Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/275 E. 2022/118 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/213 Esas
KARAR NO : 2022/55
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 05/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş. tarafından … İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyasına yapılan itiraz nedeniyle icra takibi durdurulduğunu, söz konusu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali için Arabuluculuk Daire Başkanlığının 2021/… sayılı dosyası üzerinden ticari davalarda zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama ile sonuçlandığından huzurdaki davayı açma zorunlulukları doğduğunu, iflas açıldıktan sonra müflisin tüm mallarının yönetimi iflas masasında olduğunu, Müflisin iflası, İİK 166. madde gereği … nden gelen 27.10.2020 tarih ve … sayılı cevabi yazı ile iflas bildirimin … A.Ş.ye 31.05.2016 tarih saat 13.27’de, … üyesi bankalar arasında kullanılan Birlik Doküman Yönetim Sistemi Portalı üzerinden gönderildiği ekran görüntüsüyle birlikte davalı bankaya bildirildiğini, müflis banka hesabından iflas masasına gönderilmesi gereken 730.380,-TL müflis ve yakınlarına ödendiğini, Banka ile müflis arasında TBK 570. maddesi gereği usulsüz tevdi sözleşmesi (misli şeylerin saklanması) bulunduğunu, iflasın açılmasından sonra borçlunun borcunu müflise karşı ifa etmesi borçluyu borcundan kurtarmayacağını, icra takibinde istenilen takip sonrası faizin hukuka uygun olarak talep edildiğini, Davalı bankanın itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, bu nedenle; davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün 2020/… E. sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, 730.380,00-TL asıl alacak ve işlemiş avans faizi yönünden takibin devamına, davalı borçlunun kötüniyeti sabit olduğundan dolayı takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 18/05/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı iflas idaresi ile davalı arasında herhangi bir ticari veya hukuki ilişki bulunmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davacının dayandığı hukuki sebep sözleşme değil, haksız fiil hukuki sebebi olduğunu, haksız fiile dayalı olarak açılan davanın ticari dava olarak nitelendirilmesi hukuken mümkün olmadığını, huzurdaki dava, Türk Ticaret Kanunu 4.maddesinde düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığını, TTK 4.maddesinde düzenlenen dava tipleriyle huzurdaki dava arasında bir bağlantı bulunmadığını, TTK 4.maddesinin f bendinin son fıkrasında herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale ilişkisinden doğan davaların ticari dava olmadığı açıkça belirtildiğini, dosyanın ticari dava olmaması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı ve bu sebeple arabulucu masraflarının ve arabulucu ücretinin davacı tarafın üzerinde bırakılması gerekmekte olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın ileri sürdüğü alacak zamanaşımına uğradığı için ödenmesi söz konusu olmadığını, davacı iflas idaresi tarafından ne İİK 166. maddesine ne de Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak iflas kararının müvekkil bankaya tebliğ edilmediğini, usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen iflas kararından müvekkil bankanın sorumlu tutulamayacağını, müvekkil bankaya Tebligat Kanunu hükümlerine göre herhangi bir tebligat yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, eğer usulüne uygun bir tebligat yapıldığı tespit edilemezse davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığı ve haksız olduğunun anlaşılacağını, bu tespit üzerine davanın reddine karar verilmesini, davacının talep ettiği faizin fahiş olduğun, taraflar arasında ticari bir ilişki olmadığından avans faizi talep edilemeyeceğini, faiz talebinin kesin olarak reddedilmesini, bir an için faize hükmedilmesi söz konusu olacak ise yasal faiz dışında bir faize hükmedilemeyeceğini, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabul edilemez olduğundan icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacı tarafın haksız hukuksuz ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, zaman aşımı defimiz uyarınca davanın reddine, davanın esasa ilişkin itirazları kapsamında reddine, müvekkil banka lehine dava değerinin %20’nden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : …. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/ … Esas, 2016/ … Karar sayılı ilamı, … İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyası, davacı banka kayıtları, … kayıtları, bilirkişi raporu, arabulucu tutanağı, arabulucu sarf kararı ve tüm dosya kapsamı.
… İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı Müflis … İflas İdaresi tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine toplam 730.380,00-TL asıl alacağa ilişkin adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu bankaya 31/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından takibe süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/23 Esas, 2016/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davanın kabulü ile; …’nün … sicil numarasında kayıtlı olan … … …’in (TC: … ) İİK.m.158 son maddesi uyarınca 25/05/2016 günü saat 14.55 itibariyle iflasına karar verildiği ve kararın temyiz incelemesi sonucunda onama kararı ile 15/12/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
… İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasının incelenmesinde; müflis … Tesktil … …’in iflas işlemlerinin yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi …, Banka Müfettişi Bilirkişi …, Banka Hukukçusu Bilirkişi … tarafından düzenlenen 20/12/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ; Davacı vekili, davalı tarafından iflas karar tarihinden sonra müflisin mevduat hesabından müflise ödeme yapıldığını iddia ederek, icra takibine yapılan itirazın iptalini dava ettiğini, Asıl alacak Faiz TOPLAM (TL) 730.380,00-TL talep edildiğini, Davalı banka vekilinin 15.12.2021 tarama tarihli dilekçesi ekinde sunulan çıktının tetkikinden iflas kararının … tarafından davalı bankaya 31.05.2016 tarihinde saat 13:25’de tebliğ edildiğinin anlaşıldığını, İflas kararının davalı bankaya tebliğ tarihinden sonra, müflis hesabından 03.01.2020 tarihine kadar çekilen miktarlar toplamının 747.138,84 TL olarak hesaplandığını, Davacı tarafın ise davayı ve takibi 730.380,00-TL üzerinden açtığını, Davalı banka, … tarafından 31.05.2016 tarihinde kendisine iflas kararı tebliğ edilmesine karşın, müflis hesabından yapılan ödemeler toplamı olarak talep edilen 730.380,00-TL’yı davacı İflas İdaresine iade etmesi gerektiğini, Davalı banka bir güven kurumu olduğundan ve basiretli davranması gerektiğinden, davalı vekilinin iddia ettiği gibi tebligatın usulsüz olduğu varsayılsa dahi, kendisine bildirilen iflas kararını derhal ilgili şubesine bildirmemesi nedeniyle kusurlu olup, iflas kararının kendisine bildirilmesinden sonra müflis hesabından çekilen tutarlardan sorumlu olduğu mütalaa olunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı alacaklı iflas idaresi tarafından davalı borçlu banka aleyhine İİK 192. maddesi gereğince iflas masasına ödenmesi gereken miktarın müflise ödenmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, davacının iflas kararının davalı bankaya bildirilmesine rağmen davalı banka tarafından iflas masasına ödenmesi gereken paranın müflis ve yakınlarına ödenmesi nedeniyle iflas masasına ödenmesi gereken 730.380,00-TL alacağa ilişkin başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise iflas kararı usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğinden davanın reddine ve kötüniyetli alacaklı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça mahkememizin görevine yönelik itirazının her iki tarafın tacir olması ve ticari iş niteliğindeki ihtilafa ilişkin mahkememiz görevli olduğundan ve davalının zamanaşımı itirazı yerinde olmadığından itirazların ayrı ayrı reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davamızın konusu oluşturan icra, iflas dosyası ve mahkeme dosyası celep edilerek incelenmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı Müflis … … … İflas İdaresi tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine toplam 730.380,00-TL asıl alacağa ilişkin adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu bankaya 31/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından takibe süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas, 2016/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davanın kabulü ile; …’nün … sicil numarasında kayıtlı olan … in (TC: …) İİK.m.158 son maddesi uyarınca 25/05/2016 günü saat 14.55 itibariyle iflasına karar verildiği ve kararın temyiz incelemesi sonucunda onama kararı ile 15/12/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
… İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasının incelenmesinde; müflis … Tesktil … …’in iflas işlemlerinin yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Davacının iflas kararının davalı bankaya bildirimine ilişkin davalı banka ve … kayıtları getirtilerek inceleme yapılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davacının iflas kararının davalı bankaya usulüne uygun bildirilip bildirilmediği, bildirilmişsi müflis davacının davalı bankadaki mevduatının iflas kararına rağmen ödenmesi nedeniyle davacının davalı bankadan alacaklı olup olmadığı hususundan kaynaklıdır.
Mahkememizce dosya kapsamında bulunan deliller üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi heyet raporuna göre; Davacı vekili, davalı tarafından iflas karar tarihinden sonra müflisin mevduat hesabından müflise ödeme yapıldığını iddia ederek, icra takibine yapılan itirazın iptalini dava ettiğini, Asıl alacak Faiz TOPLAM (TL) 730.380,00-TL talep edildiğini, Davalı banka vekilinin 15.12.2021 tarama tarihli dilekçesi ekinde sunulan çıktının tetkikinden iflas kararının … tarafından davalı bankaya 31.05.2016 tarihinde saat 13:25’de tebliğ edildiğinin anlaşıldığını, İflas kararının davalı bankaya tebliğ tarihinden sonra, müflis hesabından 03.01.2020 tarihine kadar çekilen miktarlar toplamının 747.138,84 TL olarak hesaplandığını, Davacı tarafın ise davayı ve takibi 730.380,00-TL üzerinden açtığını, Davalı banka, … tarafından 31.05.2016 tarihinde kendisine iflas kararı tebliğ edilmesine karşın, müflis hesabından yapılan ödemeler toplamı olarak talep edilen 730.380,00-TL’yı davacı İflas İdaresine iade etmesi gerektiğini, Davalı banka bir güven kurumu olduğundan ve basiretli davranması gerektiğinden, davalı vekilinin iddia ettiği gibi tebligatın usulsüz olduğu varsayılsa dahi, kendisine bildirilen iflas kararını derhal ilgili şubesine bildirmemesi nedeniyle kusurlu olup, iflas kararının kendisine bildirilmesinden sonra müflis hesabından çekilen tutarlardan sorumlu olduğu mütalaa olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller itibariyle; davacı iflas idaresi tarafından davalı bankaya yapılan iflas bildirimine rağmen davacı müflisin davalı bankadaki mevduatının iflas masası yerine müflise ödenmesi nedeniyle İİK 192 kapsamında davalı bankanın ödemeyi iflas masasına yapması gerektiğinden bahisle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası açılmış olup, davalı tarafça iflas bildiriminin usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle davanın reddi gerektiği savunulmuş ise de; gerek davalı banka kayıtları gerekse … kayıtları ile davacı müflisin iflasına ilişkin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas, 2016/… Karar sayılı ilamının iflas işlemlerinin yürütüldüğü … İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyası üzerinden … ‘ne 27/05/2016 tarihli yazı ile bildirildiği, … tarafından da iflas kararının davalı bankaya 31/05/2016 tarihinde e-posta kanalıyla bildirildiği sabit olup, yapılan bu bildirimin İİK 166/1 maddesindeki “Daire, kararı kendiliğinden ve derhal tapuya, ticaret sicil memurluğuna, gümrük ve posta idarelerine, …ne, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, menkul kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelenlere bildirir.” düzenlemesine uygun şekilde yapıldığı ve iflas idaresi tarafından …’ne yapılan bildirimin … tarafından da davalı bankaya e-posta kanalıyla usulüne uygun şekilde bildirildiği tartışmasız olup, İİK 166/1 maddesindeki düzenleme gereği iflas bildirim şekli belirlenmiş olup, ayrıca tebligat yapılmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı da anlaşılmakla, bilirkişiler tarafından yapılan hesaplama ile iflas kararının davalı bankaya bildiriminden sonra davacı müflisin hesabından çekilen tutar toplamının 747.138,84-TL olduğu, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporundaki tespitler karşısında davalı banka tarafından davacı müflisin iflasına ilişkin kararın usulüne uygun bildiriminden sonra iflas masasına gönderilmesi gereken miktarın müflise ödendiği bu haliyle İİK 184 gereği iflas masasının tasarrufunda olan paranın müflise ödenmesi halinde İİK 192 gereği davalı bankanın iflas kararından sonra müflise yapılan ödeme nedeniyle borçtan kurtulamayacağı açık olup, güven kurumu olan bankanın kendisine e-posta ile yapılan iflas bildirimini takip ederek gereğini hemen yetirmesi gerektiğinden dolayı davalı bankanın usulüne uygun tebliğ olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği ve bu durumun davalı bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı anlaşıldığından, yapılan iflas bildirimine rağmen iflas masasına ödenmesi gereken meblağın müflise ödenmesi ile davalı banka borçtan kurtulamayacağından davacı tarafça talep edilen 730.380,00-TL’nin davalı banka tarafından davacı iflas idaresine ödenmesi gerektiğinden ve her iki tarafın tacir olması nedeniyle avans faiz talebi yerinde olduğundan dolayı davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebinde belirtilen şartlarda kaldığı yerden devamına, alacağın likit takibe itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacağın (730.380,00-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebinde belirtilen şartlarda kaldığı yerden devamına,
b) Asıl alacağın (730.380,00-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 49.892,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 41.071,08-TL karar harcının borçlu davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin haksız çıkan taraf olan davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 8.821,17-TL peşin harç olmak üzere toplam 8.880,47-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 16 adet tebligat-posta gideri 144,30-TL, bilirkişi ücreti 3.000,00-TL olmak üzere toplam 3.144,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 53.569,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davacı şirket iflas idare memurunun ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022

Başkan …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Katip …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.