Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/321 E. 2022/443 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.

İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/321 Esas
KARAR NO : 2022/443
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan), Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması), Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan), Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması), Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 30/05/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; … Dış Tic. Ltd. Şti. in 28.01.1991 tarihinde kurulduğu, Şirketin %50 hissedarı olan … …’ın 16.02.2016 tarihinde vefat ettiği, … …’ın eşi ve çocuğu olan Davacıların Şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılması, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması, şirket yönetiminde aktif olarak yer almak isteklerini iletmiş ve kar payı dağıtım talebini içeren 28.03.2017 tarihli ihtarnameyi Davalı tarafa çektiklerini, dava dışı şirket cevabı ihtarnamesinde 11.09.2017 tarih ve 9404 sayılı TTSG de yayınlanan genel kurul toplantısında mirasçılık belgesi gereği % 50 sermaye tutarı olan 24.500,00 TL den 18.375,00 TL sinin …, 6.125,00 TL sinin ise … adına pay defterine kaydedildiğinin bildirildiğini, şirketin faaliyetleri, gelir gider hesapları, ayrıntılı mizan, bilanço ve kar zarar defteri örnekleri gibi bilgi ve belgeleri talep ettiklerini, dağıtılmayan kar paylarının dağıtılmasını, müteveffa … …’ın sağlığında olduğu gibi mirasçıların şirkette aktif olarak görev almalarının istendiğini, ayrıca şirketin çalışanları, önemli kontratlar, iş ve faaliyet hakkında bilgi ve belgelerin kendilerine verilmesinin talep edildiğini, Müvekkillerinin ısrarlı taleplerine rağmen genel kurulların toplanmadığını, Şirket yönetimine dahil edilmeyen ve şirkette aktif olarak görev almalarına izin verilmeyen müvekkilinin 2018 mali yılına ilişkin Genel Kurul Davetinin yapılmaması üzerine … Noterliğinin 22.03.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek taleplerini Davalı tarafa ilettiklerini, davalının müvekkillerinden bir tanesini Şirkette Müdür olarak görevlendirilmesine izin vermediğini, Davacı Müvekkillerinin 2016 yılından beri Şirketten bir gelir elde etmedikleri bu durumun kötü niyetli olarak kullanılması ve yönetime katılmalarına izin verilmemesi nedeniyle hisselerinin bedelsiz veya çok düşük bedelle Davalıya devretmeye zorlandıklarını, müvekkillerinden …’ın büyük bir holdingde yönetici olarak çalıştığını, yerli ve yabancı bir çok firmaya danışmanlık yaptığını, Üniversitede dersler verdiğini, yabancı dili iyi olduğunu, hal böyle iken müvekkillerinin Şirkette aktif olarak görev almalarının engellenmesi, Davacının müdürlük görevini kötüye kullanarak, şirketi tek başına idare etmeye çalıştığının açık göstergesi olduğunu, Davalı …’ın müvekkillerinin şirkete verecek katkılarını engelleyerek gelirlerin artmasına mani olmakta ve şirketi zarara uğramakta olduğunu, Davalı …’ın 2016 yılı için aylık 3.000,00 Euro şirketten maaş aldığını, Genel Kurul’un bu konuda bir kararının olmadığı, 2016 ve 2017 yıllarında …’ın avans adı altında şirket gelirlerinin büyük bir kısmını kendisine aktarması nedeniyle ayrıca davalık olunduğunu, 27.04.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı genel kurul toplantısında, Davalının 2018 yılı içinde toplam 339,895,26 TL ücret alarak şirketin gelirlerinin büyük bir kısmını kendisine mal ettiğini, bu kadar yüksek ücret almasını gerektirecek bir durumun olmadığını, 18.07.2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait genel kurul toplantısında bilanço tetkik edildiğini, davalının aldığı ücretin 382.355,01 TL olduğunu, Şirket genel Kurulunda bu yönde bir kararın alınmadığını, bu kadar yüksek tutarda ücret almasını haklı kılacak bir sebebin olmadığını, Şirket Genel kurulundan karar alınmamasına rağmen 18 yıldır şirketten avans olarak çekmiş olduğu tutarları müdür maaşı adı altında çekmeye devam ettiğini, müteveffa ölene kadar bu avans alma hakkından yararlanılmasına rağmen ölümden sonra müvekkillerinin ödemelerinin kesildiğini, Genel kurul da oyların eşitliği nedeniyle karar alınamadığını, bu sebeple Davalıdan 2018 yılı için 40.000,00 TL, 2019 yılı için 40,000,00 TL olmak üzere toplam 80,000,00 TL nin TTK 553 ve 555 maddesinin 1. maddesi gereğince davalıdan tahsil edilmesini, davalının dava dışı … Dış Tic. Ltd. Şti.’nin müdürlüğünden azline ve … Dış Tic. Ltd. Şti. ne kayyım atanmasına, Tedbir talebinin kabulü ile Davalının … Dış Tic. Ltd. Şti. adına taşınmaz satış ve ipotek tesisi ile kambiyo senedi düzenleme yetkisinin tedbiren kaldırılmasına, tüm masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 06/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacıların … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… E. sayılı dosyada aynı şekilde, aynı maddi vakalara dayanılarak şirket müdürünün azledilmesini, şirkete kayyım tayini, 2015 2016 yıllarında şirket müdürüne ödenen ücretlerin fahiş olduğundan yine şirket müdürünün şirkete ait geliri kendisine mal ettiğinden bahisle, neticede bu sebeple şirketin uğramış olduğunu iddia ettikleri zararın tazminini dava ve talep ettiklerini, 2018 ve 2019 yıllarında müdür ücretinin tespitinin istendiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… E. dosyasındaki iddia ve talepler ile aynı olduğundan Mahkemedeki dosya bakımından derdestlik itirazında bulunduklarını ve bekletici mesele yapılması gerektiğini, Davacıların 31.03.2018 tarihli genel kurulda 2018 yılı müdür ücretinin 1.000,00 TL, 2019 yılı için 1.000,00 TL 2020 yılı için 5.000,00 TL, 2021 yılı için 5.000,00 TL olarak tespitin önerildiğini, bu hali ile müdür ücretinin davacılar açısından belirlenebilir olduğunu, Dava konusu … Dış Tic. Ltd, Şti. ile Mahkemede 2021/… E sayılı dosyada dava konusu … Dış Tic. Ltd. Şti. nin faaliyetlerini Müvekkilin bir bütün olarak yürüttüğünü, hakkaniyetli bir değerlendirme için ücrete ilişkin her iki şirketin birlikte değerlendirilmesinin talep edildiğini, Şirketin kuruluşundan beri aynı ücretlendirme sisteminin uygulandığını, Müvekkilir tek başına müdürlük döneminde de bu ücretlendirme şekilde hiçbir değişiklik yapmadan aynı uygulamaya devam edildiğini, Davacıların aynı gerekçelerle … Ltd, Şti. için … Asliye Tic. Mhk. 2019/… E. Sayılı, … Ltd. Şti. içinde … Asliye Tic. Mhk. 2019/… E sayılı dosyada bilgi edinme talebiyle dava açıldığını ve her iki davanında red edildiği için … ATM nin 2017/… E. Sayılı dosyası ve … ATM nin 2018/… E sayılı dosyasında … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. in bir bütün hesap ve kayıtları ile birlikte değerlendirilmek suretiyle rapor alındığını, raporlarda müdür ücreti sebebiyle veya başka bir sebeple şirketlerin her hangi bir zararının söz konusu olmadığını, şirketlerin düzenli kar kaydeden ve vergilerini ödeyen şirket olduğunu, …’ın şirketleri tek başına yönettiğini, Şirketlerin karlılığını koruduğunu, davalının şirketten aldığı ücret ve avanslar davacıların murisin ölümünden öncesinde de ödendiğini, bu ücretin ticari defter kayıtlarına göre şirketi zarara uğratmadığını, … Asl. Tic. Mhk. 25.05.2021 tarihli celsesinde ödenen ücretlerin fahiş olmadığını, zararın söz konusu olmadığı belirtilerek asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verildiğini, 2015,2016,2017 yıllarında fahiş olmadığı Mahkeme kararları ile sabit oları ücretin 2018 ve 2019 yıllarında da fahiş olamayacağını, … Ltd. Şti. nin 2016-2020 arasında dağıtılabilir karın 3.500.000,00 TL olduğunu, … Ltd, Şti. nin de 4.300.000,00 TL olduğu, müvekkilinin eskiden 2 kişinin yaptığı işi tek başına yaptığını, müvekkilinin performansı ve şirket karlılıkları dikkate alındığında aldığı ücretlerin emsallerine uyumlu olduğunun göründüğünü, Davacıların müvekkilinin müdürlükten azlini istemekte olduğunu, davacılardan birinin şirketi temsile yetkili müdür olarak seçilmesinin müdürün görevi değil genel kurulun görevi olduğunu, bu seçimin yapılmamış olmasının müdürün görevini kötüye kullandığı anlamının çıkmayacağını, Davacıların gönderdikleri mali müşavirler vasıtasıyla şirket kayıtlarını 3 kez inceledikleri 2018,2019 ve 2020 yıllarında yapılan incelemelerde her hangi bir usulsüzlüğün tespit edilemediğini, Şirketlerin dağıtılabilir karlarının olduğunu, müvekkilinin her genel kurulda kar dağıtımı istediğini ancak Davacıların muvafakat etmediklerini, davacıların ekonomik şiddet iddialarının gerçek olmadığını, Müdürün aldığı ücretlerin kayıtlara aynen yansıtıldığı, avans adı altında ödeme alınmadığını, Genel kurullarda bütün maddelerin gündeme alındığını, müvekkilinin her hangi bir ayrım yapmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: … Ltd. Şti. nin ana sözleşmesi, 30/10/2013 tarih ve 8415 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi fotokopileri, …. Noterliği’nin 08/03/2016 tarih ve … yevmiye sayılı mirasçılık belgesi, … Noterliği’ nin 28.03.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Noterliği’nin 13/04/2017 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi, Pay Devrine İlişkin 08 Eylül 2017 tarih ve 9404 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 304. Sayfası, …. Noterliği’ nin 27.09.2017 tarih ve … yevmiye numaralı davacı ihtarnamesi, 04/12/2013 tarihli ortaklar kurulu kararının yayımlandığı 23/12/2013 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 558. Sayfası, … Noterliği’ nin 22.03.2019 tarih ve … yevmiye numaralı davacı ihtarnamesi, … Ticaret Ltd. Şti.’nin müdürler kurulu kararları, … Ticaret Ltd. Şti. 31/03/2018 günü yapılan 2016-2017 yılları genel kurul toplantısı tutanağı, … Ticaret Ltd. Şti. 27.04.2019 günü yapılan 2018 yılı genel kurul toplantısı tutanağı, … Ticaret Ltd. Şti. 18.07.2020 günü yapılan 2019 yılı genel kurul toplantısı tutanağı, … Ticaret Ltd. Şti 2018 yılı bilançosu ve mizanı, … Ticaret Ltd. Şti. nin 2019 yılı bilançosu ve mizanı, … kayıtları, … Beyannamesi, … Vergi Dairesi kayıtları, … bankası kayıtları, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyası, Arabuluculuk Tutanağı, Arabulucu sarf kararı, bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamı.
… . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas, 2021/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar …, … tarafından davalı … aleyhine açılan dava konusu … Ltd. Şti.’nin yöneticisi olan davalının yöneticilikten azline ve 2016 ve 2017 faaliyet dönemine ilişkin şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminatın şirkete ödenmesine yönelik asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar …, … tarafından davalı …. Şti. aleyhine açılan bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına ilişkin davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 29/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı …’ın 2018 yılında toplam 339,895,26TL ücret adı altında ödemeler aldığı, 2019 yılında alınan ücretin ise 382.355,01TL olduğu, Şirketin 2018 yılı satışlarının 1.683.434,81 TL olduğu, alınan ücretin satışlara oranı 339.895,26/1.683.434,81=% 20 olup, Şirketin 2019 yılı satışları 2.440.861,02 TL olduğu alınan ücretin satışlara oranı ise 382.355,01/2.440.861,02 = % 16 olduğu, ücretin tutarı günümüz ekonomik koşulları dikkate alındığında çok fahiş olmadığı, sermaye şirketine yönetim kayyımı atanabilmesi şartı “şirketin gerekli organlardan yoksun kalması ve yönetiminin başka bir şekilde sağlanamaması”; temsil kayyımı atanması şartı ise “yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olması” şeklinde tespit edilebilmektedir. Bir sermaye şirketine kayyım atanması, yalnızca kanunlarda belirtilen durumların varlığı hâlinde mümkün olabilecektir. Bununla birlikte, kayyım atanması talebi şirketler hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda yegâne talep olmayıp durumun niteliğini göre farklı taleplerde bulunulması da mümkündür. Somut olayda, dosya kapsamındaki veriler değerlendirildiğinde, şirketin organsız kalması ya da yasal temsilcinin görevini yapmasına engel bir hâlin varlığı gibi bir durumdan bahsedilememektedir. Bu nedenle, doğrudan kanuni düzenlemeye konu bir kayyım atanması hâlinin varlığından bahsedilemeyecektir. Bununla birlikte, TTK’nin 630/2. maddesinde düzenlenen hâlin ayrıca değerlendirilmesi gereklidir. Nitekim, bu düzenlemeye göre, haklı bir sebebin varlığı hâlinde şirket yöneticisinin yönetim ya da temsil yetkisi mahkeme tarafından kaldırılabilmekte ve durumun niteliğine uygun şekilde yönetim ya da temsil kayyımı atanabilmektedir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre, haklı sebep, “yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlâl etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi” olarak nitelendirilmektedir. Bu meyanda, dosya kapsamı ile birlikte tetkik edilmesi gerekli hususlar şu şekilde tespit edilmektedir: Yönetici, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlâl etmiş midir? Yönetici, şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmiş midir? Yukarıdaki sorular dosya kapsamı ile birlikte cevaplandırıldığında, şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ile şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlâl ettiği ya da şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybettiğine dair bilgiye rastlanmamaktadır. Nitekim, raporumuzun mali değerlendirme bölümü dikkate alındığında, şirketin mali anlamda çok güçlü olduğu, sermayesinin özkaynaklar içerisinde korunduğu ve sürekli olarak kar artışı gösterdiği tespit edilmektedir. TTK’nin 630/3. maddesindeki haklı sebepler sınırlayıcı olmamakla birlikte, yukarıda belirtilen Yargıtay kararları da dikkate alındığında, ortakların bilgi alma ve inceleme haklarının kullanılamasının engellediğine dair dosya kapsamında somut delil bulunmamaktadır. Yine Yargıtay uygulamasına göre, kâr payı dağıtımının gerçekleştirilmemiş olması da kayyım atanması için haklı sebep teşkil etmemektedir. Bu nedenlerle, TTK’nin 630/2 ve 630/3. maddeleri ve Yargıtay uygulaması gereğince, kayyım atanması gerektirir. haklı bir sebebin bulunmadığı değerlendirilmektedir. Sonuç olarak; dosya kapsamındaki veriler değerlendirildiğinde, şirketin organsız kalması ya da yasal temsilcinin görevini yapmasına engel bir hâlin varlığı gibi bir durumdan bahsedilemediğinden, kanuni düzenlemeye konu bir kayyım atanması hâlinin mevcut olmadığı, raporumuzun mali değerlendirme bölümü dikkate alındığında, şirketin mali anlamda çok güçlü olduğu, sermayesinin özkaynaklar içerisinde korunduğu ve sürekli olarak kar artışı gösterdiği tespit edildiği, Yargıtay uygulamasına göre ise, kar payı dağıtımın yapılmamış olması kayyım atanması için haklı sebep teşkil etmeyip ortakların bilgi ve inceleme haklarının kullanılmasının engellendiği hususu da somut delillerle ispatlanması gerektiği, bu nedenlerle, TTK’nin 630/2 ve 630/3. maddeleri ve Yargıtay uygulaması gereğince kayyım atanması gerektirir haklı bir sebebin bulunmadığının sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı şirket yöneticisinin davalı şirketin 2018-2019 faaliyet döneminde aldığı ücretin fahiş olması nedeniyle haksız alındığı iddia edilen ücretten dolayı şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminatın tahsili ve TTK 630 maddesi gereğince davalı şirket yöneticisinin müdürlükten azli ve şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir
Davacı taraf davalı şirketin iki ortaktan oluştuğunu, murisleri … …’ın ölümü üzerine davalı şirket müdürü ile birlikte şirket ortağı olduklarını, davalı şirket müdürünün başka çalışanı olmayan şirketten yüksek müdürlük ücreti aldığını, davalının kendilerinin şirkette görev almalarını engellediğini, müdürlük yetkilerini kötüye kullanarak şirketi tek başına idare etmeye çalıştığını, bu nedenle davalı şirket müdürünün haksız aldığı ücretin şirkete geri ödenmesine, şirketin kötü yönetimi nedeniyle davalı şirket müdürünün azli ile şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi vekili ise müvekkilinin baştan beri aynı şekilde ücret aldığını, şirketin bütün işlerini müvekkilinin tek başına yaptığını, şirketin karlılık oranı ve müvekkilinin vasfı göz önüne alındığından ücretin yüksek olmadığını, şirketin kötü yönetildiğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle haksız ve dayanaksız iddialarla açılan olan davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafça şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası ile birlikte davalı şirket müdürünün azli ve şirkete kayyım atanması talebinde de bulunulduğundan ve bu talepler yönünden davalı şirkete husumet yöneltilmesi gerektiğinden Mahkememizin 01/06/2021 tarihli tensip zaptının 19 numaralı bendi gereği davacı tarafa dava konusu şirketin davaya dahil edilmesi için verilen süre kapsamında davalı şirket davaya dahil edilmiş olup, davalı şirkete yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı şirket tarafından davaya cevap verilmeyerek davacı tarafın iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Davacı tarafın davalı şirket yöneticisinin yönetim yetkisinin sınırlandırılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 31/05/2021 tarih ve 2021/… numaralı arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların görüşme sonucunda anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; davalı şirket yetkilisinin davalı şirketteki müdürlük görevinden dolayı 2018-2019 faaliyet yıllarına ilişkin aldığı müdürlük ücretinin yüksek olup olmadığı, haksız şekilde müdürlük ücreti alıp almadığı, ücretlerin şirkete iadesi gerekip gerekmediği ve davalı şirket müdürünün azli ve şirkete kayyım atanması gerekip gerekmediği hususundan kaynaklıdır.
Davalı tarafın derdestlik itirazı ve bekletici mesele yapılması talebinin dava konuları benzer olsa da eldeki talep konusunun 2018-2019 yılları faaliyet dönemine ilişkin olması ve … Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki dosyanın konusunun ise 2015,2016 ve 2017 yıllarına ilişkin olması nedeniyle bu dosya sonucunun Mahkememiz dosyasının esasına bir etkisi olmayacağından reddine karar verilmiştir.
… kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …nün … sicil numarasına kayıtlı … Ltd.Şti. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin Şişli – İstanbul olduğu, şirketin ana sözleşme tescilini 23/01/1991, son tescilini 29/08/2017 tarihinde yaptırdığı ve şirket hissedarlarının davacılar …, … ve davalı … olduğu, davalının şirketi münferiden temsile yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında toplanan deliller kapsamında dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 29/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davalının aldığı müdürlük ücreti tutarının günümüz ekonomik koşulları dikkate alındığında çok fahiş olmadığı, dosya kapsamındaki veriler değerlendirildiğinde, şirketin organsız kalması ya da yasal temsilcinin görevini yapmasına engel bir hâlin varlığı gibi bir durumdan bahsedilemediğinden, kanuni düzenlemeye konu bir kayyım atanması hâlinin mevcut olmadığı, raporumuzun mali değerlendirme bölümü dikkate alındığında, şirketin mali anlamda çok güçlü olduğu, sermayesinin özkaynaklar içerisinde korunduğu ve sürekli olarak kar artışı gösterdiği tespit edildiği, Yargıtay uygulamasına göre ise, kar payı dağıtımın yapılmamış olması kayyım atanması için haklı sebep teşkil etmeyip ortakların bilgi ve inceleme haklarının kullanılmasının engellendiği hususu da somut delillerle ispatlanması gerektiği, bu nedenlerle, TTK’nın 630/2 ve 630/3. maddeleri ve Yargıtay uygulaması gereğince kayyım atanması gerektirir haklı bir sebebin bulunmadığı bildirilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunduğundan ayrıca hukuki değerlendirme ve tespit Mahkememize ait olduğundan davacı tarafın rapora yönelik itirazlarının ve ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacılar tarafından davalı şirket müdürünün davalı şirketten 2018-2019 faaliyet yıllarına ilişkin haksız şekilde yüksek ücret alarak şirketi zarara uğrattığı, davacılara şirkette söz hakkı vermediği, eşit işlem ilkesine aykırı davrandığı, kar payı dağıtmadığı, şirketi kötü yönettiği iddiasıyla açılan tazminat ile davalı şirket müdürünün azli ve şirkete kayyım atanması istemine ilişkin olup, davalı tarafça davalının aldığı ücretin yüksek olmadığı, şirketin bütün işlerinin davalı tarafından yapıldığı, iddiaların haksız olduğu savunulmuş olup, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, davalının TTK’nun 627 maddesine aykırı şekilde ortaklara eşit şartlar altında eşit işlem yapmadığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyası ile davacıların bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılması talebiyle mahkemeye başvurdukları, mahkemece davalı şirketçe bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmasına yönelik talebin yerine getirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddedildiği bu nedenle davalının davacılara yönelik eşit işlem ilkesine aykırı davrandığı ve bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanılmasını engellediği yönünde bir ispat bulunmadığı, davalı şirketin diğer davalı şirket müdürü dışında başka bir çalışanı bulunmadığının davacı ve davalının kabulünde olduğu, davalı şirket müdürünün davalı şirketten aldığı müdürlük ücretinin şirketin faaliyet alanı, amacı, işlem hacmi, karlılık oranı ve cirosu ile dava konusu faaliyet dönemi olan 2018-2019 yıllarındaki ekonomik koşullar itibariyle ve davalı şirket müdürünün tek başına tüm şirket işlerini yerine getirmesi, şirketin iştigal konusuna bakıldığında ihracat ve ithalat işleri ile uğraşması, davalı şirketin başka çalışanı olmadan davalı şirket müdürünün şirketin tüm faaliyetlerini yürüterek, şirketi yüksek karlılık oranına sahip bir şirket yapması, şirketin mali olarak güçlü olması ve bunun süreklilik arz etmesi, ayrıca şirket müdürü ücretinin baştan beri aynı şekilde belirlenmesi hususu göz önüne alındığında şirket müdürünün ücretinin makul olduğu, yüksek ücret olmadığı, şirket müdürüne ödenen ücretten dolayı TTK 553 maddesi kapsamında davalı şirketin uğradığı zarar bulunmadığı, bu hususta davacılar tarafından 2015,2016,2017 faaliyet yıllarına ilişkin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas, 2021/… Karar sayılı dosyasında açılan benzer davanın reddedildiği, bunun dışında ayrıca yukarıda izah edilen nedenlerle birlikte davalı şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümlülüğü ile şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybettiğine dair hiçbir somut delil ve durum bulunmadığı, şirketin kar payı dağıtmaması hususunun davalının şirketi kötü yönettiği anlamına gelmeyeceği gibi bu husunun davalının azline veya şirkete kayyım atanmasına dair haklı bir dayanak oluşturmayacağı, kar payının dağıtılıp dağıtılmaması hususunun genel kurulun takdirinde olduğu bu nedenle davalı şirket yetkilisinin şirket müdürlüğünden azlini gerektirecek TTK 630/2,3 maddesi kapsamında haklı bir neden bulunmadığı gibi davalı şirkette organ boşluğunun ve yönetim zaafiyetinin bulunmaması nedenleriyle davalı şirkete kayyım atanmasını gerektiren bir neden bulunmadığı şüphesiz olduğundan davacılar tarafından davalı şirket ve şirket yöneticisine karşı açılan yüksek ücretten dolayı şirketin zarara uğratıldığından bahisle tazminat ve şirket müdürünün azli ile şirkete kayyım atanmasına yönelik davanın ispata elverişli delillerle ispatlanamaması nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar tarafından açılan DAVANIN REDDİNE,
2- Davacılar tarafından yatırılan peşin harçtan maktu 80,70-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 602,40-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin haksız çıkan davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacılar tarafından yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı …’a verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2022

Başkan …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Katip …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.