Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/612 E. 2021/199 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/612 Esas
KARAR NO : 2021/199
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket menajerlik, organizasyon, konser (etkinlik) hizmetleri yaptığını, davalı … ile menajerlik hizmeti alınması yönünde, menajerlik ilişkisi kurulduğunu, menajerlik sözleşmesi taraflar bir araya gelemediğinden daha sonra imzalandığını ancak menajerlik hizmeti, sözleşme imzalanmadan verildiğini, Menajerlik ilişkisi çerçevesinde yapılacak işlerden mahsup edilmek üzere davalı (borçlu) …’a 10.000-TL avans ödemesi yapıldığını, Bu ödemeler; davalı …’ın … Bankası … Şubesi’nin … numaralı hesabına, 28.06.2010 tarihinde 3.000-TL, 06.07.2010 tarihinde ise 7.000-TL olmak üzere toplam 10.000-TL avans ödemesi olarak yapıldığını, 10.000-TL tutarındaki ödeme, yapılan işlerden gelir elde edilememesi veya işlerin gerçekleşmemesi nedeniyle mahsup edilmediğini, Bu nedenle müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, davalının en son 09/07/2011 tarihinde menajeri olarak etkinlik ve çalışma yapıldığını, davalının talebi üzerine menajerlik ilişkisi sonlandırıldığını, fazlaya ve sair hususlara ilişkin her türlü talep, şikayet ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile, 10.000,00 TL alacağının, taraflar arasında menajerlik ilişkisinin sona erdiğinin kabulü gereken 09//07/2011 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla; dava konusu talepler zamanaşımına uğramış olduğundan zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, Müvekkiline gönderilen avans açıklamalı işlemin avansa istinaden olduğunun ve yapılan konserlerden elde edilen gelirlerden mahsup edilmediğinin davacı tarafından ispatı gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında yazılı herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davacı tarafından, müvekkilinin vakıf yararına açık hava konserleri vermesi için rezervasyon (booking) yapıldığını ve aylık 10.000-TL ödeneceği hususunda sözlü olarak taraflar arasında kararlaştırıldığını, müvekkili sözlü anlaşmaya istinaden konserler verdiğini, davacı taraf müvekkili borçlandırmaya çalıştığını ve hukuku kötüye kullanarak müvekkili aleyhine dava ve icra takipleri ikame edildiğini, davacı huzurda dava ikame etmeden önce müvekkili haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sahte senet ile borçlandırmaya çalışmış olup işbu sahte senet bakımından … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menajerlik sözleşmesi kapsamında davalıya verildiği iddia edilen avans ödemesine karşılık davalının davacıya verdiği ve zaman aşımının dolması nedeniyle kambiyo vasfını yitiren senetle de tahsil edilemeyen alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. ve 5. maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda davaya konu alacak taraflar arasındaki menajerlik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup eldeki davanın ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülebilmesi için uyuşmazlık konusu bakımından her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Dosya kapsamından davalının şarkıcı olduğu anlaşılmaktadır. Gelir Vergisi Kanunu hükümleri dikkate alındığında şarkıcı olan davalının serbest meslek erbabı sayılıp tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının tacir olmadığı, dolayısı ile ticari işletmesinin de bulunmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E. 2019/328 K. Sayılı ilamı da bu kararı destekler mahiyettedir. Yapılan tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Görev yönünden dava şartı noksanlığı nedeniyle, HMK’nun 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE (mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE).
2-HMK’nun 20/1.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakiben 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; aksi takdirde mahkememizce iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına.
3-HMK’nun 331/2.maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına.
Dair verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda okunarak, alenen ve usulen tefhim olundu. 22/03/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*