Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/570 E. 2022/203 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/570 Esas
KARAR NO : 2022/203
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin uzun yıllardır davalı bankanın … Mahallesi Şubesinin mevduat müşterisi olduğunu, 14.04.2020 tarihinde, şubede bulunan … hesabını müvekkil şirketin …’nda bulunan hesabına transfer talimatı verdiğini, davalı bankanın bunun için transfer formu gönderdiğini, müvekkil şirket transfer formunu doldurup hemen göndermesine rağmen davalı bankanın transfer işlemini gerçekleştirmediğini, bu arada bir an önce işlemin gerçekleştirilmesiyle ilgili davalı ile görüşmeler devam ederken 17.04.2020 tarihinde müvekkil şirket imza sirkülerinin süresi dolmuş olup, davalı bu kez de bunu bahane ederek işlemi gerçekleştirmediğini, müvekkil şirket talepte bulunurken imza sirkülerinin geçerli olduğunu, sonrasında davalının işlemi yapmakta gecikmesi nedeniyle sürenin dolmasının müvekkilin kusuru olmadığını, müvekkil şirketin, bu sefer en azından paranın değer kaybetmemesi adına tekrar … alınması için 06.05.2020 tarihli maili ile talimat verdiğini ve bu talimatını birçok kez yenilemiş olmasına rağmen bu işlem de imza sirkülerinin süresinin dolduğu gerekçesiyle gerçekleştirilmediğini, müvekkil şirketin talepte bulunurken imza sirkülerinin geçerli olduğunu, sonrasında davalının işlemi yapmakta gecikmesi nedeniyle sürenin dolmasının müvekkilin kusuru olmadığını, davalı bankanın, imza sirküleri geçerli iken transfer işlemini gerçekleştirmediği gibi sonrasında da 1 ay boyunca imza sirkülerinin geçersiz olduğundan bahisle talep edilen işlemleri gerçekleştirmediğini, ancak müvekkil şirketin ihtarname göndererek hesabın kapatılarak başka bankaya aktarılması aksi halde BDDK’ ya şikayet ile hukuki yollara başvurulacağını belirtmesini müteakip transfer işlemini gerçekleştirdiğini, ilk mailde işlem için 50 $ talep edilmişken, işlemin yapılacağı gün bu tutar sebepsiz olarak 1.745 TL’ye yükseltildiğini, bu çerçevede müvekkil şirketin maddi zararının oluştuğu açık olup, zarar miktarı taraflar arasında tartışmalı ve belirsiz olduğundan müvekkil şirket şimdilik fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5000 TL maddi zarar talebinde bulunduğunu, bazı ödemeleri bu nedenle geciktiğini, geciktiremeyeceği ödemeleri için de başka hesaplarını kullanarak çözümlemek zorunda kaldığını, bu anlamda da hem ticari itibar, hem güven ilkesi, hem de ödemelerle ilgili kaygı yaşanması durumu söz konusu olduğunu, bu çerçevede müvekkil şirketin manevi zararının da oluştuğu açık olup, 5000 TL manevi zarar talebinde bulunduğunu, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkili bankanın talimat işlemini yerine getirmemesi iddiasıyla maddi zarara uğradığını iddia etmekte ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak işbu davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını belirttiğini, belirsiz alacak davası açılabilmesi için alacağın bölünebilir tartışmalı, belirsiz olması gerektiğini, işbu madde uyarınca davacı, davanın açıldığı tarihte alacağının miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya imkânsız olduğu durumlarda belirsiz alacak davası açabileceğini, Yargıtay yerleşik içtihatlarında bu durum açıkça ortaya konduğunu, davacı şirket müvekkili banka şubesinde bulunan … hesabının, şirketin …’nda bulunan hesabına transfer edilmesi için talimat verdiğini, bahse konu işlem davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği gibi talepte bulunulduğu anda neticelendirilecek nitelikte bir işlem olmadığını, müvekkil banka talimatı hemen işleme almış davacı yanında belirttiği gibi transfer için ilgili talep formu göndererek, gerekli prosedürler başladığını, müvekkil bankanın bahse konu talimatı kendi iç işleyiş/onay mekanizmasından geçirmesi gereken bir süreç bulunduğunu, davacının maddi ve manevi zarar talepleri hukuki dayanaktan yoksun olup açıkça haksız menfaat elde etmeye yönelik olduğunu, müvekkil bankanın işbu davada bahse konu işlem sırasında Bankacılık Kanunu ve diğer mevzuatlara uygun hareket etmiş olup herhangi bir kusurunun da olmadığını, bu nedenle davacı yanın haksız ve hukuka aykırı olarak açtığı mesnetsiz davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Arabuluculuk son tutanağı, … Noterliği tarafından düzenlenen 15.05.2018 tarih … yevmiye numaralı imza sirküleri belgesi, davacı … ‘ın davalı bankaya gönderdiği 14.04.2020 tarihli talimat, SGMK müşteri transfer formu, taraflar arasındaki mail yazışmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirketin davalı bankada bulunan …-menkul kıymetiyle ilgili transferi davacının talimatına uymaması nedeniyle davacının itibarının zarara uğrayıp uğramadığı ve buna ilişkin maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığından ibarettir.
Davacı vekili, müvekkil şirketin uzun yıllardır davalı bankanın mevduat müşterisi olduğunu, şubede bulunan … hesabını müvekkil şirketin başka bir bankada bulunan hesabına talimat transferi verdiğini, transfer için gerekli işlemlerin müvekkil şirket tarafından yapıldığı halde davalı bankanın transfer işlemini hemen gerçekleştirmediğini, bir süre sonra da imza sirkülerinin süresinin dolduğunu beyan ederek mevcut işlemi gerçekleştirmedikleri, bu durum karşısında müvekkil şirketin davalı bankaya noter aracılığıyla gönderdiği ihtarname ile mevcut bankada bulunan tüm hesapların başka hesap bankasına aktarılmasının talep edildiği, bu ihtarname sonucunda ancak müvekkil şirketin talimatının karşılandığı, geciken bu işlemler nedeniyle hem … hesabının bozulmasından kaynaklı getiri kaybı hem de yeniden … alınmasının gecikmesinden dolayı satış fiyatlarından kaynaklı değişiklikler nedeniyle müvekkil şirketin maddi zarar uğradığını, ayrıca yine müvekkil şirketin diğer banka nezdinde ekonomik itibar ve saygınlığının zedelenmesine neden olduğunu, müvekkil şirketin manevi kişilik değerlerinin zarar gördüğünü bunun yanı sıra müvekkil şirketin ekonomik kazanç kaybına neden olduğunu beyan ederek 5.000,00- TL manevi tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve sonradan artırılmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminat ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, öncelikle usule ilişkin itirazlarının bulunduğunu, esasa ilişkin ise davacı şirketin talep ettiği işlemin talepte bulunduğu anda gerçekleşecek bir işlem olmadığını, belli bir prosedürün uygulanması gerektiğini, yapılan kontrollerde davacı şirketin imza sirkülerinin süresinin dolmuş olduğunu, bu haliyle talimat sahiplerinin talimata konu … transfer işlemi bakımından yetkisiz temsilciye dönüşmüş olduğunu, bu nedenle talimatın yerine getirilmediğini, bu nedenle davacının maddi ve manvi zarar taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 01/10/2020 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Bankacı Bilirkişi ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Bilirkişi tarafından 25/02/2021 tarihli düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Davacı Şirket Tarafından davalı banka Şube nezdinde bulunan … nolu hesabından 30.04.2020 vadeli … -200.000 USD Nominal tutarında olan …’un … (Kendi hesapları) … Şube de bulunan kendi hesaplarına transfer edilmesi talimatını verilmiş, davalı banka ise talepte bulunulduğu anda neticelendirilecek nitelikte bir işlem olmadığı, müvekkil bankanın talimatı hemen işleme aldığını, transfer için ilgili talep formu göndererek, gerekli prosedürleri başlattığını, müvekkil bankanın bahse konu talimatı kendi iç işleyiş-onay mekanizmasından geçirmesi gereken bir sürecinin bulunduğu gerekçesiyle işlemi gerçekleştirmediği, tarafların kabulünde olduğu üzere, davacı Şirket İmza sirküleri 17.04.2018 tarihinden itibaren 2 yıl süre ile düzenlenmiş olup, talimatın verildiği tarihte süresinin henüz dolmadığı, davalı bankanın, davacı şirketin bir başka banka nezdinde olmakla birlikte, kendi lehine verdiği transfer talimatı işlemini gerekli, kontrol ve onay prosedürlerine tabi olduğu gerekçeleriyle İmza Sirkülerinin süresinin sona erdiği 3 günlük süre zarfında ve devamında yaklaşık bir aylık sürede gerçekleştirmeme gerekçesinin ; işlemin kredi işlemi olmaması, davacı şirketin aleyhine sonuç yaratacak bir işlem olmaması, yine davacının kendi nam ve hesabına transfer edilecek olması, aleyhe bir işlem olmayıp kazandırıcı mahiyette olması , hususları karşısında maddi dayanaktan yoksun olduğu , İmza sirkülerinin tarihi geçmiş olsa bile ki konumuz olayda transfer talimatının verildiği tarihte geçmediği, bankacılık uygulamasında imza sirkülerinin tarihi geçse dahi Müşteri lehine olan talimatların yerine getirildiğinin bilindiği, şirket lehine olan transfer işleminin gerçekleştirilmesi için günler süren inceleme ve prosedüre ihtiyaç olmadığı, ayrıca davalı bankanın üç gün sürecek bu zorunlu inceleme prosürlerin neler olduğunu da açıklamadığı, aynı gün içinde gerçekleştirilmese bile transferin ertesi gün gerçekleştirilmesi gerektiği , kaldı ki transfer talimatı verildiği tarihte imza sirkülerinin geçerli olduğu açık olup tarafların kabulünde olduğu,
Davalı Bankanın, davacı şirketin bir başka banka nezdinde olmakla birlikte, kendi lehine verdiği transfer talimatı. işlemini, gerekli, kontrol ve onay prosedürlerine tabi olduğu gerekçeleriyle İmza Sirkülerinin süresinin sona erdiği 3 günlük süre zarfında ve devamında yaklaşık bir aylık sürede gerçekleştirmeme gerekçesinin, işlemin kredi işlemi olmaması, davacı şirketin aleyhine sonuç yaratacak bir işlem olmaması, yine davacının kendi nam ve hesabına transfer edilecek olması, aleyhe bir işlem olmayıp kazandırıcı mahiyette olması , hususları karşısında maddi dayanaktan yoksun olduğu,
Davacı, dava konusu 200.000,00 USD tutarındaki … transferinin süresinde gerçekleştirilmemesi nedeniyle zarara uğradığını iddia etmekle birlikte buna ilişkin bir verinin sunulmadığı, transferin geç gerçekleştirilmesi nedeniyle uğranılan zarar yada kur farkından oluşan zararla ilgili rakamsal bir veriden söz edilmediği gibi buna ilişkin bir delil de sunulmadığı, bu nedenlerle elde somut veri olmadan maddi hesaplamada bulunulamayacağı , Manevi Zarar konusunda ise; Davacı yanın 200.000 USD’lık transfer işleminin gerçekleştirilmemesinden dolayı söz konusu banka nezdinde ticari itibarı ve güvenilirliğinin zedelendiği, bu süre zarfında 200.000 USD’lık parası (…) üzerinde tasarrufta bulunamadığı savına katılmakla birlikte bu konusundaki takdirin Sn. Mahkemenin uhdesinde olduğu,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş , ancak tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda , dosya kapsamında düzenlenmiş olan bilirkişi raporu denetime elverişli hüküm kurmaya uygun olmadığından yeniden bankacılık konusunda uzaman ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek yeniden bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Bankacı Bilirkişi ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Bilirkişi tarafından 07/02/2022 tarihli düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Davacı yanın bir Anonim Şirket olduğu, davacı şirketin dayanak 15.05.2018 tarihinde tescil edilen 21.05.2018 tarihli-9582 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan 17.04.2018 tarihli Olağan Genel Kurul kararına göre yönetim kurulunun görev süresinin 2 yıl olduğu, mübrez imza sirküleri geçerlilik tarihinin 17.04.2020 tarihi olduğu, ilk transfer talimatının davalı banka’ya ulaştığı tarihte imza sirkülerinin süresinin dolmadığı ve geçerli olduğu, müteakiben imza sirkülerinin süresinin dolduğu, davacının davalı bankadan talep ettiği transfer işleminde alıcının şirketin kendi hesabı olması, işlemin türü gereği risk doğurabilecek nitelikte olmaması gözetilerek, uyuşmazlığa konu bankacılık muamelesinin süresi dolmuş imza sirküleri ile inisiyatif kullanılarak yapılabilecek türde bir işlem olduğu, davalının süresi dolan imza sirküleri yerine kendisine yeni imza sirküsü sunulmadığı halde talep edilen transfer işlemlerini davacının beyanına göre 15.05.2020 tarihinde yaptığı, oysa bu tür talimata dayalı işlemlerin genelde aynı gün mesai bitimine kadar veya ertesi gün yapılan işlemler olduğu, transfer işleminin imza sirkülerinin süresi dolması sebebiyle yapılmamasının davalı Banka tarafından davacı şirketi karşı banka nezdindeki ilişkileri, güven ve itibarının zedelenmesinden ötürü, bu yönde bir yatırım hesabı üzerinde tasarruf yetkisinin kısıtlanması ve davacının zararın doğumunun kabul edilebileceği, ancak manevi zararın doğup doğmadığına ve miktarına ilişkin tüm kararların Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu, davalı banka’nın uyuşmazlık konusu transfer işlemi veya menkul kıymet alım işlemini davacı şirketin imza sirkülerinin süresinin dolması gerekçesiyle yapmaması sonucu davacının menkul hesabında herhangi bir azalışa sebebiyet vermediği ve malvarlığında azaltıcı bir zarar oluşturmadığı, davacının bu davada tanımladığı manada ve talep ettiği şekilde çok değişken koşullarda işlem gören ve risk taşıyan, bir aylık tasarruf yetkisinden yoksun kalınan bir yatırım enstrümanı için bir varsayıma dayanılarak yapılan bir hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığı ve uzmanlık alanımız dahilinde böyle bir hesaplama seçeneğinin bulunmadığı ve bu veriye göre uyuşmazlığa konu yatırım ürününden doğan bir kar yoksunluğu hesabının afaki olacağı, ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafın Anonim Şirket olduğu, davacı şirketin dayanak 15.05.2018 tarihinde tescil edilen 21.05.2018 tarihli 9582 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan 17.04.2018 tarihli Olağan Genel Kurul kararına göre Yönetim Kurulunun görev süresinin 2 yıl olduğu, buna bağlı imza sirküleri geçerlilik tarihinin 17.04.2020 tarihi olduğu, davaya konu işlemlerin gerçekleştirilmesi için gerekli ilk talimatın 14.04.2020 tarihinde yani imza sirkülerinin süresinin henüz dolmadığı bir zaman diliminde verildiği, davalı bankanın talimat konusu işlemleri talep anında yapmadığı, bu süre zarfında 3 gün sonra mevcut imza sirkülerinin süresinin dolduğu, bunun üzerinde davalı bankanın imza sirküleri süresinin dolması nedeniyle talep edenlerin artık yetkisiz olduğu beyan edilerek ilgili talimat konusu işlemin yapılmadığı, davacı şirketin davalı bankaya noterlik kanalıyla ihtarda bulunması ve davalı banka ile bir süre yapılan görüşmeler neticesinde talimat üzerinden yaklaşık bir aylık bir süre geçmesi üzerine ilgili talimat işlemlerinin yapılması, bu süre zarfında davacı şirketin dava dışı banka karşısında ticari itibarının zedelendiği, bankalar tarafından tüzel kişi müşteri hesapları üzerinde dolmuş bir imza sirkülerine göre işlem yapılmasının, yapılacak olan bankacılık işleminin türüne ve içeriğine, bankanın operasyonel risk algısı ve yönetim biçimine göre değişiklik göstermekle beraber somut olayda yapılacak olan transfer işleminde alıcının yine kendi şirket hesabı olması ve işlemin türü gereği risk doğurabilecek nitelikte olmaması gözetilerek, süresi dolmuş imza sirküleri ile işlem yapılabileceği, davalı bankanın uyuşmazlık konusu transfer işlemi veya menkul kıymet alım işlemini davacı şirketin imza sirkülerinin süresinin dolması gerekçesiyle yapmaması sonucu davacının menkul hesabında herhangi bir azalışa sebebiyet vermediği ve malvarlığında azaltıcı bir zarar oluşturmayacağı, söz konusu talimatın konusunun yine aynı şartlarla başka bir banka nezdinde davacı şirketin bulunduğu aynı tür hesaba transferden oluştuğu, mevcut dosya kapsamında davacının talimat işleminin geç gerçekleşmesinden kaynaklı somut bir zararının oluştuğuna ilişkin dosyada mevcut bir verinin bulunmadığı, davacı tarafından sunulmuş bir verinin de olmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan maddi tazminat talebinin reddine, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere davacı şirketin geç yapılan talimat işleminden kaynaklı ticari itibarının dava dışı banka karşısında zedelendiği gözetildiğinde davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu kanaati oluştuğundan manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile 5.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 341,55 TL peşin harcın başlangıçta alınan 170,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 170,75 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafınca yatırılan 170,80 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 3.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 73,50 TL tebligat-posta gideri olmak üzere toplam 3.498,70 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre %50 ‘sine tekabül eden 1.749,35-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden; Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T tarifesi gereği 5.000,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddolunan maddi tazminat talebi yönünden; Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T tarifesi gereği 5.000,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilininin yüzüne karşı kabul edilen ve reddedilen miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.