Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/446 E. 2022/433 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/446 Esas
KARAR NO : 2022/433

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2014
KARAR TARİHİ : 22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri …, … ve …’in babaları, diğer davacı …’in eşi …’in 02.05.2013 tarihinde davalı banka … şubesinden 120 ay vadeli 60.000.00 TL. konut kredisi aldığını ve 03.05.2013 sigorta başlangıç tarihli … nolu … Sertifikası ile davalı …. tarafından sigorta kapsamına alındığını, kredi alan …’inölüm raporunda belirtildiği gibi 24.10.2013 tarihinde vefat ettiğini, vefat üzerine müvekkillerinin sigorta kapsamında tazminat talebi için davalı sigorta şirketine müracaat ettiklerini, gönderilen 27.12.2013 tarihli yazıda TÜIK ölüm belgesinde …’in vefat tarihinden önce 5 yıldır kronik İskemik kalp hastalığı ve 2 yıldır konjestif kalp yetmezliği hastalıklarının olduğunu, kendisinin bu sebeple vefat ettiğini, bu durumda müteveffanın sigorta bilgilendirme formunda yer alan sağlık beyanı formunda bildirmediği müteveffanın sigorta kapsamına alınamayacağı ve tazminat ödenemeyeceği bilgisi verildiğini, gönderilen yazı cevabına müvekkili …’in 15.01.2014 tarihinde itiraz ettiğini, aynı soyut gerekçelerle 14.03.2014 tarihinde bir kez daha reddedildiğini, hastalığın, … tarafından bilindiği ancak bu durumu beyan edilmediğine ilişkin iddiaların haksız ve soyut suçlamalardan oluştuğunu, bu denli ciddi bir hastalığın öğrenilmesi durumunda hasta tarafından gerekli tedavi sürecine başlamamasının hayatın olağan akışına ters düştüğünü, 15.01.2014 tarihli hastane raporu dikkate alındığında 24.10.2013 tarihinde hastaneye sevk edilen …’in hastalığın ne zaman başladığının bilinmesinin mümkün olmadığını ve bu durumun ancak anjiografi ile saptanabileceğinin bildirildiğini, nitekim müteveffanın kalp rahatsızlığı olduğunun hastanede yapılan anjiyo esnasında öğrenildiğini, bankanın kalan kredi tutarının müvekkilleri tarafından ödenmesini talep ettiğini, beyanla davalı sigorta şirketi tarafından müvekkillerine ödenmeyen 10,000.00 TL sigorta tazminatının yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde; Davanın görevli Mahkemede açılmadığını, huzurdaki davada müvekkili bankaya husumet yüklenemeyeceğini, davacı vekili istemlerinin birbirinden bağımsız iki farklı dava konusu olduğunu, …’e kullandırılan krediye ait sigorta talebi esnasında 03.05.2013 tarihli sigorta başvuru ve bilgilendirme formunu doldurduğunu, ancak müteveffanın rahatsızlığına rağmen beyan formunda hastalığının olmadığını beyan ederek imzaladığını, müteveffa ile kredi sözleşmesi ile diğer davalı arasında akdedilen Hayat Sigortası Sözleşmesinin birbirinden tamamen ayrı sözleşmeler olup, sigorta kapsamında tazminat ödenmemesinin, kredi nedeniyle borçlu olmadığı anlamına gelmediğini, müteveffanın, sigorta yapılmasına temel teşkil eden beyan formunda gerçeğe aykırı beyanda bulunduğundan, davacıların tazminata hak kazanmasının yasal olarak mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müteveffanın kullandığı kredi ile ilgili hayat sigortası başvuru ve bilgilendirme formunu doldurduğunu ve tamamen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini, müteveffanın, kronik iskemik kalp hastalığı ve konjestif kalp yetersizliği bulunmasına rağmen formdaki soruları hayır olarak yanıtladığını ve formu imzaladığını, müvekkili şirketin, bu beyanı esas alarak 03.05.2013 başlangıç tarihli Güvenli Yaşam Yıllık Hayat Sigortası Katılım Sertifikasını düzenlediğini, grup hayat sigorta sözleşmelerinde her bir sigortalıya sigorta poliçesi vermeyip sigorta bilgilerini içeren katılım sigortası verildiğini, TÜİK’in 2013303679 nolu ölüm belgesinde sigortalının vefat tarihinden önce 5 yıldır kronik iskemik kalp hastası ve ayrıca 2 yıldır konjestif kalp yetersizliği hastası olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davacıya poliçeden doğan teminatın ödenemeyeceğinin bildirildiğini, hastalığı daha önce teşhis
edilmesine ve uzun yıllardır tedavi görmesine rağmen müteveffanın vefatına neden olan hastalığını sigortalanma esnasında açıkça sorulmuş olmasına rağmen, müvekkili şirkete beyan etmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … 1. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası, …bank A.Ş’den gelen poliçe dosyası örneği, … 2. Noterliğinin … tarih …yevmiye numaralı Mirasçılık Belgesi, … Katılım Sertifika Numaralı …bank Süreli Kredi Grup Hayat Sigortası, … Mahallesinde bulunan davacılar murisine ait olan 270 ada 14 parsel numaralı taşınmaza ait tapu kayıt bilgileri, … Poliçe numaralı Güvenli Yaşam Yıllık Hayat Sigortası Poliçesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tüketici kredisi nedeni ile hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi olan …’in davalılardan … A.Ş’den 60.000,00-TL bedelli konut kredisi kullandığını, bu kredi nedeniyle başlangıç tarihi 03.05.2012 olan hayat sigortası yapıldığını, murisin 24.1.2013 tarihinde vefat etmesi nedeniyle diğer davalı olan …’ye başvurarak hayat sigortası bedelini talep etmelerine rağmen ödeme yapılmadığını, sigortada belirlenen 10.000,00-TL vefat teminatının yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsilini, davalı …Ş tarafından kullandırılan konut kredisinden kalan kredi taksitlerine ilişkin yasal işlem yapılmasını önlemek amacıyla dava sonuçlanıncaya kadar söz konusu kredi borcunun durdurulmasına ilişkin tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun hayat sigortası kapsamında diğer davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması istemi olduğunu, bu kapsamda husumetin sadece davalı …A.Ş’ye yönlendirilmesi gerektiğini, müvekkili ile diğer davalının ayrı tüzel kişilikler olduğunu, davacının hayat sigortası talebine ilişkin mahkemece verilecek karar kadar müvekkile yapılacak ödemelerin ertelenmesi adına müvekkili davaya dahil etmelerinin hukuki açıdan kabul edilebilir hiçbir yanı olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın kendileri açısından husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davalıların murisinin rahatsızlıkları ve hastalığı hakkında gerekli bilgileri müvekkiline vermediğini, kronik kalp rahatsızlığının sigorta poliçesi düzenlenmeden önce de var olduğunu, sigortalının pliçenin imzalanmasında doğru beyanda bulunmadığından poliçeden doğan teminattan sorumlu olmayacağını, bu nedenle ödenmeyeceğini, haksız yere açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 6.Tüketici Mahkemesinin …E,… K. sayılı dosyasından 14/07/2020 tarihinde verilen görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacının iddiası, davalıların savunması, dava dilekçesinde belirtilen hayat sigortaları, tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve buna bağlı kredi kat ihtarı, mirasçılık belgesi ve dosya kapsamındaki tüm belgeler mahkememizce dosya arasına alınarak davacının davalılardan hayat sigortası poliçesinden kaynaklı tazminat talep etme hakkının olup olmadığı, hangi miktar üzerinden alacaklı olduğunun tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi ve Sigorta Uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; “Davacıların murisi sigortalının gerektiği ve yönetmelikler dahilinde bilgilendirildiği, sigortalının sağlık beyanı sorularına bilinçli olarak cevap verdiğine ve heyetimiz tarafından yapılan incelemede sigortalının kredi kullandığı sırada kalp rahatsızlığının bulunduğuna dair taraflı olarak düzenlenmiş hazır bir beyan olduğu/ bilgisayar ortamında konduğu, müteveffanın ayrıca başvuru formunda “vermiş olduğu sağlık beyanının doğru olduğu ve gerekli / ayrıntılı bilgilendirmenin kendisine yapıldığına dair el yazısı ile bir notun bulunmadığı, başvuru formunun 12 puntodan küçük yazım karakteri ile düzenlenmiş olduğunun tespiti ile; verilen sağlık beyanının da başvuru tarihinde sigortalı tarafından verildiği kabul edilse dahi sigortalı müteveffaya anjiyografinin ilk olarak 14.10.2013 tarihinde yapıldığı ve bu tetkik ile ancak hastalığının teşhis edilebileceğinin Sayın Mahkeme tarafından kabulü ile sigorta teminatının geçerli olduğu,
24.11.1964 doğumlu …” in 24.10.2013 tarihlinde vefatı ile terekesinin 4 pay olarak kabul edildiği, 10.000,00 TL ölüm teminatının davalılar/ kanuni mirasçılarına paylaştırılması gerektiği,
– 1 payın 07.10.1972 doğumlu eşi …”e ait olduğu, 10.000,00 TL teminatın 1/4 ü 2.500,00 TL ‘nin davacı …’e ödenebileceği;
– 1 payın 03.01.1991 doğumlu kızı …’e ait olduğu, 10.000,00 TL teminatın 1/4 ü 2.500,00 TL’nin davacı … ‘e ödenebileceği,
– 1 payın 04.01.1992 doğumlu kızı …”e ait olduğu, 10.000,00 TL teminatın 1/4 ü 2.500,00 TL’nin davacı …”e ödenebileceği,
– 1 payın 28.10.1995 doğumlu oğlu …”e ait olduğu, 10.000,00 TL teminatın 1/4 ü 2.500,00 TL ‘nin davacı …”e ödenebileceği,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, tarafların rapora karşı itirazları ve beyanları doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda düzenlenen 09/08/2021 tarihli bilirkişi EK raporunda özetle kök raporda yapılan tespitler üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmamış, ek olarak bilirkişi heyeti tarafından ek raporun düzenlendiği tarihe kadar faiz hesabının yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi ek rapora karşı tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda düzenlenen 25/11/2021 tarihli bilirkişi 2.Ek raporunda özetle; ” 24.11.1964 doğumlu maktul … adına davalı Sigorta şirketi tarafından düzenlenen … numaralı hayat sigorta poliçesinin “Güvenli Yaşam Yıllık Hayat Sigorta Poliçesi (K)” 03.05.2013/2014 vadeli olduğu, 24.10.2013 tarihinde sigortalının vefat ettiği tarihte yürürlükte ve vadesi içinde olduğu, poliçe de Ölüm teminatının 10.000,00 TL olarak verildiği, bu tutarın üzerinde (10.000,00 tl) davalı sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğundan söz edilemeyeceği, kredi tutarının poliçe ile verilen limitin üzerinde olduğu, davacılar tarafından müteveffanın mirasının ret edildiğine dair bir belgenin dava dosyasında bulunmadığı, elbette kredi borç miktarının miras hukuki yönünden değerlendirmesinin yüce mahkemenin takdirlerinde olduğu, poliçenin lehtarı olarak kanuni mirasçılarının belirtildiği, (hisseleri oranında) ve ayrıca poliçede daini- murtein / rehin alacaklısı (hayır ifadesinin yer aldığı- bankanın rehin alacaklısı olduğunun sertifikada belirtilmediği) şerhinin bulunmadığı, davacıların murisi sigortalının gerektiği ve yönetmelikler dahilinde bilgilendirildiği, sigortalının sağlık beyanı sorularına bilinçli olarak cevap verdiğine ve heyetimiz tarafından yapılan incelemede sigortalının kredi kullanıldığı sırada kalp rahatsızlığının bulunduğuna dair bir tanının olmadığı, sağlık beyanının bilgisayarda tek taraflı olarak düzenlenmiş hazır bir beyan olduğu/ bilgisayar ortamında “Hayır” kutucuklarına “x” işaretlerinin konduğu, müteveffanın ayrıca başvuru formunda “vermiş olduğu sağlık beyanının doğru olduğu ve gerekli / ayrıntılı bilgilendirmenin kendisine yapıldığına dair el yazısı ile bir notun bulunmadığı, başvuru formunun 12 puntodan küçük yazım karakteri ile düzenlenmiş olduğunun tespiti ile; verilen sağlık beyanının da başvuru tarihinde sigortalı tarafından verildiği kabul edilse dahi sigortalı müteveffaya anjiyografinin ilk olarak 14.10.2013 tarihinde yapıldığı ve bu tetkik ile ancak hastalığının teşhis edilebileceğinin Sayın Mahkeme tarafından kabulü ile sigorta teminatının geçerli olduğu, 24.11.1964 doğumlu …” in 24.10.2013 tarihlinde vefatı ile terekesinin 4 pay olarak kabul edildiği, 10.000,00 TL ölüm teminatının kök raporda belirtildiği şekilde paylaştırılabileceği, 14.03.2014 tarihinin temerrüt tarihi olarak değerlendirilebileceğinin hukuki takdiri elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu,” şeklinde tespitler yapılarak rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi ek rapora karşı tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda düzenlenen 07/02/2022 tarihli bilirkişi 3.Ek raporunda özetle; ” Poliçenin lehtarı olarak kanuni mirasçılarının belirtildiği, (hisseleri oranında) ve ayrıca poliçede daini- murtein / rehin alacaklısı (hayır ifadesinin yer aldığı- bankanın rehin alacaklısı olduğunun sertifikada belirtilmediği) şerhinin bulunmadığı, davacıların murisi sigortalının gerektiği ve yönetmelikler dahilinde bilgilendirildiği, sigortalının sağlık beyanı sorularına bilinçli olarak cevap verdiğine ve heyetimiz tarafından yapılan incelemede sigortalının kredi kullanıldığı sırada kalp rahatsızlığının bulunduğuna dair bir tanının olmadığı, sağlık beyanının bilgisayarda tek taraflı olarak düzenlenmiş hazır bir beyan olduğu/ bilgisayar ortamında “Hayır” kutucuklarına “x” işaretlerinin konduğu, müteveffanın ayrıca başvuru formunda “vermiş olduğu sağlık beyanının doğru olduğu ve gerekli / ayrıntılı bilgilendirmenin kendisine yapıldığına dair el yazısı ile bir notun bulunmadığı, başvuru formunun 12 puntodan küçük yazım karakteri ile düzenlenmiş olduğunun tespiti ile; verilen sağlık beyanının da başvuru tarihinde sigortalı tarafından verildiği kabul edilse dahi sigortalı müteveffaya anjiyografinin ilk olarak 14.10.2013 tarihinde yapıldığı ve bu tetkik ile ancak hastalığının teşhis edilebileceğinin Sayın Mahkeme tarafından kabulü ile sigorta teminatının geçerli olduğu, 24.11.1964 doğumlu …” in 24.10.2013 tarihlinde vefatı ile terekesinin 4 pay olarak kabul edildiği, 10.000,00 TL ölüm teminatının kök raporda belirtildiği şekilde paylaştırılabileceği, 14.03.2014 tarihinin temerrüt tarihi olarak değerlendirilebileceğinin hukuki takdiri elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, davalılardan … A.Ş,’ nin Konul Kredisinden kaynaklanan 56.463,64-17L bakiye alacağı ilgili krediye ilişkin olarak temerrüt tarihinden takip tarihine kadar hesaplanmış 962,88-TL faiz alacağı, Kredili Meyduat Hesabından kaynaklanan 1.537,22-11. alacağı, ilgili kredili mevduat hesabına ilişkin olarak temerrüt tarihinden takip tarihine kadar hesaplanmış 72,59-TL ile birlikte toplam 59.036,34-TL alacağı bulunduğu hesaplanmış olsa da; mahkeme tarafından dava dosyasına alınan … Katılım Sertifika numaralı … SÜRELİ KREDİ GRUP HAYAT SİGORTASI ile verilen 60.000,00-TL vefat teminatlı poliçe ve işbu poliçede kredi miktarı kadar verilen teminat ve daini murtein/sigorta ettiren banka olduğu, işbu kredi borcu 60.000,00 TL lik miktarın elbette müteveffanın sigortalandığı ve kredi çektiği tarihte kalp hastalığının teşhis edilmediği ve kendisinin bilgisinin olmadığının da kabulü ile kredi borcunu karşılan işbu sertifika/ puliçe ile tamamının kapanabileceği ve müteveffanın muriüslerinin krediden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunduğundan bahsedilemeyeceği, vefat tarihi itiabrı ile hesaplanan davalılardan … A.Ş.’ nin Konut Kredisinden kaynaklanan 56.,463,64-TL bakiye alacağın işbu poliçeden tazmin edilebileceği,” şeklinde tespitler yapılarak rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacıların murisi tarafından davalı bankadan kredi kullanıldığı, davacıların murisi ile sigorta şirketi arasında sigorta poliçesi tanzim edildiği, murisin kullandığı kredi borcunu ödenmeden vefat ettiği, davacıların kalan kredi borcunun ise ödenmediği, bunun üzerine davalı banka tarafından ödenmeyen kredi borcunun kat edilerek davacılara ihtar edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara murisin vefat tarihinden önce 5 yıldır kronik iskemik kalp hastalığı ve 2 yıldır konjestif kapl yetersizliği hastalıklarının olduğu, kendisinin bu hastalıklara bağlı olarak vefat ettiği ve sigorta sözleşmesinin kurulması esnasında mevcut olan ve fakat beyan edilmeyen hastalık ile gerçekleşen riziko(vefat) arasında illiyet bağı olduğu tespit edildiği ve bu hastalığın muris tarafından kendilerine bildirilmediği, bu nedenle murisin sigorta kapsamında değerlendirilemeyeceğinin bildirildiği, davacılar tarafından murisin ölüm nedeninin 24.10.2013 tarihinde hastaneye ani gelişen rahatsızlık nedeniyle sevk edilmesi sonucunda öğrenildiği, bu nedenle sigorta kapsamında sayılmasının gerektiği, sağlık formunda sorulan soruların cevaplarının elle doldurulacağı yazmasına rağmen sağlık formunun bu şekilde doldurulmadığı, bilgisayar ortamında doldurulduğu murisin borçlarından sigorta şirketinin sorumlu olduğu iddiası ile işbu davanın mahkememizde açıldığı anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporlarına göre murisin ölümünün devam eden kronik kalp rahatsızlığından kaynakladığının tespit edilemediği, yine ölümü tespit eden kurum … … Hastanesinin olan Tüik Ölüm Belgesinin incelenmesinde, müteveffa …’in 25.10.2013 tarihinde vefat ettiği ve ölüm nedeninin 5 yıl süredir Kronik İskemik kalp hastalığı ve 2 yıldır Konjektif kapl yetersizliği oluğunun belirtildiği, Müteveffa …’in rahatsızlarıp kaldırıdığı … … Hastanesinin düzenlemiş olduğu 16.01.2014 tarihli yazısında özetle “ …’in 24.10.2013 tarihinde hastaneye akut koroner sendrom tanısıyla sevk edildiği hastada saptanan koroner arter hastalığının koroner anjiografi ile konulduğu, damar sertliği, koroner arter hastaltğının ne zaman başladığı bilmenin mümkün olmadığı, ölüm belgesindeki hastalığın başlangıcından ölüme kadar geçen yaklaşık sürenin tahmini bir değerlendirme olduğu, hastanın o tarihe kadar herhangi bir görüntüleme ve tetkik yaptırılmadığından mevcut hastalıklarını bilmeyebileceği, ölüme sebebiyet vermiş olan AKUT (dakika-saatler) KORONER SENDROM ve VENTRİKÜLER akut gelişim olayı olduğu “ bildirimde bulunduğu, murisin imzasını taşıyan sigorta poliçesinin tek taraflı olarak hazırlanan matbu sözleşme şeklinde olduğu, ve sözleşmenin evet hayır şeklinde kutucukların işaretlenmesi şeklinde oluştuğu, gerekli ayrıntılı bilgilendirmenin murise yapıldığını gösteren herhangi bir açıklamanın yer almadığı, ayrıca daha öncede belirtildiği gibi müteveffaya anjiyografinin ilk olarak 14.10.2013 tarihinde yani davalı bankadan kredi aldığı 02.05.2013 tarihinden sonra yapıldığı, müteveffanın kalp rahatsızlığının hastanede yapılan anjiyo sırasında öğrenildiği ve daha öncesinde müteveffanın bu rahatsızlığından haberdar olduğunu kanıtlayan herhangi bir delilin dosya kapsamında sunulmadığı ve yine dosya kapsamında incelenen hastane yazısından bu hastalığın daha önce teşhis edilmesinin mümkün olmadığının ve mevcut hastanın bu hastalığa yönelik daha önce herhangi bir tetkik yaptırmadığının anlaşıldığı, müteveffanın davalı bankadan çektiği konut kredisinin teminatı için ayrı olarak … Katılım Sertifika numaralı … SÜRELİ KREDİ GRUP HAYAT SİGORTASI düzenlendiği, işbu poliçede kredi miktarı kadar verilen teminat ve daini murtein/sigorta ettiren banka olduğu, işbu kredi borcu 60.000,00 TL lik miktarın elbette müteveffanın sigortalandığı ve kredi çektiği tarihte kalp hastalığının teşhis edilmediği ve kendisinin bilgisinin olmadığının da kabulü ile kredi borcunu karşılan işbu sertifika/ poliçe ile tamamının kapanabileceği ve müteveffanın murislerinin krediden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunduğundan bahsedilemeyeceği, vefat tarihi itibarı ile hesaplanan davalılardan … A.Ş.’ nin Konut Kredisinden kaynaklanan 56.,463,64-TL bakiye alacağın işbu poliçeden tazmin edilebileceği, müteveffanın hayat sigortası bedelini ödediği anlaşıldığından davacı mirasçıların dosya konusu hayat sigortasında belirlenmiş olan tazminata hak kazanacağı, Davalı …Ş. Yönünden, davalı …Ş.’nin davaya dayanak oluşturan” … SÜRELİ KREDİ GRUP HAYAT SİGORTASI” nda sigorta ettiren ve dain-i mürtehin sıfatıyla yer aldığı, poliçeye dayanarak davalı …Ş.’ye karşı dava açılmasının mümkün bulunmadığı anlaşıldığından pasif husumet yokluğundan dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
03/05/2013 – 03/05/2014 vadeli … numaralı … poliçesinden kaynaklanan 10.000,00 TL ölüm teminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteveffanın mirasçıları olan davacılara miras payları oranında davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
2-Davanın davalı …Ş yönünden pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 683,10-TL harcın davalı …’den alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı …Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan; 2.400,00-TL Bilirkişi ücreti, 380,10-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.780,10 TL’nin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
7-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 22/06/2022

Katip … Hakim …
e-imzalı e-imzalı