Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/47 E. 2021/427 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/47 Esas
KARAR NO : 2021/427
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 21/01/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasındaki 15.11.2019 tarihli cari hesap alacağına ilişkin borç bakiyesinden kaynaklı olarak taraflarınca davalı taraf hakkında ….icra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, taraflarınca 04.12.2019 tarihinde … Arabuluculuk Bürosu’ndan 2019/… başvuru numarasıyla arabuluculuğa başvurulmuş olup: yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamadığını, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, ticari ilişkiden kaynaklı olarak satılan menkuller için kesilen faturaların ödenmediğini, söz konusu faturaların icra takibine konu edildiğini, 2017-2018 Yıllarında tarafların cari hesap ekstresi sistemi üzerinden ticaret saikiyle alışveriş yaptıklarını, ticaretin ne şekilde olacağı hususunda taraflar arasında 28.05.2018 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmedeki imzanın borçlu şirket yetkilisi … ‘na ait olduğunu, ticaretteki şartları barındıran bu sözleşme kapsamında faturaları kestiğini ve cari hesabını da buna göre tuttuğunu, bu kapsamda ticari satıma konu faturalarda sözleşmeye de uygun olarak açıkça belirtildiği üzere satış şeklinin döviz bazında olduğunu, ödemenin USD olarak yapılması gerektiğini, TL olarak ödeme yapılırsa ödeme tarihindeki USD döviz kuruna göre hesaptan düşülerek kabul edileceğinin belirtildiğini ve faturadaki miktarın USD olarak kaç TL ettiğinin de ayrıca ve açıkça belirtildiğini, davalı borçlunun sözleşmeyi imzalaması dışında bu faturaları da bu şerhlerle kabul ettiğini ve ticari defterlerine işlediğini ve B/A formlarında da belirttiğini, ticari kayıtlarına işlediği bu faturalar ile ilgili olarak süresinde yapmış olduğu bir itiraz da bulunmadığını, faiz oranına yapılan itirazın kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca takip öncesi faize ilişkin herhangi bir taleplerinin bulunmadığını, davadaki taleplerinin 100.721,35 USD (593.027,16 TL) asıl alacak olduğunu, takip öncesine ilişkin herhangi bir faiz taleplerinin bulunmadığını, talep edilen dolar alacağına faiz oranının da yasaya aykırı olmadığını, alacaklının alacağını dolar olarak talep edemeyeceği iddiasının hukuki olmadığını, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 83/3 maddesi gereği borç ödenmediği takdirde alacaklıya, borcu aynen tahsil etme yetkisi yahut takip tarihi itibariyle Türk Lirası cinsine çevirerek tahsil etme seçimlik hakkı tanındığını, davalı hakkında başlatılan icra takibinin süresinde ve hukuka uygun olduğunu, alacağın, mal satımından kaynaklı faturalara dayalı cari hesap alacağı olduğunu, bir eser sözleşmesi olmadığını, bu sebeple alacağın likit ve taraflarca bilinebilir bir durumda olduğunu beyanla davalarının kabulünü, … icra Müdürlüğü 2019/… E.soyılı dosyasına vaki itirazın 593.027.16 TL (100.721,35 USD) iptali ile takibin asıl alacağa işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte devamına, davalının en az %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı, yana yükletılmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 16/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde taraflar arasında 15.11.2019 tarihli cari hesap alacağına ilişkin borç bakiyesinden kaynaklı olarak icra takibi başlattığını ve müvekkilinin işbu takibe süresi içerisinde itiraz etmediğini iddia ettiğini, işbu iddianın yerinde olmayıp taraflarınca açılan takibe süresi içerisinde itiraz edildiğini, kaldı ki müvekkili ile davacı firma arasında ticari münasebete dayalı hiçbir cari hesap ilişkisi bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili şirket ile arasında ticari ilişki bulunmadığını bildiği halde fatura kesip müvekkiline tebliğ etmek suretiyle müvekkili şirketi borçlandırmaya çalıştığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydı ile 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’da “Türkiye’de yerleşik kişilerin Bakanlıkça belirlenen haller dışında kendi aralarındaki menkul-gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama ile leasirıg, iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmeden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.” dendiğini, yine geçici Madde 2′ de de benzer bir ticari eylem söz konusu halinde “…bedeller Türk Parası olarak yeniden belirlenir. ” dendiğini, bu durumda davacı tarafın cari hesap ilişkisi ve ticari münasebeti ispatlaması gerekliği gibi; şayet böyle bir ilişki var ise bedelin Türk Parası üzerinden yeniden kararlaştırıldığına dair de yapılan bir anlaşma veya sözleşmenin varlığını ispatlaması gerektiğini, taraflar orasında ticari bir ilişki bulunmadığından davacının bunu ispatlamasının da yasal olarak mümkün olmadığını, kaldı ki işbu davanın konusu 593.027,16 TL olmakla senetle ispat kuralının zorunlu olduğunun aşikar olduğunu beyanla davanın usul ve esastan reddine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davacı tarafın ikame etmiş olduğu icra takibi nedeniyle %20’den oz olmamak üzere aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, cari hesap hareketleri, faturalar, sözleşme içeren pro-forma fatura, vergi kayıtları, bilirkişi kök ve ek raporları, arabulucu tutanağı ve sarf kararı ile tüm dosya kapsamı.
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine faturadan kaynaklanan 100.721,35-$(USD) cari hesap alacağı ve 6.742,81-$(USD) işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 107.464,16-$(USD) alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; Usulüne uygun tululan davacı şirket defterlerine göre davalı şirketin takip tarihi itibariyle 100.721,35 USD karşılığı 546.113,38 TL borç bakiyesinin bulunduğu, usulüne uygun tutulan davalı şirket defterlerine göre ise davacı şirketin takip tarihi itibariyle 415.365,03 TL alacak bakiyesinin bulunduğu, taraflar arasındaki 130.748.34 TL’lık bakiye farkının 202,77 TL’lık kısmının dövizli işlemler sebebiyle oluşan kur farkından. 130.951,11 TL’lık kısmının ise davacı şirket tarafından düzenlenen 15.11.2018 tarihli kur farkı faturasından kaynaklandığı, Davalı şirket tarafından ibraz edilen muavin defter dökümünde, işlemlere ait döviz tutarlarının belirtilmemiş olduğu, dolayısıyla davalı şirket kayıtlarında, davacı şirketin döviz bazında alacağına ilişkin veri bulunmadığı, İbraz edilen sevk irsaliyelerinin, içeriği ürün ve miktar yönünden ilişkin oldukları faturalarla uyumlu olduğu, irsaliyeler üzerinde sevkıyatla görevli kişilerin imzası ile Alıcı adı, adresi kısmında da davalı şirket unvan ve adresinin bulunduğu, Davacı şirket tarafından döviz bazlı işlemlere ilişkin düzenlenen faturalarda döviz tutarı ile TL karşılığına esas kur fiyatlarının belirtildiği, davalı şirket ödemelerinin bir kısmının da döviz olarak yapılmış olduğu, Davacı şirket vekili tarafından, davadaki taleplerinin asıl alacak olduğu, takip öncesine ilişkin faiz taleplerinin bulunmadığı yönünde beyanda bulunulduğu tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 24/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Tarafların ticari defter ve kayıtları kapsamında, davalı tarafça yapılan ödeme tarihleri itibariyle,
15.11.2018 Tarihi itibariyle davacı şirket dövizli alacak bakiyesinin 105.971,35 USD olduğu, kur farkı alacağının 130.953,21 TL olarak hesaplandığı, hesaplamaya uygun olarak, davacı şirket tarafından aynı tarihli, 36039 no.lu faturanın düzenlenmiş olduğu, bahsi geçen faturanın davalı şirket kayıtlarında bulunmadığı,
01.08.2019 Tarihinde davalıdan 5.250,00 USD tahsilat yapıldığı, belirtilen tarih itibariyle davacı şirket dövizli alacak bakiyesinin 100.721,35 USD, toplam kur farkı alacağının 142.090,80 TL olarak, 15.11.2018 tarihli kur farkı faturasının dikkate alınması halinde 11.137,59 TL olarak hesaplandığı,
12.11.2019 takip tarihi itibariyle davacı şirketin döviz bazında alacak tutarının değişmediği, toplam kur farkı alacağının 167.089,84 TL olarak, 15.11.2018 tarihli kur farkı faturasının dikkate alınması halinde 36.163,63 TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap ve faturalardan kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, taraflar arasındaki metal ürün satımından kaynaklı olarak düzenlenen faturalardan ve cari hesap alacağından dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, icra takibinde asıl alacağa yönelik davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını, davacının kötü niyetli olarak borçlandırmaya çalıştığını, sözleşmesinin döviz cinsi üzerinden kararlaştırılamayacağını, davacı tarafça açılan haksız davanın reddine ve kötüniyetli alacaklı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine faturadan kaynaklanan 100.721,35-$(USD) cari hesap alacağı ve 6.742,81-$(USD) işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 107.464,16-$(USD) alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/11/2020 tarihli bilirkişi kök ve 24/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; ibraz edilen sevk irsaliyelerinin, içeriği ürün ve miktar yönünden ilişkin oldukları faturalarla uyumlu olduğu, irsaliyeler üzerinde sevkıyatla görevli kişilerin imzası ile alıcı adı, adresi kısmında da davalı şirket unvan ve adresinin bulunduğu, davacı şirket tarafından döviz bazlı işlemlere ilişkin düzenlenen faturalarda döviz tutarı ile TL karşılığına esas kur fiyatlarının belirtildiği, davalı şirket ödemelerinin bir kısmının da döviz olarak yapılmış olduğu, davacı şirket dövizli alacak bakiyesinin 100.721,35 USD, toplam kur farkı alacağının 142.090,80 TL olarak, 15.11.2018 tarihli kur farkı faturasının dikkate alınması halinde 11.137,59 TL olarak hesaplandığı,
12.11.2019 takip tarihi itibariyle davacı şirketin döviz bazında alacak tutarının değişmediği, toplam kur farkı alacağının 167.089,84 TL olarak, 15.11.2018 tarihli kur farkı faturasının dikkate alınması halinde 36.163,63 TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 06/01/2020 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan cari hesap alacağının olup, olmadığı varsa asıl alacak miktarı konularında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları ile alınan bilirkişi raporuna göre; davacı şirket tarafından davalı şirkete taraflar arasındaki 28/05/2018 tarihli proforma fatura kapsamında belirlen sözleşme hükümlerine göre metal ürün satımına ilişkin şartların belirlendiği, teslim koşulları, vade, ödemenin dolar üzerinden yapılmasına ilişkin düzenlemeler getirildiği, bu kapsamda taraf şirketlerin yetkilileri tarafından imzalanan satım sözleşmesinden doğan ticari ilişkiden dolayı taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, fatura konusu malların davalıya teslim edildiği hususunun sevk irsaliyeleri ile sabit olduğu ve fatura içerikleri ile sevk irsaliyelerinin uyumlu olduğu, davalı tarafça davacı ile aralarında ticari ilişki olmadığına yönelik itirazda bulunulmuş ise de tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları ile davacı şirket ile davalı şirket arasındaki satım sözleşmesinden dolayı cari hesap ilişkisinin bulunduğu, buna dayalı olarak davacı şirket tarafından davalıya satılan mallardan dolayı dava ve takip konusu faturalar ile cari hesap ekstresinin düzenlendiği, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olup, davalı tarafça davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde itirazda bulunmuş ise de bu hususu ispata yarar delil ibraz edemediği, davalı tarafın döviz cinsi üzerinden satış yapılamayacağına yönelik savunmasına gelince; taraflar arasındaki sözleşmenin döviz ile satış yasağı kapsamındaki sözleşmelerden olmaması kaldı ki kapsamda olsa bile taraflar arasındaki sözleşmenin düzenlenme tarihinin 28/05/2018 olması, davalının dayandığı dövize endeksli sözleşme yasağını getiren söz konusu tebliğin yürürlük tarihinin taraflar arasındaki sözleşmenin akit tarihinden sonrası olan 16/11/2018 tarihi olması nedeniyle tebliğin geçmişe yönelik uygulanmasının hukukun temel ilkeleri ile bağdaşmayacak nitelikte olmasından dolayı da dava konusu taraflar arasında sözleşmeye uygulanmasının mümkün olmadığı, tacir olan tarafların serbestçe belirledikleri ödemenin döviz cinsi üzerinden yapılmasına engel bir durum olmadığı, bu haliyle davacı tarafın dava ve takip konusu cari hesaptan dolayı davalıdan alacaklı olduğu ispatlanmış olup, düzenlenen mali müşavir bilirkişi kök ve ek raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu cari hesaptan kaynaklanan 100.721,35-$(USD) alacağının bulunduğu anlaşıldığından davacı tarafça başlatılan icra takibine borçlu davalı tarafından 100.721,35-$(USD) asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, takip tarihinden önceki işlemiş faiz dava konusu olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı yüklenmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında toplam 100.721,35-$(USD) asıl alacağa yönelik borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin belirtilen asıl alacak üzerinden takip talebinde belirtilen şartlarda kaldığı yerden devamına,
b) Takip tarihinden önceki işlemiş faiz dava konusu olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
c) Asıl alacağın (100.721,35-$(USD)x5,7855=582.723,37-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça dava açılırken ve icraya yatırılan peşin harcın alınması gereken 40.509,68-TL harçtan mahsubu ile bakiye 30.382,25-TL karar harcının borçlu davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin haksız çıkan taraf olan davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 7.027,09-TL peşin harç olmak üzere toplam 7.081,49-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 15 adet tebligat-posta gideri 176,40-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00-TL olmak üzere toplam 1.176,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 46.701,36-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/05/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.