Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/503 E. 2021/46 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/503 Esas
KARAR NO : 2021/46
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 13/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 10.10.2020 tarihinde … Bankası hesabından harcama yapmak istediğini, kartının ödeme yapmaması üzerine ertesi gün 11.10.2020 tarihinde banka müşteri hizmetlerini arayarak durumu sorduğunu, banka müşteri hizmetleri tarafından hesabına haciz konulduğu bilgisi müvekkiline iletildiğini, müvekkilinin de bunun üzerinde aynı gün, Uyap vatandaş sistemine girdiğini ve …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile hakkında 2.082.356,16 TL asıl alacak tutarlı ilamsız icra takibi yapıldığını öğrendiğini, 12.10.2020 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasına başvurarak; İlamsız icra takibinden yeni haberdar olduğu ve yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiğini ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak İcra Müdürlüğü 12.10.2020 tarihinde müvekkilinin taleplerinin reddine karar verdiğini, bunun üzerine ödeme emrine dair tebligatın usulsüz tebligat olması nedeni ile … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, işbu dava derdest olup yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin, davalı tarafından keşide edilen 27.03.2020 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli çekin tahsili amacı ile … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… D.İş sayılı dosyası ile davalı şirket ve çekte cirosu bulunan kişiler hakkında ihtiyati haciz kararı aldığını ve davalı ve diğer borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, davalı tarafın, aleyhine yapılan icra takibindeki borç miktarını ödememek amacı ile dayanaksız-belge sunmadan-alacağı gösterir açıklama yapmadan ilamsız icra takibi yaptığını ve usulsüz tebligat ile takibi kesinleştirerek; …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasındaki alacağı semeresiz bırakmaya çalıştığını, davalı tarafça yapılan ilamsız icra takibi incelendiğinde takip dayanağı olarak herhangi bir evrak bulunmadığı gibi takip talebinde de borcun kaynağı açıklanmadığını, davalının müvekkilinin icra dosyasındaki alacağını semeresiz bırakmak amacı ile icra takibi yaptığını ve usulsüz tebligat ile takibi kesinleştirdiğini, müvekkilinin takipten dolayı davalı yana borçlu bulunmadığını, borcun varlığını inkar ettiğini, borçlu olan bir taraf söz konusu ise bu taraf davalı taraf olduğunu, davalı tarafın müvekkiline … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası borcu bulunduğunu beyanla davalı yanın … icra müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasıyla takip konusu yaptığı alacaktan davacının davalı yana borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalı alacaklı icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan takibin %20’ından aşağı olmamak üzere tazminata da mahkûm edilmesine, doğacak tüm yargılama giderlerinin ve de vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilince dosyaya 22/10/2020 tarihinde vekalet sunulmuş ise de dava dilekçesinin tekrar kendilerine tebliği talebinde bulunulmaması ve vekalet sunulmadan önce davalı asil adına 14/10/2020 tarihinde düzenlenen dava dilekçesi ve tensip zaptına ilişkin tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya süresinde cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı vekili mahkememizin 14/01/2021 tarihli duruşmasında; “Arabuluculuk şartı yerine getirilmeden dava açılmıştır, usulden reddine karar verilsin, cevap dilekçemizin kabulü ile davanın reddine karar verilsin.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER: …. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyası, …. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… D.iş sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası, … Vergi Dairesi kayıtları, … Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
…. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı şirket tarafından borçlu davacı aleyhine, 2.000.000,00-TL asıl alacak ve 82.356,16-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 2.082.356,16-TL alacak için dayanak belge gösterilmeden adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, borca itirazın reddine karar verildiği ve icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır.
…. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular …, … ve … aleyhine 27.03.2020 keşide tarihli 997.775,00-TL bedelli 7992 nolu çekten kaynaklanan toplam 1.121.229,17-TL alacağa ilişkin kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … San. Ve Tic. A.Ş. Tarafından davalılar …, … aleyhine açılmış 27.03.2020 tarih ve 1.000.000,00TL bedelli çekin bedelsizliğinin tespiti ile çekin iptaline ilişkin davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… D.iş sayılı kararın incelenmesinde; ihtiyati haciz isteyen … tarafından karşı taraflar … , …, … aleyhine 27.03/2020 keşide tarihli, … çek numaralı, 1.000.000,00 TL bedelli bir adet çeke ilişkin 1.000.000,00 TL alacak için %20 teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmıştır.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı … tarafından … aleyhine davamız konusu … İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı icra dosyasındaki usulsüz ödeme emri tebligatına ilişkin icra memur muamelesini şikayete ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan …. İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı tarafından başlatılan ve dayanak gösterilmeyen … İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça davanın zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmeden açıldığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Dava konusu olan … İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı şirket tarafından borçlu davacı aleyhine, 2.000.000,00-TL asıl alacak ve 82.356,16-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 2.082.356,16-TL alacak için dayanak belge gösterilmeden adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, borca itirazın reddine karar verildiği ve icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
TTK’nın 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17.maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
Gerçekten, 19.02.1986 tarih 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile T.T.K.’nun 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Bu kapsamda mahkememizce davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevap doğrultusunda; davacının kira gelirinden dolayı mükellef olduğu, esnaf veya tacir olduğuna dair herhangi bir kaydın bulunmadığından tacir olmadığı anlaşılmıştır. Keza İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ile; davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiş olup davacının tacir olmadı hususunda ihtilaf söz konusu değildir.
Ticari davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticari davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticari işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile ticari sayılması için en azından bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır (ticari Dava, s.8-9 Dr. Levent Börü – İlker Koçyiğit, Ankara 2013).
Mutlak ticari dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Örneğin; acentelikle ilgili davalar, deniz ticaretine ilişkin davalar, sigorta hukuku ile ilgili davalar, taşınır rehni karşılığında ödünç verme işlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, rekabet yasağından kaynaklanan davalar, yayım sözleşmesine ilişkin davalar, kredi mektubu ve kredi emrinden doğan davalar, alım satım komisyonuyla ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar, fikri mülkiyet hukukundan kaynaklanan davalar, borsa, sergi, pazarlar ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ve nihayet bankalara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır. Bundan başka; özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar da bulunmaktadır. Örneğin; Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesi gereğince bu kanundan kaynaklanan davalar, İcra İflas Kanunu’ndan kaynaklanan iflasa ilişkin tüm davalar da mutlak ticari dava sayılmaktadır.
Nisbi ticari dava ise; tarafları tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
Somut olayda dava konusu ihtilaf davalı şirket tarafından davacı gerçek kişi şahıs aleyhine dayanak belge ve borcun sebebi gösterilmeden başlatılan … İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı icra takibinden dolayı davacının davalı şirkete borçlu olup olmadığına ilişkin olup, bu haliyle eldeki dava mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davalı taraf şirket olsa da Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre davacının tacir olmadığı sabit olmakla, dava konusu alacağın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş niteliğinde olmadığından somut olayda dava TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan da değildir. Bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/01/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.