Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/680 E. 2021/736 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/680 Esas
KARAR NO : 2021/736
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ :13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;26/08/2018 günü Siirt ilinin … ilçesinin … köyüne bağlı … mezrasında meydana gelen trafik kazasında sürücü … … idaresindeki … plakalı traktörün davacıyı düşürüp üzerinden geçmesi neticesinde davacının ciddi derecede yaralandığını, kazada sürücü … …’ın asli derecede kusurlu olduğunu beyanla fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla kalıcı sakatlık nedeniyle 100,00-TL, geçici iş göremezlik zararı için 100,00-TL olmak üzere toplam 200,00-TL tazminatın davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Kazanın vuku bulduğu tarih gözetildiğinde, 2918 Sayılı K.T.K. 109. maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmayan davanın zamanaşımına uğramış olmasından ötürü reddine karar verilmesi gerektiğini, talepte bulunan kişinin dayandığı vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmasının zorunlu olduğunu, HMK. 194 ve 190. maddelerinin açık düzenlemesi gereği ispat yükü iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunu beyanla davanın reddine yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/… Soruşturma sayılı dosyası, SGK müzekkere cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, 26/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan geçici iş göremezlik ve sürekli sürekli iş göremezlik nedenleriyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, 26/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasının … plakalı traktör sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana geldiği iddiasıyla kalıcı ve geçici iş göremezlik tazmınatının davalı …ndan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, zaman aşımı nedeniyle ve talepte bulunan kişinin dayandığı vakıanın ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de; dava konusu fiil aynı zamanda cezayı gerektiren bir fiil olduğundan, ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunduğundan ve ceza zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/… soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde;
Dava dilekçesinde … plakalı traktörün sürücüsü olduğu iddia edilen … …’ın 31/07/2019 tarihinde … Jandarma Karakol Komutanlığı’nda şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; “… benden tarlasında bulunan otları toplayıp getirmek için yardım istedi ben de geleceğimi söyledim. 2018 yılı Ağustos ayında … mezrasında benim … plakalı traktörüm ile … …, … , …, … ve ben … …’ın tarlasına ot toplamaya gittik. Ben … ile birlikte tarladan otları toplamak ve traktöre yüklemek üzere traktörün yanından 50 metre kadar uzaklaştım, o sırada …’nın bağırma sesini duydum ve ne olduğunu anlayamadım. … ile birlikte traktörün yanına gittiğimde … yerde yatıyordu. …’ya ne olduğunu sorduğumda …’nın oğlu … … bana “babam senin traktörünün altında kaldı” diyerek bağırdı. Daha sonra … … oğlu …’e “neden bağırıyorsun … …’ın bir suçu yok” dedi. Olayın olduğunda …’nın yanında … ve …’nın oğlu … vardı. Ben traktörün …’nın üstünden geçtiğini görmedim. Ben bu olay olmadan önce traktörümün motorunu durdurup, el frenini çekip traktörden inmiştim. Olay olduğunda traktörümün yanına geldiğimde … traktörün yanında yatıyor traktör aynı bıraktığım yerde duruyor ve yerinden hareket etmemişti…” şeklinde beyanda bulunduğu,
Davacı … …’ın 23/07/2019 tarihinde … CBS Savcılık kaleminde alınan ifadesinde; “Geçen yıl 26/08/2018 tarihinde … köyüne bağlı … mezrasına … …’a ait … plakalı traktör ile oğlum olan … ve köylülerim olan … ve … diye bildiğim şahıslarla hayvanlarımıza kışlık yem için biçtiğimiz otu yüklemek için tarlama gittik. Bu şahıslar da bana yardıma geldi. (Bu şahısların ismini ben bu şekilde olduğunu biliyorum. Ancak kimlikte gerçek isimlerinin ne olduğunu bilmiyorum. Fakat Jandarma bana bu şahısları sorduğu vakit Jandarmaya bu şahısları gösteririm). Daha sonra otu yükledikten sonra köyümüze döneceğimiz sırada yolun kötü olduğunu faıkettim ve traktörün önünde asılı bulunan kazmayı alıp yolu düzeltmek istedim. Bu sırada traktör durmuş vaziyetteydi. Daha sonradan kazmayı aldığımda nasıl olduysa bilemeden traktör hareket etti ve benim üzerimden geçti. Traktör benim üzerimden yanlışlıkla geçti. … …’ın burada herhangi bir kastı olmadı. Nasıl olduğunu … …’da ben de anlayamadım. Ben bu olaydan sonra yaralandım ve beni … Karakoluna götürdüler ve buradan da … Hastanesine götürdüler. Burada 7 gün yoğun bakım ünitesinde kaldım. Oradan da … Hastanesine sevk edildim. Daha sonra da … Üniveristesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildim. Diyarbakır’da ben 4 farklı bölgeden ameliyat oldum. Şu anda bu olaydan ötürü sol bacağımı kullanamaz ve hiçbir iş yapamaz oldum. Ben bu olaydan dolayı hiçbir yerde ifade vermedim ve bu olay için herhangi bir tahkikat da yapılmadı. Karakol benim bu şekilde yaralandığımı görmesine rağmen herhangi bir işlem yapmadı. Ancak bundan dolayı karakoldan şikayetçi değilim. Fakat … … adlı şahıstan gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği için şikayetçiyim. Ayrıca benim maddi durumum da iyi değildir. Bundan dolayı da şikayetçiyim. Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu,
… CBS’nin 2021/… Soruşturma, 2019/… Karar sayılı ve 21/08/2019 tarihli kararı ile ;”Yapılan soruşturmada şüphelinin üzerine atılı suçun Türk Ceza Kanununun 89. maddesinde düzenlenen Taksirle Yaralama Suçu olduğu, aynı maddenin 5. fıkrası gereği bu suçun basit taksirle işlenmesi durumunda takibinin şikayete bağlı olduğu, Türk Ceza Kanunun 73. maddesine göre müştekinin fiili ve faili öğrendiği günden itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanması gerektiği, 6 aylık süre içerisinde şikayet hakkının kullanılmaması durumunda olayla ilgili soruşturma ve kovuşturmanın yapılamayacağının düzenlendiği, somut olayda şüphelinin bilinçli taksirle hareket ettiğini gösterir bir delil elde edilemediği, olayın basit taksir kapsamında kaldığı ve bu haliyle suçun şikayete tabi bir suç olduğu, müştekinin olaydan yaklaşık 11 ay sonra şikayette bulunması dolayısıyla şikayet hakkını kullanması gereken süre içerisinde şikayette bulunmadığının görüldüğü ve şüpheli hakkında yapılan takibatın sonlandırılması gerektiği” gerekçesi ile “Şüpheliye atılı taksirle yaralama suçunun takibi şikayete bağlı suçlardan olması ve müştekinin yasal süre içerisinde şikayet hakkını kullanmaması nedeniyle şüpheli hakkında atılı suçtan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiği görülmüştür.
Davacı tarafça tanık deliline dayanılmış olması, soruşturma dosyasında alınan müşteki ve şüpheli beyanlarının çelişkili olması, davacı tarafça kazadan 11 ay sonra şikayette bulunulduğundan kaza tespit tutanağı ve kazanın oluşumuna dair kroki bulunmaması nedeniyle Mahkememizin 07/04/2021 tarihli duruşmasının 5 numaralı ara kararı ile “kazanın meydana geldiği mahal mahkemesine talimat yazılarak, kazanın meydana geldiği yerde davacının tanıklarının ve hazır edilmesi halinde davacı asilin dinlenilmesine, trafik polisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, tüm dosya kapsamı doğrultusunda kazaya karışan aracın ve davacının hareket yönlerinin, olay mahalli özelliklerinin, olay mahallinde çarpma noktasının ölçekli konumuna dair bilgilerin ve tarafların kusur durumunun tespit edilmesinin istenilmesine” karar verilmiştir.
Davacı vekili 16/04/2021 tarihli dilekçesi ile; ” dava konusu kazan nedeniyle herhangi bir tanık olmadığından ötürü tanık dinletmekten ve tanık deliline dayanmaktan vazgeçtiklerini, dava konusu kazanın gerçekleştiği yerin kırsal bölgede bulunan otoyol kenarı olduğu, OHAL bölgesi olduğundan keşif yapılmasına olanak olmadığını, bu nedenle mevcut delil durumuna göre kusur bilirkişi raporu ile kusur tespiti yapılmasını talep ettiklerini” beyan ettiği görülmüştür.
Davacı tarafça tanık deliline dayanmaktan vazgeçilmesi üzerine Mahkememizin 15/09/2021 tarihli 1 numaralı duruşma ara kararı ile; “Davacı vekilinin tanık deliline dayanmaktan vazgeçtiğini ve keşif ara kararından rücu edilmesini talep ettiği, dosyaya kazanın oluşuna dair kaza tespit tutanağı ve sair bir kayıt sunulmadığından bu hali ile yapılacak keşfin dosyamıza katkı sağlamayacağı anlaşılmakla, bir önceki celse 4 numaralı ara kararından rücu edilerek talimat yolu ile davacının tanıklarının dinlenilmesi ve mahallinde keşif yapılması ara kararından dönülmesine, talimat mahkemesine talimatımızın işlemsiz olarak iade edilmesi hususunda müzekkere yazılmasına,” karar verilerek yargılmaya devam olunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; Davacı tarafça, 26/08/2018 günü Siirt ilinin … ilçesinin … köyüne bağlı … mezrasında meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, kazanın … plakalı traktör sürücüsü … …’ın kusuru nedeniyle oluştuğu iddiasıyla davalı … aleyhine kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı talebi ile dava ikame edilmiş ise de, … CBS’nin 2021/… Soruşturma sayılı dosyasında alınan müşteki davacı ve şüpheli sürücü ifadelerinin birbiri ile çelişkili olduğu, davacı tarafça iddia olunan kaza olayından 11 ay sonra şikayetçi olunduğu, iddia olunan kaza olayı sonrasında kaza tespit tutanağı ve olay yerini gösterir kroki düzenlenmediği, meydana geldiği iddia olunan kaza olayında tarafların kusur durumlarının tespiti için davacı tanıklarının dinlenilmesine ve mahallinde keşif icrasına karar verilmiş ise de davacı tarafça tanık deliline dayanmaktan vazgeçildiği, mevcut delil durumuna göre davacı tarafça yaralanmanın trafik kazası nedeniyle ve … plakalı traktör sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana geldiği hususunu ispata yarar delil ibraz edilmediği anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım itibari ile yeteri kadar harç alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı taraflar yargılama sırasında kendisini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.