Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/645 E. 2022/743 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/645 Esas
KARAR NO : 2022/743
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacılar (ve dava dışı … …) ile, davalı arasında 19.02.2019 tarihinde, davacıların (ve dava dışı … …)’un, … A.Ş.’de sahibi bulundukları hisselerin, sözleşmede yazılı olan esaslarla devri konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 4.maddesi ile, kapanış sonrası devir ile ilgili diğer ödemelere ilişkin esaslar belirlendiğini, davacıların söz konusu tutarları talep etmesi için, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sisteminde işbu sözleşme tarihinden önce başvurunun yapılmış onaylanan hak ediş tutarlarının dikkate alınacağının kararlaştırıldığını, sözleşme ile ödeme vadesi de belirlenmiş olup, kapanıştan itibaren üçer aylık dönemlerde müşterilere şirket tarafından düzenlenen ve tahsilatı yapılan hak edişler üzerinden yapılacak olup, ödemeler karşılıklı mutabakat ile kapanış tarihinden itibaren 24 ay içerisinde tamamlanacağını, davalının kapanış tarihi olan 19.02.2019 tarihinden bu yana, üçer aylık periyotlar halinde ödemesi gereken tutarları ödemediğini, Pay Devir Sözleşmesi gereğince davacılar ve dava dışı … … eşit paylarının devri ile ilgili sözleşme imzaladıklarını, ancak satıcılardan … … bu davanın davacısı konumunda olmadığı için, kararlaştırılan tutarın 2/3 miktarının eşit olarak davacılara ödenmesine (Toplamda %44’e tekabül etmektedir) karar verilmesi gerektiğini, sözleşmenin 4.2.maddesi gereğince, ödeme vadesi kapanıştan itibaren üçer aylık dönemler olarak belirlendiğini, buna göre ödeme vadeleri 19.05.2019-19.08.2019- 19.11.2019- 19.02.2020- 19.05.2020- 19.08.2020- 19.11.2020 ve 19.02.2021 tarihleri olduğunu, davacının bu güne kadar vadeli gelen ödemeleri yapmadığını, bu nedenle, SGK nezdinde yapılan başvuru sebebiyle gerçekleştirilen onama tarihlerinin sorulması halinde, dönemsel olarak muaccel hale gelen alacak tutarlarının da belirlenmesinin mümkün olacağını, harca esas değer 100.000,00.-TL olmak üzere, gerçek alacak miktarının dava sürecinde alacak tutarının belirlenmesinden sonra talep edilmek üzere belirsiz alacak davası olarak davalıdan tahsiline, tüm alacak tutarı için kapanış tarihi olan 19.02.2019 tarihinden başlayıp üç ay sonra yapılması gereken ilk ödeme tarihinden itibaren üçer aylık dönemler halinde tahakkuk eden alacak tutarları için tahakkuk ettiği tarihlerden itibaren yıllık %35 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile yargılama vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı ile, davacılar ve işbu davaya taraf olmayan … … arasında, 19.02.2019 tarihinde pay devir sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmede davalı müvekkilinin alıcı konumunda; davacılar ve … …’ un hep birlikte satıcılar konumunda olduğunu, sözleşme uyarınca, …’ un paylarının davacılardan müvekkili davalıya devredildiğini ve …’ un yönetiminin sözleşme tarihinden itibaren müvekkili şirkete geçtiğini, davalı müvekkili şirketin, … Anonim Şirketi’ nin tek pay sahibi olduğunu, davacıların, dava dilekçesinde; sözleşme’ nin 4.2. hükmü uyarınca iddia ettikleri alacağın talep etmek için SGK’ nın sistemine başvuru yapılması ve onay alınmasının yeterli olacağına dair mesnetsiz ve sözleşmeye açıkca aykırı iddialarda bulunduklarını, sözleşmenin ilgili hükmünden açıkca görüleceği üzere, söz konusu bedellerin davacılar tarafından talep edilebilmesi için tahsil aşamasına muhakkak … (dolayısıyla davalı müvekkili) tarafından tamamlanmış olması gerektiğini, diğer bir deyişle SGK’ nın …’ un müşterilerine ödeme yapmış olmasının sadece yeterli olmayıp, müşterilerin tahsil ettikleri tutarlar üzerinden hizmet bedellerini bir diğer adıyla hakedişleri de …’ a ödemesi gerektiğini, tarafların iradesinin yalnızca … tarafından tahsil edilen hakediş bedellerinin davacılara ödenmesi yönünde olduğu sözleşmenin yorumlanmasını gerektirmeyecek kadar açık olduğunu, müvekkili davalı’ nın sözleşme uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunun, basit bir inceleme ile ispatlanacak nitelikte olduğunu, zira müvekkili davalı tarafından sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca tahsil edilmiş tüm alacakları, sözleşmede belirlenen usul ve oranlara … olarak davacılara eksiksiz ödendiğini, öte yandan, sözleşme uyarınca ödemelerin 19.02.2021 tarihinde sona ereceğini, dolayısıyla her halde davacılar tarafından, dava tarihi olan 14.12.2020 ile 19.02.2021 arasında doğacak bakiye alcağın talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava tarihine kadar olan bu ödemelerin tarihlerinin ve bedellerinin aşağıdaki gibi olduğunu; 05.07.2019 tarihli toplam 231.584,79-TL olacak şekilde, sözleşme uyarınca satıcı konumunda olan her bir kişiye 77.194,93-TL bedelindeki hakediş ödemeleri, 13.09.2019 tarihli toplam 202.548,54 TL olacak şekilde, sözleşme uyarınca satıcı konumunda olan her bir kişiye 67.516,18-TL bedelindeki hakediş ödemeleri, 14.01.2020 tarihli toplam 237.428,00 TL olacak şekilde, sözleşme uyarınca satıcı konumunda olan her bir kişiye 79.142,66-TL bedelindeki hakediş ödemleri (aynı tarihte davalı müvekkili tarafından davacılara birden fazla kalemde ödeme yapılmış olması nedeniyle ilgili tarihin ödeme belgesi bedeli toplamda 117.476,00-TL’ dir) 06.03.2020 tarihli toplam 60.222,00-TL olacak şekilde, sözleşme uyarınca satıcı konumunda olan her bir kişiye 20.074,00-TL bedelindeki hakediş ödemeleri, 18.05.2020 tarihli toplam 144.579,00 TL olacak şekilde, sözleşme uyarınca satıcı konumunda olan konumunda olan her bir kişiye 48.193,00-TL bedelindeki hakediş ödemeleri, 19.08.2020 tarihli toplam 189.627,00 TL olacak şekilde, sözleşme uyarınca satıcı konumunda olan her bir kişiye 63.209,00-TL bedelindeki hakediş ödemeleri, 19.11.2020 tarihli toplam 234.435,00 TL olacak şekilde, sözleşme uyarınca satıcı konumunda olan her bir kişiye 78.145,00-TL bedelindeki hakediş ödemeleri, sözleşme uyarınca, 19.02.2019 tarihinden sonra davacılara iki ayrı mekanizma kapsamında ödeme yapılmasının planlandığını, bu ödemelerin bir kısmının sermaye ödemesi adı altında yapılırken bir kısmının ise, “ Önceki Dönem Hakedişleri” adı altında yapıldığını, önceki dönem hakedişlerine dair yapılacak ödemelerin, pay devir sözleşmesinde de açıkca belirtildiği üzere davalı müvekkilinin hakediş bedelini tahsil etmesi üzerine, KDV hariç tahsil edilen tutarların ilgili acente komisyonları ve banka transfer masrafları düşüldükten sonra kalan kısmın %66’ sına tekabul eden kısmının satıcıların tamamına ödeneceğini, bu minvalde, önceki dönem hakedişlerine dair ödemelerde her bir davacıya %22 oranında ödeme yapılıyor olacağını, sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca yapılacak ödemeler haricinde, müvekkili davalı tarafından tüm ödeme ve diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususunda hiçbir uyuşmazlık bulunmadığını, müvekkili davalı tarafından tahsil edilmiş tüm önceki dönem hakedişleri üzerinden, davacılara haklarının eksiksiz ödenmiş olup, davacıların müvekkili tarafından tahsil edilmemiş bedeller sebebiyle işbu davayı yöneltmesinin sözleşmeye aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davacıların müvekkili davalı tarafından tahsil edilemeyen tutarlara ilişkin talep yöneltmelerinin sözleşmeye ve kanuna aykırı olduğunu, tahsil edilmeyen tutarlardan aksine davacıların davalıya karşı sorumlu olacaklarını, açıklanan nedenlerle sair hususlar neticesinde, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı … Müdürlüğü’nden gelen … TİC A.Ş unvanı ile yapılan inceleme neticesinde, merkezimizde … sicil numaralı iş yeri dosyası tespit edilmiş olup, işyeri dosyasında yapılan incelemede, 2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait geriye dönük teşvik işlemleri yapıldığı tespit edilmiş
olup, bu işlemlerden kaynaklanan toplam 95.713,25-TL alacağı oluşmuş ve mahsup işlemleri cari dönem
prim borçlarına işlenmiştir.
” şeklinde müzekkere cevabı, bilirkişi raporu, 23.11.2020 düzenleme tarihli arabuluculuk son tutanağı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, taraflar arasındaki 19/02/2019 tarihli pay devir sözleşmesindeki 4.Kapanış Sonrası Devir ile İlgili Diğer Ödemeler ile 4.2.Önceki Dönem Hakedişleri ile ilgili hükümleri uyarınca davacılar tarafından hak edildiği iddia edilen alacağın tahsili talebine ilişkin alacak davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 19/02/2019 tarihinde … A.Ş’de davacıların sahibi bulundukları hisselerin devri konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre belirlenen bedellerin ödenmesi için SGK sisteminde iş bu davaya konu sözleşme tarihinden önce başvurunun yapılmış ve onaylanan hak ediş tutarlarının istenebileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme ile vadesi belirlenmiş ve kapanıştan itibaren üçer aylık dönemlerde müşterilere şirket tarafından düzenlenen ve tahsilatı yapılan hak edişler üzerinden yapılacak ödemelerin yapılmadığı bu nedenlerle gerçek alacak tutarının yargılama sürecinde belirlenerek davanın kabul edilerek şimdilik 100.000,00-TL bedelin davalıdan alınarak müvekkile verilmesini verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya … şekilde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacıların müvekkil tarafından tahsil edilmeyen tutarlara ilişkin talepte bulunmasının sözleşmeye ve kanuna aykırı olduğunu, aksine tahsil edilemeyen tutarlardan davacıların davalıya karşı sorumlu olacağını tüm bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 23/11/2021 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, mahkememizce davaya konu taraflar arasında imzalanmış 19/02/2019 tarihli Pay Devir Sözleşmesi ve dosya kapsamında taraflarca sunulan belgeler ile müzekkere cevabındaki belgeler üzerinde mali müşavir ve borçlar hukuku konusunda nitelikli hesap uzmanı tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dosya kapsamında sunulan tüm belgelerin incelenmesi için yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Bankacı Bilirkişi tarafından 22/11/2021 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” … Dan. A.Ş. şirketinin defterlerinin incelenmesi sonucunda, taraflar arasında akdedilmiş olan 20.07.2020 tarihli Sulh ve İbra Protokolü 2.4 md uyarınca; “Yukarıda anılan hesaplama ve ödeme kuralları çerçevesinde, … her üç aylık dönemin sonunda koşul’ un gerçekleşme oranını hesaplamıştır. Son üç aylık döneme kadar koşul gerçekleşmemiş, dolayısıyla, … tarafında pay devir sözleşmesi uyarınca satıcılar’a yapılması gereken herhangi bir ödeme doğmamış olup satıcılar’ ın bu hususta herhangi bir itirazı bulunmamaktadır.” şeklinde düzenlenmiş olmakla, davalı yan tarafından sunulmuş olan cari hesapların incelenmesi neticesinde cari hesaplarda protokol sonrası bulunan hesap hareketlerinin, devir sonrası düzenlenen faturalara ilişkin olduğu ve aşağıda hareket bulunan hesapların listelendiği, diğer cari hesaplarda bakiyenin sıfır olduğu ya da protokol sonrası herhangi bir hesap hareketi bulunmadığı, hareket bulunan hesapların liste halinde ve ayrı olarak hareketlerini içerecek şekilde belirtildiği, taraflar arasında akdedilmiş olan 20.07.2020 tarihli Sulh ve îbra Protokolü md. 2.6’ da;”… pay devir sözleşmesi’ nin 3.2. maddesine göre oluşan bakiye kısım’a ilişkin birbirlerinden herhangi bir hak ve alacağının kalmayacağını, alınamayan bir hakkın veya yerine getirilemeyen bir yükümlülüğün bulunmadığını karşılıklı olarak ve açıkça kabul, beyan ve taahhüt eder.” Şeklinde düzenlendiği, davacı tarafların, 20.07.2020 tarihli Sulh ve îbra Protokolü’ ne ilişkin olarak herhangi bir itirazları bulunmadığı, 20.07.2020 tarihli Sulh ve İbra Protokolü md. 2.4; “Yukarıda anılan hesaplama ve ödeme kuralları çerçevesinde, … her üç aylık dönemin sonunda koşul’ un gerçekleşme oranını hesaplamıştır. Son üç aylık döneme kadar koşul gerçekleşmemiş, dolayısıyla, … tarafında pay devir sözleşmesi uyarınca satıcılar’a yapılması gereken herhangi bir ödeme doğmamış olup satıcılar’ ın bu hususta herhangi bir itirazı bulunmamaktadır.” şeklinde düzenlendiği, davalı yan ticari defterleri incelenmesi neticesinde, yukarıda açıklandığı şekilde taraflar arasında akdedilmiş olan 20.07.2020 tarihli Sulh ve İbra Protokolü sonrasında Ek-3’ te belirtilmiş olan cari hesaplara ilişkin pay devir sözleşmesi ve sulh ve ibra protokolü sonrası, eski döneme ilişkin tahsilat olmadığı, oluşan hesap hareketlerinin yeni düzenlenmiş olan faturalara istinaden oluşan borç alacak ilişkisinden kaynaklı olduğu,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi Raporu taraflara usulüne uygun ekilde tebliğ edilmiş, tarafların rapora karşı süresinde yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek mahkememizce yapılan yargılama sırasında dosya kapsamında sunulan tüm belgelerin incelenmesi için yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi heyeti tarafından 17/10/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi ek raporuna göre; ” Dosyada mübrez T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Maltepe Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğine hitaben gönderilmiş olan 10/06/2022 gün ve … sayılı cevabi yazısında;”… İlgili kayıtlı yazı gereği … San.ve Tic.A.Ş. unvanı ile tarafımızca yapılan inceleme neticesinde; Merkezimizde … sicil numaralı iş yeri dosyası tespit edilmiş olup, işyeri dosyasında yapılan incelemede; … yıllarına ait geriye dönüş teşvik işlemleri yapıldığı tespit edilmiş olup, bu işlemlerden kaynaklanan toplam 95.713,25-TL alacağı oluşmuş ve mahsup işlemleri cari dönem prim borçlarına işlenmiştir…” şeklinde belirtilmiş olmakla her ne kadar ilgili yazıda teşvik işlemleri yapıldığı belirtilmişse de herhangi bir ayrıntıya rastlanmadığı, dolayısıyla kök raporda belirtilmiş olan görüşlerin değiştirilmesine sebep olacak herhangi bir ilave bilgi ve belgeye de rastlanmadığı, dolayısıyla işbu bilirkişi ek raporunda, 26.08.2021 tarihli kök rapordaki görüşlerin korunduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, gelen müzekkere cevapları, taraflarca dilekçelerinde sunmuş oldukları deliller , düzenlenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacılar ile davalı arasında 19.02.2019 tarihli Pay Devir Sözleşmesinin imzalandığı, yine taraflar arasında akdedilmiş olan 20.07.2020 tarihli Sulh ve İbra Protokolü 2.4 md uyarınca; “Yukarıda anılan hesaplama ve ödeme kuralları çerçevesinde, … her üç aylık dönemin sonunda koşul’un gerçekleşme oranını hesaplamıştır. Son üç aylık döneme kadar koşul gerçekleşmemiş, dolayısıyla, … tarafında pay devir sözleşmesi uyarınca satıcılar’a yapılması gereken herhangi bir ödeme doğmamış olup satıcılar’ ın bu hususta herhangi bir itirazı bulunmamaktadır.” şeklinde düzenlenmiş olduğu, bilirkişiler tarafından davalı yan cari hesaplar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda cari hesaplarda protokol sonrası bulunan hesap hareketlerinin, devir sonrası düzenlenen faturalara ilişkin olduğu, cari hesaplarda bakiyenin sıfır olduğu ya da protokol sonrası herhangi bir hesap hareketi bulunmadığı, hareket bulunan hesapların liste halinde ve ayrı olarak hareketlerini içerecek şekilde belirtildiği, taraflar arasında akdedilmiş olan 20.07.2020 tarihli Sulh ve îbra Protokolü md. 2.6’ da;”… pay devir sözleşmesi’ nin 3.2. maddesine göre oluşan bakiye kısım’a ilişkin birbirlerinden herhangi bir hak ve alacağının kalmayacağını, alınamayan bir hakkın veya yerine getirilemeyen bir yükümlülüğün bulunmadığını karşılıklı olarak ve açıkça kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlendiği, davacı tarafların, 20.07.2020 tarihli Sulh ve îbra Protokolü’ ne ilişkin olarak herhangi bir itirazları bulunmadığı, belirtilmiş olan cari hesaplara ilişkin pay devir sözleşmesi ve sulh ve ibra protokolü sonrası, eski döneme ilişkin tahsilat olmadığı, oluşan hesap hareketlerinin yeni düzenlenmiş olan faturalara istinaden oluşan borç alacak ilişkisinden kaynaklı olduğu, yine tarafların itirazı üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen münferid cevabında her ne kadar ilgili yazıda teşvik işlemleri yapıldığı belirtilmişse de herhangi bir ayrıntıya rastlanmadığı, bilirkişi raporunda da belirlendiği gibi teşvik işlemlerinin yapılmasının davacı tarafın alacağının oluştuğunun anlamına gelmediği, SGK nezdinde yapılan kayıtlara dair ödenen teşvik tutarların doğrudan … A.Ş. Hesabına yatmadığı, şirket müşterileri hesabına yatacağı, müşterilerin şirkete yaptıkları bilgilendirme neticesinde faturalandırma yapılacağı, bu haliyle ilgili SGK müdürlüklerinden gelen yazı cevaplarından davacının alacaklı olacağı hususunun anlaşılmayacağı, incelenen cari hesaplarla da taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin sıfırlandığı, devam eden hesabın protokolden sonraki döneme ait olduğu ve cari hesabın devam ettiği, bu aşamada davacı tarafın iş bu sözleşmeden kaynaklı herhangi bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.627,05-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 16.000,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 14/12/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır