Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/415 E. 2021/747 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/415 Esas
KARAR NO : 2021/747
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin imzalamış olduğu senet mukabilinde davalının borçlu olduğunu, davalı tarafın müvekkilini bu borcundan dolayı ….İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E sayılı dosyasından icraya koyduğunu, süreç içinde müvekkilinin alacaklı tarafa borcunu ödediğini ve alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı tarafın müvekkiline verdiği 25.06.2018 tarihli Anlaşma Protokol başlıklı yazıya göre bizzat alacaklı borçlu olan müvekkili ve babasına karşı … İcra Müdürlüğünün 2017/… E ve 2017/… E sayılı dosyalarından olan toplam 67.000 TL alacağından alacağını aldığını ve bu iki dosyadan toplam 15.000 TL alacağının kaldığı şeklinde yazı verdiğini, müvekkiline ….İcra Müdürlüğü 2020/… E sayılı dosyasından 50.643 TL bedelli yenileme emri tebliğ edildiğini, her iki dosyadan 15.000 TL alacağının olduğu şeklindeki beyanına rağmen davalı tarafın sui niyetli bir şekilde tahsil ettiği alacağını mükerrer olarak yeniden tahsil etmek istediğini, davalı tarafın alacağının mükerrer olarak tahsili için icraya koyduğu nazara alındığında yargılama esnasında geçecek süreçte telafisi mümkün olmayan zararlar oluşmaması için icra takibinin durdurulmasına, davalı tarafın icra takibindeki bedelin %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, icra dosya borcundan 35.643,00 TL borcun olmadığının tespitine, takibin bu miktar ve ferileri yönünden iptaline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının, babası ile birlikte müvekkiline olan borçları için senet düzenleyerek teslim ettiklerini, borçlarını ödememeleri üzerine icra takibi yapılmış olup bugüne kadar borçlarının tamamını ödemediklerini, verilen süreye rağmen borçlarını ödemeyerek dahada borçlanma yoluna gitmediklerini, bununla birlikte müvekkilinden kiralamış oldukları yazıhane için ayrıca kira borçlarını da ödemediklerini, davacı tarafın icra dosyasından kapak hesabı yapıp ödediğini iddia ettiği tutarı düşmek kaydıyla tutarı ödeme yoluna da gitmediğini, müvekkili tarafından imzalanmış verilmiş herhangi bir belge bulunmadığını, davacı tarafından açılan haksız ve dayanaksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E sayılı dosyası, 24.06.2018 tarihli Anlaşma Protokolü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.6.2015 tarih, 2013/2402 esas, 2015/1532 karar sayılı kararı)
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosya aslı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacı tarafından, davaya konu “taraflar arasında davacının davalıya hangi miktarda borcu olduğunu açıklayan ” protokol aslının mahkememize sunulduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu söz konusu protokolün incelenmesinde; Davalının , … ve … ‘dan alacaklı olduğu, senet üzerinden … İcra Müdürlüğü 2017/… Esas sayılı dosya üzerinden 22.000,00-TL ve … İcra Müdürlüğü 2017/… Esas sayılı dosya üzerinden 45.000,00-TL olmak üzere toplam 67.000,00-TL üzerinden takip başlattığı, ancak her iki dosyadan yalnızca 15.000, 00-TL alacağının kaldığını bunun haricinde hiçbir alacağının kalmadığını, kalan bakiye ödendikten sonra tüm senetleri iade edeceğini, sadece 15.000,00-TL alacağı haricinde … ve …’dan hiçbir talebinin olmadığını beyan ederek alacaklı olarak … tarafından imzalandığı görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 18/03/2021 tarihli beyan dilekçesinde; dosya kapsamında davacı tarafından sunulan anlaşma protokolündeki imzanın müvekkiline ait olduğunu, imzayı kabul ettiklerini, ancak söz konusu protokolü iyi niyetle imzaladıklarını, borcun ödendiğine dair davacının resmi bir evrak sunmadığını iddia etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalının davacı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği, davacının taraflar arasındaki borcun varlığının takip talebindeki miktar kadar olmadığını 35.643,00-TL üzerinden borcu inkar ettiği, buna ilişkin davalı ile düzenledikleri protokolün aslını mahkememize sunduğu, davalı vekili tarafından iş bu protokole karşı beyan dilekçesinde imzanın inkar edilmediği aksine davalı asile ait olduğunun beyan edildiği, iş bu davada ispat yükünün davalıda olduğu, davalının sunulan deliller kapsamında davacıdan takip talebindeki miktar üzerinden alacaklı olduğunu ispat edemediği anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının ….İcra Müdürlüğü’nün (Eksi Esas 2017/… ) yeni esas 2020/… E sayılı dosyasında 50.643,00 TL üzerinden yapılan takipte 35.643,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatının şartları oluşmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının, … İcra Müdürlüğü’nün (Eksi Esas 2017/… ) yeni esas 2020/… E sayılı dosyasında 50.643,00 TL üzerinden yapılan takipte 35.643,00 TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Alınması gerekli olan 2.434,77 TL peşin harcın başlangıçta alınan 608,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.826,07‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 608,70 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 75,50 TL tebligat-posta gideri olmak üzere toplam 738,6‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği 5.346,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı.15/10/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı