Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/162 E. 2021/675 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/162 Esas
KARAR NO : 2021/675
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 11/03/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin 1974 yılında kurulmuş, bisiklet ve motosiklet iç ve dış lastik imalatı, dahili ticareti, ithalatı ve ihracatı, motorlu ve motorsuz bilumum araçlar için iç ve dış lastik ile sentetik eşyanın imalatı, dahili ticareti, ithalatı ve ihracatı alanında faaliyet gösteren, sektörün öncü firmalarından biri olduğunu, davacı müvekkillerinin yaklaşık %.44,0037 payına sahip ortağı oldukları, … San. ve Tic. A.Ş.’nin 25.10.2007 tarihinde yapılan 2006 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında; şirketin 1.325.000 YTL olan sermayesi, beheri 0.01 Yeni Kuruş nominal değerde 1.500.000.000 adet hisseye bölünmüş 15.000.000,00 YTL’ye artırılmıştır. Artırılan kısım olan 13.675.000 YTL’nin 12.477.109.55 YTL’si Enflasyon Düzeltmesi Olumlu Farklarından, 1.197.890.45 YTL’si ise ortaklarca oluşturulan sermaye artırımı fonundan karşılandığını, yönetim kurulu, çıkarılacak hisse senetlerinin kupür değerini belirlemeye yetkili kılınmış, sermaye artırımı sonunda hissedarlara hisseleri oranında bedelsiz hisse senedi verilmesi karara bağlandığını, sermaye artış kararının üzerinden 13 yılı aşkın zaman geçmesine ve pay bedellerinin tamamı ödenmiş olmasına rağmen, hamile yazılı pay senetleri bastırılmamış ve müvekkillerine teslim edilmediğini, hamile yazılı hisse senetlerinin bastırılması ve müvekkillerine teslimi yönünden gerekli hukuki işlemlerin yapılması adına şirkete kayyum atanması talepli bir dava da ikame edilmiş durumda olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra 10.05.2013 tarihli genel kurul toplantısında, … A.Ş.’nin şirket esas sözleşmesinin kanuna uygun hale getirilmesi amacıyla esas sözleşmede değişikliğe gidilmiş, esas sözleşmenin “Payların Nev’i” kenar başlıklı 36. maddesi; “Şirketin pay senetleri nama yazılıdır. Sermaye taahhütleri yerine getirildikten sonra pay senetlerinin tamamı hamile yazılı olarak ihraç edilecektir.”şeklinde revize edildiğini, ancak … San. ve Tic. A.Ş.nin 25.10.2007 tarihinde alınan sermaye artış kararının üzerinden neredeyse 13 yıl geçmiş olmasına ve pay bedellerinin tamamının ödenmiş olmasına rağmen hamile yazılı pay senetleri bastırılmamış ve müvekkillerinin … ve …’in pay senetleri kendilerine teslim edilmediğini, Yönetim kurulu başkanlığı, davacıların müteaddit sözlü taleplerini cevapsız bırakınca, bu sefer müvekkillerinin, … Noterliğinin 04.02.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile durumu davalı yönetim kurulu başkanlığına noter kanalıyla bildirdiklerini, ancak davacıların bu talepleri de reddedilerek yerine getirilmediğini, davalı şirketin YK Başkanlığı’nın, yaklaşık 13 yıldan bu yana yasanın emredici hükmüne aykırı olarak ve müteaddit taleplere rağmen pay senetlerinin basımı ve dağıtımını yerine getirmemesi, bu hukuka aykırı tutumuyla (pay senedinin bastırılmaması ve dağıtılmaması yoluyla) müvekkillerinin üzerinde baskı yapmayı, pay sahiplerinin bu sıfatlarını ispattan yoksun bırakmayı ve daha önemlisi devir olanaklarının sınırlandırmayı amaçlaması nedeniyle, “… San. ve Tic. A.Ş.’nin pay senetlerinin basılarak pay sahiplerine dağıtılması için kayyum atanarak, bu hususta gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için kayyuma yetki verilmesine, pay senetlerin basılarak dağıtılmasına” karar verilmesi talepli olarak, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı dosyası üzerinden bir dava ikame edilmiş durumda olduğunu, söz konusu dosya halen derdest olduğunu, bu noktada ifade etmek isteriz ki, davalı YK başkanlığı tarafından işbu davaya sunulan cevap dilekçesinde, pay defterinde “SIKINTI” olduğu da mahkeme nezdinde beyan ve ikrar edilmiş durumda olduğunu, davalı taraf yine işbu davaya sunduğu cevap dilekçesinde, söz konusu hisselerin basımı ve dağıtımı için arada geçen 13 yıl ardından “EK SÜRE” talebinde bulunmuş durumda olduğunu, bu husus, şirket nezdinde gerçekleşen usulsüzlüklerin, kötü yönetimin bir ilanı ve ikrarı olduğunu, söz konusu hisselerin bastırılamamış ve müvekkillere teslim edilememiş olmasından dolayı aynı zamanda davalı şirket YK üyeleri hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… E. Sayılı dosyası üzerinden bir “YK Sorumluluk” davası da ikame edilmiş durumda olduğunu, taraflarınca “hisselerin bastırılması ve dağıtılması” ve “yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat” talepli olarak ikame edilen davalardan sonraki bir tarihte, şirket nezdinde yapılan 08.02.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, şirketin sermayesi, pay senetleri ve şekli ile payların nevi hakkında, dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil eder tadil kararları alındığını, müvekkilleri tarafından söz konusu kararlara ilişkin olarak olumsuz oy kullanılmış ve muhalefet şerhimiz tutanağa geçirildiğini, işbu genel kurul kararının, tarafımızca ikame edilen “hisse senetlerinin bastırılması ve dağıtılması” ve “YK üyelerinin sorumluluğu nedeniyle tazminat” talepli davalardan sonra alınmasının, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı hususu izahtan vareste olduğunu, davalı taraf, şirket hisselerinin müvekkillerine teslim edilmemiş olmasından kaynaklı dava ve taleplerimizi bu şekilde konusuz bırakmayı amaçlamakta ve bu sayede, 13 yılı aşkın süredir bastırılmamış ve müvekkillerine teslimi gerçekleşmemiş hisse senetlerinin, basım ve teslim süreçlerini geciktirmeyi amaçlamakta olduğunu, 08.02.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, müvekkil hissedarların olumsuz oylarına rağmen, 2020 yılı hesap dönemi için … A.Ş.’nin bağımsız denetçi olarak atanmasına karar verildiğini, … A.Ş. hakkında olumsuz rapor düzenlemesi gerekmesine rağmen düzenlemeyen ve 5 yılı aşkın süredir çalışılan … A.Ş.’nin, yeniden bağımsız denetçi olarak atanması da dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını beyanla şirket nezdinde yapılan 08.02.2021 tarihli “Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda alınan 3 ve 4 numaralı kararlarının TTK 445 ve 446 madde hükümleri uyarınca iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/04/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; işbu dava ile iptali talep edilen Şirket Esas Sözleşmesi’nin tadiline ilişkin karar, davacı tarafın pay senetleri taleplerini karşılamak amacıyla ortaklara önerildiğini ve alındığını, dolayısıyla, pay senetlerini almak için bir bekleyiş içinde olduklarını beyan eden, pay senedi ihracı için Şirket’e kayyım atanması için dava ikame eden davacı tarafın, en az 2 yıl sürecek işbu iptal davası ile pay senetlerini almayı geciktirmesi, taleplerinin kötü niyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, davacı tarafın, 04.02.2020 tarihinde noter marifeti ile pay senetlerinin basılıp dağıtılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın pay senetlerinin basılıp dağıtılması hususunda şirket yönetimine müteaddit defalar sözlü talepte bulunulduğu iddiası tamamen gerçek dışı olduğunu, davacıların ve diğer pay sahiplerinin 04.02.2020 tarihine kadar bu yazılı veya sözlü bir talebi olmadığını, özellikle 2007 yılında yapılan sermaye artırımından bugüne kadar gerçekleştirilen genel kurul toplantılarında bu yönde herhangi bir sözlü-yazılı talepleri bulunmadığı gibi, dava dilekçelerinde celbini talep ettikleri şirket ticaret sicil dosyası ve kayıtlarından da görülebileceği üzere; “dilek ve temenni” babından dahi bu yönde bir serzenişleri vaki değil olduğunu, pay senetlerinin basılması ve dağıtılmasına ilişkin ilk taleplerinin … Noterliğinin 04.02.2020 tarih … sayılı ihtarnamesinden ibarettir. 2007 yılında iç kaynaklardan yapılan sermaye artırımına dair bedelsiz hisselerin basım ve dağıtımı yönündeki talepleri şirket yönetim kurulunun bilgisi dahiline bu şekilde girdiğini, davacının iddiasının aksine, davacı tarafın 04.02.2020 tarihli ihtarnamesi ile Şirket’e iletilen taleplerinin reddedildiğini, aksine, Şirket pay senetlerinin basımı için çalışmalara başlamış ancak tüm dünyayı ve ülkemizi de etkisi altına alan “Covid-19 Pandemisi” olarak tanımlanan virüs salgınına karşı şirket bünyesinde alınacak tedbirlere ve üretimin devamına öncelik verildiğini ve kısa bir süre sonra sokağa çıkma yasağı, karantina, seyahat yasağı vb. ağır tedbirler uygulamaya konulduğunu, Şirket Yönetim Kurulu, 25.11.2020 tarihinde pay senetlerinin basılmasına ilişkin karar aldığını, ancak pay senedi basım çalışmaları Esas Sözleşme hükümlerindeki çelişkiler ve ortaklık yapısındaki belirsizlikler sebebiyle sekteye uğradığını, dava konusu Genel Kurul Kararı öncesinde, Şirket Esas Sözleşmesi’nin “Pay Senetleri ve Şekli” başlıklı 6. Maddesi, “Şirketin tescilinden sonra, payların bedelleri tamamen ödenince pay senetleri hamiline yazılı olarak çıkartılacaktır.” hükmünü içermekte, ancak aynı Esas Sözleşme’nin “Payların Nevi” başlıklı 36.maddesinde ise, “Şirketin pay senetleri nama yazılıdır.” “Sermaye taahhütleri yerine getirildikten sonra pay senetlerinin tamam hamiline yazılı olarak ihraç edilecektir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, tadil kararı öncesinde Esas Sözleşme maddelerinde yer alan düzenlemeler kendi içerisinde çelişkili olup pay senetlerinin hamiline yazılı mı yoksa nama yazılı olarak mı ihraç edileceği konusunda belirsizlik bulunduğunu, sermaye taahhütlerinin tamamen ödenmeden hamiline yazılı pay senedi ihracı mümkün olmadığından esasen 36. maddenin ikinci cümlesi hukuken bir anlam ifade etmediğini, hamiline yazılı pay senedi ihraç edildiğinde bu kez 36. maddenin ilk cümlesine aykırılık oluşacağını, Esas Sözleşme’nin en son tadil edildiği Genel Kurul Toplantısı tarihi olan 10.05.2013 tarihinde de Şirket sermayesinin tamamı ödendiğini, Keza, Davacıların da 04.02.2020 tarihli ihtarnamesinde TTK’nun 486. maddesinin ikinci fıkrasına atıf yaparak “hamiline yazılı pay senetlerinin” basılmadığından bahis ile “hamiline” yazılı pay senedi basılarak kendilerine teslim edilmesini talep ettiklerini, oysa davacıların hisse senetlerinin basımı talebi ile ikame ettikleri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ … E. sayılı dosyasından görülmekte olan davanın dava dilekçesinde, bu defa, TTK’nun 486. maddesinin üçüncü fıkrasına atıf yaparak azlık talebi halinde “nama” yazılı pay senedi ihracı konusunda Şirket’in takdir yetkisi bulunmadığından bahis ile Şirket’e kayyım atanmasını talep ettiklerini, davacıların Şirket’e yönelttikleri talepleri de çelişkili olup muhtemelen yukarıda izah edildiği üzere Şirket Esas Sözleşmesi’ndeki hükümler sebebiyle hangi nevide pay senedi istendiği konusunda kendileri de kararsız kaldıklarını, davacı tarafın “daha önceki dönemlerde hamiline yazılı hisse senetlerinin bastırılıp hissedarlara teslimi hususunda Genel Kurul kararı alınmış olduğu iddiası tamamen gerek dışı olup Davacı tarafın dayanaksız iddialarının bir başka örneği olduğunu, Şirketin Esas Sözleşmesi’ndeki açıklanan çelişkilerin giderilmesi amacıyla şirket ortaklarının öncelikle esas sözleşmenin “Payların Nevi” maddesine ilişkin bir düzenleme yapmaları ve pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olarak ihraç edilmesi hususunda bir karar vermeleri gerektiği değerlendirildiğini, bu süreçte Yönetim Kurulu’nca, 31 Aralık 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7262 sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun kapsamında hamiline yazılı hisselerin Merkezi Kayıt Kuruluşu’na kaydedilmesi zorunluluğu getirilmiş olduğu ve bu zorunluluğun Şirket’e ve pay sahiplerine yükleyeceği işlem ve masraflar da dikkate alınarak Şirket paylarının “nama yazılı” olarak belirlenmesinin pay sahiplerinin menfaatine olacağı değerlendirildiğini ve pay senetlerinde nevi değişikliği Şirket ortaklarına önerildiğini, Şirket Yönetim Kurulu Şirket Esas Sözleşmesi’nin ilgili maddelerinin tadil edilmesi gündemi ile genel kurulu toplantıya davet etmiş ve işbu dava konusunu oluşturan 8 Şubat 2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda Şirket Esas Sözleşmesi şirket payları “nama yazılı” olacak şekilde tadil edilmesine oy çokluğu ile karar verildiğini, davacı’nın iptalini talep ettikleri bağımsız denetçi atanmasına ilişkin karar 2020 hesap dönemine ilişkin olduğunu, işbu dava ile iptali talep edilen Genel Kurul Kararı 2020 hesap dönemi için alınmış olup bağımsız denetim kuruluşu, ilgili mevzuat uyarınca, Genel Kurul tarafından verilen atama kararı ve şirket ile imzalanan sözleşme olmaksızın denetim raporu hazırlayamadığını, atanan bağımsız denetim firmasının seçilmesini, denetçi olarak hizmet verilen süre açısından veya sair sebeple engelleyen bir durum bulunmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nın 400. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, denetim firmasının bir şirkette 10 yıl içinde toplam 7 yıl denetçi olarak seçilmesine cevaz verildiğini, Genel Kurul’da 2020 hesap dönemi için atanan … A.Ş. Şirket denetimini yapmak üzere ilk defa Şirket’in 25.05.2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda 2016 hesap dönemi için atanmış olup Kanun’da belirlenen 7 yıllık süre geçmediğini, bu halde, Şirket’in 2020 hesap dönemine ilişkin finansal tablolarının hazırlamasını engelleyecek şekilde atama kararının iptali için hiçbir gerekçe bulunmadığını, Davacı tarafın şirketin borca batık olduğu ve Yönetim Kurulu’nca TTK’nun 376. maddesi kapsamında gerekli işlemlerin yapılmadığı iddiası da doğru olmadığını, Yönetim Kurulu’nun talebi üzerine … A.Ş. tarafından hazırlanan 31.12.2020 tarihli Üzerinde Mutabık Kalınan Prosedürler Hakkında Rapor’da şirketimizin sermaye kaybının bulunmadığı tespit edildiğini, Şirket’in 31.12.2020 tarihinde kapanan hesap dönemine ilişkin bağımsız denetim kuruluşu atanmasına dair kararın iptali halinde Şirket’in 2020 hesap dönemi finansal tabloları ve faaliyet raporları düzenlenemeyeceğini, TTK 397. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, denetime tabi olduğu hâlde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yıllık faaliyet raporu, düzenlenmemiş hükmünde olduğunu, bağımsız denetimden geçmeyen finansal tablolar düzenlenmemiş sayılacağı için Şirket’in, Türk Ticaret Kanunu uyarınca yapılması gereken 2020 hesap dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısı yapılamayacağını, bu durumun pandemi döneminde faaliyetlerini devam ettiren Şirket’in zararına sebebiyet verecek olmasının yanı sıra Şirket ortaklarının da pay sahipliği haklarını kullanmasına engel teşkil edeceğini, kaldı ki, Şirket’e atanmış olan bağımsız denetim firması ve denetimden geçen finansal tablolara ilişkin mesnetsiz iddiaların hiçbirinin ispatı, dayanağı, izahı bulunmadığını, davacı tarafın kendi yorumlarını gerçekmiş gibi yazarak davalar ikame etmekte, talepler de bulunmadığını, davacı tarafın, atamanın dürüstlük kuralı ile ne şekilde bağdaşmadığına ilişkin herhangi bir açıklaması da bulunmadığını, oysa Türk Ticaret Kanunu’nun 445. Maddesi uyarınca, iptal davası açılması için genel kurul kararlarının kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olması gerektiği açıkça belirtildiğini, bu halde, mesnetsiz, ispatsız, somut hiçbir gerekçe olmaksızın açılan işbu davanın ve taleplerin reddi gerektiğini, Genel Kurul’un, iptali talep edilen (3) numaralı kararı olan Şirket Esas Sözleşmesi’nin tadili ile amaçlanan Esas Sözleşme’deki çelişkiyi gidermek ve pay senetlerinin, nama yazılı olarak, Şirket pay sahipliğini hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ihraç edilmesini sağladığını, Davacılar’ın Şirket’e yönelttikleri taleplerinin ve açtıkları dava da pay senetlerinin basılarak kendilerine teslimine ilişkin olduğunu, oysa, ilgili Genel Kurul Kararı’nın yürütülmesinin geri bırakılması, Davacıların Şirket’ten talep etmiş oldukları pay senetlerinin basımı ve teslimini geciktireceğini, eğer kararın yürütülmesinin dava sonuçlanana kadar geri bırakılmasına karar verilir ise, Şirket Esas Sözleşmesi’ndeki çelişki giderilmemiş olacak, pay senetleri de dava sonuçlanıncaya kadar basılamayacağını, bu durumda davacıların pay senetlerini teslim alma taleplerinin karşılanmamış olacağını, davacıların bir yandan pay senedi basılmasını ve teslimini talep ederken diğer yandan pay senedi basımını durdurmaya çalıştığını, dolayısıyla, davacıların genel kurul kararlarının yürütülmesinin dava sonuna kadar geri bırakılması talepleri kendi içinde dahi çelişkili olduğunu, davacı tarafın bu çelişkili talepleri şirketin diğer pay sahiplerinin de pay senetlerini teslim almalarını geciktireceğini, diğer yandan 06.04.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ hükümleri uyarınca Merkezi Kayıt Kuruluşu’na da müracaat gerçekleştirilemeyeceğinden, geri bırakma kararı şirketin tüm pay sahiplerinin ortaklık haklarını kullanmasını imkansız hale getirerek pay sahiplerinin menfaatlerini ihlal edici neticeler doğurabileceğini, Şirket’in 31.12.2020 tarihinde kapanan hesap dönemine ilişkin bağımsız denetim kuruluşu atanmasına dair (4) numaralı kararın yürütülmesinin dava sonuçlanıncaya kadar geri bırakılması halinde ise, Şirket’in 2020 hesap dönemi finansal tabloları ve faaliyet raporları düzenlenemeyeceğini, davacıların bu talebi alenen “Şirket geçtiğimiz yılın finansal tablolarını hazırlayamasın, 2020 hesap dönemine ilişkin genel kurul toplantısı yapamasın” demek olduğunu, özellikle Covid-19 pandemi etkisi ve döviz kurlarındaki ani değişikliklerin yaşandığı 2020 ve 2021 yıllarında -Ülkemizde bulunan her şirket gibi- Şirketin finansal tablolarının yakinen takip edilmesi, gerekmesi halinde önlemlerin hızla alınabilmesi, için pay sahiplerinin bilgi ve onayına sunulması elzem olduğunu, böyle bir dönemde, şirketin finansal tablolarının düzenlenmemesi sonucu doğuracak şekilde bağımsız denetim kuruluşu atama kararı yürütülmesinin dava sonuçlanıncaya kadar geri bırakılması Şirket’te alınması gereken önlemleri geciktirebilecek ve telafisi güç-hatta imkânsız- zararlara sebebiyet verebileceğini, ilaveten, şirketin üretimde kullandığı hammaddelerin ithal ürün olması sebebi ile yabancı para cinsinden oluşan maliyetleri ve içinde bulunduğu dönemde döviz kurlarındaki sert dalgalanmalar ile döviz kurlarındaki dalgalanmaların önümüzdeki dönemde de devam edebileceğine ilişkin öngörüler nazara alındığında şirketin kur dalgalanmalarından olumsuz etkilenmemesi açısından finans kuruluşlarından kredi kullanma ihtiyacının doğması da muhtemel olduğunu, şirketin banka ve finans kurumlarından kredi kullanabilmesi için 2020 yılı hesap dönemine ilişkin bilançosunu ilgili finans kurumlarına ibraz etmek zorunda olduğunu, finansman ihtiyacının zamanında karşılanamaması, şirketin üretim maliyetlerinin artmasına, bu durum ürettiği malları daha yüksek fiyatlarda satışa arz etmesine, yüksek fiyattan ürün satışı ise davacı tarafın da faaliyet konusu olan ucuz ithal bisiklet/ motosiklet lastik ürünlerine karşı rekabet gücünü kaybetmesine ve dolayısı ile ciro/gelir kaybına uğramasına sebep olması da muhtemel olduğunu beyanla Genel Kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması Şirket ve pay sahipleri açısından zarara sebebiyet verecek, Şirket işleri ve yönetimi bu yönde bir karardan olumsuz etkilenecek olduğundan Genel Kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davalı şirketin 08/02/2021 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı, Hazirun cetveli, inceleme raporu, … Noterliği’nin 04/02/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, Davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin beyanları, … kayıtları, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/509 Esas sayılı dosyası, … asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ … ve … Esas sayılı dava dosyaları, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/ … sayılı soruşturma dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacılar … ve … tarafından davalılar … , hakkında açılan şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasının derdest olduğu ve duruşmasının 01/07/2021 tarihine ertelendiği anlaşılmıştır..
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacılar … ve … tarafından davalı … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine açılmış özel denetçi davasının derdest olduğu ve duruşmasının 14/10/2021 tarihine ertelendiği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacılar … ve … tarafından davalı … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine açılmış hisse senetlerinin bastırılması davasının derdest olduğu ve duruşmasının 14/10/2021 tarihine ertelendiği anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/ … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; müşteki … tarafından şüpheliler … hakkında dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve diğer suçlardan yapılan soruşturmanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … ile Şirketler Hukuku Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre;
a) Özel denetçi tayinine ilişkin dava konusu 4 numaralı genel kurul kararı bakımından kanunda özel bir nisap öngörülmediğinden, dava konusu karar, anılan hükümdeki nisaplara uygun alındığından, anonim ortaklıkta çoğunluk ilkesi geçerli olmakla genel kurul kararları esas itibariyle çoğunluğun görüşü doğrultusunda alınabildiğinden, özel denetçi seçilen bağımsız denetim şirketinin özel denetim yeterliliği bulunmadığına, şirkete daha önce zarar verdiğine ve kötüniyetli olduğuna ilişkin somut bir veriye rastlanmadığından; genel kurulun 4 numaralı maddesiyle alınan özel denetçi atanmasına ilişkin kararın iptali şartlarının oluşmadığı,
b) Esas sözleşme değişikliklerinde toplantı ve karar nisaplarına ilişkin TTK. m. 421/3-a hükmü uyarınca nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına ilişkin kararların “sermayenin en az yüzde yetmiş beşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla” alınması gerektiği, somut olayda hamiline yazılı olması gereken payların nama yazılı hale getirilmesi nedeniyle devir şekilleri kısıtlandığından, payların devrinin kısıtlanmasına ilişkin öngörülen bu nisabın kıyasen somut olayda da aranması gerektiği, dolayısıyla dava konusu olayda 3 numaralı karar açısından yeterli nisap sağlanmadığından, bu kararın iptali şartlarının oluştuğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan davalı şirketin 08.02.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda alınan 3 ve 4 numaralı kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketin 08/02/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 numaralı kararların kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise genel kurul toplantısında alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketin Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …nün … sicil numarasına kayıtlı … A.Ş. ünvanlı şirket olduğu ve merkezinin Sarıyer/ İstanbul olduğu, buna göre Mahkememizin yetkili olduğu, şirketin son tescilinin 16/02/2021 tarihinde yapıldığı, iptali istenen genel kurula ilişkin tutanak ve hazirun cetvelinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davalı şirketin 08/02/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan ve iptali talep edilen 3 ve 4 numaralı kararların şirket esas sözleşmesine, usule, yasaya ve iyiniyet kurallarına uygun olup, olmadığına ilişkindir.
Mali Müşavir Bilirkişi … ile Şirketler Hukuku Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Özel denetçi tayinine ilişkin dava konusu 4 numaralı genel kurul kararı bakımından kanunda özel bir nisap öngörülmediğinden, dava konusu karar, anılan hükümdeki nisaplara uygun alındığından, anonim ortaklıkta çoğunluk ilkesi geçerli olmakla genel kurul kararları esas itibariyle çoğunluğun görüşü doğrultusunda alınabildiğinden, özel denetçi seçilen bağımsız denetim şirketinin özel denetim yeterliliği bulunmadığına, şirkete daha önce zarar verdiğine ve kötüniyetli olduğuna ilişkin somut bir veriye rastlanmadığından; genel kurulun 4 numaralı maddesiyle alınan özel denetçi atanmasına ilişkin kararın iptali şartlarının oluşmadığı,
Esas sözleşme değişikliklerinde toplantı ve karar nisaplarına ilişkin TTK. m. 421/3-a hükmü uyarınca nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına ilişkin kararların “sermayenin en az yüzde yetmiş beşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla” alınması gerektiği, somut olayda hamiline yazılı olması gereken payların nama yazılı hale getirilmesi nedeniyle devir şekilleri kısıtlandığından, payların devrinin kısıtlanmasına ilişkin öngörülen bu nisabın kıyasen somut olayda da aranması gerektiği, dolayısıyla dava konusu olayda 3 numaralı karar açısından yeterli nisap sağlanmadığından, bu kararın iptali şartlarının oluştuğu bildirilmiştir.
Dava konusu ihtilafa ilişkin TTK’da genel kurul kararlarının iptali başlığı altında belirtilen düzenlemelere bakılacak olursa;
TTK 445. maddesinde; İptal sebepleri ; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TTK 446. maddesinde ise İptal davası açabilecek kişiler ; ” (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir. ” şeklinde belirtilmiştir.
Bu kapsamda davacılar tarafından iptal davasının 3 aylık yasal süresinde açıldığı, dava konusu genel kurul kararlarına muhalif olma şartının toplantı tutanağındaki muhalefet şerhi ile sağlandığı davacıların davalı şirkette %44,03 oranında hissedar oldukları dava konusu 08/02/2021 tarihli genel kurulun usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığı, toplantı ve karar nisaplarına uyulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça muhalefet şerhi konularak dava konusu edilen 08/02/2021 tarihli genel kurulun 3. gündem maddesi ile esas sözleşmenin değiştirilerek şirketin paylarının nama yazılı olduğuna ilişkin olup, 4. gündem maddesi ise özel denetçi tayinine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, davacılar tarafından davalı şirketin 08/02/2021 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının 3 numaralı kararı ile şirket paylarının nama yazılı hale getirilmesi ve 4 numaralı şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin kararların kanuna, şirket esas sözleşmesine ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptal davası açılmış ise de; düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere; 4 numaralı şirkete özel denetçi atanmasına yönelik kararın toplantı ve karar yeter sayılarına uygun şekilde oy çoğunluğuyla alındığı, davacılar tarafından kararlara muhalif kalma dava şartının yerine getirildiği, alınan kararların Genel Kurulun takdirinde bulunduğu, kararlarda TTK 445. maddesi kapsamında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı bir hal olmadığı bu haliyle dava konusu 4 numaralı genel kurul kararlarının ve iptalini gerektirir bir hususun bulunmadığı, dava konusu 3 numaralı şirketin paylarının nama yazılı olduğuna ilişkin gündem maddesine yönelik bilirkişi raporunda her ne kadar TTK 421/3-c maddesi uyarınca nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına ilişkin kararların “sermayenin en az yüzde yetmiş beşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla” alınması gerektiği, somut olayda hamiline yazılı olması gereken payların nama yazılı hale getirilmesi nedeniyle devir şekilleri kısıtlandığından, payların devrinin kısıtlanmasına ilişkin öngörülen bu nisabın kıyasen somut olayda da aranması gerektiği, dolayısıyla dava konusu olayda 3 numaralı karar açısından yeterli nisap sağlanmadığından, bu kararın iptali şartlarının oluştuğu yönünde tespitte bulunulmuş ise de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu TTK 421/3 maddesinin gerekçesinde belirtilen ağırlaştırılmış nisapların hamiline yazılı payların nama yazılı paylara dönüştürülmesinde uygulanmayacağı açıkça belirtildiğinden dava konusu davalı şirketin 08/02/2021 tarihli olağan üstü genel kurulunda alınan şirketin hamiline yazılı paylarının nama yazılı hale getirilmesine ilişkin 3 numaralı gündem kararının da toplantı ve karar yeter sayılarına uygun şekilde oy çoğunluğuyla alındığı, davacılar tarafından kararlara muhalif kalma dava şartının yerine getirildiği, alınan kararın Genel Kurulun takdirinde bulunduğu, kararlarda TTK 445. maddesi kapsamında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı bir hal olmadığı açık olup alınan genel kurul kararlarında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı bir hal olmadığından dava konusu genel kurul kararlarının iptal şartlarının bulunmadığı, dava konusu genel kurul kararlarının geçerli olduğu, iptaline karar verilmesini gerektirecek her hangi bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar tarafından açılan DAVANIN REDDİNE,
2- Mahkememizin 28/05/2021 tarihli 08/02/2021 tarihli genel kurul toplantısının 3 numaralı kararının yürütmesinin durdurulmasına yönelik tedbir kararının mahkememiz kararı kesinleşinceye kadar devamına,
3- Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan peşin harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davacılar tarafından yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan maktu 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı tarafa verilmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.