Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/11 E. 2023/148 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/11 Esas
KARAR NO : 2023/148

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 07/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi tarafından… numaralı ZMMS poliçesi ile teminat altında olan, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpmış davacıların desteği N…‘ ın vefat ettiğini, dava öncesi davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvuru sonrası hiçbir ödeme alınmadığı, 24.11.2016 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden …’ ın desteğinden yoksun kalan davacı için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma / maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalı yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacı lehine 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı hariç) müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 13/02/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; 01.01.2023 tarihli Bilirkişi ek Raporunda davacının maddi zarar alacağının; Bakiye maddi zarar alacağının (destek zararı) 1.782,11 TL olarak belirtildiğini, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmakla birlikte; 1.000 TL olan maddi tazminat taleplerini (destek zararı) 1.782,11 TL’ye artırdığını belirterek ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili tarafından sunulan 28/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi tarafından … numaralı ZMMS poliçesi ile teminat altında olan, davalı…’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpmış davacıların desteği …‘ ın vefat ettiğini, dava öncesi davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvuru sonrası hiçbir ödeme alınmadığı, 24.11.2016 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat eden …’ ın desteğinden yoksun kalan davacı için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma / maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalı yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacı lehine 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı hariç) müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan 18/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müteveffanın aniden karşıdan karşıya geçmek için yola kontrolsüz olarak çıkması nedeniyle Asli Kusurlu olduğunu, müvekkillerinin kazanın oluşumunu engellemek adına elinden gelen tüm çabayı harcadığını ve manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : …Emniyet Müdürlüğü Cevabi yazısı, Bursa … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası Uyap kaydı, … Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısı, …Polis Merkezi Amirliği cevabi yazısı, … İl Müdürlüğü cevabi yazısı, …Polis Merkezi Amirliği cevabi yazısı, davacıya ait tedavi evrakları, hasta dosyası, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 08/02/2022 tarih ve … nolu raporu, 01/07/2022 tarihli aktüer bilirkişi raporu, 01/01/2023 tarihli ek aktüer bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 08/02/2022 tarih ve … nolu raporunda; ”….Davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, yolun solunda kaza yapan aracın yanından daha tedbirli bir şekilde geçiş yapmak için olay mahalline yaklaşırken mevcut hızını yeteri kadar azaltmamış, koşarak karşıya geçiş yapan müteveffa yayaya karşı zamanında önlem alamadığından olayda; kusurludur.
Müteveffa yaya …, meskun dışı mahalde, ana yol üzerindeki araç trafiğini yeterince kontrol etmeden, seyir halinde olan vasıtanın hız ve mesafesini dikkate almadan, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde kaplamaya giriş yapıp koşarak karşıdan karşıya geçiş yaparken seyir halinde olan vasıtanın sadmesine maruz kalarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürmüş, ilk geçiş hakkını davalı sürücüye vermemiş olduğu anlaşılmakla olayda; kusurludur.
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)-Davalı sürücü …’ ın %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu,
B)-Müteveffa yaya…’ ın %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu… ” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi… tarafından düzenlenen 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ”….Rapor, tazminat talebinin hukuken oluşup oluşmadığına dair bir değerlendirme içermeyip, sadece tazminatın hesabına ilişkindir.
Olay; 24.11.2016 günü saat 17:20 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki… plakalı çekici ve çekiciye irtibatlı …plakalı römork ile Bursa istikametinden Yalova yönüne doğru orta şerit üzerinde seyir halinde iken, kaza mahalline geldiği esnada, seyre göre sol taraftan karşıdan karşıya geçiş yapan müteveffa yaya …’a, idaresindeki aracın sol ön köşe tampon kısmıyla çarpması sonucu dava konusu ölümlü kazanın meydana geldiği,
Kusur; ATK Trafik İhtisas Dairesi 08.02.2022 tarih 1631sayılı raporunda;
– Davalı Sürücü F…’ın %10 (yüzdeon) oranında kusurlu olduğu,
– Müteveffa yaya …’ ın %90 (yüzdedoksan) oranında kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisindedir.
Maddi Zarar; 26.03.1997 doğumlu davacı …’nun annesinin vefat ettiği 24.11.2016 kaza tarihinde 20 yaşında olduğu ve üniversite eğitimi aldığına dair herhangi bir delil ve beyanın dosyada mübrez belgelerde bulunmadığı görülmüş olup, yerleşik Yargıtay İçtihatları doğrultusunda erkek çocukları için 18 yaşına kadar destek zararı hesaplanabileceği, kaza tarihinde 20 yaşında olan davacı …’ in destekten yoksun kalma tazminatından söz edilemeyeceğinin takdir ve hukuki değerlendirilmesinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/9803 E. , 2017/12291 K. 28.12.2017 tarihli, Yargıtay HGK 10/06/2015 tarih 2013/17-2343 esas 2015/1534 karar, 17. HD. 09/04/2015 tarih 2013/17627 esas 2015/5572 karar, 21. HD. 10/12/2013 tarih 2013/17221 esas 2013/23524 karar, 4. HD. 24/01/2011 tarih 2010/1818 esas 2011/512 karar sayılı ilamlarında; Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul gören uygulamaya göre normal şartlarda erkek çocuklar 18, kız çocukları 22 yaşına kadar destek tazminatı alabilecekleri, çocukların yüksek okul okuyor olması ya da okuması ihtimali varsa 25 yaşına kadar destek alabilecekleri, denilmekte olup bu bağlamda herhangi bir tazminat hesaplamasının yapılamayacağı
Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, Rapor içinde anlatım konusu kılındığı, HMK md. 282 hükmü gereği bilirkişi görüşü Sayın Mahkemeyi takyit etmediğinden, mezkûr hususların takdirinin somut olay yönünden tamamen muhterem Mahkemeye ait olduğu,
Davacılara karşı manevi tazminat istemleri cihetinden mesuliyetlerinin takdirinin münhasıran muhterem Mahkemeye ait olacağı (50.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği)…” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 01/01/2023 tarihli ek bilirkişi raporunda; ”…Rapor, tazminat talebinin hukuken oluşup oluşmadığına dair bir değerlendirme içermeyip, sadece tazminatın hesabına ilişkindir.
1- Olay; 24.11.2016 günü saat 17:20 sıralarında davalı sürücü …sevk ve idaresindeki …plakalı çekici ve çekiciye irtibatlı …plakalı römork ile Bursa istikametinden Yalova yönüne doğru orta şerit üzerinde seyir halinde iken, kaza mahalline geldiği esnada, seyre göre sol taraftan karşıdan karşıya geçiş yapan müteveffa yaya…’a, idaresindeki aracın sol ön köşe tampon kısmıyla çarpması sonucu dava konusu ölümlü kazanın meydana geldiği,
2- Kusur; ATK Trafik İhtisas Dairesi 08.02.2022 tarih 1631sayılı raporunda;
– Davalı Sürücü …’ın %10 (yüzdeon) oranında kusurlu olduğu,
– Müteveffa yaya …’ ın %90 (yüzdedoksan) oranında kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği, 6754 sayılı bilirkişi kanunu 6. Maddesi kapsamında Bakanlık tarafından 07.09.2020 tarihli bilirkişilerin uyacağı rehber ilkelerin 27. Maddesi gereği (asli kusurlu, tali kusurlu, kusur oranı) tespiti Hakim yetkisindedir.
3- Maddi Zarar;
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/9803 E. , 2017/12291 K. 28.12.2017 tarihli, Yargıtay HGK 10/06/2015 tarih 2013/17-2343 esas 2015/1534 karar, 17. HD. 09/04/2015 tarih 2013/17627 esas 2015/5572 karar, 21. HD. 10/12/2013 tarih 2013/17221 esas 2013/23524 karar, 4. HD. 24/01/2011 tarih 2010/1818 esas 2011/512 karar sayılı ilamlarında; Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul gören uygulamaya göre normal şartlarda erkek çocuklar 18, kız çocukları 22 yaşına kadar destek tazminatı alabilecekleri, çocukların yüksek okul okuyor olması ya da okuması ihtimali varsa 25 yaşına kadar destek alabilecekleri, denilmekte olduğu,
Davacı vekili tarafından KÖK Rapor sonrası dosyaya sunulan Öğrenim Belgesinde, davacı…‘ nun 26.09.2016 tarihinde kayıt yaptırdığı – 4 yıllık – Normal Öğretim-…Üniversitesi – Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi/ Makine Mühendisliği Bölümü- Makine Mühendisliği programında 4 sınıf öğrencisi olduğu (6. Yıl) görülmekle; 25 YAŞINA KADAR HESAPLANDIĞINDA;
3.1.05.04.2017 ödeme tarihi dikkate alındığında; 24.11.2016 tarihinde destekçi …’ ın vefatı sonrasında;
> Oğlu …’ nun; toplam DYK zararının 24.813,76 TL olduğu, desteğin kusuruna denk gelen tazminatın talep edilemeyeceğinin kabulü ile (müteveffanın % 90 kusurunun tenzili ile) ödeme tarihi itibarı ile talep edebileceği destek zararının 2.481,38 TL olduğu, davacıya 780,59 TL ödeme yapılarak, zararının % 31,46’ ının karşılandığı
3.2. 01.01.2023 rapor tarihi itibariyle; 24.11.2016 tarihinde destekçi…’ ın vefatı sonrasında;
> Davacı Kaan Mert MUTLU’nun; 24.11.2016 tarihinde annesi …’ ın vefatı nedeni ile destek zararının 29.661,28 TL olduğu, annenin kazanın oluşumunda % 90 kusurunun bulunduğunun kabulü ile / davacının üniversite öğrencisi olduğu göz önüne alınarak 25 yaşına kadar destek zararı hesaplandığında; talep edebileceği güncel zararının 2.966,13 olduğu, 05.04.2016 tarihinde ödenen 780,59 TL ‘ nin rapor tarihindeki güncel değeri 1.184,02 TL ‘ nin tenzili ile bakiye maddi zarar alacağının 1.782,11 TL olduğu,
05.04.2017 kısmi ödeme tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilebileceğinin hukuki takdirinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu,
Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, Rapor içinde anlatım konusu kılındığı, HMK md. 282 hükmü gereği bilirkişi görüşü Sayın Mahkemeyi takyit etmediğinden, mezkûr hususların takdirinin somut olay yönünden tamamen muhterem Mahkemeye ait olduğu,
Davacılara karşı manevi tazminat istemleri cihetinden mesuliyetlerinin takdirinin münhasıran muhterem Mahkemeye ait olacağı (50.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği)…. Şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafından davalı aleyhine açılan trafik kazası neticesinde vefat eden müteveffa’nın desteğinden yoksun kalma nedeniyle uğranılan zarardan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Destek yoksun kalma tazminatı TBK 55. maddesindeki ; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Davacı taraf, 24/11/2016 tarihinde davalı …sevk ve idaresindeki çekicinin karşıdan karşıya geçmekte olan davacının desteğine çarpması sonucu ölümlü trafik kazasında annesi…’ın vefat etmesi nedeniyle uğradığı zarara yönelik destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın davalılardan ve manevi tazminatın davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, Müteveffanın aniden karşıdan karşıya geçmek için yola kontrolsüz olarak çıktığı ve kusurlu olduğunu savunmuştur.
Davalı sigorta vekili, davacı hesabına 12.103,35TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, sorumluluklarını yerine getirdiklerini, kusur durumunun tespit edilmesinin gerektiğini, aktüer hesabının yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de; 2918 sayılı kanunun 109/2 gereği dava konusu fiil aynı zamanda cezayı gerektiren bir fiil olduğundan ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunduğundan, dava tarihi itibari ile uzamış zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı ile müteveffanın anne-oğul olduğu olduğu dosya kapsamında sabittir.
Sgk müzekkere cevabı ile davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; Davalı sürücünün %10 kusurlu, müteveffanın kazanın oluşumunda %90 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenen ek raporda; davacının kaza tarihinde 20 yaşında olduğu, öğrenci olduğunu belgelediği anlaşılmakla, davacı …’nun; 24.11.2016 tarihinde annesi …’ ın vefatı nedeni ile destek zararının 29.661,28 TL olduğu, annenin kazanın oluşumunda % 90 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davacının üniversite öğrencisi olduğu göz önüne alınarak 25 yaşına kadar destek zararı hesaplandığında; talep edebileceği güncel zararının 2.966,13 olduğu, 05.04.2016 tarihinde ödenen 780,59 TL ‘ nin rapor tarihindeki güncel değeri 1.184,02 TL ‘ nin tenzili ile bakiye maddi zarar alacağının 1.782,11 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ATK kusur raporu, benimsenen aktüerya bilirkişi ek raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; Davacının annesinin 24/11/2016 tarihinde meydana gelen kazada vefat ettiği, kazada sigortalı araç sürücüsünün %10 oranında kusurlu olduğu davacının müteveffanın ölümü ile desteğinden yoksun kalan oğlu olduğu, davalı sigorta tarafından ödeme iddiasında bulunulmuş ise de, ödemenin zararın tazmini için yeterli olmadığı, Sigortalı araç sürücüsünün %10 kusuruna denk gelen ve davalıların sorumlu olduğu tazminat tutarının 1.782,11 TL olarak tespit edildiği anlaşılmakla mahkememizce maddi tazminat talebinin aşağıda yazılı şekilde kabulüne karar verilmiştir.
Davacı taraf ayrıca annesinin vefatı nedeniyle uğradığı manevi zarara ilişkin manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmasına ilişkin gerekli araştırma yapılmıştır.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K.sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumu, müteveffa ve davacının yaşı,öğrenim durumu, davacının annesini kazada kaybetmiş olduğundan duyacağı ızdırap, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek olay ve vefatın davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında Davacı oğulun uğradığı manevi zararlar karşılığı olan 25.000,00-TL’nin kaza tarihinden yasal faizi ile davalı sürücüden alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının destekten yoksun tazminatına dair davasının ıslah edilmiş şekli ile KABULÜNE,
1.782,11 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden kaza tarihi olan 24.11.2016 tarihinden itibaren , diğer davalı Sigorta şirketi yönünden ise ödeme tarihi 05.04.2017’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 25.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 24.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı…’tan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.829,00-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 174,20-TL harç ve 180,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 354,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.475,28-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,28-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 707,20-TL’sinin davalıdan, geri kalan 652,80-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 354,20-TL peşin harç ve 59,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 413,50-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 225,00-TL posta ve tebligat gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.925,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 1.001,00-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2023

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.