Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/41 E. 2020/387 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/41 Esas
KARAR NO : 2020/387
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkilleri … ve … kurucu ortağı oldukları … San.ve Tic.A.Ş.’nin kuruluş işlemlerinin tamamlanarak tescil ve ilan edildiği 17.01.1995 tarihinden başlayarak, hisselerini davalı …’a devrettikleri 03.12.2012 tarihine kadar hissedarı olduğunu, davalının, müvekkilere ait bir inşaat ve taahhüt şirketinde 1983 yılından başlayarak …’un kurulduğu 1995 yılına kadar 12 yıl inşaat mühendisi sıfatıyla personel olarak çalıştığını, …’un kuruluşu ile birlikte şirkete %10 oranında hissedar yapıldığını ve aynı zamanda şirketi müdür sıfatıyla temsil ve ilzama yetkili kılınmış bir şahıs olduğunu, …’un 1999 tarihinde Kocaeli İli, … İlçesi, … Köyü, … Mevkii adresinde kain … pafta, … parsel numaralarına kayıtlı 4 adet tapudan müteşekkil 35773 M2 yüzölçümlü arazileri satın aldığını, müvekkiller ile davalı arasında Hisse Devir Sözleşmesi akdedildiğini, davalının müvekkillere ödemesi gereken hissenin 1.258,345 USD olduğunu, davalının bilgileri yer alan; Mersin ili, … ilçesi, … Mah. … Ada, … parsel, Kocaeli İli, … ilçesi, … Mah. … Ada, … Parsel, … Kat, … nolu Bağımsız Bölüm, Antalya İli, … ilçesi, … Mah. … Ada, … parsel, … Blok, … Kat, … nolu Bağımsız Bölüm taşınmazlarına ihtiyati tedbir konulması gerektiğini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; davaya dayanak protokol başlıklı belgenin tarafları davacılar ile dava dışı … A.Ş. olmakla beraber protokolün tamamen ileriye yönelik vaatleri içerdiğini, davacı tarafça hiçbir zaman yerine getirilemediğinden protokol de geçerlilik kazanamamış ve kadük kaldığını, davacıların ne protokol tarihinde ne de sonraki bir tarihte hiçbir zaman %53 hisse sahibi olmadıklarını, … tesis arazinin satışı ve paylaştırılmasının vaat mahiyetinde olduğunu, davacılar tarafından taahhüt edilen 2236 adet hissenin hiçbir zaman davalı müvekkile veya … A.Ş’ye devrinin gerçekleşmediğini, davacı tarafından bahsi geçen mail ekinde olduğu iddia edilen tablonun ne şekilde oluşturulduğunun belli olmadığını, davacı tarafa iddialarının kabul anlamına gelmemekle ve sadece davadaki çelişkilerini ortaya koymak amacıyla, protokol lafzında taraflar münhasıran tek bir hesabı esas aldığını ve bunun dışındaki tüm hesaplamaları kasten dışladıklarını, davacı tarafın daha önce mahkememize sunmuş olduğu tedbir talebinin reddedilğini, davacı tarafça Antalya İli, … İlçesi … Mah. … Ada … Parsel … Blok Z Kat: … olarak beyan edilen taşınmazın müvekkiline ait olmadığını, açıklanan nedenlerle yetki itirazlarının dikkate alınarak yetkisizlik kararı verilmesini, pasif dava ehliyeti yokluğundan davanın husumetten reddine ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, anonim şirket hisse devrinden kaynaklanan alacak iddiası talebinden ibarettir.
Davacı vekili davacıların dava dışı … San. Tic. A.Ş.’nin imzaya ve temsile yetkili müdürü davalı ile yapılan davcılara ait şirket hisse devirlerini içeren protokol imzalandığını, protokol uyarınca dava dışı … San. Tic. A.Ş.’ye ai Gebze’de bulunan tesisin satışı ile hisse devrinin gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığı, …’de bulunan tesisin 23/1/2012 tarihinde satılmasına rağmen davacılara hisse devir bedelinin ödenmediğinden bahisle şirket hissse değerinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesini talep etmiştir.
Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları ve davaya dahil edilmiş olmalar gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, taraf teşkili sağlanamadığından reddedilir.
Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatı sağlanmadan yargılamaya devam edilmesi mümkün değildir ve bu gerekçeyle davanın reddi gerekir.
Somut olayda; davacılar ile davalı arasında imzalanan “PROTOKOL” başlıklı 17/07/012 tarihli belgenin tetkikinde davacıların “SATICI” olarak davalının … A.Ş.’yi temsilen “ALICI” olarak anılacağının belirtildiği ve davvalının alıcı olarak protokolü imzaldığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde davacı tarafça da belirtildiği üzere davalı, dava dışı … San. Tic. A.Ş.’nin imzaya ve temsile yetkili müdürü olup dava konusu yapılan protokolü de dava dışı şirketi temsilen imzaladığı, bu haliyle davalının dosya kapsamında taraf sıfatı bulunmadığı anlaşılmakla davanın husumet dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesince alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 1.005,49 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 951,09 TL harcın davacıya iadesine,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürrlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği hesaplanan 8.454,14 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00 TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Karar kesinleştikten sonra artan gider avansının davacıya ve davalıya İADESİNE, Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa iadesine,
8- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
Dair, verilen karara karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 HAFTALIK yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı okunan karar usulen anlatıldı.30/09/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı