Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/260 E. 2022/316 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/260 Esas
KARAR NO : 2022/316
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından 11.10.2019 tarihinde … İlçesi, … … Mahallesi, … Sokak No: … adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiği tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıplar müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalı … Genel Müdürlüğü tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 11.540,41-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya Örnek No: 7 ödeme emri gönderildiğini, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlu itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe , takibe konu borca , borç miktarına, faize , faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ederek takibin durdurulduğunu beyan ederek; davalının … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı takip dosyalarına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili idare yazışmalarından anlaşılacağı üzere dava konusu hasarlar müvekkili idare tarafından verilen bir hasar olmadığını, söz konusu hasarın gerçekleştiği yerlerde müvekkili kurum tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığını, … İlçesi, … … Mahallesi, … Sokak No: … adresinde ne müvekkili idarenin ne de yüklenici firmaların hiçbir çalışması olmadığını, davacı vekili söz konusu zararların müvekkili idarenin kusurundan kaynaklandığını gösterir hiçbir delili ortaya koymadıklarını, söz konusu adreslerde belirtilen tarihlerde müvekkili idare veya yükleniciler tarafından herhangi bir kazı çalışması yapılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının iddia ettiği tarihte mezkür adreste bir kazı çalışması yapılmışsa dahi işbu kazı çalışmasının kimin tarafından yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, … Merkezine müzekkere yazılarak belirtilen tarihte herhangi bir kazı ruhsatının verilip verilmediğinin araştırılması gerektiğini, müvekkili idarenin belirtilen adreste herhangi bir çalışmasının olmaması nedeniyle meydana gelen hasarda bir kusuru olduğunun da düşünülemeyeceğini, haksız fiil iddiasına dayanan huzurdaki davanın kusur sorumluluğunu gerektirmesi ve işbu kusurun ispat edilmesi gerektiğinden müvekkili idareye bu nedenle bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, davacı, mezkür adreslerde meydana geldiğini ileri sürdüğü zararların kim ya da hangi kurumlar tarafından meydana getirildiğini ispat etmesi gerektiğini, davacı, huzurdaki davada meydana geldiğini iddia ettiği hasarın kimin kusurlu davranışı neticesinde meydana geldiğini ispatladığını, müvekkili idare açısından tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kusurunun olması; tazminat talep edilen hasar ile fiili arasında illiyet bağının bulunması gerektiğini, oysa müvekkili idare …’nin davacının iddia ettiği adreste hiçbir faaliyeti bulunmadığını beyan ederek; davanın; müvekkili idarenin iddia olunan hasarın meydana geldiği adreste müvekkil idarenin hiçbir çalışması olmaması ve bu nedenle kusur izafe edilemeyeceğinin açık olması ve zamanaşımı itirazları dolayısıyla husumet yokluğu ve zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, davacının ispat edemediği davasının, icra inkar tazminatı ve diğer tüm talepleriyle birlikte esastan reddine, davacı aleyhine müvekkili idare lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, hasar tutanağı, hasar yerine ait görüntüler, … Müdürlüğü müzekkere cevabı, hasar bedel formu, hizmet alım sözleşmesi, tanık beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava hukuksal niteliği itibariyle, davalı borçlu tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen haksız eylem neticesinde davacı şirketin tesislerinde oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık 11/10/2019 tarihinde “… ilçesi, … … mah. … sok. No:… ” adresinde davacıya ait yeraltı kablosuna çarpılması şeklinde gerçekleşen hasarın davalı tarafça gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, hasar ile oluşan zarar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığı, var ise tespit edilen zarar kalemlerinin kadri maruf olup olmadığı değilse miktarı ve davalının zarar kalemlerinden sorumlu olup olmadığı, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı konularında toplanmaktadır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; … İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı icra dosyası ile davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 11.165,97 TL asıl alacak ve 374,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.540,41 TL borcun ödenmesi amacıyla 14/03/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 17/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 17/03/2020 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiğii durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Zamanaşımı defi yönünden; davalı taraf haksız fiillerde zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğu ve davanın zamanaşımına uğradığı defisinde bulunmuşsa da davacı tarafın tutanak tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde icra takibinde bulunduğu ve icra takibi ile zamanaşımının kesildiği anlaşılmakla zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Yetki itirazı yönünden; yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir.İİK’nun 50/1 maddesi yollamasıyla icra müdürlüğünün yetkisi bakımından HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Zarar gören davacı tüzel kişinin yerleşim yeri mahkememiz yetki sınırları içinde olup, davalının icra dairesinin yetkisine itirazı reddedilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 25/04/2022 tarihli raporunda özetle; 11/10/2019 tarihinde “… ilçesi, … … mah. … sok. No: …” adresinde davalı …’nin yüklenicisi tarafından yapılan kazı çalışması sırasında davacıya ait 4×16 mm2 kesitli kablolarına zarar verildiği, davacı ilgili çevrede oluşan elektrik kesintisinin giderilmesi için oluşan hasarı giderdiği, davalı …’nin yüklenicisi konumundaki firmanın verdiği hasarla ilgili işlerin tutarı … Birim fiyatları baz alınarak KDV dahil 466,19 TL olarak hesaplandığı, dosyadaki tüm bilgi, belge, fotoğraflar ve tanık beyanları üzerinde yapılan inceleme neticesinde dava konusu mahalde davacıya ait alt yapının usulüne uygun şekilde inşa edilmediği, davacının %30 , davalı … kusur oranının % 70 olduğu, söz konusu oranın davalıya veya varsa yüklenici firmaya sorumluluk yüklenmesi hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu, meydana gelen hasarın KDV dahil 466,19 TL ve 15,28 TL faiz olmak üzere toplam 481,47 TL olarak hesaplandığı, davacı %30 oranında 481,47 TLx%30=144,44 TL, davalı …’nin yüklenici konumunda ve işin sözleşmesi sunulmadığından firma tespit edilememiş olup %70 oranında 481,47 TLx%70=337,02 TL tutarında sorumlu olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça 11/10/2019 tarihinde “… ilçesi, … … mah. … sok. No: … ” adresinde davacıya ait yer altı kablosuna çarpılması şeklinde gerçekleşen hasarın davalı tarafında gerçekleştirildiği iddiasına dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça icra takibine itiraz edildiği, davalı tarafın hasar tutanağına itiraz ettiği ve hasarın gerçekleştirilmediği savunmasında bulunduğu, haksız fiilin ve haksız fiilin davalı tarafça gerçekleştirildiği konusunda ispat yükünün davacı tarafta olduğu, … Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında dava konusu mahalde herhangi firmaya alt yapı kazı ruhsatının verilmediğinin belirtildiği, dosya kapsamında hasar tutanağının bulunduğu ancak hasar tutanağında hasarın ne şekilde gerçekleştiğine yer verilmediği ve hasar tutanağının davacı şirket tarafından hazırlanmış olduğu, bu kapsamda olayın ve hasarın kanıtlanması için davacı tanığının dinlenilmesine karar verildiği, dinlenen davacı tanığı … … Yıldız’ın hasar tespit tutanağında isminin bulunduğu, imzasının bulunmadığı ve meydana gelen hasarın nasıl ve kim tarafından gerçekleştirildiğini hatırlayamadığı, böylece haksız fiilin davalı tarafça gerçekleştirildiği ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça ispatlanamadığından davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu sabit olmadığından şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 139,39-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 58,69-TL’nin davacıya iadesine,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 5.100,00- TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*