Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/554 Esas
KARAR NO : 2023/736
DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ticari faaliyetlerinin devamı ettiği sırada davalının eşi olan … … ile şirket ürünlerinin reklamında kullanılmak üzere anlaşma sağladığını, böylece müvekkili şirketin ürünlerinin tanıtım ve reklamında Dr. … … ismi kullanılmaya başladığını, ticari faaliyetlerin devam ettiği sırada, davalının eşi olan (müteveffa) … …’un talebi üzerine eşi olan davalıya da şirket para tahsil etme amacı ile vekaletname verilmiş olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinde daha sonra öğrenildiğini, …. Noterliğinin 08.02.2011 tarih ve … yevmiye sayılı vekâletnamesinin tanzim edildiğini, o zamanki şirket yetkilisi … … tarafından davalı …’un vekil tayin edildiğini ve davalıya verilen vekaletname ile de banka ve diğer yerlerden para çekme ve tahsil etme yetkisinin verilmiş olduğunun tespit edildiğini, davalının söz konusu vekaletname ile … şube kodu ve … numaralı hesabından …. Noterliği’nden almış olduğu vekaletname ile birden fazla kez gelen havale paralarını çektiğini ve şirkete teslim etmediğini, davalının bu eyleminin fark edilmesinden sonra davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan inceleme ve araştırma sonrasında … Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında dava açıldığını, davalının vekilinin olduğunu ve asile hesap vermekle yükümlü bulunmadığını, davalının hesap vermediğini ve aldığı bedelleri şirkete teslim etmeden kendi uhdesinde tuttuğunu, davalının söz konusu bedelleri şirkete teslim etmekle yükümlü bulunduğunu, davalının kızı olan ……’un da şirket adına kayıtlı bulunan araçları kendi adına geçirdiğini ve araç bedellerini şirkete ödememiş olmasından dolayı açılan dava sonucunda … Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/… Esas sayılı dosyası ile davalınını kızını şirkete bedel ödemeye mahküm ettiğini, davalı ve çocuklarının şirketin içini boşalttığını, kendi adlarına tescil etmek veya paraları kendi uhdelerinde tutmak sureti ile şirketi iflas noktasına getirdiğini, davalının eşi olan … …’un vefatından sonra da üzerilerinde bulunan gayrimenkulleri, muvazaalı şekilde başka kişilere devir ettiklerini, davalının adına kayıtlı olan çok değerli birkaç yerin muvazaalı şekilde aynı kişiye devir edildiğini, davalının müvekkili şirketin açacağı ve kazanacağı dava sonucunda bedelin tahsilini engellemek amacı ile muvazaalı devirler yaptığını, davalının … banktan tahsil edipte şirkete teslim etmediği bedelin tam olarak bilinmediğini, …. Asliye Ceza Mahkemesinde devam eden 2017/… Esas sayılı dosyasından bir rapor geldiğini ve orada davalının tahsil edipte şirkete teslim etmediği bedellerin bir kısmının hesaplandığını ve yaklaşık 20.000.000,00-TL paranın davalı tarafından tahsil edildiğini ve şirkete teslim etmediğinin tespit edildiğini, bu tespitten önce müvekkili şirket adına …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasından kısmı olarak 500.000-TL için takip başlatıldığını, davalı şirkette vermesi gereken bedelleri teslim etmediğini, söz konusu bedeller ile kendi adına gayrimenkuller satın aldığını, daha sonra şirket tarafından söz konusu bedellerin tahsili amacı ile işlemlerin başlatılmasından sonra üzerinde bulunan gayrimenkulleri muvazaalı bir şekilde satış göstermeye başladığını, şirketin içinin davalı ve kızı tarafından boşaltıldığından, şirkette teminat yatıracak miktarda kalmadığından, ibraz edilen iddianame ile davalının şirket adına tahsil ettiği bedelleri, şirkete teslim etmediği sabit olduğundan, teminatsız olarak, davalı adına kayıtlı bulunan gayrimenkullere tedbir konulmasını ve 3. kişilere devrinin önlenmesi ve ihtiyati haciz kararı verilmesini, davacı şirketin ekonamik krize girmesinin sebebinin, davalının tahsil edipte şirkete teslim etmediği yaklaşık 20.000.000,00-TL miktarlı para olduğundan ve davalı hakkında açılan ceza davasındaki iddianame ve bilirkişi raporu da dikkate alınmak sureti ile, davalı adına kayıtlı bulunan gayrimenkullerin 3. kişilere devrinin önlenmesi ve ihtiyaten haczine teminatsız olarak karar verilmesini, davalının … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı şartlar ile devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500.000,00-TL alacaklı olduklarına, masraf ve ücreti vekaletin davalı uhdesine yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacının tasfiye sürecinde olduğunu, HMK uyarınca teminat sunma zorunluluğu olduğunu ve yasa gereği davalı tarafın muhtemel yargılama giderinin davacı tarafından teminat olarak dosyaya depo edilmesi gerektiğini, yargı harç ve masraflarını dosyaya depo edilmesi için davacı yana kesin süre verilmesini, aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dosyanın 12.02.2020 tarihli 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı görevsizlik kararı ile Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, dava konusu taleplerin her ne kadar haksız ve mesnetsiz olmakla birlikte davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, görevsizlik kararına itiraz ettiklerini, görevli yargı yerinin istinaf mahkemesince belirleneceğini, kabul anlamına gelmemek koşulu ile dava konusu talepleri zamanaşımına uğramış olması nedeniyle zamanaşımı itirazında bulunduklarını ve bu sebeple davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın tümüyle asılsız ve kötü niyetli olduğunu, aynı zamanda haksız ve mesnetsiz çıkar sağlamaya matuf olduğunu, davacı şirketin, müvekkilinin dolandırmak kastında olduğunu, davacı şirketin haksız beyan ve talepler ile bir şekilde ilamsız takip yaptığını ve kesinleştirerek cebri icra ile tahsilat yapma iradesi ile haksız kazanç elde ettiğini, davacının tasfiye süreci içerisinde bulunan ticaret şirketi olduğunu ve tacir sıfatı devam ettiğini ve basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunduğunu, davacı şirketin dava dilekçesinde müvekkilinin eşi Dr. … … ile yapmış olduğunu iddia ettiğini ve … …’un talebi ile eşinin müvekkiline para tahsil etme amacıyla vekaletname verildiği iddiasına istinaden davalının para tahsil ettiğini ancak şirkete iade etmediği iddia edilerek 20.000.000-TL gibi büyük bir miktarın verilmediğini, bu bedelin dava ile bir kısmının talep edildiği iddiasında olduğunu, davacı şirket kötü niyetine ve davadaki haksız taleplerine başkaca delil arayışı niyetiyle …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı davasını güya haklıymış gibi mahkemeyi yönlendirici beyan ve ifadeler ile sunduğunu, davanın davacı ile müvekkilinin kızı … arasında görülen dava olduğunu, davacının “davalının kızı olan … …’un şirket adına kayıtlı bulunan araçları kendi adına geçirdiğini ve araç bedellerini şirkete ödemediği” haksız iddiasında bulunduğunu, bu iddiayı da yine yönlendirici beyanlar ile güya “davalı ve çocuklarının şirketin içini boşalttıkları” komik savına gerekçe olarak sunduğunu, mahkemenin “bedel ödemeye mahkum ettiğini” beyan ettiğini ve sözde manüpile edilmiş gerçeğe aykırı beyanlarla haklılık oluşturmaya çalıştığını, bu beyan ve iddiaların tamamını reddettiklerini, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı davasında tacir davacı araçları sattığını ancak bedellerinin ödenmediğini iddia ederek tahsil ettiği araç bedellerini mükerrer tahsil etme peşine düştüğünü, mahkeme dosyası celbedildiğinde araç satışarının noterde resmi olarak düzenlendiğini, tacir davacı şirketin bedelleri tahsil ettiği resmi noter belgesinde yer almadığını, ancak …. Asliye Hukuk Mahkemesinin usul ve yasaya aykırı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verdiğini ve istinaf mahkemesinden kararın kaldırıldığını ve haksız davanın reddine karar verildiğini, müvekkili tarafından … hesabından vekalete istinadan bir miktar paranın çekilmesi söz konusu olmuş ise de davacı tarafından beyan edilen afaki ve fahiş miktarların kabul edilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde ceza dosyasından bir rapor geldiği belirtilerek yaklaşık 20.000.000-TL gibi bir bedelin davalı tarafından çekildiği iddiasının kabul edilmediğini, ceza dosyasında böyle bir raporun bulunmadığını, davacı taraf çekilen paraların dekontlarını sunmak zorunda olduğunu, davacı tarafça bu hususta herhangi bir ispat vasıtasının dosyaya sunulmadığını, hesabın davacıya ait … hesabı olduğunu ve davacı tarafça hesap hareketleri sunulmadığını, müvekkilinin, eşinin vefatı nedeniyle ortaya çıkan ciddi anlamda hukuki problemler nedeniyle reddi miras yaptığını, dava dilekçesinde belirtilen … adlı şahısın Dr. … …’un hemşehrisi olduğunu, müvekkilinin yakın bir akrabasının referansı ile belli zamanlarda eşiyle birlikte eşinin sahip olduğu şirketlerde çalıştığını, davacı şirketin kurulumundan tasfiye kararının verildiği güne kadar sicilde ismi geçen kişilerden hiçbirinin bu şirketin faaliyeti ile ilgili hiçbir kararda şekli imza dışında yer almadığını, bütün kararların Dr. … … tarafından alınarak şirketin ticari faaliyetini sürdürdüğünü, dosyada bulunan vekaletin müvekkiline verilmesinin sebebinin de bu şirketin gerçek sahibinin müvekkilinin eşi Dr. … … olduğu, müvekkiline verilen vekaletnamenin şirketin tasfiye kararı alındığı güne kadar geçerliliğini sürdürdüğünü, vekaletin sıradan bir vekalet olmadığını, herhangi bir limit sınırı olmaksızın kredi çekmek ve yine herhangi bir limit sınırı olmaksızın şirketi borçlandırır kambiyo senedi düzenlemek gibi çok geniş yetkiler içerdiğini, müvekkiline verilen vekaletname uyarınca vekaletnamenin verilmesininin bir gereği olarak müvekkili para çektiğinde eşi … … ve şirketin muhasebeden sorumlu olan …’ye elden teslim ettiğini, şirkette usulün böyle olduğunu, muhasebe işlemlerinin takibinin görevinin müvekkilinde olmadığını, hesaptan çekilen paraların şirketin ihtiyaçlarına, satın almasına, personel maaşlarına, resmi kurum ödemelerine ve genel ihtiyaçlara harcandığını, bu nedenle müvekkilinin uhdesinde tuttuğu şirkete ait herhangi bir para bulunmadığını, müvekkkili tarafından çekilen paraların şirkete iade edildiğini ve şirket defterlerine kaydının yapılmış olmasının gerektiğini, ancak kayıtlara geçirilmediğini ve müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, Dr. … …’un vefatından sonra … ve … …’in aynı sektörde Dr. … … ve ailesinin ismini kullanılarak ticarete devam etmek istediklerini ancak müvekkili tarafından bu teklif kabul edilmeyince müvekkili aleyhinde haksız şikayet ve davalar açarak müvekkiline karşı husumet beslediklerini, tüm bu sebeplerle; fazlaya ilişkin her türlü talep, dava, şikayet haklarının mahfuziyeti kaydı ile; öncelikle HMK 84 v.d. uyarınca davacı tarafın muhtemel yargılama giderlerini mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya kesin süre verilmesini aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli dava nedeniyle davacı yanın mesnetsiz ihtiyati haciz ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini, esasa girilmesi halinde ise haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini, davacı yanın %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere tazminatına hükmedilmesini, zamanaşımı nedeniyle dava konusu taleplerin zamanaşımından reddine karar verilmesini, kötü niyetli dava nedeniyle davacı şirketin cezalandırılmasını, yargılama harç ve giderleriyle ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra dosyası aslı, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, Şirinevler … Müdürlüğü’nden gelen davalı tarafından 01/03/2011-24/04/2014 yılları arasında nakit çekilen paraların dökümlerini gösterir müzekkere cevabı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, davacı şirket tarafından davalı yana verilen …. Noterliği’nin 08.02.2011 tarihli ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi kapsamında davalı tarafından davacı şirketin … hesabından nakit çekilen paraların şirkete verilmediği iddiası ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500.000,000-TL alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan İtirazın İptali davasıdır.
Davacı taraf vekili; şirket ürünlerinin reklamında kullanılmak üzere dava dışı … ile anlaştıklarını, şirketin ticari faaliyetlerinin devam ettiği sırada dava dışı … ‘un talebi üzerine davalı olan eşine para tahsil etmek amacıyla vekaletname verildiğini, ancak davalının bu vekaletname ile birden fazla kez tahsil ettiği paraları şirkete ödemediğini, tahsil edilen bedelin tam olarak belirlenemediğini, bu nedenle belli bir miktar üzerinden takip yapıldığını, ayrıca söz konusu eylemden dolayı suç duyurusunda bulunduklarını, ceza mahkemesinde açılmış olan davanın hala devam ettiğini, ödenmeyen bedele ilişkin başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf vekili; davacının iddia edildiği gibi ortada reklam amaçlı iş yaptırmak için ilgili vekaletnamenin verilmediğini, geniş ve ayrıntılı verilen vekaletnameden de anlaşılacağı üzere dava dışı …’un davacı şirketin gerçek sahibi olduğunu, şirketin her türlü sermaye ve şirket organizasyonunu … ‘un yaptığını ancak şirket kuruluşunun farklı kişiler üzerinde gerçekleştirildiğini, bunun sebebinin ise Sağlık Bakanlığı ve Tarım İl Müdürlüğünün uyguladığı yaptırımlar olduğunu, davaya konu vekaletnamenin davacıların bilgisinde olduğunu, çekilen paraların iddia edildiği gibi yüksek miktarlarda olmadığı ve bu paraların çoğunu şirkette muhasebeden sorumlu … ‘ye verdiğini, … ‘un ölümünden sonra müvekkil eşin dolandırılmaya çalışıldığını, bu sebeple hiçbir gerekçesi olmayan alacağa ilişkin kötü niyetle başlatılan bu takip nedeniyle açılan davanın reddine, davacı yanın kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasının uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alındığı anlaşıldı.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; vekalet sözleşmesinden kaynaklı 500.000,00-TL asıl alacağın ödenmesi amacıyla icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun 28/02/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı tarafın sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve davacıya ait ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları ve sunulan vekaletname üzerinde mahkemece mali müşavir, bankacı ve nitelikli hesaplama konusunda uzman tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi, Bankacı Bilirkişi ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı tarafından 28/08/2023 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Dava konusu somut olayda uyuşmazlığın, davacı şirket tarafından davalı yana verilen …. Noterliğinin 08.02.2011 tarihli ve … yevmiye numaraları vekaletnamesi kapsamında davalı tarafından davacı şirketin … hesabından nakit çekilen paraların şirkete verilmediği iddiası ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500.000,00 TL alacağın tahsili talebi üzerine çıkmış bulunduğu, davacı şirket tarafından davalı yana verilen …. Noterliğinin 08.02.2011 tarihli ve … yevmiye numaraları vekaletnamesi ile davalı …’un banka ve diğer yerlerden para çekme ve tahsil etme yetkisinin verilmiş olduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde taraf beyanlarında adı geçen davalının eşi … …’un davacı şirketin hiçbir zaman yetkilisi veya ortağı olarak yer almadığı, davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde nitelikli dolandırıcılık suçundan davanın ikame edildiği, … cevabi yazı ekindeki hesap hareketlerinin incelenmesinde 17.03.2011 tarihinde 24.04.2014 tarihine kadar davalı … tarafından toplamda 16.826.834,78 TL paranın nakit çekildiği tespit edildiği, dosya kapsamı belgeler ve taraf beyanları nezdinde bu kadar paranın neden çekildiği veya davacı şirket tarafından denetenip denetlenmediği ya da davalıya vekaletname verilmesinin nedeni ne olduğunun tarafımızca tespit edilemediği, bu yönde yazılı bir belgenin de dosya içerisinde görülmediği, Dava konusunun, davacı şirket tarafından davalı yana verilen …. Noterliğinin 08.02.2011 tarihli ve … yevmiye numaraları vekaletnamesi kapsamında davalı tarafından davacı şirketin … hesabından nakit çekilen paraların şirkete verilmediği iddiası ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı yanın defter incelemesine katılmadığı, ticari defter ve belge ibraz etmediği, davalı yanın TTK 64. maddesi uyarınca defter tutma yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı şirket tarafından davalı yana verilen …. Noterliği’nin 08.02.2011 tarihli ve … yevmiye numaraları vekaletnamesi ile davalı …’un banka ve diğer yerlerden para çekme ve tahsil etme yetkisinin verilmiş olduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, … Ltd. Şti.’nin 11.01.2011 tarihinde 250.000,00 TL sermaye ile tescil edildiği, adresinin … … Cad… /İstanbul olduğu, meslek grubunun (toptan gıda ve temizlik ürünleri) olup şirketin iş konusunun “bilumum toprak mahsulleri ürünlerinin üretimi alım-satımı …ve ana sözleşmede yazılı olan diğer işler” şeklinde olduğu, şirkete halihazırda tasfiye memuru … atanmış olup eski ortaklarının 125.000 TL sermaye ile … , 124.000 TL sermaye ile …, 1.000 TL sermaye ile … olduğu, davacı şirket tarafından davalı yana verilen …. Noterliği’nin 08.02.2011 tarihli ve … yevmiye numaraları vekaletnamesi ile davalı …’un banka ve diğer yerlerden para çekme ve tahsil etme yetkisinin verilmiş olduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde taraf beyanlarında adı geçen davalının eşi … …’un davacı şirketin hiçbir zaman yetkilisi veya ortağı olarak yer almadığı, davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde nitelikli dolandırıcılık suçundan davanın ikame edildiği, … cevabi yazı ekindeki hesap hareketlerinin incelenmesinde 17.03.2011 tarihinde 24.04.2014 tarihine kadar davalı … tarafından toplamda 16.826.834,78 TL paranın nakit çekildiği tespit edildiği, dosya kapsamı belgeler ve taraf beyanları nezdinde bu kadar paranın neden çekildiği veya davacı şirket tarafından denetenip denetlenmediği ya da davalıya vekaletname verilmesinin nedeni ne olduğunun tarafımızca tespit edilemediği, bu yönde yazılı bir belgenin de dosya içerisinde görülmediği, uyuşmazlık bakımından hukuki değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğu, borçlar mevzuatına yönelik yapılan değerlendirmede; davacı şirket tarafından davalı aleyhine 25.12.2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/…E. sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığı ve 500.000TL.lik asıl alacağın ödenmesinin talep edildiği; icra takibinde “borcun sebebi”nin “25.12.2018 tarihli, 500.000TL. tutarlı” şeklinde ifade edildiği; davalının itirazı üzerine huzurdaki davanın açıldığı, …. Noterliği’nde (davalının imzası olmaksızın) 08.02.2011 tarihinde düzenlenen … yevmiye numaralı “Vekaletname” ile davacı şirket tarafından davalının, davacı şirkete ait tüm banka şubelerinde veya özel finans kuruluşlarında açılmış ve de açılacak hesaplardan dilediği zaman dilediği miktarda TL, döviz vs. çekme vs. hususunda tayin edildiği açıkça beyan edilmiş olup davacı şirketin davalıya verilen yetki ile davalı tarafından bankadan çekilen paraların davacıya verilmediğini iddia ettiği, “tek taraflı hukuki işlem” niteliğindeki bu belge (her ne kadar işbu belge “vekaletname” adı ile düzenlenmiş olsa da bu belge, davacının imzası bulunmadığından TBK m. 502 hükmünce “vekalet sözleşmesi” niteliğinde değildir; aksine “tek taraflı hukuki bir işlem”niteliğindedir) ile kurulan geçerli ilişki incelendiğinde, davacı şirketin davalıyı anılan işlemleri yapma hususunda yetkili kılmasının, davacı şirketin TBK m. 40/I1 hükmüne göre davalıyı “yetkili temsilci” olarak tayin ettiği anlamına geldiği; anılan yetkili temsilci tayinine ilişkin belge (“Vekaletname”) incelendiğinde davalının tahsil ettiği parayı davacı şirkete verme yükümlülüğünün düzenlenmediği; kaldı ki yukarıda da beyan edildiği üzere bu belgenin, TBK m. 502 hükmünce vekalet sözleşmesi niteliğinin bulunmadığı ve iki taraflı hukuki işlem olmadığı, buna göre yetkili temsilci (davalı) tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçlarının, doğrudan doğruya temsil olunanı (davacıyı) bağlayacağı; dolayısıyla davalının davacının banka hesaplarından para çekmesinin kendisine verilen temsil yetkisine uygun olduğu kanaatine varıldığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan vekalet sözleşmesine dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de; mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarını mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sırasında sunmadığı, davalı yanın ise defter tutma yükümlülüğünde bulunmadığı, dosya kapsamına uygun bilirkişi incelemesinde davacı şirket tarafından davalı yana verilen …. Noterliğinin 08.02.2011 tarihli ve … yevmiye numaraları vekaletnamesi ile davalı …’un banka ve diğer yerlerden para çekme ve tahsil etme yetkisinin verilmiş olduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde taraf beyanlarında adı geçen davalının eşi … …’un davacı şirketin hiçbir zaman yetkilisi veya ortağı olarak yer almadığı, davacı şirket tarafından davalı aleyhine …. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde nitelikli dolandırıcılık suçundan davanın ikame edildiği, … cevabi yazı ekindeki hesap hareketlerinin incelenmesinde 17.03.2011 tarihinde 24.04.2014 tarihine kadar davalı … tarafından toplamda 16.826.834,78 TL paranın nakit çekildiğinin tespit edildiği, dosya kapsamı belgeler ve taraf beyanları nezdinde bu kadar paranın neden çekildiği veya davacı şirket tarafından denetenip denetlenmediği ya da davalıya vekaletname verilmesinin nedeni ne olduğunun tespit edilemediği, bu yönde yazılı bir belgenin de dosya içerisinde görülmediği, ancak mahkemece yapılan tespitte söz konusu vekaletnamenin usulüne uygun düzenlendiği ve geçerli olduğu, davacı tarafından vakaletnamenin sahte olduğuna dair ve şirket yetkilisinin imzasına dair herhangi bir itirazın bulunmadığı , ticaret sicil kayıtları üzerinden yapılan incelemede vekaletnamenin verildiği tarihte şirketi temsile yetkili kişi tarafından vekaletin verildiğinin bu haliyle vekaletin usule uygun olduğunun anlaşıldığı, yine bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitte …. Noterliği’nde (davalının imzası olmaksızın) 08.02.2011 tarihinde düzenlenen … yevmiye numaralı “Vekaletname” ile davacı şirket tarafından davalının, davacı şirkete ait tüm banka şubelerinde veya özel finans kuruluşlarında açılmış ve de açılacak hesaplardan dilediği zaman dilediği miktarda TL, döviz vs. çekme vs. hususunda tayin edildiği açıkça beyan edilmiş olup davacı şirketin davalıya verilen yetki ile davalı tarafından bankadan çekilen paraların davacıya verilmediğini iddia ettiği, “tek taraflı hukuki işlem” niteliğindeki bu belge ile kurulan geçerli ilişki incelendiğinde, davacı şirketin davalıyı anılan işlemleri yapma hususunda yetkili kılmasının, davacı şirketin TBK m. 40/I1 hükmüne göre davalıyı “yetkili temsilci” olarak tayin ettiği anlamına geldiği; anılan yetkili temsilci tayinine ilişkin belge (“Vekaletname”) incelendiğinde davalının tahsil ettiği parayı davacı şirkete verme yükümlülüğünün düzenlenmediği, yine davalı hakkında …. Asliye Ceza Mahkemesinde “Güveni Kötüye Kullanma” suçu nedeniyle görülen davada davalı … hakkında beraat kararının verildiği ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kararın onandığının anlaşıldığı, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde davacının davalıdan alacağının bulunduğunu ispat edemediği, alacağın varlığını hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlayamadığı anlaşıldığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Kötü niyet tazminatı talebi öğreti ve Yargıtay uygulamasına göre alacağın bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde icra takibine girişen alacaklı kötü niyetli kabul edilir. Davalının icra takibine girişmekle kötü niyetli olduğu hususunun dosya kapsamında açıkça kanıtlanmamış olması ya da öyle olduğu açıkça kanıtlanmasına gerek olmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılmasının mümkün olduğu bir durumun dosya kapsamında mevcut olmadığı, bu itibarla kötü niyet tazminatı koşullarının bulunmadığı kanaati oluştuğundan davalı tarafın kötü niyet tazminat talebin reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın peşin yatırılan 6.318,85-TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 6.112,00-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 76.000,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 08/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.