Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/312 E. 2022/750 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/312 Esas
KARAR NO : 2022/750

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 26/05/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. (“Banka”) ile … arasında imzalanmış Türev Ürünler Çerçeve Sözleşmelerinin mevcut olduğunu, sözleşmelere istinaden … ile müvekkil Banka arasında çeşitli tarihlerde bir çok opsiyon işlemi gerçekleştirildiğini, … ile müvekkil Banka arasında, Türev Ürünler Sözleşmesi ile … ‘nun talebi çerçevesinde gerçekleştirilen ve müvekkil Banka’ya karşı dava açılmasına neden olan 4 adet opsiyon işlemi bulunduğunu, 12.11.2010 tarihinde imzalanan opsiyon işlem dekontu ile , vadesi 14.11.2011 olan 1.70 kur oranından 5,200,000.00 .- USD satımının, 29.11.2010 tarihinde imzalanan opsiyon işlem dekontu ile ,vadesi 29.12.2011 olan 1.75 kur oranından 5,200,000.00 .- USD satımının ,11.05.2011 tarihinde imzalanan opsiyon işlem dekontu ile, vadesi 31.10.2011 olan 1.68 kur oranından 3,500,000.00 .- USD satımının , 20.09.2011 tarihinde imzalanan opsiyon işlem dekontu ile , vadesi 16.03.2012 olan 1.7660 kur oranından 5,000,000.00- USD satımının yapılması konusunda … ile anlaşıldığını, dolar kurunun oranı belirli bir tarihten sonra yükselmeye başladığını ve bu yükselişin devam edeceğini ve zarara uğrayacağını düşünen davalı, söz konusu opsiyon işlemlerini vadelerini beklemeden 03.10.2011 tarihinde kapatmayı tercih ettiğini, bu opsiyon işlemleri ile “ilgili vade tarihlerinde müvekkil Bankaya belirli kur oranlarında belirli bir miktar dolar satılması “ davalı tarafından taahhüt edildiğinden, dolar kurundaki bu yükseliş kendisinde vade tarihlerinde kar etmeyeceği şeklinde bir kanaat oluşturduğunu, dolar kurundaki yükseliş nedeni ile ilgili opsiyon işlemlerini vadelerinden önce kapatmayı tercih eden davalı, bu talebini müvekkil bankaya ilettiğini, bunun üzerine de müvekkil Banka tarafından kendisine bu erken kapama nedeni ile oluşacak kur farkları ve bu farklara istinaden ödemek zorunda kalacağı tutarlar bildirildiğini, ilgili işlemlerin vadelerinden önce 03.10.2011 tarihinde kapatılması nedeni ile oluşan kur farkları oluştuğunu, bu farkları ödemeyi kabul eden … , …numaralı şahsi hesabında bulunan belirli bir miktardaki parasının vade dönüşüm tarihi olan 14.10.2011 tarihindeki tutardan bir miktar para ayrımı yaparak, kur farklarından doğan tutarların alınması için belirli tutarları ayırdığını ve 4 ayrı müşterek vadeli hesap açtırdığını, vadeli hesaplardan da vadesinden önce kapattırmış olduğu opsiyonların vadeleri geldiğinde oluşan kur farkları tahsil edildiğini, bu 4 adet vadeli hesabın açılmasından sonra …, kalan tutarı da 01.11.2011 tarihinde yine başka bir bankadaki şahsi hesabına EFT yaptığını, Davalının şahsi hesabındaki paranın aktarılması ile 14.10.2011 tarihinde açılan 4 adet hesap, yukarıda bahsi geçen opsiyon işlemlerinin vade tarihinde yansıyacak kur farkı tutarlarının karşılanması için açıldığını, her bir vade, opsiyon işlemlerinin vadelerine göre belirlenmiş ve ilgili tutarların vade sonu faizi ile birlikte toplamı opsiyon kur farklarını karşıladığını, … nolu hesapta bulunan , 935,460.00.-TL. lik tutarın vade sonu, 12.11.2010 tarihli opsiyon işleminin vade sonu olan 14.11.2011 tarihi ile aynı olup bu tutarın faizli hali 941,200.00 .-TL . dir. Faizi ile birlikte 941,200.00.-TL ye tekabül eden bu para da …’nun … referans numaralı opsion işlemi ile oluşan kur farkının karşılığı olarak (ilgili opsiyon işleminin vade tarihi olan) 14.11.2011 tarihinde “… referans numaralı net settlement işlemine ait zarar tutarı tahsilatı” açıklaması ile ,… nolu hesapta bulunan , 986,054.00.-TL. lik tutarın vade sonu, 29.11.2010 tarihli opsiyon işleminin vade sonu olan 29.12.2011 tarihi ile aynı olduğunu bu tutarın faizli hali 1,003,600.00 .-TL . dir. Faizi ile birlikte 1,003,600.00.-TL ye tekabül eden bu para da …’nun … referans numaralı opsion işlemi ile oluşan kur farkının karşılığı olarak 29.12.2011 tarihinde “… referans numaralı net settlement işlemine ait zarar tutarı tahsilatı” açıklaması ile, … nolu hesapta bulunan , 685,890.00.-TL. lik tutarın vade sonu, 11.05.2011 tarihli opsiyon işleminin vade sonu olan 31.10.2011 tarihi ile aynı olduğunu bu tutarın faizli hali 687,750.00 .-TL . dir. Faizi ile birlikte 687,750.00.-TL’ ye tekabül eden bu para da …’nun…referans numaralı opsion işlemi ile oluşan kur farkının karşılığı olarak 31.10.2011 tarihinde “… referans numaralı net settlement işlemine ait zarar tutarı tahsilatı” açıklaması ile ,… nolu hesapta bulunan , 716,422.00.-TL. lik tutarın vade sonu, 20.09.2011 tarihli opsiyon işleminin vade sonu olan 16.03.2012 tarihi ile aynı olduğunu bu tutarın faizli hali 742,500.00 .-TL . dir. Faizi ile birlikte 742,500.00.-TL ye tekabül eden bu para da …’nun … referans numaralı opsion işlemi ile oluşan kur farkının karşılığı olarak 16.03.2013 tarihinde “… referans numaralı net settlement işlemine ait zarar tutarı tahsilatı” açıklaması ile tahsil edildiğini, dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda, davalı eniştesi …’nun müvekkil Banka’ya olan borçlarının karşılandığı yer hesapların …’a ait olduğuna, …’ın davalının borçlarına ilişkin verdiği teminat mektubunun iptal edilmiş olduğuna ve bu tutarların faizi ile müvekkil Banka’dan alınarak …’a iade edilmesine Bakırköy … Asliye Ticaret Mah. Nin … E. … K. Sayılı dosyası üzerinden karar verildiğini, İşbu kararın, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin .2018/1368 E. 2019/3117 K. 17.04.2019 tarihli kararı ile Onandığını ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/3066 E. 2021/2223 K. 09.03.2021 tarihli kararı ile karar düzeltme talebimiz reddedilerek kesinleştiğini, İlgili Mahkeme kararı, … tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edilmiş olduğundan müvekkil Bankanın, ilgili Mahkeme kararı gereğince dosya kapak hesabına göre 7.000.137,2.-TL. olarak 28.05.2019 tarihinde icra dosyasına ödemek zorunda kaldığını, müvekkil Banka, ilgili mahkeme kararı gereğince müşterisin faiz ve masrafları ile birlikte davalının borcu için tahsil ettiği tutarı iade etmek zorunda kaldığını, davalının, müvekkil Banka aleyhine açılan dava kendisine ihbar edilmiş olmasına ve aleyhe kesinleşmiş olmasına rağmen haksız kazancına neden olan tutarı ve masrafları kendi iradesiyle müvekkil Banka’ya ödememesinin, müvekkil bankaya karşı hukuka aykırı bir fiil oluşturur ve davalının haksız fiil sorumluluğuna yol açacağını, davalının fiilinden dolayı, müvekkil bankanın 7.000.137,2.-TL fiili maddi zarara uğradığını, davalının hukuka aykırı sonuca isteyerek neden olduğu ve olayda kasdi kusurunun olduğu, davalının haksız fiil sorumluluğu doğmuş bulunduğunu, müvekkil Banka’nın dava dışı …’a ödemek zorunda kaldığı 7.000.137,2.-TL. ‘yi avans faizi ile birlikte maddi tazminat olarak müvekkil bankaya ödemesi gerektiğini, huzurdaki dava konusu olayda, sebepsiz zenginleşmenin unsurları da bulunduğunu, müvekkil banka davalının borcunu tahsil ettiği hesaplardaki tutarları dava dışı …’a faiziyle birlikte iade ettiğini, ödeme sonucunda davalı, malvarlığının aktifinde ki artış ile zenginleştiğini, davalının borcu, kesinleşen mahkeme kararı nedeniyle müvekkil Banka’nın zararı haline geldiğini ve davalının da sebepsiz zenginleştiğini, davalının borcunu ödeyen müvekkil bankanın, aynı oranda fakirleştiğini, davada sebepsiz zenginleşmenin tüm koşullarının mevcut olduğunu, davalının müvekkil bankaya karşı iade borcu doğduğunu, Müvekkil Banka’nın bu zararının nedeni de ilgili Mahkeme kararı ile borcunun haksız olarak ödendiği tespit edilen davalının bu tutarı müvekkil Banka arasındaki sözleşmelere ve mahkeme kararına rağmen müvekkil Banka’ya iade etmemesi olduğunu, davalı ile diğer davanın davacısı … ile yakın akraba olduğunu, yargılamanın tüm aşamalarında davayı takip ettiğini ancak müvekkil banka zararını ödemekten kötü niyetli olarak özellikle imtina ettiğini ve müvekkil Banka’nın zararının artmasına neden olduğunu, müvekkil Banka tacir olduğunu, bu sebeplerden dolayı; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 28.05.2019 tarihinde ödemek zorunda kaldığı 7.000.137,2.-TL. ‘nin ve Bakırköy … Asliye Ticaret Mah. Nin … E. … K. Sayılı dosyası için ödemek zorunda kaldığı 398.060,88.-TL harç ve sair masrafı olmak üzere şimdilik 7.398.198,08.-TL. nin tutarların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkil Banka’ya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan 12/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf banka, müvekkilinin ise tüketici konumunda olduğunu, bankacılık işlemleri tüketici işlemi olarak tanımlanmakta olduğunu, yatırım amaçlı işlemler de tüketici işlemi kapsamına sokulduğunu, Müvekkilinin ticari veya mesleki amaçlar ile hareket etmediğini, yararlandığı hizmet de bir tüketici işlemi niteliğinde olduğunu iş bu dava bakımından tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkilinin ikamet adresi Zeytinburnu’nda bulunduğunu, müvekkilinin hesabı da kapatılmadan önce davacı bankanın Bakırköy Şubesinde ve davacı tarafından davaya konu edilmiş olan işlemler de davacı bankanın Bakırköy Şubesi tarafından gerçekleştirildiğini, davacı tarafın, Türev Ürünler Çerçeve Sözleşmesinin 24. Maddesinde yer alan yetki şartına dayanarak İstanbul adliyesinde dava açtığını, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme 2009 tarihli olduğunu, dava dışı … tarafından davacı banka aleyhine Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile açılmış olan davada da bu husus tartışma konusu edilmiş olduğunu, bu bakımdan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/11637 E. 2014/14213 K. Sayılı kararı ile yetki sözleşmesi tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde geçerli olduğu davacının tacir olup olmadığına bakılması, bunun araştırılması gerektiği belirtildiğini, müvekkilinin …, tacir olmadığını davaya konu edilmiş olan işlemleri tacir sıfatı ile gerçekleştirmediğini, 6100 sayılı HMK.nun derhal uygulanması ilkesi de dikkate alındığında, sözleşmedeki yetki hükmünün geçersiz olduğunu, bu bakımdan HMK. 6. Maddesi gereğince genel yetki kuralı geçerli olup işbu dava bakımından bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı taraf işbu davasını 2010 Yılındaki 4 adet opsiyon işlemine dayandırmakta ise de 2010 yılından bu yana müvekkiline her hangi bir ihtarda bulunulmadığını, müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia eden davacı bankanın, müvekkili aleyhine her hangi bir dava açmadığını ve icra takibi başlatmadığını, davacı banka tarafından müvekkili aleyhine açılmış olan davaya ilişkin tüm iddia ve beyanlar Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında da ileri sürüldüğünü, değerlendirildiğini, davacının bu iddialarının ve savunmalarının yerinde olmadığı anlaşıldığını, davacı banka tarafından el konulmuş olan tutarların da faizi ile iadesine karar verildiğini, davacı bankanın elinden alınmış her hangi bir tutar söz konusu olmadığını, aksine kesinleşmiş mahkeme hükmü gereğince ödenmiş olan bir tutar söz konusu olduğunu, davacı banka tarafından müvekkiline yapılmış her hangi bir bildirim, ihtar ya da ihbarın mevcut olmadığını, kaldıraçlı işlemlerin yapılmasından önce ilgili mevzuat gereğince banka tarafından bir teminat alınması gerektiği açık olduğunu bu teminat da banka tarafından depo edildiğini, bu durumda banka zarara uğradığını ve alacağı olduğunu hiçbir surette iddia edemeyeceğini, davacı bankanın, müvekkilinin ilerleyen yaşını, bankada bulunan mevduat miktarını dikkate almaksızın müvekkilini opsiyon işlemleri yapmaya teşvik ettiğini, o dönemde müvekkilinin bankada bulunan limiti 5.200.000,00USD iken davacı banka limiti aşımı ile müvekkiline 32.000.000,00USD opsiyon işlemi yaptırarak müvekkilini zarara uğrattığını, davacı taraf bahsetmiş olduğu hesapların da…,…,…ve …no.lu hesaplar olduğunu beyan ettiğini, davacının bahsetmiş olduğu banka hesapları müvekkili …’na ait olmadığını dava dışı …’a ait olduğunu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası kapsamında da davacı banka bu hesapların müvekkili … ile …’ın müşterek hesabı olduğunu iddia etmişse de yapılan bilirkişi incelemesi ile bu 4 hesabın sahibinin sadece … olduğunu, kesinlikle bir müşterek hesabın söz konusu olmadığının ortaya çıktığını, dava dışı … ile davacı banka arasında 13.09.2011 tarihli Nakit Teminat için Bloke ve Rehin Talimat Mektubu imzalandığını, bu talimat mektubu 14.09.2011 tarihinde iptal edildiğini, banka yetkileri tarafından da söz konusu talimatın iptal edilmiş olduğuna ilişkin olarak ilgilisine belge verildiğini, …’ın banka nezdindeki Nakit Teminat için Bloke ve Rehin Talimat Mektubunu açıkça iptal etmiş olduğu banka tarafından bilinmesine rağmen, davacı taraf müvekkilimiz …’ndan her hangi bir alacağı olmamasına rağmen …’a ait olan…,…,… ve … no.lu hesaplara hukuka aykırı olarak el koyulduğunu, davacı tarafın son 4 opsiyon işleminin erken kapatılması nedeni ile müvekkilinden alacaklı durumda olduğunu, bu alacaklarını …’ın hesaplarından tahsil etmişken Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı nedeni ile bu tutarları iade etmek zorunda kaldığını iddia ettiğini, tüm bu işlemlerin devamında müvekkilinin hesabında yer alan bedeller başka bankadaki hesabına EFT yapılmış olup bu işlemi de davacı banka hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin gerçekleştirildiğini, uygulamada, türev işlemleri söz konusu olduğunda opsiyon işlemleri yapan müşterilerinin, hesaplarında tasarrufta bulunma hakkı da olmadığını, opsiyon işlemlerinin yapıldığı hesaplarda davacı bankanın her hangi bir alacağının olmadığını, davacı bankanın hapis ve blokaj hakkını hiç bir zaman kullanmadığını, müvekkilinin dilediği şekilde EFT ve virman işlemleri yapabildiğini, müvekkilinin davacı bankaya hiçbir borcu olmadığını, müvekkilinin, davacı banka nezdinde gerçekleştirilen ve erken kapama yapılan tüm opsiyon işlemleri bakımından davacı bankaya yüklü miktarda ödeme yaptığını ve davacı banka tarafından da bu ödemenin gerçekleştirilmiş olduğuna ve müvekkilinin opsiyon işlemleri nedeni ile hiçbir borcunun kalmadığına ilişkin yazılı ve imzalı belge verildiğini, davacı banka tarafından el konulmuş ve Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen kararı ile faizi ile birlikte geri ödemesi yapılmış olan bedeller dava dışı …’a ait paralar olduğunu ve müvekkili ile hiçbir şekilde müşterek hesap ilişkisi olmadığı da kesinleşmiş olan dosya kapsamı ile sabit olduğunu, bu sebeplerden dolayı; davacı tarafından müvekkili aleyhine açılmış olan davanın öncelikle usuli itirazları dikkate alınarak görevli ve yetkili mahkemede açılmadığından reddine, usuli itirazları kabul edilmediği takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, Taraflar arasında akdedilen Türev Ürünleri Çerçeve sözleşmesi, Opsiyon işlem dekontları, Vadeli işlem dekontları, Davacı banka kayıtları,…Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, … Vergi Dairesi kayıtları, 03/10/2011 ve 14/10/2011 tarihli ibra yazıları, Telefon görüşme kayıtları, Arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı, arabulucu sarf kararı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamının incelenmesinde; dosyamızın davalısı …’nun ihbar olunan olarak yer aldığı, davacı … tarafından davalı … aleyhine bankacılık işleminden kaynaklanan alacak davası sonucunda davanın kabulü ile, 3.323.826,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 06/03/2012 tarihinden işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın temyiz incelemesi sonrası onanarak 09/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine Bakırköy…Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/11/2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamından kaynaklı toplam 5.796.630,56-TL alacak için ilamlı takip yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi …, SPK Uzmanı Bilirkişi… ve SPK Uzmanı … tarafından hazırlanan 09/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı; 05.08.2009 22 sayfalık tarihli Türev Ürünler Çerçeve sözleşmesi kapsamında imzalanmış 12.11.2010, 29.11.2020, 11.05.2011 ve 20.09.2011 tarihli opsiyon işlem dekontları ile Banka’dan aldığı opsiyon primleri karşılığında Davacı Banka’nın opsiyonu kullanmak istemesi halinde son bildirim tarihlerinde dekontlarda belirtilen tutarda Banka’ya sırasıyla; 14.11.2011 tarihinde 1,7000 USD/TI. kuru üzerinden 5.200.000 USD’yi, 29.11.2010 tarihinde 1,7500 USD/TL kuru üzerinden 5.200.000 USD’yi, 31.10.2011 tarihinde 1,6800 USD/TL kuru üzerinden 3.500.000 USD’yi 16.03.2012 tarihinde 1,7660 USD/TL kunu üzerinden 5.000.000 USD’yi satma yükümlülüğü altına girmiştir. 03.10.2011 tarihinde ise Banka ile Davalı arasında 25.02.201 1 tarihli Türev Ürünler Çerçeve sözleşmesi kapsamında yapılmış 4 adet opsiyon sözleşmesi, 4 adet de vadeli işlem (forward) mevcut olduğunu, davacı Banka dilekçelerinde 03.11.2011 tarihinde yapılan işlemlerin Davalı tarafından USD/TL kurundaki yükseliş nedeniyte zarar tutarının çok artacağı endişesiyle zarar miktarını sabitlemek amacıyla yapılan işlemler olduğunu ifade ettiğini, Avrupa tipi öopsiyonların son bildirim tarihinden önce kullanılamadığı dikkate alındığında 03.11.2011 tarihli işlemlerin önceki opsiyon işlemleri nedeniyle oluşacak zararın sabitlenmesi amacıyla yapılmış olması muhtemel olduğunu, nitekim, dava konusu alacağa temel oluşturan Opsiyon ve Vadeli İşlem dekontları taraflarca imzalanmış olup, bu işlemlerin içeriğine ilişkin olarak uyuşmazlık mevcut olmadığını, davacı Banka tarafından, hukuka aykırı olarak yönlendirildiği, kendisine karşı bilgilendirilme yükümlülüğünün tam ve gereği gibi yerine getirilmediğini, kendisinden bilgilerin gizlendiği yönündeki iddiasına ilişkin olarak, Dava konusu opsiyon işlemlerine ilişkin imzalı dekontlar ve çerçeve sözleşmelerinde yer alan bilgiler, ses kayıtları ve Davalının Banka nezdindeki hesabından ihtilaf konusu alacağa dayanak teşkil eden işlemler öncesinde de çok sayıda türev araç işlemi gerçekleştirmiş olduğu hususu birlikte değerlendirildiğinde Davalının hukuka aykırı olarak yönlendirildiği, kendisine karşı bilgilendirilme yükümlülüğünün yerine getirilmediği yönünde bir tespite ulaşılamadığını, hesapta gerçekleştirilen opsiyon ve vadeli işlem işlemleri sonucunda Davalının hesabında oluşan zarar/Banka alacağı tutarlarının tarihleri itibariyle; ¸
Davalının hesabında ilgili tarihlerde oluşmuş zararlar aşağıdaki tahsilatlar ile kapatıldığını;
¸
Dosya içeriğinde yer alan iki adet ses kaydından; Davalının vade tarihlerinde hesaplardaki mahsuptan bilgilendirildiğini, davalının işlemlerden haberdar olduğunu, 14.11.2011 tarihli telefon görüşmesinde talimatsız yapılan işlemler hakkında Banka yetkilisi hakkında dolandırıcılıktan dava açılması için Savcılığa başvurduğunu ifade ettiğini, ancak dosyada bir bilgi bulunmadığını, 31.10.2011 tarihli telefon görüşmesinde ise kurun artık düşmüş olması nedeniyle bu işlemlerin tersine çevrilmesini talep ettiği ve geçmiş tarihli bu işlemlerin geri alınamayacağı konusunda bilgilendirildiği anlaşıldığını, davalı dilekçesinde Banka tarufından ödenen tutarın haksız yere alınan bir tutar olmayıp, kesinleşen mahkeme hükmü uyarınca ödendiğini ifade ettiğini, uyuşmazlık kaynağı Davacı Banka’nın teminat hükümleri ve hapis hakkı kapsamında teminat olarak kabul ettiği ve bakiyelerini alacaklarına mahsup etmiş olduğu vadeli hesapların, Bakırköy … Asliye Ticaret Mah. nin … E. … K. Sayılı kararı ile üçüncü kişiye ait olduğuna ve Banka tarafından üçüncü kişiye iadesi gerektiğine karar verilmiş olması nedeniyle alacaklarının karşılıksız kalmasına ilişkin olduğunu, aralarındaki sözleşme çerçevesinde Davacı Banka’nın Davalının Banka nezdindeki hesaplarına 5 milyon USD tutara kadar hapis hakkı uygulaması mümkün olup, Banka’nın opsiyon ve vadeli işlem sözleşmeleri ilc işlem vadesinde ortaya çıkacak olan müşteri zararından oluşan alacağını, açılan vadeli mevduatların vadesinde oluşan faizli bakiyeden tahsil edeceği beklentisi ve alacağını teminata bağlamış olduğu düşüncesiyle müşteri hesabındaki diğer bakiyelerin transferine izin vermiş olması sözleşmelere uygun olduğunu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mah. nin … E. … K. Sayılı Kararı ile söz konusu tutarların faizli bakiyesinin (7.000.137,2TL) ile Davacı Banka tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödendiği, aşağıda İistetenen alacaklarının kapatılmasına ilişkin işlemin iptal edilmiş olması nedeniyle, Davacı Banka’nın Davalının hesabında aşağıdaki tabloda gösterile tarihlerde oluşmuş zarara ilişkin alacaklarının karşılıksız kaldığı/Bankanın zarara uğradığı kanaatine varılmıştır. ¸
Öte yandan Davalının zamanaşımı itirazı ile sunmuş olduğu 05.08.2009 tarihti türev ürünler çerçeve sözleşmesinin 22. Sayfasında yer alan 14 Ekim 2011 tarihli ibra ile 03.10.2011 tarih ve 900053768 referans numaralı opsiyon işlem dekontunda; yer alan 03.10.2011 tarihli ibraya ilişkin takdirin Mahkemeye ait olduğunun sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bankacı Bilirkişi…, SPK Uzmanı Bilirkişi…, SPK Uzmanı … ve Hesaplamalar Uzmanı Bilirkişi… tarafından hazırlanan 02/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Hesapta gerçekleştirilen opsiyon ve vadeli işlem işlemleri sonucunda Davalının hesabında oluşan zarar/Banka alacağı tutarlarının tarihleri itibariyle aşağıdaki gibi olduğu anlaşılmıştır:
¸
Dosya içeriğinde yer alan iki adet ses kaydından; Davalının vade tarihlerinde hesaplardaki mahsuptan bilgilendirildiğini, davalının işlemlerden haberdar olduğunu, 14.11.2011 tarihli telefon görüşmesinde talimatsız yapılan işlemler hakkında Banka yetkilisi hakkında dolandırıcılıktan dava açılması için Savcılığa başvurduğunu ifade ettiğini, ancak dosyada bir bilgi bulunmadığını, 31.10.2011 tarihli telefon görüşmesinde ise kurun artık düşmüş olması nedeniyle bu işlemlerin tersine çevrilmesini talep ettiği ve geçmiş tarihli bu işlemlerin geri alınamayacağı konusunda bilgilendirildiği anlaşıldığını, Bakırköy .. Asliye Ticaret Mah. nin … E. … K. Sayılı Kararı ile söz konusu tutarların faizli bakiyesinin (7.000.137,2TL) ile Davacı Banka tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödendiğini, davacının bu dava yüzünden ödemek zorunda kaldığı tüm miktarı davalıdan talep etmesinin mümkün olmadığını, zira usulsüz bir işlem yaparak tahsilat yaptığı ve kendini zarara uğrattığını, davacının talep edebileceği bir miktar olup olmadığının ancak davacı ve davalı arasında akdedilmiş sözleşme gereği yapılan işlemler neticesinde bir alacak doğmuş ise mümkün olacağını, İbranamelerin içeriği dikkate alındığında yapılan tüm opsiyon işlemleri nedeni ile davalıdan davacı banka tarafından 2.032.373 USD alınmış olduğunun belirtildiği ve çerçeve sözleşmeler ve opsiyon işlemleri nedeni ile borcu kalmadığının belirtildiğini, yazının ve imzaların banka yetkili ya da yetkililerine ait olup olmadığının tespiti heyetimizin uzmanlık alanına girmediğini, bu beyan ve imzalar birlikte değerlendirildiğinde bu belge bir ibraname ya da ikale olarak değerlendirilebileceğini, hukuki nitelemenin Mahkemenin takdirinde olduğu bu miktarın ödendip ödenmediğinin tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı banka tarafından davalı aleyhine açılan banka zararından kaynaklı alacak isteminden ibarettir.
Davacı banka davalı ile aralarında türev ürünler çerçeve sözleşmesi bulunduğunu, davalının yaptığı opsiyon işleminden kaynaklı kur farkı alacaklarının 4 ayrı müşterek vadeli hesaptan tahsil edildiğini ancak daha sonra davalının akrabası olan … tarafından davalının borçlarına yönelik verdiği teminat mektubunun iptal edilmesi ve dava dışı … tarafından Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı dava neticesinde tahsil edilen bedellerin …’a iadesine karar verilmesi üzerine 7.000.137,20-TL ve mahkeme harcı 398.060,88-TL olmak üzere toplam 7.398.198,08-TL ödenmek zorunda kalındığını, davalının bu zararı ödemediğini bu nedenle bankanın ödemek zorunda kaldığı bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise davacı bankaya borçlu olmadığını, geri ödemesi yapılan paraların davalıyla bir ilgisi olmadığını, zararın bankanın kendi kusurundan kaynaklandığını, davacı bankanın kendisini ibra ettiğini bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça Mahkememizin görevin yönelik itirazda bulunulmuş ise de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2020 tarih, 2020/1876 Esas, 2020/1562 Karar sayılı içtihadın da belirtildiği üzere tarafların amacı ve aralarındaki sözleşmenin niteliği gözetildiğinde; davanın TTK 4.maddesine göre mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan ayrıca davacı banka tacir olup davalının vergi kaydına göre davalının da tacir olması nedeniyle davalı tarafın göreve yönelik itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafça Mahkememizin yetkisine yönelik itirazda bulunulmuş ise de taraflar arasındaki sözleşmedeki yetki şartı gereği Mahkememiz yetkili olduğundan davalı tarafın yetkiye yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi kararının 09/03/2021 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle banka zararı bu tarihte doğmuş olup, Davalı tarafın zamanaşımı itizarı yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 10/05/20201 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve Bankacı Bilirkişi …, SPK Uzmanı Bilirkişi …, SPK Uzmanı … ve Hesaplamalar Uzmanı Bilirkişi… tarafından düzenlenen 02/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Hesapta gerçekleştirilen opsiyon ve vadeli işlem işlemleri sonucunda Davalının hesabında oluşan zarar/Banka alacağı tutarlarının tarihleri itibariyle aşağıdaki gibi olduğunun anlaşıldığını;
¸
Dosya içeriğinde yer alan iki adet ses kaydından; Davalının vade tarihlerinde hesaplardaki mahsuptan bilgilendirildiğini, davalının işlemlerden haberdar olduğunu, 14.11.2011 tarihli telefon görüşmesinde talimatsız yapılan işlemler hakkında Banka yetkilisi hakkında dolandırıcılıktan dava açılması için Savcılığa başvurduğunu ifade ettiğini, ancak dosyada bir bilgi bulunmadığını, 31.10.2011 tarihli telefon görüşmesinde ise kurun artık düşmüş olması nedeniyle bu işlemlerin tersine çevrilmesini talep ettiği ve geçmiş tarihli bu işlemlerin geri alınamayacağı konusunda bilgilendirildiği anlaşıldığını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mah. nin … E. … K. Sayılı Kararı ile söz konusu tutarların faizli bakiyesinin (7.000.137,2TL) ile Davacı Banka tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödendiğini, davacının bu dava yüzünden ödemek zorunda kaldığı tüm miktarı davalıdan talep etmesinin mümkün olmadığını, zira usulsüz bir işlem yaparak tahsilat yaptığı ve kendini zarara uğrattığını, davacının talep edebileceği bir miktar olup olmadığının ancak davacı ve davalı arasında akdedilmiş sözleşme gereği yapılan işlemler neticesinde bir alacak doğmuş ise mümkün olacağını, İbranamelerin içeriği dikkate alındığında yapılan tüm opsiyon işlemleri nedeni ile davalıdan davacı banka tarafından 2.032.373 USD alınmış olduğunun belirtildiği ve çerçeve sözleşmeler ve opsiyon işlemleri nedeni ile borcu kalmadığının belirtildiğini, yazının ve imzaların banka yetkili ya da yetkililerine ait olup olmadığının tespiti heyetimizin uzmanlık alanına girmediğini, bu beyan ve imzalar birlikte değerlendirildiğinde bu belge bir ibraname ya da ikale olarak değerlendirilebileceğini, hukuki nitelemenin Mahkemenin takdirinde olduğu bu miktarın ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi gerektiğinin tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu kapsamında; davacı banka ile davalı arasında türev ürünleri çerçeve sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme kapsamında davalının opsiyon işlemleri gerçekleştirdiği, davalının yaptığı opsiyon işlemlerinden doğan davacı bankanın kur farkı alacaklarının davalı adına açılan 4 ayrı müşterek hesaptan tahsil edildiği, daha sonra dava dışı … tarafından davalının bankaya olan borçlarının tahsil edildiği hesapların kendisine ait olduğundan bahisle açılan Bakırköy… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamıyla tahsil edilen bedellerin dava dışı …’a iadesine yönelik karar verildiği ve kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak 09/03/2021 tarihinde kesinleştiği, davacı banka tarafından bunun üzerine uğranılan zarara ilişkin davalıya karşı eldeki dava açılmış olup, taraflar arasındaki türev ürünleri çerçevesi sözleşmesi kapsamında davalının yaptığı opsiyon işlemlerinden kaynaklı davacı bankanın kur farkı alacağının doğduğu, davalının bu borcunun davalının akrabası olan … tarafından davalının borçlarına yönelik verilen Nakit teminat için bloke ve rehin talimat mektubu kapsamında dava dışı …’ın hesabından çekildiği, ancak dava dışı … tarafından verilen talimat mektubunun iptal edilmesi üzerine dava dışı …’ın hesabından davalının borçlarına karşılık çekilen miktarın haksız yere çekildiği anlaşılmakla, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava sonucunda davacı banka tarafından tahsil edilen tutarın dava dışı …’a incelenen icra dosyası ile ödendiği, bu haliyle davacı bankanın davalının yaptığı opsiyon işlemlerinden kaynaklı kur farkı alacağını davalının banka hesaplarındaki mevduatını farklı bankaya aktarması üzerine davalıdan tahsil edemediği açık olup, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporundaki tespitler ile de davacı bankanın 14.11.2011 tarihinde 941.200,00-TL, 29.12.2011 tarihinde 1.003.600,00-TL, 31.10.2011 tarihinde 687.750,00-TL, 16.03.2012 tarihinde 742.500,00-TL olmak üzere toplam 3.375.000,00-TL zararının oluştuğu bu zararın kaynağının davalının yaptığı opsiyon işlemleri olması nedeniyle sorumlusunun davalı olduğu, davalı tarafça davacı bankanın kendisini ibra ettiği ileri sürülmüş ve buna ilişkin ibra yazıları dosyaya sunulmuş ise de davacı bankanın dava dışı …’ın verdiği rehin bloke talimatına güvenerek dava dışı şahsın hesabından yaptığı tahsilat nedeniyle davalı ile arasındaki türev ürünleri sözleşmesine ilişkin ibra yazısı verdiği ancak talimatın iptali üzerine dava dışı şahsın hesabından yapılan tahsilatın haksız tahsilata dönüşmesi ve daha sonra görülen mahkeme süreci sonucunda yapılan geri ödemeler nedeniyle davacı banka zararının oluşması, davacının ses kaydına göre ibra tarihinden sonra davacı bankaya işlemlerin iptaline yönelik talepte bulunması ve eldeki davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olması, ibra yazısından sonra Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının kesinleşmesi üzerine davalının sebepsiz zenginleştiği de göz önüne alındığında ibra yazısına itibar edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalının uzun zamandır, davacı banka bünyesinde opsiyon işlemlerini yaptığı dolasıyla yaptığı işlemlerin sonuçlarının ne olabileceği hususunda bilgi sahibi olduğu, yaptığı opsiyon işlemlerinden doğan kur farkı alacağından doğan borçlarını davacı bankaya ödemediği, davacı bankanın dava dışı şahıstan yaptığı tahsilatın Mahkeme kararıyla haksız olduğunun anlaşılması ve dava dışı şahsa geri ödenmesi üzerine davacının bankanın opsiyon işleminden doğan kur farkı alacağı kadar davalının sebepsiz zenginleştiği sabit olup, bilirkişi heyetince tespit edilen miktarlar kadar davalının sebepsiz zenginleştiği anlaşıldığından davalı tarafın belirlenen bu miktara ilişkin banka zararını davacıya ödemesi gerektiği, davacı banka tarafından dava dışı … ile aralarında görülen dava nedeniyle icra dosyasına ödenmek zorunda kalınan bedel ile mahkeme dosyasına ödenen harç bedellerinin tamamı davalıdan talep edilmiş ise de davalının haksız bir eyleminin bulunmaması, davacı banka tarafından Mahkeme kararı sonrası ödenmek zorunda kalınan tüm miktarın ve yargı harçlarının sorumlusunun davalı değil kendi kusurlu işlemi nedeniyle dava dışı sahıstan haksız tahsilat yapan davacı banka olması ve davacı banka tarafından mahkeme kararı gereği ödenen ve yargılama harcı için ödenen bedellerden dolayı davalının aktifinde zenginleşme olmaması nedeniyle söz konusu bedellerden davalının sorumlu tutulmasının usul ve yasa gereği mümkün olmadığı, davalının sorumluluğunun sadece yaptığı opsiyon işleminden kaynaklanan davacı bankanın kur farkı alacağını ödememesi nedeniyle oluşan banka zararı kadar sebepsiz zenginleşmesinden dolayı bilirkişilerce tespit edilen miktar kadar sorumluluğu bulunduğundan Davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile; Davacı Bankanın davalıdan olan toplam 3.375.050,00-TL alacağının 941.200,00-TL’sinin 14/11/2011 tarihinden, 1.003.600,00-TL’sinin 29/12/2011 tarihinden, 687.750,00-TL’sinin 31/10/2011 tarihinden, 742.500,00-TL’sinin 16/03/2012 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Davacı Bankanın davalıdan olan toplam 3.375.050,00-TL alacağının 941.200,00-TL’sinin 14/11/2011 tarihinden, 1.003.600,00-TL’sinin 29/12/2011 tarihinden, 687.750,00-TL’sinin 31/10/2011 tarihinden, 742.500,00-TL’sinin 16/03/2012 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan peşin harcın alınması gereken 230.549,66-TL harçtan mahsubu ile bakiye 104.206,93-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 602,18-TL’sinin davalıdan, geri kalan 717,82-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 126.342,73-TL peşin harç olmak üzere toplam 126.935,73-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 20 adet tebligat-posta gideri 98,90-TL, bilirkişi ücreti 10.000,00-TL olmak üzere toplam 10.098,90-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 4.607,10-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 252.251,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 268.462,96-TL vekalet ücretinin davacıdan/alınarak davalı tarafa verilmesine,

8- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022

Başkan
e-imza*
Üye
e-imza*
Üye
e-imza*
Katip
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.