Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/263 E. 2022/130 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/263 Esas
KARAR NO : 2022/130

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından a) 16.08.2019 tarihinde Esenyurt İlçesi, …Mahallesi, … Sokak, No:..adresinde yapılan çalışma; b) 31.08.2019 tarihinde Esenyurt İlçesi,… Mahallesi, 2202. … Sokak, No:… adresinde yapılan çalışma; c) 22.08.2019 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:.. adresinde yapılan çalışma; esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiği tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıplar müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, borçlu … Genel Müdürlüğü tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 14.229,10-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya Örnek No: 7 ödeme emri gönderildiğini, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlu itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe , takibe konu borca borç miktarına, faize , faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş; görüşme sonunda anlaşma sağlanamadığını belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı takip dosyalarına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hasar bizzat müvekkili idare tarafından verilen bir hasar olmadığını, söz konusu hasarın gerçekleştiği yerlerde müvekkili idare tarafından bizzat herhangi bir çalışma yürütülmediğini, herhangi bir çalışma yapılmış ise de…’nin dava dışı üçüncü kişilerce verilen zararlardan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı dava dilekçesinde ispat yükümü kapsamında davayı ispat etmeye yetecek delil sunmadığını, dava dosyasına sunulan davacı delili eğer mevcut ise de büyük çoğunluğu müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacı iddia olunan hasara ilişkin hiçbir ayrıntıdan bahsetmemiş, hasarın nedeni ve müvekkili idare ilgisi hakkında hiçbir açıklamada bulunmamış, tespit ve ekspertiz raporu ile kanıt niteliğinde sair hiçbir belge tebliğ ettirmediğini, davacının söz konusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ve yasanın emredici hükmüne rağmen mevcut tesisatını yasada belirlenen şekilde döşemediği, bu nedenle zaman zaman tesisatlarına zarar verilmesine kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiğini, söz konusu adreste, davacıya ait tesis ve kabloların ilgili yönetmelığın emredici hükmü ve dığer hükümlerıne uygun olarak ikmal edilmediği ortaya çıktığını beyan ederek, davanın usule ilişkin dava şartları yönünden incelenerek usulden reddine, dava usule ilişkin sebeplere göre reddedilmediği takdirde, esasa ilişkin nedenlerle reddine, davanın … Anonim Şirketi adlı şirketlere ihbarına, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, davacının faiz, icra inkar tazminatı ve sair tüm istemlerinin reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas icra dosyası, arabuluculuk son tutanağı, Hasar Tespit Tutanağı, Hasar Dosyası, İşletme Müdürlüğü… Hizmet Alım Sözleşmesi, Hasar Hesaplama Dokümanları, …Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı Altyapı Koordinasyorı Müdürlüğü 05/05/2021 tarihli müzekkere cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava hukuksal niteliği itibariyle, davalı borçlu tarafından gerçekleştirilen haksız eylem neticesinde davacı şirketin tesislerinde oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık 16/08/2019 tarihinde Esenyurt ilçesi, … mah. … Sok. No:.. adresinde, 31/08/2019 tarihinde Esenyurt ilçesi, … mah. … Çiğdem sok. No:.. adresinde ve 22/08/2019 tarihinde Avcılar ilçesi, Ambarlı mah. … sok. No:.. adresinde gerçekleştirilen alt yapı çalışmaları nedeniyle oluşan zarar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığı, davalının sorumlu olup olmadığı, var ise tespit edilen zarar kalemlerinin davalının haksız fiiline nazaran kadri maruf olup olmadığı ve talep edip edemeyeceği, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı konularında toplanmaktadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı aleyhine 5.479,21 TL asıl alacak, 255,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.734,56 TL borcun ödenmesi amacıyla 02/03/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresi içerisinde icra takibine itiraz ettikleri, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İstanbul… İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı aleyhine 4.244,13 TL asıl alacak, 182,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.426,22 TL borcun ödenmesi amacıyla 02/03/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresi içerisinde icra takibine itiraz ettikleri, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı aleyhine 3.892,67 TL asıl alacak, 175,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.068,32 TL borcun ödenmesi amacıyla 02/03/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresi içerisinde icra takibine itiraz ettikleri, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davacı vekili 21/06/2021 tarihli beyan dilekçesi ve duruşmada alınan beyanında davaya esas teşkil eden ilamsız icra takiplerinde talep etmiş olduğu hasar bedeli olan asıl alacak, fer’ileri olan faiz ve vekalet ücretinin tarafına ödendiğini ve davanın konusuz kalması sebebiyle her iki taraf leh veya aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmeksizin esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ödemenin kendileri tarafından yapılmadığını, vekalet ücreti ve yargılama giderinden feragat etmenin söz konusu olmadığını, davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul… İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …, 9606 ve 9604 e. Sayılı dosyalarının icra kanalıyla davalı tarafça veya 3. Bir kişi tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, icra dosyasının kapatılıp kapatılmadığı, ödeme yapılmış ise ilgili evrakların mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verildiği, gelen müzekkere cevabında dosyalarda tahsilat bulunmadığı, icra dosyalarına itiraz edilmesi nedeniyle takiplerin durdurulmasına karar verildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
İcra takiplerine konu asıl alacağın ve ferilerinin dava açıldıktan sonra ödendiği davacı vekilinin beyanı ile anlaşılmaktadır. Ancak ödemenin kim tarafından yapıldığı sabit değildir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün…, 9606 ve 9604 e. Sayılı dosyaları yönünden asıl alacak ve ferilerinin ödendiği ve davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HMK’nun 331/1. maddesindeki yasal düzenlemeye göre; davanın açılmasına davalı tarafın sebep olup olmadığına, davacı tarafın dava açıldığı tarih itibariyle haklı olup olmadığına göre, yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekmekte olup, somut olayda, dosya borcunun yargılama sırasında ödendiği sabit olup kim tarafından ödendiği sabit olmadığından vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden dava açıldığı tarih itibariyle kimin haklı olduğu sabit olmadığından dosya kapsamı itibariyle elektrik mühendisi bilirkişiden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, düzenlenen 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;” zararın, yüklenici konumunda ve ihbar olunan …A.Ş + … A.Ş iş ortaklığının eylemleri ile gerçekleştiği, dava konusu mahalde, davacıya ait alt yapının usulüne uygun şekilde inşa edilmediği, davacının %30, davalı yüklenicisi ve ihbar olunan … A.Ş + … A.Ş iş ortaklığının %70 oranında kusurlu olduğu, davalı …’’nın dava konusu işin yapımında işveren konumunda olduğu, yüklenici konumunda ve ihbar olunan … A.Ş + …A.Ş iş ortaklığının ‘2018 Yılı Avrupa 2. Bölge Abaone İşleri Daire Başkanlığı İçmesuyu ve atıksu yapım, Bakım ve onarım işi (4) İşi’’ kapsamında yapılan kazı çalışmalarında sorumluluğun yüklenicide olmasının gerektiği, bu nedenle davalı …’nin kusurunun olamayacağı, meydana gelen zarar miktarına ilişkin; yapılan hesaplamalar neticesinde; İSTANBUL … İCRA MÜDÜRLÜĞÜ… E. sayılı dosya için; KDV dahil 133,62 TL hasar tutarı ve 6,09 TL faiz olmak üzere toplam 139,71 TL hesaplandığı, davacı %30 oranında 139,71 TL x%30 =41,91 TL, davalı yüklenicisi ve ihbar olunan…A.Ş +…A.Ş iş ortaklığının %70 oranında 139,71 TL x %70 = 97,79 TL tutarında sorumlu olduğu, İSTANBUL … İCRA MÜDÜRLÜĞÜ …E. sayılı dosya için; KDV dahil 493,60 TL hasar tutarı ve 20,69 TL faiz olmak üzere toplam 514,29 TL hesaplandığı, davacı %30 oranında 514,29 TL x%30 =154,28 TL, davalı yüklenicisi ve ihbar olunan … A.Ş +… A.Ş iş ortaklığının %70 oranında 514,29 TL x %70 = 360,00 TL tutarında sorumlu olduğu, İSTANBUL … İCRA MÜDÜRLÜĞÜ … E. sayılı dosya için; KDV dahil 133,62 TL hasar tutarı ve 5,93 TL faiz olmak üzere toplam 139,55 TL hesaplandığı, davacı %30 oranında 139,55 TL x%30 = 41,86 TL, davalı yüklenicisi ve ihbar olunan … A.Ş +… A.Ş iş ortaklığının %70 oranında 139,55 TL x %70 = 97,68 TL tutarında sorumlu olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
15/06/2006 tarih ve 26199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği” nin 4. Maddesinde tanımlandığı üzere “altyapı” kavramı “içme suyu kanalizasyon projeleri, elektrik doğalgaz, telefon, kablolu televizyon bağlantı hatları gibi telekomünikasyon projeleri hafif yaylı toplu taşıma ve metro projeleri, termal ısınma ve enerji besleme projeleri ve benzerleri gibi raylı toplu taşıma sistemleri ile yollar ve kaplamaları” ifade etmekte ve kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, kabloya hasar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anlatılan gerekçelerle yüklenicinin kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlanılmış olması ve çalışmalar sırasında kazı çalışması yapanın daha dikkatli olması, çalışmalarını ona göre yönlendirmesi ve gerekiyorsa elle kazı yapması gerektiğinden , meydana gelen olayda yüklenicinin kazı yaparken dikkatsiz çalıştığı ve gereken tedbirleri almadığı anlaşılmıştır. …Tesis Şartnamesinde, ‘’ Kablo kanalın açılması, kanal dibine kum serilmesi, kablonun üzerine kum serilmesi, kuınun üzerine tuğla yerleştirilmesi, üzerine tuvanen malzemenin doldurulması, ikaz bandının serilmesi, zeminin eski haline getirilmesi” hükmü olmasına rağmen, dosyadaki arıza yeri fotoğraflarının incelenmesinden dava konusu mahalde davacı şirketin kablonun üstüne ve altına kum sermediği, kablonun üzerine koruyucu tuğla koymadığı, ikaz bandı olmadığı yani kabloyu … Şartnamesine uygun döşemediği anlaşıldığından bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının olayın özelliklerine uygun olduğu anlaşılmakla davacının %30 oranında davalının %70 oranında kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı … vekilince müvekkiline husumet düşmeyeceği iddia edilmiş ve bilirkişi raporunda davalı …’nin dava dışı yüklenici ile düzenledikleri sözleşme gereğince kazı çalışmalarından dolayı sorumluluğun yüklenicide olduğu belirtilmişse de davalı ile yüklenici arasında düzenlenen TİP sözleşmelerinin ve eki şartnamelerin ilgili maddeleri ile yüklenici firma tarafından yapılacak çalışmalar esnasında verilecek her türlü hasarlardan yüklenicinin sorumlu olacağı hükmü getirilmiş ise de işveren konumunda olan İSKİ’nin yüklenici firma tarafından yapılan işlerin yönetmelik ve şartnamelere uygun olarak yapılmasını denetlemek ve kontrol etmekle gözetim ve denetim yetkisi bulunmaktadır. Kaldı ki taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme hükmü taraflar arasında geçerli olup üçüncü kişileri bağlamayacaktır. Bu itibarla davalı …meydana gelen zarardan TBK. 66 Maddesi anlamında müteselsilen sorumlu olup hukuki değerlendirme Mahkememize ait olmakla bilirkişi raporunda belirtilen bu değerlendirmeye katılınmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; düzenlenen bilirkişi raporu kusur ve hesaplama bakımından denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmakla esas alınmış ve her üç hasarla ilgili olarak davacı tarafından onarılarak çalışılır hale getirilen işlerin … birim fiyatlarına göre hesaplama yapıldığı, davacının oluşan hasar tutarı bakımından İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya için; KDV dahil 133,62 TL hasar tutarı ve 6,09 TL faiz olmak üzere toplam 139,71 TL hesaplandığı, davalının %70 oranında 139,71 TL x %70 = 97,79 TL tutarında sorumlu olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya için; KDV dahil 493,60 TL hasar tutarı ve 20,69 TL faiz olmak üzere toplam 514,29 TL hesaplandığı, davalının %70 oranında 514,29 TL x %70 = 360,00 TL tutarında sorumlu olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya için; KDV dahil 133,62 TL hasar tutarı ve 5,93 TL faiz olmak üzere toplam 139,55 TL hesaplandığı, davalının %70 oranında 139,55 TL x %70 = 97,68 TL tutarında sorumlu olduğu, davacı tarafından talep edilen araç, personel ve montaj talebi yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/12/2010 tarih 2010/7-530 E. 2010/636 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğu, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği ve zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderler olmakla zararla ilgisinin bulunmadığı, özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemeyeceğinden davacı taraf onarım işlemlerinin İşletme Müdürlüğünün komutasında olan… (Arıza Onarım ve Bakım) birimi tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürmüşse de buna ilişkin delillerini sunmadığı ve hasarın özel olarak adam tutulup çalıştırılmak suretiyle giderildiğine ilişkin fatura vs. İspatlayıcı belge sunulmadığı anlaşılmakla haksız fiillerde gerçek zarar ilkesinin benimsendiği bu anlamda gerçek zarar olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla montaj ve araç ve personel giderleri talebi yönünden davacının alacaklı olduğu ispatlanamamış, davacı tarafça talep edilen dağıtılamayan enerji bedeli talebi yönünden Yargıtay 4. HD’nin 2015/10383 E. 2015/12692 K., Yargıtay 3. HD 2012/19781 E. 2012/24032 K.) Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere;” tüketilmeyen elektrik santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez.” “Hasar nedeniyle enerji nakil enerjisinin beslediği mahalde bir miktar elektrik kesintisinin olduğu muhakkaktır. Davacı elektrik enerjisi üreten bir şirket değildir, sadece dağıtımını yapmaktadır. Dolayısıyla kesinti nedeniyle henüz üreticiden bir elektrik almamıştır. Öte yandan mesken ve işyerlerine kullanılan elektrik miktarı günün değişik saatlerinde farklılık göstermektedir. Kablodaki hasar nedeniyle bir mahaldeki kesintinin hasar görmeyen enerji nakil hattından beslenmesi olanağı da mevcuttur. Kullanılan enerjinin kesinti süresinin kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı dikkate alındığında satılamayan enerji bedeli talep edilmesi usul ve yasaya uygun değildir.”(İzmir BAM 4. HD 2018/563 E. 2019/524 K.) içtihatlar gereğince gerçek zarar ilkesine göre davacının dağıtılamayan enerji bedeli talebi yönünden ispatlanamamış, davacının eşik kesinti süresi aşım bedeli talebi yönünden Elektrik Dağıtımı Ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğine göre, abonelerin, yıllık eşik değerlerin aşılmasında veya günlük süreleri aşan kesintilerde dağıtım şirketi tarafından ilgili kullanıcıya tazminat ödenmesi gerekmektedir. Yani, sözü geçen yönetmelik, davacı şirketin abonelere tazminat ödemesine ilişkindir. Bu nedenle, davacı şirketin eşik kesinti süresi aşım bedelini davalıdan talep edebilmesi için sözü geçen bedeli ilgili kullanıcılara ödediğini somut belgelerle kanıtlaması gerekmekte olup, dosyada bu konuda bilgi ve belge bulunmadığı ve ispatlanamadığı anlaşılmış, davacının etüd koordinasyon bedeli talebi yönünden davacı tarafça sunulan Hasar keşif özetinde, Etüt koordinasyon bedelinin firmanın/yüklenici şirketin kendi personelince karşılandığı dava dosyasında görüldüğünden etüd koordinasyon bedeli talebi yönünden ispatlanamamış ve bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda dava tarihi itibariyle davacının davalıdan toplam 555,47 TL alacağının bulunduğu sabit olmakla vekalet ücreti ve yargılama giderinin hesaplamasında bu miktar dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 80,70 TL harcın, peşin alınan 214,33 TL’den mahsubu ile 133,63 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 555,47 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 850-TL Bilirkişi ücreti ve 166,60-TL posta giderinden ibaret toplam 1.016,60-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 39,65 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul red oranına göre 51,48 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 1.268,52 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip
e-imzalı*

Hakim
e-imzalı*