Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/83 E. 2020/118 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/83 Esas
KARAR NO : 2020/118

DAVA : Tasarrufun İptali
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (TBK 19 ve İİK 277’ye dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 05/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı …İnşaat 19.12.2019 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile … Anonim Şirketi olan ticaret unvanını …İnşaat Anonim Şirketi olarak değiştirildiğini, ilgili Şirketin unvan değişikliği tescil ve ilan edildiğini, müvekkil şirketin 2008 yılında yapmış olduğu … Tesisat işine karşılık olarak cari hesap alacağı bulunduğunu, bu alacakla ilgili olarak İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak müvekkili olan şirket davalıdan olan söz konusu alacaklarını bugüne kadar tahsil edemediğini, borçlu şirket muvazaalı olarak hareket ederek müvekkili ve diğer alacaklılarının alacaklarının tahsilinin önüne geçmeye çalıştığını, …Mahkemesi’nin 12.01.2015 tarih ve A40-146126/14 sayılı kararında …- …Şirketi ile… Şirketi arasında müteahhitlik sözleşmesi bulunduğu bu sözleşme nedeniyle … Şirketinin diğer anılan Rus Şirketine borçlu olduğuna karar verildiğini, ancak bu karar alınırken borçlu görünen…yargılamanın hiçbir aşamasına katılmadığını, hiçbir savunma ya da beyanda bulunmadığını, mezkûr karara konu alacakların öncelikle … Şirketine devredildiğini daha sonra ise 20.12.2017 tarihli sözleşme ile iş bu davanın davalısı …ne devredildiğini, … Şirketi tarafından İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E…. K. sayılı dosyası ile tanıma tenfizi talep edildiğini, Moskova Arbitraj Mahkemesi tarafından verilen bu karar Türk kamu düzenine ve hukukun temel kurallarına aykırı olarak Sayın mahkeme tarafından yabancı hakem kararı olarak değerlendirildiğini ve yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin kurallar uygulanarak karar verildiğini, usul ve yasaya aykırı bu kararla ilgili olarak Hazinedaroğlu Özkan İnşaat AŞ. tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmayarak adeta muvazaalı olarak kararın kabul edildiğini, davalı … tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen bu karara dayanılarak İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası ile iflasının talep edildiğini, faaliyet göstermekte olduğu alanlarda … olarak tanınan şirketin zor durumda olduğunun, bankalara ve diğer alacaklılarına olan borçlarını ödeyemediğinin bilindiğini, davalı …İnşaat, uzun yıllardır faaliyet gösterdiği alanda tanınmakta olduğu unvanını hakkında görülmekte olan iflas davası sürerken tamamen değiştirdiğini, müvekkili olan şirketjn davalı Hazinedaroğlu şirketinin ayakta kalabilmesi için iyi niyet gösterdiğini ancak davalı şirketlerin muvazaalı olarak hareket ederek şirketin iflasını sağlamaya çalıştığını, … İnşaata ait Ticari Defter ve kayıtlar incelendiğinde görülebileceği üzere … İnşaatın sözleşmenin tarafı olan şirkete yabancı mahkeme kararında belirtilen borcu bulunmadığını, davalı şirketle muvazaalı olarak hareket ettiğini, hal böyleyken davalı …AŞ’nin … Şirketi’ne borçlu olmaması sebebiyle temel hukuk kurallarına tamamen aykırı Moskova Arbitraj Mahkemesi’nin A40-146126/14 sayılı kararının muvazaa (TBK 19) nedeniyle iptalini, bu taleplerinin kabul görmemesi durumunda ise Moskova Arbitraj Mahkemesi’nin A40-146126/14 sayılı kararının ve bu karara konu alacağın oluşumunu sağlayan davalılar arasındaki tasarrufların iptali ile İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. sayılı icra takip dosyası ve Moskova Arbitraj Mahkemesi’nin A40-146126/14 sayılı bu karara konu alacağın oluşumunu sağlayan tasarruflar üzerinde(İİK. Madde 277 vd.) cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraflara tebligat çıkartılmadığından davalılar tarafından davaya karşı cevap verilmemiştir.
DELİLLER : İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E., … K. sayılı ilamı, Moskova Arbitraj Mahkemesi’nin A40-146126/14 sayılı kararı ve Türkçe çevirisi İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası, … kaydı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı şirket tarafından davalı şirketler aleyhine açıla TBK 19 ve İİK 277 maddelerine dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketlerin muvazaalı işlemleri nedeniyle alacağının güç duruma düşecek ve büyük zarara uğrayacağından bahisle TBK 19 ve İİK 277 maddelerine dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ve HMK 115/1 maddesi gereğince dava şartına ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Davalı taraflara tebligat çıkartılmadığından davalılar tarafından davaya karşı cevap verilmemiştir.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Yargıtay HGK’nun 10.02.2016 gün, 2014/17-2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında “…tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır. ” şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir.
Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında da ” davacının davasını özellikle BK’nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK’nın 18.maddesindeki (Yeni TBK’nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK’ nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir.” şeklinde karar verilerek TBK’nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK’ nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı taraf dava dilekçesinin netice-i talep kısmının birinci bendinde yabancı mahkeme kararının TBK 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, ikinci bendiyle bu mümkün olmadığı takdirde İİK 277 maddesi gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı tarafın birinci bendindeki talebindeki yabancı mahkeme kararı hakkında tanıma ve tenfiz davasına ilişkin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E., …K. Sayılı dosyası ile görülen dava sonucunda ilgili yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verildiği ve kararın 04/07/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, hukukumuzda yabancı mahkeme kararının iptaline ilişkin bir dava türü olmadığından ve mevcut yasal düzenlemelere göre yabancı mahkeme kararının iptali söz konusu olmayacağından kaldı ki yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi yapılmadan Ülkemiz de bir geçerliliği olmayacağı ve anılı İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E.,…K. Sayılı ilamı ile de yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilerek kararın kesinleştiği de göz önüne alındığında da dava konusu yabancı mahkeme kararının iptali mümkün değildir. Bu kapsamda HMK’nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK’nın 19. maddesine ve İİK 277. maddesine dayalı olarak açılan şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğuna göre, açılan dava TTK’nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir. Tarafların tacir olması ve davanın çözümlenmesinde tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesinin uygulanması da davayı mutlak ticari dava haline getirmeyecektir. Esasen davacı alacağını tahsil etmek gayesi ile borçlunun tasarrufunun iptalini talep ettiğinden dava, Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarında açıklandığı üzere asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK’nun 5/3. maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasında iş bölümü değil, görev ilişkisi bulunduğu göz önüne alındığında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
07/02/2020

Başkan …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Üye …
e-imza*
Katip …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.