Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/618 Esas
KARAR NO : 2021/508
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Keşidecisi … vergi nolu … TİC A.Ş olan ve müvekkil … San. Tic A.Ş adına düzenlenmiş … Bankası … Şubesi … seri nolu 20.02.2020 keşide tarihli ve 45.000,00 TL miktarlı çekin … San. Tic A.Ş tarafından cirolanarak müvekkil şirkete teslim edildiğini, müvekkil şirket tarafından da ekte sunulu cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere … San. Ve Dış Tİc Ltd ŞTi olan cari hesap borcunun ödenmesi için cirolandığını … şubesinden 13.09.2019 tarihinde gönderildiğini, söz konusu çek kargoda kaybolduğunu, … . Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… E. Sayılı dosyası ile devam ettiğini, mahkeme tarafından gerekli ilanlar yapıldığını ve tensip ile teminat karşılığında ödeme yasağı konulması kararı da verildiğini, istirdat talepli davanın kabulü ile davalının çeki bankaya ibraz ederek tahsil ettiği 45.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek resskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkete verilmesine, % 20 oranında tazminata hükmedilmesini, mahkeme harç ve masraflarının tahsil edilmesi yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;davacı müvekkil şirketin hırsızlarla birlikte hareket ile çalıntı çekin paraya dönüştürülmesini sağladığını iddia ettiğini, müvekkil müşterisinin fatura ile tevsik ettiği alacağını temlik aldığını ve yasal mevzuata harfiyen uygun hareket ettiğini, müvekkilinin yasanın öngörmüş olduğu prosedürü eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin, çekin iktisabında kötü niyet ve ağır kusuru bulunmadığını, davacı tarafın, müvekkili şirkete vard olmayan sorumluluklar yükleyerek ispat külfetinden kurtulmaya çalıştığını, davacı tarafın dava konusu çekin çalınarak piyasaya kullanılmış olduğu temeline dayandığını, bu sebeple müvekkilinin hırsızlık olayı ile mağdur olduğunu, sorunun hukuki olarak çözümü çeki çaldıran davacının mı yoksa çalıntı çeki iyi niyetle bilmeden iktisab etmiş olan üçüncü kişi konumundaki müvekkilinin mi menfaatinin korunacağı noktasında olduğunu, çekin veya bedelinin istirdadı talebinin haksız olduğunu, usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava niteliği itibariyle davalının tahsil ettiği çek bedelinin istirdadı talebine ilişkin olup davacı vekili … Bankası … şubesine ait 20/02/2020 keşide tarihli … seri nolu 45.000,00 TL bedelli çekin dava dışı … San. Ve dış Tic. Ltd. Şti’ye olan cari hsap borcunun ödenmesi için cirolanıp … ya teslim edildiğini ancak çekin kargoda kaybolduğunu, bunun üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E. sayılı dosyası ile çek iptali ve ödeme yasağı talebinde bulunduklarını, gerekli ilanların yapıldığını ve ödeme yasağı için teminat yatırıldığını ancak bankaya ilgili müzekkere yazılmadığından ödeme yasağının işlenmediğini, davalının bu esnada çek bedelini tahsil ettiğini ancak davacıdan sonraki ciranta olan … Ltd. Şti ile herhangi bir ticari ilişkilerinin olmadığını iddia ederek davalının tahsil ettiği çek bedelinin istirdadını talep etmiş, davalı taraf da cevap dilekçesi ile çeklerin faktoring sözleşmesi kapsamında temlik alındığını ve iyiniyetli hamil olduğunu iddia ederek davanın esastan reddini talep etmiştir.
Somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde talebin dayanağının Türk Ticaret Kanunu(TTK) m.792’de düzenlendiği anlaşılmıştır.
TTK m.792 “(1) Çek , herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yolu ile devredilebilen bir çek söz konusu olup da, hamil hakkını 790.maddeye göre ispat etsin, çek eline çekmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu taktirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. “şeklinde düzenlenmiştir.
TTK m.790 ise “(1) Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse , bu son ciroyu imzalayan kişi beyaz ciro ile hak iktisap etmiş sayılır.” şeklindedir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.”
04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 madesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
İstirdat davası olarak nitelenen iş bu dava, esas itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası mahiyetindedir. Medeni Hukukta bu dava gasp, çalınma veya ziyaa hallerinde sadece kötüniyetli değil, iyiniyetli hamile karşı da açılır. Oysa hukuki işlemlerde emniyeti korumak gerekçesiyle, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama yapılmış ve ayni haklardaki genel prensipten ayrı olarak söz konusu davanın yalnızca kötüniyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir. Bu davada davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir.
Yargıtay 11. HD nin 2016/354 esas, 2017/3234 karar sayılı 31.05.2017 tarihli , 2011 /7496 esas, 505 karar sayılı 24.01.2011 tarihli, 2011/6075 esas 16057 karar sayılı 29.11.2011 tarihli ve birçok emsal kararında belirtildiği üzere ticari ilişki kapsamında davacının aldığı çek ciro edilmiş hali ile çalınmış olup, çekin son hamili 5.sıradaki ciranta olduğu, davacının … Ltd. Şti. İle ticari ilişkisi lamamsı ve dolayısıyla bu cironun sahte olduğu kabul edilse dahi sonrası çekin sırası ile … Ltd. Şti. tarafından ciro edildiği ve muntazam ciro silsilesine göre son olarak davalının elinde bulunduğu anlaşılmıştır. Dava konusu çekin davalı … şirketine, dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında temlik edildiği, davalı vekilince delil olarak dava dosyasına sunulan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile yapılan faktoring sözleşmesi, temlike konu alacağa ilişkin fatura ve ödeme alacakları tevdi bordrosu incelendiğinde fatura ile çek bedelinin de uyumlu bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından çekin çalındığından bahisle … Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet ve … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… E. sayılı dosyası ile çek iptali davası açılmış olması tek başına davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiği sonucunu doğurmayacaktır. Bu açıklamalardan davalının kötüniyetli olduğunu ispat yükünün davacıda olduğu, ancak davacı tarafından bu hususun ispat edilemediği anlaşıldığından, davalının meşru hamil olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesince alınması gereken 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 768,49 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 709,19 TL’nin davacıya iadesine
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürrlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği hesaplanan 6.650,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya tarafa verilmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa iadesine,
7- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
Dair verilen karar; kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine istinafı kabil olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı okunarak, alenen ve usulen tefhim olundu. 12/08/2021
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
e-imzalı