Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/69 E. 2020/269 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/69 Esas
KARAR NO : 2020/269
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 06/09/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 17.02.2012 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesindeki teslim tarihi yükümlülüğüne davalı tarafça uyulmadığından, davalı şirketin, davacıya sözleşmenin 3.2, 3.3 ve 3.4 maddelerinden kaynaklanan gecikme tazminatı borcu bulunduğunu, müvekkili tarafından davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen davalı şirketin teslim ve gecikme tazminatı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, müvekkili tarafından davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/25522 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin sözleşme gereği üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü süresinde ve eksiksiz yerine getirdiğini, davalı yanın ise kendi kusurlu davranışı ile süresinde teslim yükümlüğünü yerine getirmediğinden ve taşınmazı tesliminde temerrüde düştüğünü, icra takibi dayanağı gecikme tazminatı alacağı muaccel olduğunu, davalı şirketin adına kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmazların üzerine dava değeri üzerinde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulması talep ederek, davalı tarafın itirazın iptali ile asıl alacak üzerinden devamını, %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesin talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 19/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, gecikme cezasının peşin ödeneceğine dair taraflar arasındaki sözleşmede herhangi bir hüküm olmadığı gibi, ortada muaccel ve hesaplanabilir bir gecikme cezası da mevcut olmadığını, kaldı ki, müvekkil şirketin ödeme güçlüğü içerisinde bir şirket olmadığını, inşaatı neredeyse tamamladığını, bağımsız bölüme ait tapu kaydını da davacıya devir ettiğini, halen girişteki ortak alanların düzenlemesinin devam ettiğini, kısa bir süre içerisinde tamamlanmış olacağını, muaccel olmayan ve dolar olarak talep edilmesi mümkün olmayan gecikme cezası istemine ilişkin davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi, tapu kaydı, vergi kaydı, davacı beyanı, ciftcitowers.com web sitesindeki plan, ihtarnameler ve tüm dosya kapsamı.
… İcra Dairesi’nin 2019/25522 esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … Tic. A.Ş. aleyhine, gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatı alacağına ilişkin adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından süresinde yapılan itiraz neticesinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafından davalı borçlu aleyhine davalı şirketten aldığı konutun sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesinden dolayı sözleşmede belirlenen gecikme tazminatının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine yönelik davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı taraf arasında gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi bulunmakta olup, bu sözleşme kapsamında davalı tarafça yapılan inşaattan davacıya daire satılmış ve teslim edilerek tapuya tescil edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede ve tapu kaydındaki duruma göre sözleşmeye konu taşınmaz daire/konut niteliğine haiz olup, davacı tarafın uyaptan alınan vergi kaydına göre davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket vekili muaccel olmayan ve dolar olarak talep edilmesi mümkün olmayan gecikme cezası istemine ilişkin davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 16/09/2019 tarihli karar ile; dava konusu olayda uyuşmazlığın konut niteliğindeki taşınmaz satışından kaynaklanmakta olması, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 13/09/2019 tarihinde açılmış olması, dosya kapsamında bulunan tapu ve vergi kayıtları ile davacının tacir olmadığı ve dava konusu taşınmazın iş yeri olmadığı konut/daire olduğundan ve davacı tacir olmadığından 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca davacı tüketici olup davalı ile arasındaki işlemde tüketici işlemi olduğundan, uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerektiğinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararının davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine; … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 22/01/2020 tarih, 2020/100 Esas, 2020/129 Karar sayılı ilamı ile; taraflar arasındaki sözleşmede proje kapsamında bağımsız bölümler, ofisler ve ticari alanların bulunduğu belirtilmesi nedeniyle dava konusu taşınmazın konut mu iş yeri mi olduğu hususunun aydınlatılması gerektiğinden, taraf beyanları alındıktan sonra taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri mi Ticaret Mahkemeleri mi yoksa Genel Mahkemelerin mi görevli olacağı hususunda karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile deliller toplanmadan verilen görevsizlik kararının araştırmaya yönelik kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce istinaf tarafından kararına kaldırılması üzerine dosya yukarıdaki esasa kaydedilerek istinaf ilamı doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılmıştır.
Davacı tarafça dava konusu taşınmazın konut olduğuna ilişkin beyanda bulunulmuş ve ekinde tapu kaydının ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Beşiktaş Tapu Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevabına göre; dava konusu taşınmazın tapu kaydının gönderildiği ve taşınmazın konut niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket tarafından yapılan dava konusu olan gayrimenkul projesine ilişkin web sitesi olan … com isimli siteden dava konusu taşınmazın niteliğine ilişkin daire planı alınmış ve taşınmazın konut niteliğine haiz olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Görev hususundaki ihtilafın çözümü için, mülga 4077 sayılı Kanunla 6102 ve 6502 sayılı kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz satışından kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 13/09/2019 tarihinde açılmıştır. Dosya kapsamında bulunan tapu ve vergi kayıtları ile davacının tacir olmadığı sabit olup, davacı tarafın beyanı, tapu kaydı, tarafları arasında sözleşme ile davalı tarafından yapılan gayrimenkul projesinin web sitesindeki daire planına göre dava konusu taşınmazın iş yeri/ticarethane olmadığı konut/daire olduğu tartışmasızdır. Bu haliyle davacı tacir olmadığından 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca davacı tüketici olup davalı ile arasındaki işlemde tüketici işlemidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince istinaf ilamı doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme neticesinde de davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09/07/2020

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.