Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/430 E. 2020/356 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/430 Esas
KARAR NO:2020/356

DAVA:Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ:09/09/2020
KARAR TARİHİ:10/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
… Fikri sınai haklar mahkemesinin… sayılı dosyası ile davalı …. Şti. aleyhine açtıkları dava nedeniyle verilen tedbir karanın teminatı olarak “… … şubesinin 11.03.2003 tarihli ve 582 nolu kati ve süresiz olmak kaydıyla bu günkü değeri 2.000 TL olan teminat mektubunu dosyaya ibraz ettiklerini, verilen ve kesinleşen karardan sonra müvekkili şirket farkında olmadan bu güne kadar gereksiz yere yıllık faiz ödeme durumunda kaldığını, Mahkemesine, teminat mektubunun iadesi için başvurduğumuzda kasa defterinin beyanlar hanesinde yalnızca iade edildiğini, notu düşürüldüğü görülmediğini, ancak kime teslim edildiği anlaşılmadığını, teminat mektubunu bankaya sunamadıklarından her yıl ödenen yıllık faiz ödemelerinden kurtulmalrı için teslim tarihi olarak not düşülen 04.06 2008 tarihinden itibaren bu güne kadar on iki yıl geçmiş olması, teminat mektubunun kaybolması nedeniyle ve ayrıca işbu dava konusu teminat mektubu nedeniyle muhatap sıfatıyla ilgili banka şubesinden sahip olduğu herhangi bir haklarının bulunmadığı ve ilgili banka şubesinin anılan teminat mektubuyla ilgili her hangi bir sorumluluğunun olmadığını kabul ettikleri hususlarının da kararda belirtilmesi suretiyle yukarıda tarih ve nosunu bildirdikleri teminat mektubunun iptaline, geçersizliğine karar verilmesini talep ettiklerini bu nedenle; dava konusu teminat mektubu nedeniyle muhatap sıfatıyla ilgili banka şubesinden sahip oldukları herhangi bir haklarının bulunmadığı ve ilgili banka şubesinin anılan teminat mektubuyla ilgili her hangi bir sorumluluğunun olmadığını kabul ettikleri hususlarının da kararda belirtilmesi suretiyle, dava konusu 1 adet teminat mektubunun iptaline, geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava teminat mektubunun zayi nedeniyle iptali ile geçersizliğine karar verilmesi istemini konu almaktadır.
Her ne kadar dava kıymetli evrakın iptali olarak açılmışsa da dava dilekçesinin içeriğinden zayi belgesi verilmesi istemini konu aldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar; hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır.
TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek belgelerin, ticari defterler ve onların dayanağı olan fatura vb gibi belgeler ile maddede sayılan belgeler olduğu, teminat mektubunun bu kapsamdaki belgelerden olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, somut olayda, anılan yasa hükmünün uygulanma yeri yoktur.
Banka teminat mektubu, kıymetli evrak vasfında olmadığından, kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline dair TTK hükümlerinin olayda uygulanma yeri bulunmadığı gibi, davacının, banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti için, banka hasım gösterilerek açılacak menfi tespit davasının konusunu teşkil etmesi mümkün olup iş bu hasımsız davanın açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2018/1284 E. 2019/1282 E. Sayılı emsal nitelikteki ilamı da bu yöndedir. Bu nedenle davanın HMK’nın 114/1-h gereği hukuki yarar yokluğundan 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-)Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK’nın 114/1-h gereği hukuki yarar yokluğundan 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye kısmının davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/09/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)