02/2022 tarihli bilirkişi raporu, 23/03/2023 tarihli bilirkişi raporu, 05/07/2022 tarihli bilirkişi ek raporu alınmış, Cari Hesap Ekstresi, …. İcra Müdürlüğü 2020/… E. sayılı dosyası, Reddiyat Ödeme Dekontu ve Tahsilat Makbuzu, Mail Yazışmaları, Fatura listesi, vergi dairelerinden 2017-2018-2019-2020-2021 yılları BS-BA formları dosya arasına alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğü 2020/… E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; 14/08/2020 tarihinde davalı tarafından davacı aleyhine 48.884,00TL nin tahsili için takip yapıldığı ve … hesabına bloke konularak 60.781,66TL tahsil edildiği görülmüştür.
Bilirkişi … tarafından hazırlanan 04/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “… Sayın mahkemenizin 06.10.2020 tarihli duruşma tutanağında “İstirdat davası nedeniyle davacı tarafça … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasında ödenen bedelin şimdilik 1.000 TL’lik kısmının iadesinin istemine ilişkin” uyuşmazlık bulunduğu, Davalı … A.Ş. ile Davacı … A.Ş. Arasında 11.04.2017 tarihinde “Kargo Sözleşmesi” akdedildiği, bu sözleşmede hizmete ilişkin ücretlerin “fiyatlandırma ve fiyat değişikliği” başlıklı tabloda belirlendiği görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede Davacı ve Davalı şirketlerin kaşe ve imzasının bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı … şirketinin Davacı aleyhinde …. İcra müdürlüğü 2020/… esas sayılı dosyasında 14.08.2020 tarihinde 48.884,00 TL tutarında asıl alacak olmak üzere takip başlattığı ve Davacı şirketin bu takip talebine 28.10.2020 tarihli kapak hesabı ile 60.781,66 TL tutarında ödeme yapıldığı ve Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında ödeme tarihinde Davalıya 17.583,33 TL tutarında borcunun bulunduğu, Davalı şirketin cevap dilekçesinde uyuşmazlığa neden olduğunu iddia ettiği Davacı şirkete düzenlenen 50 adet faturadan sadece 04.04.2020 tarih 49,68 TL tutarlık 1 adet faturanın Davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, diğer bir ifade ile taraflar arasındaki cari hesap uyuşmazlığının cevap dilekçesinde iddia edilen faturalardan kaynaklanmadığı, Davacı ile Davalı şirketin sunduğu muavin dökümlerinde yıllar itibariyle cari hesap farklılığı aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
¸Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin yoğun olduğu ve cari hesap uyuşmazlığının çözümü için Davalıdan talep edilen BS formlarının incelememize sunulmadığı, Her yıl Türk Ticaret Kanunu kapsamında mutabakat yapmaksızın ticari ilişkiyi devam ettiren tarafların cari hesap uyuşmazlığının bilirkişi marifetiyle tespitinin beklenilmesi yerinde görülmediği TTK. Madde 94/2 hükmüne göre Taraflar arasında mutabakat işlemi yılda en az bir defa dönem sonunda yani 31 Aralık itibariyle yapılır ve aksi kararlaştırılmadıkça çıkan bakiye alacaklıya ödenerek cari hesaplar karşılıklı kapatılır veya ödeme yapılmazsa çıkan bakiyeyi, kısmi ödeme yapılırsa kalan bakiyeyi alacaklı taraf borçlunun cari hesabına borç kaydederek bilançoya yansıtır ve bir sonraki döneme aktarır. Bakiye belirleme ve mutabakat yapıldıktan sonra cari hesabın tarafları ilgili hesap döneminde cari hesaba kaydettikleri bütün borç ve alacaklar sonlanır. Yani belirgin veya bilinçli şekilde yapılmış hata ve hileler dışında geçmişe dönük borç veya alacak talebinde bulunulmaz. Yalnızca üzerinde mutabakata varılan alacak/borç bakiyesi geçerli olur. (Bozkurt, 31.08.2016) Takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; Davacı ve Davalı şirketlerin 2017-2018-2019-2020-2021 yıllarına ait hesap ekstrelerinin incelenmesi neticesinde cari hesap işlemlerinin (yüzlerce faturadan kaynaklı) çok yoğun olduğu, bilirkişi incelemesi ile fatura ve ödemelerin taraf şirketlerin ticari defterlerinde tek tek ayrıştırılmasının mümkün olamayacağı, Sayın mahkemeniz tarafından tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden 2017-2018-2019-2020-2021 yılları BS-BA formlarının dosya kapsamında talep edilmesi gerektiği, TTK. Madde 94/2 hükmüne göre yazılı mutabakatın bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap farklılıkların davacı ve davalı şirketin muhasebe departmanlarınca yapılacak çalışmalar sonucunda farklılıklara konu faturaların, ödeme belgelerinin sunulması sonrasında istirdat davasına konu menfi tespit alacağın somut olarak tespitinin mümkün ola bilineceği…’ görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi … tarafından hazırlanan 05/07/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; “…Davacı ve Davalı şirketlerin 2017-2018-2019-2020-2021 yıllarına ait hesap ekstrelerinin incelenmesi neticesinde cari hesap işlemlerinin (yüzlerce faturadan kaynaklı) çok yoğun olduğu, bilirkişi incelemesi ile fatura ve ödemelerin taraf şirketlerin ticari defterlerinde tek tek ayrıştırılmasının mümkün olamayacağı, sunulan BA/BS formlarının da bu farklılığa neden olabilecek derecede bir fatura farklılığı olmadığı görülmüştür. BA/BS formlarından da anlaşıldığı üzere 900 ü aşkın fatura ve buna karşılık ödeme kaydının bilirkişilik incelemesi kapsamında ayrıştırılması mümkün değildir. TTK. Madde 94/2 hükmüne göre yazılı mutabakatın bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap farklılıkların davacı ve davalı şirketin muhasebe departmanlarınca yapılacak çalışmalar sonucunda farklılıklara konu faturaların, ödeme belgelerinin sunulması sonrasında istirdat davasına konu menfi tespit alacağın somut olarak tespitinin mümkün ola bilineceği…” görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi … tarafından hazırlanan 23/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…Dava konusunun, davalı yan tarafından davacı aleyhine ikame edilen …. İcra Müdürlüğünün 2020/… E. sayılı icra dosyası kapsamında davacı şirketten icra marifetiyle tahsil edilen tutarın istirdadı talebinden ibaret olduğu, Davacının 2017-2018-2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davacının incelenen ticari defterlerine göre; Davacının, davalı ile olan hesap hareketlerini … hesap kodunda takip ettiği, davacı yanın takip tarihi (14.08.2020) itibariyle davalı yana 17.583,33-TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra dönem sonu itibariyle ise davalı yandan 42.817,87-TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, Davalının 2017-2018-2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davalının incelenen ticari defterlerine göre; Davalının, davacı ile olan hesap hareketlerini … hesap kodunda takip ettiği, davalı yanın takip tarihi (14.08.2020) itibariyle davacı yandan 48.834,32-TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, Tarafların cari hesap ekstreleri karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, davalı yanın cevap dilekçesinde belirttiği davacı adına tanzim edilen 50 adet faturadan sadece 04.04.2020 tarihli ve 49,68 TL tutarlı faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmakla bu bağlamda taraflar arasındaki cari hesap farklılığının davalı yanın iddia ettiği faturalardan kaynaklanmadığı, tarafların cari hesap ekstrelerinin çok yoğun olup yüzlerce kayıttan oluştuğu, tarafımca yüzlerce kayıttan oluşan fatura ve ödeme kayıtları tek tek karşılaştırıldığında ödemlerin bile her iki tarafın kayıtlarında farklı olduğu, bazı ödemelerin toplu kayıt olarak girildiğinden cari hesap farklılığı kayıtlardan tespit edilemediği, Taraflar arasında 11.04.2017 tarihinde Kargo Sözleşmesi akdedilmiştir. Sözleşmede taşıma hizmetine ilişkin ücretlerin fiyatlandırma ve fiyat değişikliği başlıklı tabloda belirtildiği, akdedilen iş bu sözleşmede her iki tarafın da kaşe ve imzasının bulunduğu, Tarafların BA/BS formları rapor içeriğindeki tabloda detaylandırılmış olup iş bu formlarda taraflar arasındaki cari hesap farklılığına neden olabilecek düzeyde bir farklılık görülmediği, Davalı … A.Ş. tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların E-Fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, tanzim edilen 50 adet faturadan sadece 04.04.2020 tarihli ve 49,68-TL tutarlı faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında hizmet bedeli olarak düzenlendiği, dava konusu uyuşmazlığın cari hesap ekstrelerindeki farklılıklar nedeniyle ortaya çıktığı, davalı yanın cevap dilekçesinde belirttiği 50 adet faturanın cari hesap farklılığına konu olmadığı, bu bağlamda düzenlenen faturaların içeriği yönünden bir ihtilafın bulunmadığı kanaati edinildiği, Neticeten; Davacı yan incelenen kendi ticari defterlerinde takip tarihi (26.04.2021) itibariyle davalı yana 17.583,33-TL cari hesap bakiye borçlu olması karşısında davalı yan takip tarihinde davacı yandan 48.834,32-TL alacaklı olduğu, tarafların 2017 yılından itibaren süre gelen bir ticari ilişkinin mevcut olması, cari hesap ekstrelerinin çok yoğun olup yüzlerce kayıttan oluşması, fatura ve ödeme kayıtları tek tek karşılaştırıldığında ödemelerin bile her iki tarafın kayıtlarında farklı olduğu, bazı ödemelerin toplu kayıt olarak girildiğinden cari hesap farklılığı kayıtlardan tespit edilemediği, Yargıtay içtihatlarına göre taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi varsa, kendisine hesap mutabakatı gönderilen taraf, 1 ay içerisinde yasaya uygun yöntemle, yani “noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla” itirazda bulunmamışsa bakiyeyi kabul etmiş sayılacağı şeklinde olup dosyaya sunulan mail yazışmalarından görüleceği üzere davacı yan tarafından cari hesap ekstrelerinin iletilerek mutabakat yapmayı talep ettikleri, davalı yana birçok mutabakat talebiyle ilgili mail gönderildiği ancak davalı taraf iş bu mutabakat talepli maillere karşılık bir netice/karşılık göstermediği görülmüş olup iş bu durumun hukuki değerlendirmesi ve Takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, Mahkemece davacı yanın davasında haklı görülmesi halinde, davacı yanın incelenen kendi ticari defterlerine göre takip tarihi (14.08.2020) itibariyle davalı yana 17.583,33-TL borçlu olduğu görüldüğü, davacı tarafından icra masrafları da dahil olmak üzere 16.10.2020 tarihinde toplamda 60.781,66-TL ödeme yapıldığı, buna göre fazla tahsil edilen tutarın (60.781,66 TL – 17.583,33 TL=) 43.198,33-TL olabileceği, ödeme (16.10.2020) tarihinden dava tarihine (17.06.2021) kadar işleyen 4.305,93-TL ticari avans faizi ile birlikte toplamda 47.504,26-TL’nin istirdadı gerekeceği…” sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE
Dava, icra baskısı altında yapılan haksız ödemenin istirdadına ilişkindir. Mahkememiz davanın konusu nedeniyle görevli ve yetkilidir. Tarafların incelenen icra dosyasına göre taraf ve dava ehliyeti vardır.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında 11.04.2017 tarihinde Kargo Sözleşmesi akdedilmiştir. Sözleşmede taşıma hizmetine ilişkin ücretlerin fiyatlandırma ve fiyat değişikliği başlıklı tabloda belirtildiği, akdedilen sözleşmede her iki tarafın da kaşe ve imzasının bulunduğu, Tarafların BA/BS formları rapor içeriğindeki tabloda detaylandırılmış olup formlarda taraflar arasındaki cari hesap farklılığına neden olabilecek düzeyde bir farklılık görülmediği, Davalı … A.Ş. tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların E-Fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, tanzim edilen 50 adet faturadan sadece 04.04.2020 tarihli ve 49,68-TL tutarlı faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında hizmet bedeli olarak düzenlendiği, dava konusu uyuşmazlığın cari hesap ekstrelerindeki farklılıklar nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılmış olup ticari defter ve kayıtların sahibi lehine delil olabilmesi için tarafların defter ve kayıtlarının birbirini doğrulaması gerekme olup taraflar arasında 2017 yılından süregelen ticari ilişki ve cari hesabın bulunduğu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere kayıtların ve ödemelerin yoğunluğu ve farklı olması ve toplu ödemeler sebebi ile tespit yapılmasının mümkün olmadığı, davacı tarafından mutabakat yapılması amacı ile mail ile ilettiği cari hesap ekstrelerine rağmen davalı tarafından bir karşılık verilmediği anlaşılmış olup davalının kayıtlarında ve davacı kayıtlarında birbirini doğrulayan kayıtlar nisbetinde davalının alacağının kabul edilebileceği, birbirini doğrulamayan kayıtların davalının alacağını ispat için yeterli olmadığından davalının alacağının 17.583,33TL olduğu, 2.637,50TL vekalet ücreti, 245,50TL icra masrafı, 1.600,08TL tahsil harcı, 455,24TL faiz olmak üzere 22.521,65TL alacağın bulunduğu, 60.781,66 TL ödeme yapıldığından mahsup sonrasında 38.260,01TL fazla ödeme yapıldığı, ödenen bu tutara dava tarihine kadar faiz işletildiğinde ise 3.431,24TL olduğu ve toplam 41.691,25TL haksız tahsilat yapıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile; 41.691,25-TL alacağının 17/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.847,93-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 759,30-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.088,63-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 59,30-TL Peşin/nisbi Harcı, 700,00-TL Islah Harcı, 2.300,00-TL Bilirkişi ücreti, 228,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.347,10TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/09/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı