Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/182 E. 2021/357 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/182 Esas
KARAR NO : 2021/357
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 21/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı şirket yetkilisi vekilinin mahkememize sunduğu 21/03/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın … nde … sicil no ile kayıtlı … Tic. Ltd. Şti.ndeki hisselerini …. Noterliği 28.12.2007/33520 tarih sayılı limited şirket hisse devri sözleşmesi ile … …’a devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, … …’un şirket müdürü ve münferiden imza yetkilisi olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı hususları 28.01.2008/6986 tarih sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, Ticaret Sicil gazetesinde bunları yayınlayan şirket ortakları müvekkilinin şirkete vermiş olduğu istifa belgesini, hisse devri ve müdürlük görevinin sonlandığının tescil- ilan edilmesini içeren hususları Ticaret Sicil memurluğuna sunup tescil ve ilanını yapmadıklarını, bu durum, hisselerinin tamamını devir etmesine rağmen müvekkilin şirket müdürlüğünün 27-09-2011 tarihine kadar devam ediyor şeklinde yorumlanmasına sebep olduğunu, bu yorum şekli ise gerçek duruma aykırı olduğu gibi müvekkilin ağır mağduriyetine yol açtığını, Halbuki, müvekkilinin 27/12/2007 tarihinde hisse alıcısı ile mutabakata vardığını, hisse devir sözleşmesini kendi aralarında imzaladıklarını ve müdürlükten ayrıldığına dair beyan ve kararı imzalandığını, noter huzurunda imzayı ertesi gün ikmal eden ve şirket hisselerinin tamamını devreden müvekkkilininin artık şirket ile hiçbir ilişkisinin kalmadığını, yeni müdür ataması da yapılmadığını, … Tic. Ltd. Şti.’ndeki tüm müvekkilinin hisseleri …. Noterliği 28.12.2007/33520 tarih sayılı limited şirket hisse devri sözleşmesi ile … …’a devir edildiğini, … …’un şirket müdürü olarak münferiden imza yetkilisi olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı hususları 28.01.2008/6986 tarih sayılı Ticaret Sicil Gazetesine yayımlandığını, bu durumda hala Ticaret Sicil İl Müdürlüğü’nün müvekkilinin şirket müdürü olarak kayıtlarında tutması yasaya ve usule aykırı olduğunu, ancak bugüne kadar müvekkilinin, hisselerini devir ettiğini, şirket müdürlük görevinin kalmadığını, bu konunun mutabaka bağlandığını, şirkete hisse devri ile birlikte istifabeyanını sunduğunu, şirketin bu durumu kararına geçirdiğini, şirketin tüm iş ve işlemlerinin yeni ortaklar ve müdür tarafından takip edildiğini, kendisinin hiç bir ilgisinin kalmadığını Ticaret Sicil il Müdürlüğüne defalarca bildirmesine rağmen, Ticaret Sicil Müdürlüğü kaydın düzeltmesini yapmadığını, İstanbul Ticaret İl Müdürlüğü müvekkiline 14/03/2021 tarihinde ise; anılan şirketin re’sen ticaret sicilinden terkin edildiğine dair belgeyi vererek artık mahkeme kararı olmadan hiçbir işlem yapamayacaklarını ifade ettiklerini, bu durumda; Noterden hisse devri yapıldığını ve Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmasına rağmen, ticaret sicil kayıtlarında 27-09-2011 tarihine kadar müvekkilinin şirkette müdür gözükmesi, kamu kurumlarına ve üçüncü kişilere karşı sorumluluğuna sebebiyet verdiğinden, iş bu davanın açılarak, müvekkilinin adı geçen şirkete ait bütün hisselerinin devredildiğini ve müdürlük görevinin kalmadığının tespit ve tescil ile ilanına yönelik karar verilmesini talep etmek gereği doğduğunu beyanla Gerek duyulur ise re’esen terkini yapılmış olan … Tic. Ltd. Şirketinin Ticaret Sicil kayıtlarının iş bu dava dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihyasını, son müdürün tasfiye memuru olarak atanmasını, anılan şirket eski hissedarı olan müvekkili …’ın hisselerinin tamamını satarak devrettiği, müdürlük şartlarını taşıyacak vasfı kalmadığı, istifa da ettiği, karar defterine işlendiği halde yeni müdür ve ortaklar tarafından tescil ve ilan işlemlerinin ikmal edilmediğinin tespiti ile Noterden hisse devir tarihi olan 28.12.2007 tarihi itibari ile müdürlüğünün de sona erdiğinin tespit ve tesciline yönelik karar verilmesini, avukatlık ücret ve dava masraflarının karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı şirket yetkilisi vekilinin mahkememize sunduğu 12/04/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Dava dışı … Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında davalı yanca re’sen sicilden terkin işlemi yapıldığından, müvekkilinin talebi üzerine müdürlük görevinin sona erdiği tarih itibari ile davalı yanın değerlendirme yapma, karar oluşturma ve tescil imkanı bulunmadığı anlaşıldığını, davalı yanın bu değerlendirmeyi yapabilmesi için şirketin ihyası gerektiğini, ayrıca, anılan şirketin Vergi Dairesi, SGK ve üçüncü şahıslara borcu bulunduğunu, nitekim müvekkilinin şirket borcunun şahsından tahsili için ödeme emri tebliği üzerine … Müdürlüğü’ne karşı ödeme emrinin iptaline yönelik dava ikame ettiğini, bu borcun hiç şüphesiz şirket borcu olduğunu, şirket sicil kaydı terkin edildiğinden eski müdür olarak müvekkilinin kabul edilerek müvekkilinden şirket kamu borcu tahsil edilmeye çalışıldığını, kaldı ki müvekkilinden icraen tahsil edilse dahi, bu borcun müvekkili için şirketten alacak mahiyetine dönüşeceğinden şirketin ihya edilmiş olması gerektiğini, bu durumda borçlu şirketin terkin işleminin yapılmış olması kanuna ve usule aykırı olduğundan TTK. Md. 547 gereği şirketin ihyasını talep zarureti doğduğunu, davalı yanın re’sen terkin işlemi yapmadan önce kamu borcunu sorgulaması gerek şart olmasına rağmen bu görevini hakkı ile yapmaksızın terkin işlemini yaptığının anlaşıldığını, yine davalı tarafın, müvekkilinin hisse devrinden sonra şirketin temsil ve imzası için tescil başvurusunda bulunan yeni ortağın talebini incelemek yükümlülüğü altında iken bu görevini de ikmal etmediğini, ihmal ettiğini, çünkü dava dışı şirket ana sözleşmesinde şirket dışı müdür atama yetkisi tanınmadığını, yeni oluşan ortaklar ise bu yönde bir karar dahi sunmadığını, bu durumun davalı yanın görevi gereği kendisine sunulan yeni müdür ataması kararını tescilden önce şirketten değişen ortaklık yapısı nedeni ile ana sözleşmeye uygun belgeleri sunmasını istemesini gerektiğini, bu durumda şirket karar defterlerine geçirilen müvekkilinin müdürlük görevinin sonlandığına, istifasına ait kayıt ve belgeler her halukarda sicile sunulmak zorunluluğunda kalınacağından bu görevini yapmamakla davalı yan huzurdaki davanın açılmasına sebep olduğunu, nitekim Ticaret Sicil İl Müdürlüğünün uygulamaları da bu yönde iken müvekkilini ilgilendiren bahsi geçen işlem yapılmadığını ve mağduriyetin oluşmasına sebep olunduğunu beyanla davalı yan tarafından hukuka ve usule aykırı olarak re’sen terkin işlemi yapılan … Ltd. Şti. nin TTK. Md. 547 hükmünce ihyasına, son müdürün tasfiye memuru olarak belirlenmesine yönelik karar oluşturulmasını, ihtilaf konusu diğer taleplerinin mahkeme nezdindeki takibini bu aşamada atiye bıraktıklarını, anılan karar üzerine işlemlerine davalı yana karşı devam edeceklerini beyan ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili tarafından mahkememize sunulan 07/04/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müdürlükten istifa ettiğine ilişkin Sicil Müdürlüğü’ne, yetkililerce yapılan bir bildirim olmadığı gibi, davalı şirketin de, davacının müdürlük görevinin sonlandırıldığına dair bir ortaklar kurulu kararı almadığını, davacının müdürlük görevinin esas sözleşmede belirlenen görev süresi boyunca devam edeceğini, limited şirketlerde, müdürlerin sicil kayıtlarından terkini, ilgilinin istifa ettiğini şirkete bildirdiğini belgelemesi koşuluyla ya da ilgilinin müdürlük görevinin sonlandırıldığına ilişkin bir ortaklar kurulu kararı alınması ile mümkün olduğunu, davacının dayanak olarak gösterdiği 28.12.2007 tarihli kararında, davacının müdürlük sıfatının sonlandırıldığına ilişkin hiçbir ifade bulunmadığını, bahsi geçen kararda, hisse devrine onay verilmesinin yanı sıra, … …’un şirket müdürlüğüne 5 yıl için seçilmesinin kararlaştırıldığını, yani davaya konu şirketin, ortağın hisse devrine ilişkin olarak aldığı kararda, yeni müdür atanması dışında, daha önceden esas sözleşme ile 5 yıl süreyle görevlendirilmiş müdürün /davacının azline ilişkin bir karar alınmadığını ve yine davacının, bu süreçte, şirketten istifa da etmediğini, bunun sonucu olarak da; hissesini devretse de, esas sözleşme gereğince müdür olarak atanan ve görev süresi devam eden davacının müdürlük vazifesinin esas sözleşme gereğince devam ettiğini, davacının şirket müdürlüğünden istifa ettiğine ilişkin, şirket yetkilileri tarafından sunulan hiçbir tescil başvurusu bulunmadığı ve hatta, konuya ilişkin davacı tarafından yapılmış herhangi bir başvuru dahi bulunmadığı saptandığından; sicil kayıtlarında, davacının müdürlük sıfatının devam etmiş olmasının hukuka uygun olduğunu, yasal yükümlülüğünü yerine getiren müvekkil müdürlüğe husumet teveccüh edilemeyeceğini, sonuç olarak; davanın açılmasına sebep olmayan ve hatta, huzurdaki davada husumet dahi yöneltilmesi mümkün bulunmayan müvekkile karşı açılan davanın reddi gerektiğini, huzurdaki davanın muhatabının davacının iddialarının doğru olması halinde, görevini yapmayan, yani tescil müracaatı yapmayan, istifaya ilişkin karar almayan şirket yetkilileri ve dolayısıyla, aslında dava konusu edilen şirket olduğunu, davanın şirkete karşı yöneltilmesi gerektiğinden müvekkil müdürlük hakkında açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haksız çıkan tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Davacı taraf ticaret sicilden resen terkini yapılan dava konusu … Ltd. Şti.’nin ihyasını ve dava konusu şirketteki müdürlüğünün sona erdiğinin tespit ve tesciline karar verilmesini istemiş, daha sonra taleplerinin sadece dava konusu şirketin ihyasına ilişkin olduğunu, müdürlük görevinin sona erdiğinin tespiti ve tesciline yönelik taleplerini atiye terk ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü ise esas sözleşme gereğince müdür olarak atanan ve görev süresi devam eden davacının müdürlük vazifesinin esas sözleşme gereğince devam ettiğini, davacının şirket müdürlüğünden istifa ettiğine ilişkin, şirket yetkilileri tarafından sunulan hiçbir tescil başvurusu bulunmadığı ve hatta, konuya ilişkin davacı tarafından yapılmış herhangi bir başvuru dahi bulunmadığı saptandığından; sicil kayıtlarında, davacının müdürlük sıfatının devam etmiş olmasının hukuka uygun olduğunu, yasal yükümlülüğünü yerine getiren müvekkil müdürlüğe husumet yöneltilemeyeceğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça dava konusu sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası ve müvekkil ortağın dava konusu şirketteki hisselerini devrettiğinden dava konusu şirketteki müdürlük görevinin sona erdiğinin tespiti ve tescili talepli dava açılmış, davacı tarafa talebini açıklaması üzerine verilen süre kapsamında davacı tarafça taleplerinin dava konusu sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası olduğu, bu aşamada şirketin ihyası sağlanmadan diğer hususlarda karar verilemeyeceğinden diğer taleplerini atiye terk ettikleri yönünde beyanda bulunması üzerine davanın sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası davası olduğu anlaşıldığından bu yönde davaya devam olunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasının b bendi uyarınca, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, terkin sebebi olarak sayılmış olup, anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.
TTK’nın Geçici 7. maddesinin 15 numaralı bendinde de “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulananlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. ” düzenlemesi getirilerek haklı sebepler bulunması halinde terkin edilen şirketin ihyası hususunda hukuki yararı bulanan kişilere ihya imkanı tanımıştır.
TTK’nın Geçici 7. maddesi, hukuki yararı bulunanların talebi üzerine, şirketin ihyasına karar verilebileceğini düzenlemiş, yetkili mahkeme konusunu ayrıca düzenlememiştir. Olaya kıyasen uygulanması gereken TTK’nın 547. maddesi uyarınca, ihya davalarının, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılması gerekir. Bu yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralıdır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 27/06/2019 tarih, 2018/1577 Esas, 2019/898 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir.
… kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …nün … sicil numarasına kayıtlı … Ltd. Şti. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin Küçükçekmece/İstanbul olduğu, şirketin 18/02/2015 tarihinde TTK geçici 7. madde gereğince sicilden resen terkin edildiği anlaşılmıştır.
Şirketin faaliyet merkezinin ve iş yeri adresinin … mah. … cad. No: … Halkalı, … / İstanbul olduğu açık olup, TTK 643. madde atfıyla TTK 547/1 gereğince belirtilen yetkili mahkeme düzenlemesi kesin yetki hali olup, kamu düzenine ilişkin olmakla (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1409 E.-2018/2580 K. Sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/1577 E.-2019/898 K. Sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 2019/245 E.-2019/968 K. Sayılı içtihalarında da belirtildiği üzere) davaya bakmakla yetkili mahkemenin ihyası istenilen şirketin merkezi bulunduğu yer mahkemesi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, mahkememizin yetkisizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-ç maddesi gereğince mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere Bakırköy Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2021

Başkan …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Katip …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.