Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/322 E. 2021/907 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/322 Esas
KARAR NO : 2021/907

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin e devlet sistemi üzerinden yaptığı kontrolde , hakkında İstanbul… İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı icra takibinin açıldığını alacaklıların ise davalılar olduğunu öğrendiğini müvekkilin … ile hiç bir hukuki ilişkisinin olmadığını kendisinden nakit bir para veya mal hizmet almadığını müvekkilin davalılara hiç bir biçimde borcunun bulunmadığını İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası kapsamında müvekkilin alacaklı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından yapılan takibin kambiyo takibi olup davacı tarafından görevli mahkeme dikkate alınmaksızın menfi tespit davası açıldığını uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu davacının senet üzerindeki imzaya, tahrifata itiraz etmemekte sadece borcu olmadığını iddia ettiğini, senet ve senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu, müvekkiline olan borcun ödenmediğini, aksi durumun varlığı davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacının haksız davasının öncelikle usuli itirazları dikkate alınarak usulden reddine, kabul edilmez ise esastan reddine, davacının %20den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak ilgili icra dosyası ve mahkeme dosyasına yatırılan bedellerin taraflarına ödenmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi… esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası, 02/05/2019 düzenleme tarihli, 17/05/2019 vade tarihli, düzenleme yeri İstanbul, düzenleyeni … ve lehdarı…olan 24.000,00 TL bedelli senet fotokopisi, mirasçılık belgesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı icra dosyası ile senede dayalı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin …ile hukuki ilişkisinin bulunmadığını, mal/hizmet almadığını, senet üzerinde malen veya nakden kaydının bulunmadığını, geçerli bir kambiyo evrakının olmadığını, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu beyan ederek İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasını, icra takibinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevli olmadığını, davacının arabuluculuk dava şartını yerine getirmediğini, ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olarak verildiğini, davacının senet üzerindeki imzaya itirazının bulunmadığını, “malen/nakden” kaydının senet üzerinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan olmadığını ve senedin geçerliliğini etkilemeyeceğini, bononun bedelsizliğinin ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu belirterek davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava ilk olarak İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2020 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin icra takibinin durdurulması talebinin reddine ve İİK 72/3 maddesi gereğince %10 teminat ile icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verildiği, itirazın reddi kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/639 E. 2021/1890 K. Sayılı ilamı ile davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi ve HMK’nın 390. Maddesi gereğince ihtiyati tedbirin görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden istinaf isteminin kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin… E. 2021/248 K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizin 02/06/2021 tarihli ara kararı ile %15 teminat ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı icra dosyasında İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacı vekilinin ek teminatı yatırması üzerine kararın uygulanmak üzere icra dosyasına gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; davalılar …, … ve … tarafından davacı aleyhine 02/05/2019 düzenleme tarihli, 17/05/2019 vade tarihli ve 24.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak 24.000,00 TL asıl alacak talebiyle icra takibi başlatıldığı, 10/11/2020 tarihinde icra takibinin kesinleştiği ve Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının icra dosyasında uygulandığı anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı icra dosyasına dayanak bononun incelenmesinde; düzenleyen/borçlu …, lehdarı …, düzenleme tarihi 02/05/2019, keşide yeri İstanbul, vade tarihi 17/05/2019, 24.000,00 TL bedelli olduğu ve senet üzerinde bedelinin nasıl ahzolunduğunun belirtilmediği anlaşılmıştır.
7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığı yani ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığından (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5433 E. 2021/7131 K. Sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/1858 E. 2021/1905 K. Sayılı ilamı) davacı vekilinin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Yerleşik Yargıtay İnançlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedeninin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. “Bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında Kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması, şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. (Örnek: HGK. 17.12.2013 T. 2003/19-781 E. 2003/768 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2012/15834 E. 2012/32232 K. Sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2020/1124 E. 2021/1395 K. Sayılı ilamı)
Menfi tespit davasında kural olarak; hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır. Takip kambiyo senedine dayandığı zaman, ispat yükü yer değiştirir ve ispat yükü davacı/borçluda olur. Eldeki dava, zorunlu unsurları ihtiva eden kambiyo senedi vasfındaki bonodan kaynaklanmaktadır. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu senetten dolayı borçlu olunmadığının ispat külfeti davacıdadır. 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi uyarınca; senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Davacı vekilinin tanık dinletme talebinin; tanık deliline dayanmak istediği hususlara dava ve cevaba cevap dilekçesinde dayanmadığı; iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu ve davalılar vekilinin de muvafakati bulunmadığından reddine karar verilmiş olup bu hali ile davacı iddiasını yazılı delil ile ispatlayamadığından ve verilen kesin sürede yemin deliline dayanmadığından yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş olup davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 397/2. maddesine göre; “İhtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder.” İİK’nın 72/4. maddesinde ise “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kalkar….” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle menfi tespit davasının reddi kararı ile ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar. Bunun için davanın reddi kararında ihtiyati tedbirin kalkmış olduğunun açıkça belirtilmiş olması gerekli olmadığı gibi, davanın reddi kararının kesinleşmesi de şart değildir. İİK’nın 72/4. maddesisinin açık hükmü karşısında, HMK 397/2. maddesi hükmünün uygulanması mümkün olmadığından Mahkememizce verilen ve uygulanan 02/06/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 02/06/2021 tarihli ara kararı ile İİK 72/3 maddesi gereğince, alacağın %15′ teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması yönünde karar verilmiş olup, İİK 72/4 maddesine göre, davanın reddi halinde ve ihtiyati tedbirin infaz edilmesi durumunda, borçlunun en az asıl alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmış olup koşulları oluştuğundan ihtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı lehine alacağın %20’si oranındaki 4.800,00 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalılar aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir kararının icrası nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı lehine alacağın %20’si oranındaki 4.800,00 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
3-Mahkememizce verilen ve uygulanan 02/06/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 409,86-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 350,56-TL’nin davacıya iadesine,
5-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 5.100,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
8-Davacı tarafından sunulan teminatın HMK’nın 392/2. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmadığı ve davanın açıldığına dair ilgili evrakların davalılar tarafından dosyaya sunulmadığı takdirde davacıya re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*