Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/601 E. 2021/196 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/604 Esas
KARAR NO : 2021/197
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04.07.2000 tarihinde davalı şirkete ait … plakalı yolcu otobüsünde yolcu olarak seyahat ettiği sırada, şoförün direksiyonda uyuyakalması neticesinde ölümlü ve ağır yaralanmalı bir trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin ağır yaralandığını, kazaya ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/… E, 2010/… K sayılı dosyasında bulunun bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu raporunda, davalı … şoförünün 8/7 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2001/… E sayılı dosyasında alınan … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda müvekkilinin çalışma gücünün % 20,86 oranında kaybettiğinin tespit olduğunu, müvekkilinin kısmi iş göremezlik zararının 208.024,43 TL olduğu bildirildiğini, bu miktarın … Turizm’den alınıp 10.000,00 TL’sinden kaza tarihi olan 04/07/2000 tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz 198.024,43 TL’sine ise ıslah tarihi olan 10/05/2012 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranda avans faizi uygulanmasına karar verdiğini, ekonomik durumu yetersiz olan müvekkili hakkında adli yardım talebinin kabulüne, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin şoförünün haksız eylemi neticesinde meydana geldiği iddia edilen kaza dolayısıyla uğranılan zarara karşılık olan alacağa faiz talebine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. ve 5. maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Eldeki davanın ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülebilmesi için uyuşmazlık konusu bakımından her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Dosya kapsamından somut olayda davaya konu faiz işletilmesi istenen alacak haksız fiilden kaynaklanmakta olup ticari mahiyette olmayan bu uyuşmazlığa 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği kuşkusuzdur. Yapılan tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görev yönünden dava şartı noksanlığı nedeniyle, HMK’nun 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE (mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE).
2-HMK’nun 20/1.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakiben 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; aksi takdirde mahkememizce iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına.
3-HMK’nun 331/2.maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına.
Dair verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda okunarak, alenen ve usulen tefhim olundu. 22/03/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı