Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/651 E. 2021/823 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/651 Esas
KARAR NO : 2021/823
DAVA : Menfi Tespit-İstirdat (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit-İstirdat (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/12/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile davacı müvekili arasında hatıra bağlı bir çek alışverişi olduğunu, davacı müvekkili, bedeli 900.000 Türk Lirası olan bir çeki davalı taraf …’a kendisinden bu çekin karşılığı olan 900.000 Türk Lirasını hemen geri alacağına dair; yazılı ve imzalı bir belge ve …’ın parayı kendisine öğleden sonra teslim edeceğine dair sözlü beyanını da alarak hatır için elden teslim ettiğini, davalı …, parayı teslim etmediği gibi bir de esasen hatır çeki olarak yazılan bu çeki kötü niyetli olarak müvekkili olan 3. Kişi …’ya ciro ettiğini ve tahsile geçildiğini, davacı müvekkili, bu durumu evine gelecek olan haczin önceki günü öğrendiğini, büyük bir şok geçirdiğini, mağdur olduğunu, davalı … ve davalı …, müvekkili …’e karşı planlı olarak hareket ettiğini, …’nın …’ın ekli vekaletnamede görüleceği üzere müvekkili olduğu ortaya çıktığını, buna ilişkin suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca disiplin koğuşturması için … Barosu’na müracat edildiğini, Müvekkili, şahsın avukat kimliğine güvenerek evvele dayanan iş ve hatır ilişkisine dayanarak kendisine bu çeki teslim ettiğini ancak iyi niyeti ne yazık ki suistimal edildiğini, müvekkili borçlu olmadığı bir borcu ödemek zorunda bırakıldığını, …. ATM 2020/… D.iş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden … İcra Müdürlüğü 2020/… E. Sayılı dosyaların … Bankası A.Ş … Sanayi Şubesi’ne ait … hesap nolu … seri nolu İstanbul keşideli 17.01.2020 keşide tarihli 900.000 TL bedelli çek taraflardan … ile müvekkili arasındaki ilişkiye binaen hatır için verildiğini, Davalı avukat … ıslak imzasıyla çeki hemen ödeyeceğini beyan edip çeki o ısrarla aldığını, müvekkili şahsın Avukat kimliğine güvenerek bunda bir behis görmediğini, … çeki sabah aldığını, parasını öğleden sonra getireceğini söylediğini, ancak ortadan kaybolduğunu, müvekkili tarafından yapılan aramalara bugün yarın diye cevap verip müvekkilini oyaladığını, daha sonra araya pandemi girdiğini, sonra birden işbu icra takibinin ortaya çıktığını, sonradan çekin ciro ve temlik edildiğirir anlaşıldığını, çeki ciro alanlar da haksız şekilde gerçek bir alacak varmışçasına ciro silsilesini sürdürerek müvekkilini mağdur ettiklerini, müvekkilinin bir anda kendisini bir icra dosyasında borçlu olarak bulduğunu, alacaklı çek hakkında ihtiyati haciz kararı aldırdığını, pandemide donan sürelerin adli tatile kadar işlediği arada alacaklı tarafından başarılı bir iş insanı olan müvekkilini icra ve haciz tehdidi altında bırakıldığını ve müvekkilini ticari işlerinde herhangi bir sekteye uğramamak için dosya kapak hesabı olan 1.217.842,84 TL parayı tahsil harcı vesair ödemek zorunda kaldığını, alacaklı ile … arasında vekalet ilişkisi olmasına rağmen muvazaa ve hile ile işbu para maddi durumu iyi olan müvekkilinden tahsil edildiğini, bu da yetmezmiş gibi dosyaya ödenen para bir başka icra dosyasından haciz olması vesilesiyle o dosyaya aktarıldığını, bu dosyanın alacaklısının da …’ın eşim diye tanıttığı biri olduğunun öğrenildiğini, borçlu … icra dosyası alacaklısı …’nın ekli vekalet belgesinde de görüleceği üzere resmen avukatı olduğunu, davalı taraflar arasındaki bu ilişki açık bir şüpheye delalet ettiğini, müvekkili hem dolandırıldığı hem de usul ve esasa aykırı bir şekilde borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda bırakıldığını, davalı alacaklı … müvekkili hakkında icra ceza suçundan dahi şikayette bulunduğunu, müvekkili ödemeye zorlandığını, ne var ki dosyadaki diğer borçlular hakkında neredeyse hiçbir işlem yapılmadığını, alacaklı, sanki haklı alacağı varmış gibi hacizle müvekkilihi son derece mağdur ettiğini, üstelik alacaklı gerçek alacaklı da olmadığını, taraflar birlikte, kötü niyetle hareket ettiği cihetle haklarında ayrıca suç duyurusunda da bulunulduğunu, müvekkili şahsın şirketine ait kamera kayıtları celp edildiğinde çekin imzalandığı gün ve saati tespit edilecek ve müvekkili ile davalı … arasındaki yazışmaların celbi halinde hatıra binaen verilen çekin akıbeti anlaşılacağını, verilen çek ile birlikte imzalanan kağıtta “parasını getirmek kaydı ile teslim edilmiştir” cümlesinin yer aldığını, bu cümlenin altında da Davalı …’ın elden teslim aldığına ilişkin adı soyadı ve imzası bulunduğunu, kişinin kendi aleyhinde borca sürükleyecek belgelere imza atması adi senet oluşumuna sebep olduğunu, davalı …’ın imzası ile oluşturmuş olduğu adi senet hukuken kesin delili niteliği taşıdığından müvekkilinin ödediği yüklü miktardaki paranın ivedilikle istidardı gerektiğini, Müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile paranın istirdadını talep etme gereği doğduğunu beyanla dava sonunda menfi tespit ve istirdat taleplerinin kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığına, ihtiyati haciz vasıtasıyla elde edilen ücret masraf harç dahil kapak hesabındaki paranın icra takibi gününden itibaren üzerine işleyecek olan en yüksek banka mevduat faizi ile tarfımıza istirdatını, işbu davada davalıların kötü niyetli olduğunun çok açık olduğu, takibin kötü niyetle başlatıldığı alacaklı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, dava sonunda yargılama gideri, vekalet ücreti vesair her tür giderin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan 01/03/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın davacının beyan ettiği gibi … Nolu Barosu’nun … sicil sayısında kayıtlı avukat olduğunu, davacı …; … Bankası A.Ş. … Sanayi Şubesi’ne ait, … hesap ve … iban nolu, Çek Seri … çek nolu, İstanbul keşide yerli, 17.01.2020 çek keşide tarihli ve müvekkili … namına yazılmış olan 900.000,00 TL bedelli çeki, 160.000 $ (ABD Doları) tutarındaki borcunu ödemek amacı ile keşide ederek 13.09.2019 tarihinde müvekkiline ettiğini, mezkur çek aslı üzerindeki yazılar ve rakamlar davacı …’in muhasebecisi veya sekreteri konumundaki adını bilmedikleri hanım çalışan tarafından yazıldığını, yani çek imza kısmı hariç bu çalışan tarafından düzenlendiğini ve bundan sonra keşideci olarak müvekkilinin önünde davacı … tarafından bizzat imzalanarak keşide edildiğini, mezkur çek keşide edilip imzalandıktan sonra bu halde bir fotokopisi çekildiğini ve bu fotokopi üzerine müvekili tarafından tamamen kendi el yazısı ile ”çeki elden teslim aldım. 13.09.2019. …” yazılıp, yine bu yazı altına da müvekili tarafından imza atılarak bir çek teslim alma belgesi oluşturulduğunu ve sadece müvekkilinin yazı ve imzası ile oluşturulan bu çek teslim alma belgesi davacı …’e verilmek suretiyle çek aslı müvekkili tarafından bu şekilde teslim alındığını, yine imzalanan belgenin bir fotokopisi de müvekili tarafından alındığını, ‘ÇEK’ Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olup, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre sebepten mücerret ve ödeme aracı niteliğinde bir kıymetli evrak olduğunu, yine HMK uyarınca senede karşı senetle ispat kuralları geçerli olup, dava konusu çekle ilgili HMK’nun senetle ispat kuralları geçerli olduğunu, mezkur çekin müvekkiline verilmesinden sonra davacı …, teyzesinin oğlu olan … isimli kişi aracılığı ile faizle para alışverişi yaptığı bu davanın da davalısı olan müvekkilinin o zamanki müvekkili … ile ilgili yaşadığını iddia ettiği sorunları ve yine müvekkilinin bir başka müvekkili … ile yaşadığını iddia ettiği sorunlarını bahane ederek, borcuna mahsuben müvekkiline verdiği çeki ödememe yönünde eğilimler göstermeye başladığını, Müvekkili davacının sorunlu olduğu kişilerle olan sorunlarının çözümü konusunda dahi davacıya yardımdan kaçınmadığını, fakat müvekili tarafından kendisi ile ilgili olmayan sorunların kendisini ilgilendirmeyeceğini ve borcunu ödemesi gerektiğini söylenince de davacı tarafından müvekkiline karşı suç sayılan eylemlere girişilmeye dahi başlandığını, davacı aile şirketlerinin tek ortağı konumunda olup, aile şirketlerini babasının emir ve talimatları doğrultusunda yönettiğini, müvekkilinin edindiği kanılar gereği davacının müvekkilinin müvekkilleri … ve … ile ilgili ilgili iddia ettiği sorunları bahane ederek mezkur çeki ödemek istememesinin bir diğer sebebi de, müvekkilinden bila faiz dolar olarak aldığı parayı babasından gizli olarak yaptığı başka işlerle ilgili borçları nedeniyle alması ve o anda babasından gizli olarak ödeyecek kaynak bulamaması olduğunu, hatta davacının bizatihi müvekkiline kendisinin anlattığı üzere davacı FETÖ/PYD terör örgütü nedeniyle tutuklu olan birisi/birilerinin serbest bırakılması için aracılık yaptığını ve tutuklu kişilerin ailerinden sözde iş bitirecek Floryada iş yeri olan kişilere para verilmesini sağladığını, bu paradan kendisi de komisyon aldığını ve fakat parayı verdirdiği işi bitirecek kişilerin işi bitirememesi ve aldıkları parayı da iade etmemeleri nedeni ile paralarını isteyen işi veren ve onların tanıdığı gayrimeşru kişilerle sorunlar dahi yaşadığını ve yüksek miktarlı bu paraları ödemek için dahi maddi sorunlar yaşadığını, davacı Eylül 2019 sonlarından itibaren öncelikle whatsapp üzerinden gerek kendi ve gerekse başka numaralardan yaptığı aramalarla; müvekkiline çeki ödemeyeceğini, çeki tarafına iade etmesini, aksi halde müvekkilinin ve ailesinin can güvenliğinin tehlikeye gireceği yönünde tehdit ve şantajlarda bulunmaya başladığını, hatta davacı konuşmalarında kendisinin siyasi olarak dahi güçlü olduğunu beyan ederek dahi müvekkilini korkutmaya ve meşru hamili olduğu çeki yağmalamaya çalıştığını, mezkur çekin keşide edilip imzalandıktan sonra bu halde bir fotokopisi çekildiğini ve bu fotokopi üzerine müvekkili tarafından tamamen kendi el yazısı ile ”çeki elden teslim aldım. 13.09.2019. …” yazılıp, bu yazı altına da müvekili tarafından imza atılarak bir çek teslim alma belgesi oluşturulduğunu ve sadece müvekkilinin yazı ve imzası ile oluşturulan bu çek teslim alma belgesi davacı …’e verilmek suretiyle çek aslının tarafından bu şekilde teslim alındığını, yine imzalanan belgenin bir fotokopisinin de tarafından alındığını, işte davacı … orijinali yukarıda bahsedilen gibi olan ve tamamen müvekkilinin el yazısı ve imzasını içeren yazıyı ihtiva eden belgenin üst kısmına ve müvekkilinin yazı ve imzasından bağımsız bir şekilde kendisi veya azmettirdiği kişi vasıtası ile “parasını getirmek kaydı ile teslim edilmiştir” ibaresini eklettiğini ve açıkca özel belgede sahtecilik suçunu da işlediğini, “parasını getirmek üzere teslim edilmiştir” ibaresi cümle itibarı ile dahi müvekkilinin taahhüdünü veya beyanını içermediğini, yani mezkur cümle, müvekkilinin parayı getirmek kaydı ile teslim aldığına dair bir beyan ve taahhüt içermediğini, birisinin parayı getirmek üzere teslim etmesi müvekkilinin buna katılması anlamına gelmeyeceğini, bu şekilde müvekkilinin imzasını içermeyen ve sonradan ilave edilen üçüncü şahsın bu beyanının müvekkilini bağlaması mümkün olmadığı gibi, sonradan ilave edildiğinin de açıkça belli olduğunu, eğer müvekili mezkur çeki parasını getirmek üzere veya gibi bir amaçla teslim almış olsaydı, kendi el yazısı ile parasını getirmek üzere teslim aldım şeklinde yazıp imzalamış olacağını ki bu halde dahi sahteciliğin açıkça belli olduğunu, bilindiği üzere mevzuat gereği çek sebepten mücerret olup, bir borcun ödenmesi aracı olduğunu, nitekim olayda davacı … çekin keşidecisidi olup, çeki ödeyecek kişi, yani çekin borçlusu olduğunu, bu halde müvekkilinin zaten çeki ödeyecek olan çek borçlusu davacıya kendi çekinin parasını getirmek üzere çekin teslim alındığı 13.09.2019 tarihinde, çekin vadesi olan 17.01.2020 tarihinde para ödemek üzere yazı vermesi yaşamın olağan akışına aykırı olduğunu, çünkü bu halde kişi bu tarihte gidip çek vermeden kendi hesabından parasını kendisi çekme olanağına sahip olduğunu, bir kimsenin parasını tahsil edip kendisine ödemek üzere müvekkiline 4 aylık çek verip, o tarihte çekin parasını kendisine getirmesi gerektiğini iddia etmesinin yalan ve gülünç olduğunu, kaldı ki müvekkilinin avukat olması karşısında davacının tahsilat elemanı olması da söz konusu olamayacağını, kaldı ki müvekkilinin davacıdan çeki aldığı tarih olan 13.09.2019 tarihinden sonra, ihtarnamede belirttiği üzere 19.09.2019 tarihinde sözlü olarak yapılmış bir anlaşma da olmadığını, davacı tarafından çekin son hamili ve takip alacaklısı konumundaki davalı …’nın müvekkilinin müvekkili olduğu iddia edildiğini, gerçekten de müvekkilinin bir dönem davalılardan …’nın vekilliğini üstlendiğini, bir avukatın müvekkili ile olan diğer kişisel ilişkileri üzerinden kötü niyet iddia etmek abesle iştigal olduğunu, kaldı ki aynı … ile davacının kendisi dahi faizle para alışveriş yaptığını ve teminat olarak da davalı …’nın alacaklı olduğu … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. ve 2019/… E. sayılı dosyalarındaki alacakları teyzesinin oğlu … üzerine temlik aldığını, nitekim davacının perde arkasında olduğu bir iş olan bu dosyalardan kaynaklanan tüm ihtilaflarda davacının teyzesinin oğlu … ‘nin vekilliğini de davacının isteği üzerine müvekkilinin icra ettiğini ve ücret dahi alamadığını, bu nedenle müvekkilinin … ile kişisel ilişkileri veya …’nın başka kişilerle olan kişisel ikişkilerinin davayla bir ilgisi olmadığını, yine müvekkilinin davacı ile doğrudan ilişkisi ve dava konusu çekte lehdar olması karşısında iyi niyet veya kötü niyet iddiasının da müvekkili açısından bir anlamı olmadığını, çünkü davacı lehdar olması nedeniyle müvekkiline karşı şahsi def’ileri zaten ileri sürme hakkına sahip olduğunu, çeki ciro etmekle müvekkilinin şahsi def’ilerden kurtulma imkanı olmadığından, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, yine davacının borçlu olduğu çeki ödememesi nedeniyle müvekkili dahi …’nın icra takibine ve haczine maruz kaldığını ve bu şekilde davacının kusurlu hareketi ile haciz tehdidine ve zararlara uğradığını,
dava konusu çekin müvekkiliNe teslim tarihi 13.09.2019, keşide tarihi ise 17.01.2020 olup, dava tarihi ise 16.12.2020 olduğunu, bu şekilde büyük şirketlerin sahibi olan davacının çekin teslim tarihinden yaklaşık 15 ay sonra dava açması karşısında dahi iddialarının temelsiz olduğu açıkça belli olduğunu, eğer gerçekten de davacının beyan ettiği olaylar söz konusu olsaydı, davacının çekin teslimi tarihi olan 13.09.2019 tarihinden hemen sonra dava açması gerektiğini, bu dahi davacının iddialarının yaşamın olağan akışına aykırı olduğunun açık ispatı olduğunu, davacının çekin hatır ilişkisi dahilinde verildiği, hatır çeki olduğu, müvekkilinin gerçekte alacaklı olmadığı şeklindeki soyut iddiaları gerçekleri yansıtmayıp, TTK gereğince çekin borcun ödeme vasıtası olması ve sebepten mücerret olması ve yine HMK gereğince davacının iddialarının ancak yazlı delil ile ispatlanabilecek olması karşısında da davanın reddi gerektiğini, dava konusu olaylarla ilgili davacı ve diğer ilgili kişiler aleyhine müvekkili tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, bu suç duyurusu ile ilgili soruşturma … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… Sor. sayılı dosyası ile devam ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … adına çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı … vekili duruşmada; “müvekkil iyi niyetli meşru hamildir davanın reddine karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Diğer davalılar … ve … adına çıkarılan davetiyeler iade edildiğinden cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER: … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra dosyası ve takibe konu çek aslı, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… D.İş sayılı dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ … Esas, 2020/… Karar sayılı ilamı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… soruşturma sayılı dosyası, … Bankası kayıtları, arabulucu tutanağı, arabulucu sarf kararı ve tüm dosya kapsamı.
… İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular …, …, … …, … aleyhine … Bank’a ait 17/01/2020 tarihli, … seri numaralı 900.000,00-TL bedelli çek için toplam 1.011.915,02-TL alacağa ilişkin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, davacı … tarafında dosya borcunun ödendiği anlaşılmıştır.
…. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyasına dayanak çek aslının incelenmesinde; … Bankası A.Ş. … Sanayi Şubesi’ne ait … hesap nolu … seri nolu İstanbul 17.01.2020 keşide tarihli 900.000 TL bedelli çekin keşidecisinin …, lehtarının …, cirantaların …, …, … olduğu son ciranta tarafından Av. …’ya tahsil cirosu ile devredildiği, 17/01/2020 tarihinde bankaya ibrazı karşılığında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyadaki ödeme yasağı nedeniyle işlem yapılamadığının ve hesap bakiyesinin 5.153,12-TL olduğunun muhatap banka tarafından 22/01/2020 tarihinde çeke ilaveten şerh edildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… D.iş 2020/… sayılı kararının incelenmesinde; ihtiyati haciz talep eden … tarafından karşı taraflar …, …, … …, … aleyhine … ‘a ait 17/01/2020 tarihli, … seri numaralı 900.000,00-TL bedelli çek için %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı … tarafından davamıza konu olan çekin zayi olduğundan bahisle açılan dava hakkında feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, dosyaya beyanda bulunan … tarafından çekin elinde olduğu yönünde beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… soruşturma sayılı dosyanın incelenmesinde; müşteki … tarafından şüpheli … ve diğer şüpheliler hakkında evrakta sahtecilik ve bir çok suçtan dolayı yapılan şikayete ilişkin soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan kambiyo senedine dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava konusu çekin hatır senedi olarak verildiğini ancak iade edilmediğini bu nedenle dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalılardan … ve … ise dava konusu çekin alacağa karşılık verildiğini, alacağın ödenmediğini bu nedenle haksız davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar … ve …’a tebliğ yapılamadığından ve tebliğe yarar adresleri bildirilmediğinden davalılar … ve … davaya cevap verememiştir.
Davacı tarafça dava konusu 900.000,00-TL bedelli çekin …’a kendisinden bu çekin karşılığı olan 900.000 Türk Lirasını hemen geri alacağına dair; yazılı ve imzalı bir belge ve …’ın parayı kendisine öğleden sonra teslim edeceğine dair sözlü beyanını da alarak hatır için elden teslim ettiğini, davalı …’ın parayı teslim etmediği gibi bir de esasen hatır çeki olarak yazılan bu çeki kötü niyetli olarak müvekkili 3. kişi …’ya ciro ettiğini ve tahsile geçildiği, bu nedenle borcu ödemek zorunda kaldığını, dava konusu çekin hatır çeki olması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve ödediği bedelin istirdadına karar verilmesi için dava açılmış olup, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çek bedelinin istirdadına karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çekin bedelsiz kaldığını, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü çek bedelinin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır. Somut olayda davalılar muntazam ciro silsilesi ile TTK 790. maddesi uyarınca çekte meşru hamil olup dosya kapsamına göre çekin bedelsiz kaldığı, çeki kötüniyetli veya çekin iktisabında ağır kusurlu olduğunu kabul etme olanağı yoktur. Ayrıca davacı iddiasına göre, dava konusu çekin …’ın parayı kendisine öğleden sonra teslim edeceğine dair sözlü beyanını da alarak hatır için elden teslim edildiği ve çek fotokopisi üzerinde buna dair şerh bulunduğuna bu kapsamda dava konusu çekin teminat (hatır) için verildiği ileri sürülmüş ise de, çek fotokopisi üzerinde yazılan parasını getirmek kaydı ile teslim edilmiştir ibaresinin çekin unsurlarına bir etkisi olmadığı, çekin bedelsiz olduğu veya hatır çeki olduğuna yönelik iddiayı ispata yeterli olmadığı açık olup, davacının dava konusu çekin hatır çeki olarak verildiğine yönelik bu iddiasını ispata yarar bilgi, belge ve delilin dosyaya yansımadığı, dolayısıyla ispat yükü üzerinde olan davacının bu iddiasını ispatlayamadığından davacı tarafça davalılar … ve … aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar … ve …’a usulüne uygun tebligat yapılamadığından ve yapılan ihtara rağmen davacı tarafça tebliğe yarar adresleri bildirilmediğinden davalılar … ve … aleyhine açılan davanın, HMK 119/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça davalılar … ve … aleyhine açılan DAVANIN REDDİNE;
2- Davacı tarafça davalılar … ve … aleyhine açılan DAVANIN, HMK 119/2 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3- Dava konusu çek aslının derhal … İcra Dairesi’ne iadesine,
4- Dava türünün menfi tespit/istirdat davası olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmasa da davacı tarafça davadan önce arabuluculuğa gidilmesi tarafların arabuluculuk görüşmesi sonrasında anlaşamamaları nedeniyle arabulucuya kamudan ödenen giderin yargılama gideri olarak sayılmasına ve ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin haksız çıkan davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 59,30-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 4,90-TL karar harcının davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı … ve … yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 75.424,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ve …’ya eşit şekilde verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … vekili ile davalı … vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/11/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.