Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2022/273 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/156 Esas
KARAR NO : 2022/273
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 01.11.2011 tarihli Franchise Sözleşmesi akdedildiğini, franchise sözleşmesinin kanunda düzenlenmediğini, bu nedenle, doktrinde ve uygulamada franchise sözleşmesine ilişkin farklı tanımlar mevcut olduğunu, franchise sözleşmesinin en yalın haliyle; franchise verenin franchise alana marka gibi gayri maddi unsurlarını kullandırarak mal ve hizmetlerin sürümü ve dağıtımını yapma yetkisi verdiği ve franchise alanı franchise sistemine entegre etme yükümlülüğünü üstlendiği; diğer taraftan, franchise alana da franchise verenin gayri maddi unsurlarını kullanarak, onun pazarlama ilkeleri ve talimatları doğrultusunda ve yine onun kontrolü altında, mal ve hizmetlerin sürümünü kendi nam ve hesabına yapma hakkı kazandığı ve bu hak karşılığında belli bir ücret ödemeyi üstlendiği, sürekli borç ilişkisi doğuran kanunda düzenlenmemiş ve tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olarak tanımlanabileceğini, müvekkili şirket ve davalı franchise alan arasında akdedilen franchise sözleşmesinin de detaylı olarak düzenlendiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin yürürlüğü sürecinde sözleşmeden kaynaklanan her türlü yükümlülüğünü usulüne uygun şekilde ifa ettiğini, buna karşın davalının, sözleşmeden kaynaklanan birçok yükümlülüğünü müvekkili şirketin uyarılarına rağmen birçok kez ihlal ettiğini, davalının keşide etmiş olduğu ihtarnamesinde Covid 19 salgını nedeniyle Franchise Sözleşmesinin sürdürülebilmesinin ifa imkansızlığı ve mücbir sebep nedeniyle mümkün olmadığını işbu nedenlerle iki taraf arasında bağıtlanmış bulunan sözleşmeyi feshettiğini ileri sürdüğünü, davalının bu davranışı nedeniyle, müvekkili şirketin de sözleşmenin 9.1.1. maddesi ve 9.1.4. maddesi uyarınca, Franchise Sözleşmesini …. Noterliğinin 30.11.2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide ederek tek taraflı olarak feshettiğini, ayrıca, davalının denetim raporları ile sabit olan, sıralamış oldukları ihlallerinin de sözleşmenin 9.1.5 maddesi uyarınca, tek taraflı fesih nedeni olduğunu, Müvekkili şirketin uğradığı zararın hesaplanabilmesi için, davalının 2017, 2018, 2019 ve 2020 döner ve malzeme satış rakamlarının ve cirolarının sunulduğunu, müvekkili şirketin kazancının, matrah rakamının üzerinden %20 gibi bir oran olarak hesaplanabileceğini, sözleşmenin 20 yıl için akdedildiğini, sözleşmenin süresi bakımından hesaplama yapıldığında müvekkili şirketin zararının hesaplanmış olacağını, davalının, sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, bu sebeple sözleşmenin sona ermediğini, müvekkili açısından franchise ilişkisine devam edilmesinin kendisinden beklenilemeyecek bir noktaya geldiğini, bu nedenle müvekkili şirketin ifa talebinde bulunmadığını, sözleşmenin 9.1.5 madde hükmü gereğince haklı nedenle feshedildiğini, müvekkili şirketin, davalının sözleşme hükümlerini ihlal etmiş olması nedeniyle muaccel olmuş alacağını da bu aşamada talep ettiğini, sözleşmenin 10. Madde cezai şart hükmü “işbu sözleşmenin franchise alan dan kaynaklanan sebeplerle feshi halinde franchise alan, franchise veren e 50.000.- USD’yi hiçbir ihtara ve ihbara gerek kalmaksızın nakden ve defaten ödemeyi gayrikabili rücu taahhüt ve kabul eder” gereğince davalı tarafın müvekkili şirkete 50.000 USD ödemesi gerektiğini, cezai şart tutarını aşan müspet zarar için de şimdilik 1.000 TL tutarında müspet zarar talebinde bulunulduğunu, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedilmiş olacağını, bu durumda sözleşmenin diğer tarafının müspet zararını talep etme hakkı olduğunu iddia ederek, 50.000.- USD cezai şartın ödenmesine, (USD: 7,7 TL-Harca esas değer 385.000.- TL)(mevduata uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine), cezai şart tutarını aşan müspet zararın şimdilik (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 1.000 TL’lık kısmının (tazminat ödemesinin) mevduata uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine, cezai şart talebinin reddedilmesi halinde, haksız fesih nedeniyle uğranılan müspet zararın şimdilik 1.000 TL lık kısmının mevduata uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ederek ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Covid-19 pandemisinin ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünya ekonomisini oldukça olumsuz olarak etkilediğini, bu etkinin ne zaman sona ereceğinin belli olmadığını, yıllara sari olabileceğini, çok ciddi ekonomik mağduriyetlerin, işyeri kapatmalarının, işçi çıkarmalarının, iflasların vs. olduğunun tüm dünyanın malumu olduğunu, sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan dengenin, sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabileceğini, tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra çok önemli surette, çarpıcı ve öngörülemez biçimde adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse, tarafların artık o akitle bağlı tutulamayacaklarını, değişen bu koşullar karşısında T.M.K.’nun 2. maddesinden yararlanılarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi zorunluluğunun doğacağını, sözleşmenin edimleri arasındaki dengeyi bozan olağanüstü hallere harp, ülkeyi sarsan ciddi ekonomik krizler, enflasyon grafiğindeki ani ve aşırı yükselmeler, şok devalüasyon, salgın hastalıklar, para değerinin önemli ölçüde düşmesi gibi, sözleşmeye bağlılığın beklenemeyeceği durumların örnek olarak gösterilebileceğini, Akdedilen sözleşmede açılış kapanış saatleri yer almamasına rağmen ısrarla açılışlarının sabah 10 ile gece 24 olması gerektiğini, biten dönerin yerine ufak 10 kg döner takılması gerekliliğinin vurgulandığını ve ısrarla bildirildiğini, takılan dönerin satılmaması halinde hiçbir zararı ise paylaşmadığını, müvekkiline, pandemi döneminde 1 kez, “işletmesinde hasta olan elemanı yerine” davacı bünyesinde çalışan eleman yardımı yapıldığını, kalan dönerlerin ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığının bizzat kendi elemanı tarafından gözlemlendiğini, davalı işyerinde tespit edilen bir kaç aksaklık, sözleşmenin feshini gerektiriyorsa, neden sözleşmenin feshedilmediğini, bunca zaman beklendiğini ve müvekkilinin feshinden 5 gün sonra (bu sözde) tespitlere dayalı olarak sözleşmeyi feshettiğinin bildirildiğini, bu durumun çelişkili işlem ve dürüstlük kuralları hilafına olduğunu, davacının bildirdiği tanıkların tamamının kendi bünyesinde çalışan elemanları olduğunu, müvekkiline ait firma bakımından mevcut sıkıntıya, sorunlara vs. muttali olamayacaklarının şüphesiz olduğunu ileri sürerek, haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraflar arasında düzenlenen franchise sözleşmesi, tanık beyanları, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, davacı ve davalı tarafından keşide edilen itarnameler, beyan dilekçeleri, bilirkişi raporları, uzman mütalaası, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen franchise sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı olup olmadığı, davacının cezai şart ve müspet zarar koşullarının olup oluşmadığından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı ve davalı arasında 01/11/2011 tarihli franchise sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından … Noterliğinin 25/11/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile coronavirüs salgını ve ifa imkansızlığı ileri sürülerek davacı ile aralarındaki sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafından …. Noterliğinin 30/11/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile salgının mücbir sebep olarak kabul edilmesinin borç ilişkisinin sona erdirilmesi için tek başına yeterli olmadığı, şube olarak denetim raporları ile sabit olan ihlallerin sözleşmenin 9.1.5 maddesi uyarınca tek taraflı fesih nedeni olduğu ileri sürülerek sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafça davalının feshinin haksız olduğu ileri sürülerek sözleşmeden kaynaklı cezai şart ve müspet zarar istemiyle dava açıldığı, Mahkememizce davacı tarafça tutulan tutanaklarda isim ve imzası bulunan tanıkların dinlendiği ve tutanak içeriğini doğrular mahiyette beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi heyeti tarafından 23/02/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” dava kapsamında davacının belirlediği kurallar çerçevesinde 25/11/2019 tarihleri ile 31/10/2020 tarihleri arasında yapılan denetimlerde kalmış döner satıldığı, hijyen kurallarına uyulmadığı, temizlik kurallarına uyulmadığı, franchise veren davacı tarafından belirlenen markalardan başka markalar kullanıldığı, şubelerin erken kapatıldığına dair tespitler yapılarak uyarılar davalı tarafa yapılmış ve müteakip kereler belirlenen eksiklikler ile ilgili ihtar çekildiği, olayların başlangıcının pandeminin ilan edildiği 11/03/2020 tarihinden önce başladığı, davalı tarafın çeşitli kereler franchise sözleşmesinde belirtilen şartlara uymadığı, genel anlamda da sağlık kurallarına uymamasından dolayı da markaya zarar verme olasılığının yüksek olduğu, sözleşmenin franchise alandan kaynaklanan sebeplerle feshi durumunda franchise alanın, franchise verene 50.000 USD’yi hiç bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın nakden ve defaaten ödemeyi kabul ettiğinin kararlaştırıldığı, davacı şirketin cezai şart alacağının 50.000,00 USD olup dava tarihindeki MB döviz satış kurundan TL karşılığının 380.375,00 TL olduğu, 2017-2018-2019 yıllarına ait satış tutarlarının ortalamasının 298.718,88 TL olupi 2020 pandemi dönemindeki satışların önceki 3 yıla ait ortalama satış tutarlarının %73’üne karşılık geldiği, dolayısıyla satışların belirtilen yıllara göre %27 oranında azaldığının hesaplandığı, davacı şirketin söz konusu dönemdeki karlılık oranları ortalaması %21 olarak hesaplanmış olup davacının müspet zarar talebine konu %20 karlılık oranı ile uyumlu olduğu, davacının müspet zarar alacağının toplam satış tutarları ve %20 kar oranı dikkate alınarak yıllık ortalama 55.772,06 TL olarak hesaplandığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 07/04/2022 tarihli dilekçesi ile; tarafların sulh olduğunu, herhangi bir masraf ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, duruşmada sulh olunması nedeniyle yokluklarında karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 07/04/2022 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduğunu, herhangi bir masraf ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, duruşmada sulh olunması nedeniyle yokluklarında karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraf vekillerinin sundukları beyan dilekçesi ile tarafların sulh olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeniyle dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 6.609,00-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 6.528,30-TL’nin davacıya iadesine
3- Davacı ve davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafça vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri tayinine yer olmadığına,
5- Davalı tarafça vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri tayinine yer olmadığına,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*