Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/678 E. 2022/349 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/678 Esas
KARAR NO : 2022/349
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Menfi Tespit ve Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Menfi Tespit ve Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulan 25/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalıya olan 19.546.086,00 TL kredi borcunun teminatı olarak davacıya ait Aydın ili, … ilçesi, Türkmen mahallesi 456 ada 10 parsel numarasında kayıtlı 74087 m2 büyüklüğünde tarla ve 456 ada 17 parselde kayıtlı 11.672,04 m2 büyüklüğündeki arsa üzerinde mevcut iki bodrum, iki normal bahçeli betonarme otel vasfındaki taşınmazların üzerinde banka lehine 27.08.2015 tarihli ve 24.000.000,00 TL bedelli 1. Derece ipotek tesis edildiğini, davalı davacı şirketin tarafından kullanılan krediler, harç masraf ve sair giderler nedeniyle şirketin 23.906.818,92 TL borçlu olduğunu bildirdiğini ve icra takibine giriştiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler çerçevesinde 24.07.2019 tarihli geri alım hakkı sözleşmesi düzenlendiğini, taşınmazların davacı borçlarına mahsuben sözleşme uyarınca bankaya devredilmesi ve sözleşme kapsamında ilgili koşulların gerçekleşmesi halinde davacı şirket tarafından bankadan geri alınması ve kredi borçlarının tasfiyesi amacıyla bu sözleşmenin yapıldığını, bu itibarla banka taşınmazın banka lehine tescili tarihi itibariyle başlamak üzere 2 yıl geri alım süresi ile davacı şirket lehine geri alım hakkını kullandırmayı veya taşınmazı davacı şirketin göstereceği ve geri alım bedeli olan 19.546.086,00 TL’den düşük olmamak kaydıyla üçüncü kişilere satmayı taahhüt ettiğini, iki taşınmazın bilirkişi marifetiyle kıymet takdiri yapıldığını, 456 ada 17 parselin toplam değeri 16.453.224,00 TL olarak ve 456 ada 10 parselin davacı şirketin 3/4 oranındaki hisse değeri 111.130,50 TL olarak tespit edildiğini, her iki taşınmaz da ihaleye konu olduğunu, 456 ada 17 parselde kayıtlı olan taşımaz 19.08.2019 tarihinde banka alacağına mahsuben satıldığını, ihale ve satış kesinleştiğini, 456 ada 10 parselde kayıtlı tarla taşınmaz davalının kasıtlı hareketi ve kusuru ile 19.08.2019 tarihinde yapılan açık arttırma ile tamamen farklı üçüncü kişiye 110.100,00 TL bedelle ihale olduğunu, davacı yanca ihalenin feshi davası açıldığını, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, davalı yan 27.02.2020 tarihli ihtarnamesinde geri alım süresi boyunca yapılmış ve banka tarafından ödenmiş olan 1.381.172 TL 10 iş günü içerisinde ödenmesini, aksi takdirde imzalanmış geri alım sözleşmenin tek taraflı olarak feshedileceğini ihtar ettiğini, davalı bankanın da tarafı olduğu geri alım hakkı sözleşmesindeki yüklendiği edimleri eksik olarak yerine getirdiğini, kendi edimini sözleşmede kararlaştırılan şekilde tam olarak yerine getirmeden davacı şirketten herhangi bir edimini yerine getirmesini istemeyeceğinden bahisle TBK madde 97 de düzenlenen ödemezlik defi gereğince bankanın talep etmiş olduğu geri alım masraf ve sair giderleri davacı şirketten hukuken talep edemeyeceğini, sözleşmenin feshinin hukuka aykırı olduğunu, davalı bankaya sözleşmeye dayalı borçları kalmadığını, alım satım işlemlerinden anlaşılacağı üzere davalı bankanın toplamda 23.350.000,00 TL kazandığını, davalının haksız feshi sebebiyle ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle davacının zarara uğradığını, arz ve izah edilen sebeplerle sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiğinin tespitini, davalı bankaya borcun kalmadığının tespitini, davacı şirketin uğramış olduğu zarar kapsamında şimdilik 50.000,00 TL tutarındaki tazminatın davacıya ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 23/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı bankanın üzerine geçen 17 parseldeki taşınmazın üçüncü kişiye satış değerinin ya da davalı bankanın iktisap değeri ile satış değeri arasındaki farkın davacılar kredi borcundan mahsup edilemeyeceği izahtan vareste olduğunu, banka tarafından taşınmazın üçüncü kişiye satımından elde edilen kârın banka geliri olduğunu, davacıların kredi borcundan mahsup edilmesinin söz konusu olmadığını, davacıların kredi ilişkisinden kaynaklanan borçları sona ermediğini, davalı banka 17 parseldeki taşınmazı icra dosyasında yapılan ihale sonucunda davacıların icra dosyası kapsamındaki borcundan 8.240.000,00 TL düşülmesi suretiyle taşınmazı üzerine aldığını, davalı banka sonradan bu taşınmazı 15.000.000,00 TL’ye satmış ise bu işlemden karı ancak 6.760.000,00 TL olabileceğini, 10 parseldeki taşınmaz için ise 111.130,15 TL henüz iktisap edilmediğini, davacılar tarafından ihalenin feshi davasının açıldığını, kesinleşmeden bu paranın tahsilinin mümkün olmadığını, davacıların davalı bankaya hali hazırda bugün itibarıyla asıl alacak işlemiş faiz vekalet ücreti masraf harç vb. toplam 36.358.916,18 TL borcu olduğunun hesaplandığını ve bu borç günden güne arttığını, geri alım hakkı sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılmış olduğundan geçerlilik şartlarını taşımadığını, geri alım sözleşmesi davacıların üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemeleri sebebiyle haklı sebeple feshedildiğini, davacıların ödemezlik define dayanak iddialarının gerçek dışı ve mesnetsiz olduğunu, bu kapsamda davalı banka tarafından gönderilen 10.03.2020 tarihli ihtarnamede yazılı masrafları ödemeyerek sözleşmeye aykırı davrandıklarını, bu sebeple sözleşmenin davalı banka tarafından feshinin haklı nedene dayandığının sabit olduğunu, 10 parseldeki taşınmazın ihalesine davalı banka katıldığını ancak ihale üçüncü bir kişiye kaldığını, talep edilen masraflara katlanma tarihi sözleşmenin imza tarihinden sonrasına isabet ettiğini, 17 parseldeki kiracının tahliyesi esnasında gerekli özen gösterildiğini, 17 parseldeki taşınmaz için getirilen teklifler için dönüş yapıldığını, davacıların maddi tazminat taleplerinin dayanağı belirsiz olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle davacılara maddi tazminat taleplerine dayanak zararlarını ve karşılıklarını somutlaştırmak üzere kesin süre verilmesini, haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılara tahmiline karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLER: 24/07/2019 tarihli Geri alım hakkı sözleşmesi, … İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası, … İcra Dairesi’nin 2018/ … esas sayılı icra dosyası, … Noterliğinin 27/02/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Noterliğinin 28/04/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Noterliğinin 23/03/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … İcra Dairesinin 2018/4933 Talimat sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesi 2019/… esas sayılı dosyası, … Tapu Müdürlüğü kayıtları, Davalı Banka kayıtları, Kredi Sözleşmesi Kat ihtarı, hesap hareketleri, Bilirkişi Raporu, 2020/110572 numaralı Arabuluculuk Tutanağı, arabulucu sarf kararı ve tüm dosya kapsamı.
… İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … A.Ş. tarafından davalılar … A.Ş. ve … aleyhine açılan … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… talimat sayılı dosyasında yapılan ihalenin feshi davasının reddine karar verildiği ve kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Muhasebe-Finans Uzmanı Bilirkişi …, Borçlar Nitelikli Hesap Uzmanı Prof. Dr. … ve Bankacı Bilirkişi … tarafından hazırlanan 22/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; Dava konusunun, taraflar arasında 24.07.2019 tarihinde akdedilen Geri Alım Hakkı Sözleşmesi’ni davalı bankanın haksız feshettiği iddiasından kaynaklı davacı şirketlerin zarara uğradığına ilişkin şimdilik 50.000,00 TL tutarın davalı yandan tahsili ve davacı yanın davalı bankaya borcunun bulunmadığı iddiası ile menfi tespit taleplerinden ibaret olduğu, Davacı … A.Ş.’nin 2015-2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; davacı yanın …nolu uzun vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 24.07.2019 tarihi itibariyle 7.546.086,00 TL borçlu olduğu, … nolu uzun vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 24.07.2019 tarihi itibariyle 12.000.000,00 TL borçlu olduğu, davacı yanın … nolu uzun vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 01.01.2021 tarihi itibariyle 19.546.086,00 TL borçlu olarak açılış yapıldığı görüldüğü, Davacı … A.Ş.’nin 2015 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2016-2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; davacı yanın … ve. …nolu kısa vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 30.04.2017 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı, … nolu kısa vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 30.04.2017 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı, Davalının 2015-2016-2017-2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalı yan tarafından sunulan … İcra Dairesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyasına ait 05.01.2022 tarihli rehin açığı belgesine göre davacı … A.Ş.’nin borç miktarı 23.413.555,26 TL olduğu, 19.08.2019 tarihli gayrimenkul satışından sonra satış tutarının (8.352.100,00 TL) mahsubu ile bakiye borcun 15.063.455,26 TL olduğu, Rapor içinde yapılan açıklamalar ve konuya ilişkin mali tespitler ışığında davacı yanın davalıya kredi ilişkisinden dolayı halihazırda borçlu olduğu, bu borcun ödenmediği, bu borcun ödenmesinin taraflar arasındaki akdin feshine yol açacağının (m.9) kararlaştırılmış olduğu, cebri ihalede ihalenin kimin üzerinde hangi şartlar altında kalacağı tamamen İİK hükümlerine göre tanzim edilmiş olup, İİK’da belirtilen prosedür dışında dava dışı herhangi bir üçüncü şahıs tarafından ihalenin kazanılmasının akde aykırılık olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, bu yönü ile davalı bankanın akdin feshi cihetine gitmiş olmasının yasa ve usule aykırı bir yönünün olmadığı, İhale ile bir taşınmazın mülkiyeti iktisap edildiğinde ve bunun iktisap eden aynı zamanda takip alacaklısı ise, ihale bedelinin alacağa mahsup edileceği açık ise de, ihale ile mülkiyetin iktisabından sonra ihale alıcısı olan (takip alacaklısının) kimsenin mülkiyetten doğan hakkını kullanarak herhangi bir üçüncü şahsa taşınmazı devrettiğinde elde etmiş olduğu gelirin takip borçlusu ile hiçbir ilgisinin olamayacağı, dolayısıyla alacağa mahsup edilmesi gereken bir gelir olarak bunun borçtan düşülmesi gereğini savunmanın hukuki dayanağı mütalaa edilmekle davalı bankanın akdin feshi cihetine gitmiş olmasının yasa ve usule aykırı bir yönünün olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacılar tarafından davalı banka aleyhine açılan taraflar arasındaki 24/07/2019 tarihli geri alım hakkı sözleşmesinin davalı banka tarafından haksız feshedildiği iddiasıyla davacıların sözleşmeden dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ve haksız fesih ve sözleşmeye aykırılıktan dolayı davacıların uğradığı zarara yönelik tazminat isteminden ibaretttir.
Davacılar vekili taraflar arasındaki geri alım hakkı sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığına, sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ile haksız fesih nedeniyle müvekkillerinin uğradıkları zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise müvekkili bankanın davacılardan alacaklı olduğunu ve davacıların herhangi bir maddi zararı bulunmadığını bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu ihtilaf davacılar tarafından açılan menfi tespit ve tazminat davası nedeniyle davacılar ile davalı banka arasında yapılan 24/07/2019 tarihli geri alım hakkı sözleşmesi davalı banka tarafından haksız feshedilip feshedilmediği, davacıların sözleşmeden dolayı davalı bankaya borçlu olup olmadığı ve haksız fesihve sözleşmeye aykırılıktan dolayı davacıların uğradığı zarar bulunup bulunmadığı varsa miktarı hususlarından kaynaklıdır.
Mahkememizin 04/01/2021 tarihli tensip zaptının 14 numaralı bendi gereğince; Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen 24.07.2019 tarihli geri alım sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti talebinde bulunulduğu, söz konusu menfi tespite konu sözleşme bedelinin 19.546.086,00-TL olması nedeniyle bu bedel üzerinden gerekli harcın yatırılmadığı anlaşıldığından davacı vekiline menfi tespit talebi yönünden yatırılması gereken 333.798,28-TL peşin harcın tamamlanması için 2 haftalık kesin süre verilerek, aksi halde menfi tespit talebi yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtar edilmiştir.
Davacı vekilince ihtar sonrası menfi tespit davasına ilişkin kısmi dava değerinin 40.000,00-TL olduğuna ilişkin beyanda bulunulduğu ve bu miktar üzerinden harcın yatırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 18/05/2021 tarihli ön inceleme tutanağının 3 numaralı bendi gereğince; Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen 24.07.2019 tarihli geri alım sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti talebinde bulunulduğu, söz konusu menfi tespite konu sözleşme bedelinin 19.546.086,00-TL olması ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas – 2018/… Karar sayılı ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas – 2020/ … Karar sayılı içtihatlarında da belirtildiği üzere menfi tespit davalarının kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmaması nedeniyle bu bedel üzerinden gerekli harcın yatırılmadığı anlaşıldığından davacı vekiline menfi tespit talebi yönünden eksik kalan 333.115,18-TL peşin harcı ön inceleme duruşma gününe kadar tamamlaması için verilen kesin süre içerisinde Davacılar tarafından ön inceleme tutanağının 3 numaralı ara kararı gereğince 333.115,18-TL eksik peşin harcın yatırıldığı anlaşıldığından davaya kaldığı yerden devam edilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme kapsamında sözleşmeden kaynaklı edimlerin yerine getirilip getirilmediği, davacıların davalı bankaya borçlu olup olmadığı, davalı bankanın sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı, davalı bankanın sözleşmeyi feshi nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapora göre; Dava konusunun, taraflar arasında 24.07.2019 tarihinde akdedilen Geri Alım Hakkı Sözleşmesi’ni davalı bankanın haksız feshettiği iddiasından kaynaklı davacı şirketlerin zarara uğradığına ilişkin şimdilik 50.000,00 TL tutarın davalı yandan tahsili ve davacı yanın davalı bankaya borcunun bulunmadığı iddiası ile menfi tespit taleplerinden ibaret olduğu, Davacı … A.Ş.’nin 2015-2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; davacı yanın … nolu uzun vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 24.07.2019 tarihi itibariyle 7.546.086,00 TL borçlu olduğu, … nolu uzun vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 24.07.2019 tarihi itibariyle 12.000.000,00 TL borçlu olduğu, davacı yanın … nolu uzun vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 01.01.2021 tarihi itibariyle 19.546.086,00 TL borçlu olarak açılış yapıldığı görüldüğü, Davacı … A.Ş.’nin 2015 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2016-2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; davacı yanın … ve. … nolu kısa vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 30.04.2017 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı, … nolu kısa vadeli banka kredileri hesabında davalı yana 30.04.2017 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı, Davalının 2015-2016-2017-2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalı yan tarafından sunulan …. İcra Dairesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyasına ait 05.01.2022 tarihli rehin açığı belgesine göre davacı … A.Ş.’nin borç miktarı 23.413.555,26 TL olduğu, 19.08.2019 tarihli gayrimenkul satışından sonra satış tutarının (8.352.100,00 TL) mahsubu ile bakiye borcun 15.063.455,26 TL olduğu, Rapor içinde yapılan açıklamalar ve konuya ilişkin mali tespitler ışığında davacı yanın davalıya kredi ilişkisinden dolayı halihazırda borçlu olduğu, bu borcun ödenmediği, bu borcun ödenmesinin taraflar arasındaki akdin feshine yol açacağının (m.9) kararlaştırılmış olduğu, cebri ihalede ihalenin kimin üzerinde hangi şartlar altında kalacağı tamamen İİK hükümlerine göre tanzim edilmiş olup, İİK’da belirtilen prosedür dışında dava dışı herhangi bir üçüncü şahıs tarafından ihalenin kazanılmasının akde aykırılık olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, bu yönü ile davalı bankanın akdin feshi cihetine gitmiş olmasının yasa ve usule aykırı bir yönünün olmadığı, İhale ile bir taşınmazın mülkiyeti iktisap edildiğinde ve bunun iktisap eden aynı zamanda takip alacaklısı ise, ihale bedelinin alacağa mahsup edileceği açık ise de, ihale ile mülkiyetin iktisabından sonra ihale alıcısı olan (takip alacaklısının) kimsenin mülkiyetten doğan hakkını kullanarak herhangi bir üçüncü şahsa taşınmazı devrettiğinde elde etmiş olduğu gelirin takip borçlusu ile hiçbir ilgisinin olamayacağı, dolayısıyla alacağa mahsup edilmesi gereken bir gelir olarak bunun borçtan düşülmesi gereğini savunmanın hukuki dayanağı mütalaa edilmekle davalı bankanın akdin feshi cihetine gitmiş olmasının yasa ve usule aykırı bir yönünün olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacılar tarafından davalı banka ile aralarındaki geri alım hakkı sözleşmesinden kaynaklı yükümlülüğün davalı tarafça yerine getirilmediği, bu nedenle davalı tarafa borçlu olmadıkları ve davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle zarara uğradıkları iddiasıyla dava açılmış olup, davalı banka tarafından davacıların borçlarını ödemeyerek sözleşmeyi ihlal etmeleri nedeniyle sözleşmeyi haklı feshettiklerini, davacıların borçlu olduklarını bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep edilmiş olup, taraflar arasındaki geri alım sözleşmesi kapsamında davalı banka tarafından davacılara hitaben gönderilen … Noterliğinin 28/04/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin 5. maddesi gereğince yapılan masrafların ödenmesinin ihtar edildiği, davacılar tarafından cevaben gönderilen … Noterliğinin 23/03/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile otelin bulunduğu taşınmazın yanındaki otopark olarak kullanılan taşınmazın ihalede bilerek ve isteyerek alınmaması nedeniyle sözleşmeye aykırı davranılması ve talep edilen masrafların sözleşmeden evvel yapılan masraflar olması nedeniyle ödemezlik def’inde bulunulmuş olup, taraflar arasındaki sözleşmeye bakıldığında geri alım sözleşmesine konu taşınmazın sözleşmede belirtilen ek:1 deki listedeki belirtilen 456 ada 10 ve 17 parseldeki taşınmazlar olduğu, davalı banka tarafından taşınmazların ipotek borcu nedeniyle yapılan takipler sırasında satışa ilişkin ihaleye katılınarak geri alım hakkı sözleşmesine konu taşınmazlardan 456 ada 17 parseldeki otel binasının bulunduğu taşınmazın 8.240.000,00-TL bedelle davalı banka tarafından alındığı, 456 ada 10 parseldeki otopark olarak kullanılan taşınmazın üçüncü kişi tarafından 110.000,00-TL bedelle alındığı, anlaşılmakla, söz konusu 456 ada 10 ve 17 parseldeki taşınmazların İİK hükümleri ihale edilerek satıldığı, ihalenin kimin üzerinde kalacağının davalı bankanın elinde olmadığı, İİK hükümleri gereğince yapılan ihalede üçüncü kişi tarafından 456 ada 10 parseldeki taşınmazın alınmasının davalı bankanın akde aykırı davrandığını göstermeyeceği, davacıların davalı bankanın taşınmazı ihalede bilerek ve isteyerek almadığına yönelik iddiasını ispatlar nitelikte dosya kapsamında somut bir delil bulunmadığı gibi bu iddiaya itibar edilemeyeceği açık olup bu haliyle davacıların davalının 456 ada 10 parseldeki otelin otoparkı olarak kullanılan taşınmazı ihalede almaması hususunun taraflar arasındaki geri alım sözleşmesine aykırılık olarak değerlendirilemeyeceği, davacılar tarafından davalı bankanın ihtarına rağmen sözleşmenin 5. maddesi gereğince ödenmesi gereken masrafların ödenmediği, davacıların davalının talep ettiği masrafları ödemekle yükümlü olduğu bu durumun sözleşmenin 9. maddesi gereğince davalı banka yönünden haklı fesih sebebi sayıldığı, davalı banka tarafından ihalede alınan taşınmazın daha sonra daha yüksek bedelle satılması halinde aradaki farkın borçtan düşülmesini gerektirmesinin haklı bir nedene dayanmadığı, mülkiyet hakkı davalı bankada olan taşınmazın davalı tarafça istenilen bedel üzerinden satılmasının mümkün olduğu bu yüzden davacıların bu yöndeki itirazlarının da haksız olduğu açık olup, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacıların dava konusu geri alım sözleşmesinin 5. maddesi gereği ödemekle yükümlü olduğu bedeli ödememesi üzerine sözleşmenin 9. maddesi gereğince davalı banka yönünden haklı fesih koşulunun oluştuğu ve davacıların davalı bankaya borçlu oldukları sabit olduğundan dolayı davacılar tarafından açılan menfi tespit davasının ve sözleşmeye aykırılıktan dolayı uğranılan zarara yönelik tazminat davasının ispata elverişli delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacılar tarafında açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar tarafından açılan DAVANIN REDDİNE;
2- Davacılar tarafından yatırılan peşin harçtan maktu 80,70-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 334.571,46-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Dava türünün menfi tespit davası olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmasa da davacı tarafça davadan önce arabuluculuğa gidilmesi tarafların arabuluculuk görüşmesi sonrasında anlaşamamaları nedeniyle arabulucuya kamudan ödenen giderin yargılama gideri olarak sayılmasına ve ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin haksız çıkan davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 1 adet tebligat-posta masrafı 19,00-TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 284.585,86-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı tarafa verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2022

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye
e-imza *

Katip …
e-imza *

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.