Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2022/354 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/386 Esas
KARAR NO : 2022/354

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …A.Ş.’nin (“…”) … A.Ş.’nin (“…”) bağlı şirketi olup, onun ürünlerini pazarladığını, ana şirket konumundaki …-…’nin 1985 yılında kurulduğunu, söz konusu şirketin üretim, hijyenik, denetim ambalajlama ve kalite kontrol tesisleri bulunan zengin bir üretim yelpazesine sahip %100 Türk sermayeli bir şirket olduğunu, …’nin ise 10 yıl önce kurulduğunu,…’nin doğrudan satış sektörünü lideri olduğunu, davalı şirketin müşterilerine gönderdiği kolilerinin “TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ …” ifadesine yer verdiğini, davalı şirketin bu iddiasının hiçbir dayanağının olmadığını, çünkü 2019 yılından itibaren piyasanın liderinin müvekkili şirket olduğunu, davalı şirketin müşterisi olan doğrudan satıcılara ve tüketicilere piyasanın lideri olduğunu beyan ederek haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, bu eylemin TTK kapsamında haksız rekabet oluşturduğunu, uluslararası pazar araştırma şirketi olan … tarafından yayımlanan Mart 2020 tarihli raporla müvekkili şirketin 2019 yılı başından itibaren doğrudan satış sektörünün her alanında lider konumunda olduğunun tespit edildiğini, …’in raporlarının objektif ve bağımsız nitelikte olduğunu ve dünyadaki herkes tarafından kabul gördüğünü. rapora göre doğrudan satışta müvekkili şirketin pazar payının %26.4, davalının pazar payının ise %23.1 olarak tespit edildiğini, müvekkili şirketin …’un yayınladığı raporu Üsküdar … Noterliği’nin 13.03.2020 tarih ve …yevmiye numaralı e-tespit tutanağı yoluyla tespit ettirdiğini, uzman literatür ve ilgili uygulama çevrelerinde doğrudan satış şirketiyle kastedilenin ürünlerin alıcılarının aynı zamanda ürünlerin satıcısı vasfını da taşımaları ve yaptıkları bu pazarlama dolayısıyla bir prim almaları olduğunu, davalının da bir doğrudan satış şirketi olduğunu, girişimci sayısı (11.11.2019 tarih itibariyle 2.227.156 kişi) bakımında müvekkili şirketin lider olduğunu, müvekkili şirketin aynı zamanda sahip olduğu yaklaşık 100.000 m² büyüklüğündeki entegre tesisin de Türkiye’nin en büyüğü olduğunu, davalı şirketin Türkiye’de bir tesisinin olmadığını, davalı şirketin müvekkili şirket hakkında sosyal medyada karalama kampanyası yürütmesi üzerine davalının bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ve müvekkili şirketin Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış şirketi olduğunu ispat etmek için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla dava açtıklarını, söz konusu dosyada davacı ve davalı şirketlerin 01.01.2019-31.07.2019 dönemine ilişkin vergi dairesine verdikleri beyannamelerin dosyaya celbedildiğini, söz konusu beyannamelere göre müvekkili şirketin net satışlarının davalıdan fazla olduğunun ve davalının zarar ettiğinin anlaşıldığını, İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’na kayıtlı YMM …’ın hazırladığı 04.10.2019 tarihli Özel Amaçlı Tespit Raporunun sonuç kısmında …’nin net satışlarının …’dan %18,84 daha yüksek olduğunun,…’nin faaliyet kararının 16.073.393,26 TL iken, …’un 14.622.030,78 TL faaliyet zararının olduğu, …’nin dönem kârının 18.692.649,92 TL iken…’un dönem zararının 16.197.749,34 TL olduğu, …’nin geçici vergi dönemi itibariyle kâr beyan etmesi nedeniyle 4.139.156,50 TL geçici vergi ödediği, …’un ise aynı dönem itibariyle zarar beyan etmesi sebebiyle geçici vergi ödemediğinin tespit edildiğini, …International’ın hazırladığı raporların davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan davalarda delil olarak kullanıldığını, bu durumun davalının …’ın raporlarına güvendiğinin kanıtı olduğunu, davalının …’ın 2019 yılı başında hazırladığı bir raporda müvekkili şirketi sektörün lider firması olarak göstermesi üzerine şirket üzerinde baskı kurarak raporu değiştirttiğini, söz konusu baskının delilinin davalı tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı karşı davasında delil olarak sunduğu e-mail yazışmaları olduğunu, davalı şirketin müşterilerine gönderdiği ürün kolilerinin üstünde “TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ …” ibaresini yazarak TTK M.55/1,a,2 uyarınca tüketicileri aldattığını, davalı şirketin de objektif olduğunu kabul ettiği…’ın Mart 2020 raporuna göre müvekkili şirketin sektörün lideri olduğunu, sonuç itibariyle haksız rekabetin tespit ve men’ini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesini, mahkeme kararının Türkiye çapında en yüksek tiraja sahip iki gazetede yayınlanmasına, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 25 yıldan uzun bir süredir Türkiye’de doğrudan satış sektöründe lider olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin davaya konu “TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ…” ifadesini çok yıllardır kullandığını, söz konusu ifadenin Yargıtay ve Reklam Kurulu Kararları’nda altı çizildiği üzere objektif ve bilimsel raporlara dayandığını hatta bu ifadenin davacı şirketin de övgüyle bahsettiği … tarafından yapılan araştırmaya dayandığını, davacının dava dilekçesinde yer verdiği 24.11.2019 tarihli …tarafından verilen birinciliğe ilişkin sertifikanın dayanağı olan raporda müvekkili şirketin sektöründe birinci olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin… tarafından verilen sertifikada Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış markası ifadesini kullanmaya 24.11.2020 tarihine kadar hakkı olduğunu, iş bu davanın açıldığı 20.08.2020 tarihinde de söz konusu ifadeyi kullanmalarında hiçbir hukuka aykırılığın bulunmadığını, müvekkili şirketin kayıtlarında 4 milyona yakın girişimci bulunduğunu, aynı zamanda davacının dayandığı entegre üretim tesisi konusunun sektör birinciliğiyle hiçbir ilgisi bulunmadığını, zira sektör liderliğinin bilimsel raporlarla belirlendiğini, aynı hususun satış rakamları için de geçerli olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirketlerin halka açık olmaması nedeniyle her iki şirketin de birbirlerinin satış rakamlarından haberlerinin olamayacağını, bu nedenle birincilik iddiasının da buna dayanmasının mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davacıya yükletilmesine ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 2021/86 Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, İstanbul …Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen …Ticaret Anonim Şirketi’ne ait 01.06.2017 tarihli Vergi Kaydı, Gelir İdaresi Başkanlığı Vergilendirme Müdürlüğü’nden gelen … Ticaret Anonim Şirketi’ne ait 2019 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi ve 2020 yılı 2. Dönem Kurum Geçici Vergi Beyannamesi, T.C. Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’nün …-402 sayılı kararı, Beyoğlu … Noterliğinin 14.12.2020 tarih ve… yevmiye numaralı …şirketi tarafından hazırlanan 31.10.2019 tarihli İdda Onay Sertifikası, Üsküdar … Noterliği 13.03.2020 tarih ve … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı, Üsküdar … Noterliği 11.11.2019 tarih ve … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı,Üsküdar… Noterliği 31.01.2019 tarih ve … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı, … Birliği’nin …Kozmetik ve Temizlik Ürünleri San. Ve Tic. A.Ş. İçin düzenlediği 28.07.2017 tarihli Kapasite Raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan haksız rekabetin tespiti, haksız rekabetin men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkil şirketin,… A.Ş’nin bağlı şirketi olduğunu, ana şirket konumundaki … A.Ş.’nin üretim, hijyenik, denetim, ambalajlama ve kalite kontrol tesisleri bulunan zengin üretim yelpazesine sahip yüzde yüz Türk sermayeli bir üretim şirketi olduğunu, doğrudan satış sektöründe lider olduklarını, davalı şirketin müşterilerine gönderdikleri ürün kolilerinin üzerinde “Türkiye’nin 1 numaralı doğrudan satış markasıyız…” ifadesine yer verdiklerini, bu ibarenin tüm kolilerde görünebilir şekilde yer aldığını, ancak bu ibarenin doğru olmadığını, 2019 yılından beridir doğrudan satış sektöründe lider konumunda olduklarını,… firmasının 2020 Mart tarihli hazırladığı raporun da bu durumu doğruladığını, Noter onaylı girişimci sayısı ve vergi beyannamelerine göre de davalının dava konusu iddiasının doğru olmadığını, tüketicileri aldattıklarını, Türkiye’nin 1 numaralı doğrudan satış markasıyız… ibaresinin kullanımının haksız ve kötüniyetli olduğunu, haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek dava süresince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkil şirketin kullandığı beyanların objektif ve bilimsel raporlara dayandığını, hukuka uygun olduğunu, …şirketi tarafından birinciliğe ilişkin 24.11.2019 tarihli sertifikaya göre müvekkil şirketin sektörde birinci olduğunu, sertifikada açıkça görüldüğü üzere Türkiye’nin 1 numaralı doğrudan satış markası ifadesini kullanmasının 24.11.2020 tarihine kadar hakkı olduğunu, bu tarihe kadar bu ifadenin kullanımının haksız rekabet tekil etmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizin 24/08/2020 tarihli ara kararı ile dosyanın henüz tensip aşamasında olması, delillerin toplanma aşamasında olması ve dosyanın mevcut hali ile yaklaşık ispat şartı gerçekleşmediğinden ve talep sonucunu kapsayacak şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılarak taraflara ait vergi beyannamelerine ilişkin vergi kayıtları istenmiş, yine Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2021/86 Esas sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden istenerek dosyamız arasına alınmış, Ankara 2.İdare Mahkemesi’nin 2021/86 Esas sayılı kararında dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davalının ” Türkiye’nin 1 numaralı doğrudan satış markasıyız …” ürün ambalajları üzerinde kullanması şeklinde eyleminin davacıya karşı haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde yer alan (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, haksız rekabet eylemlerinin belirli tacirler arasında, yani bir tacirden diğer bir somut tacire yönelik olması şart olmayıp, tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen ve tek bir tacire yönelik değil, piyasadaki diğer bütün tacirlere yönelik, genel nitelikteki aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı eylemler de haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Keza TTK’nın 55.maddesinde yer alan “(1) Aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…1.Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,” düzenlemesi uyarınca, bir taciri, onun mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, eylemi, dürüstlük kuralına aykırı ve haksız rekabet teşkil eden bir davranış olarak değerlendirilmektedir.
TTK md. 56 da haksız rekabet nedeniyle açılabilecek hukuk davaları, tespit, men,haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması ve tazminat davası olarak belirlenmiştir.Haksız rekabetin tespiti davası maddi ve manevi tazminat davası ile birlikte açılabilir. Aynı şekilde bu davanın haksız maddi durumun ortadan kaldırılması davasıyla birleşmesi de mümkündür. Mahkemenin vereceği kararın yayınlanması da aynı dava ile talep edilebilir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde haksız rekabet konusunda uzman hukukçu bilirkişi tarafından 15/10/2021 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; Tarafların, davaya dayanak gösterilen uluslararası pazar araştırma şirketi olan… tarafından her yıl yayımlanan raporların güvenilir olduğunu beyan ettikleri ve bu konuda aralarında herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, Davaya konu uyuşmazlık konusunun,… tarafından her yıl yayımlanan raporlara dayanarak tarafların, Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış markası olduklarına ilişkin ibareleri kullanıp kullanamayacakları ve kullanabileceklerse ne kadar süre kullanabileceklerine ilişkin olduğu, davaya konu edilen raporun … tarafından hazırlanan 2019 yılı raporu olduğu, söz konusu Rapor’a ilişkin bilgileri kullanma hakkını şirketten satın alan davalı şirket ile… arasında imzalanan 31.10.2019 tarihli İddia Onay Sertifikası (“Sertifika”) incelendiğinde, Sertifika’nın 4. maddesinde Rapor’daki verilerin Temmuz – Ekim 2019 sürecinde gerçekleştirilen araştırmaya dayandığı bilgisinin yer aldığı, davacı tarafından dosyaya sunulan ve …’ın web sitesinden alınan ekran görüntülerinden alınan bilgiye göre, şirket tarafından yapılan araştırmaların önceki yıla ilişkin verileri kapsadığı, zira bütün bir yıl gerçekleştirilen satışlar tamamlandıktan sonra sonraki yıl bu veriler toplanmakta, işlenmekte ve değerlendirmesinin bu şekilde yapıldığı, yani dava konusu Rapor baz alındığında, şirketlerin 2018 yılındaki performanslarının Temmuz-Ekim 2019 arasında gerçekleştirilen araştırma ile değerlendirildiğinin tespit edildiği, sertifika’nın 5. maddesi incelendiğinde, Rapor’daki iddianın 24.11.2019 tarihinden itibaren 12 ay süresince geçerli olduğu bilgisinin edinildiği, bu haliyle davalı şirketin 24.11.2020 tarihine kadar Rapor’da bildirilen iddiayı yani Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış markası olduğu iddiasını kullanabileceği, ancak bu konuda bir karara varılabilmesi için Sertifika’nın 6. maddesi ile bir değerlendirme yapılması gerektiği, Sertifika’nın 6. maddesinin, belirlenen iddianın hiçbir şekilde yasal olmayan, yürürlükteki reklamcılık yasalarını veya yönetmeliklerini ihlal edecek şekilde yanlış, yanıltıcı veya herhangi bir üçüncü tarafı yanlış temsil edecek bir şekilde kullanılamayacağı şeklinde düzenlendiği, öyleyse Sertifika’nın 6. Maddesi göz önünde bulundurularak Rapor’daki iddianın ne kadar süre ile kullanılabileceği hususunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği, TTK. m. 55/1-a açısından yapılan değerlendirmeye göre, Taraflar arasında dava konusu olan kullanımın “TÜRKİYE’NİN | NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ …” ibaresi olduğu, tarafların doğrudan pazarlamasını yaptığı ürünler incelendiğinde her iki şirketin de kozmetik ürün satışı yaptığı , müşteri kitlesinin aynı olduğu, her iki şirketin de kullanıcılarının aynı zamanda ürünlerin satıcısı da olabileceği bir sistemi geliştirdikleri düşünüldüğünde hem tüketici olarak hem de satıcı olarak Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış markası ibaresini gördüklerinde bu ibareyi kullanan markayı tercih etme ihtimallerinin yüksek olduğu, zira her iki şirketin de dağıtıcısı doğrudan kendileri olduğu için söz konusu ibare müşteri kitlesinde, Türkiye’nin bir numarası olacak kadar yaygın dağıtım ağına sahip oldukları, ürünlerinin belli bir kalitede olduğu, satışlarının yüksek olduğu ve bu neden ile söz konusu şirketle çalışmayı veya ürünlerini kullanmayı tercih edebilecekleri algısını yaratacağı, TTK.m. 55/1-a-2 hükmünün mevcut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için söz konusu ibarenin kullanılmaya devam ettiği ve dava tarihi olan 20.08.2020 tarihi itibariyle gerçek durumun ortaya konmasının gerektiği, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan Üsküdar … Noterliği’nin 13.03.2020 tarih ve… yevmiye numaralı e-tespit tutanağında, …’ın Mart 2020 yılında “Türkiye’de doğrudan satış” başlıyla yayımladığı raporda 2019 yılında …’nin 626 pazar payı ile doğrudan satışlarda uzun süredir lider konumunda olan … firmasından liderliği aldığına ilişkin beyanının tespit edildiği, bu durumda dava tarihi itibariyle… tarafından hazırlanan son raporda, doğrudan satışta lider konumda olan şirketin davacı şirket olduğu, taraflar arasında… tarafından hazırlanan raporların güvenilirliğine ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, dava tarihi itibariyle… tarafından hazırlanan son rapor olan 2020 raporunda 2019 yılı verilerine göre doğrudan satışta lider konumda olan şirketin davacı şirket olması nedeni ile takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, dava tarihinde davalı şirketin 2018 yılı verilerine dayanarak Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış markası olduklarını belirtir ibareyi kullanmasının yanıltıcı olduğu, sertifika’nın 5. maddesi incelendiğinde, Rapor’daki iddianın 24.11.2019 tarihinden itibaren 12 ay süresince geçerli olduğu, bu durumda davalı şirketin 24.11.2020 tarihine kadar Rapor’da bildirilen iddiayı yani Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış markası olduğu iddiasını kullanabileceği ancak burada da sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca, davaya konu Sertifika hükümleri sadece Sertifika’nın taraflarını bağlayıp yine ancak onlar arasında hüküm ve sonuç meydana getireceği, bu durumda her ne kadar Sertifika’nın 5. maddesi gereği davalı şirketin “TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ. …” ibaresini 24.11.2020 tarihine kadar kullanabilme hakkı varsa da bu hüküm yalnızca davalı şirket ile Euromonitor International arasında hüküm doğuracağı ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyecaği, bu haliyle Sertifika’nın 6. maddesinde belirtilen koşullar oluştuğundan ve dava tarihi itibariyle doğrudan satışta lider konumda olan şirket davacı olduğundan, davalının Sertifika’dan kaynaklanan hakkı olan “TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ …” ibaresini 24.11.2020 yılına kadar kullanamayacağı, takdiri Sayın Mahkeme ait olmak üzere, aksi davranışın TTK. m. 55/1-a-2 hükmüne aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmıştır. ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazları ve beyanları doğrultusunda dosya ek rapor düzenlenmesi için yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 18/02/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi ek raporunda kök rapordaki değerlendirmelerin aynen devam ettiği, Ankara 2. İdaresi Mahkemesi söz konusu kararında davalı tarafından kullanılan “1 Numara” ibaresinin… ile davacı taraf arasında imzalanan İddia Onay Sertifikasının 1. maddesine uygun şekilde kullanılmaması nedeni ile hukuka uygunluğun kalmadığını, söz konusu ibareyi İddia Onay Sertifikasının 1. maddesine uygun şekilde, altında ilgili verilerin 2018 yılına ait olduğunu belirterek kullanmış olsa idi gerçekte olanla çelişmeyeceğini, ancak davalı şirket tarafından söz konusu birinciliğin 2018 yılı verilerine dayanılarak 2020 yılında kullanıldığına ilişkin herhangi bir dipnotun… ile aralarında imzalanan İddia Onay Sertifikasına aykırı olacak şekilde kullanılması nedeni kök rapordaki sonuca ulaşıldığını, haksız rekabete ilişkin kök rapordaki görüşünü aynen koruduğunu tekrar etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraf şirketlerin her ikisinin de kozmetik ürün satışı yaptıkları, müşteri kitlesinin aynı olduğu, her iki şirketin de kullanıcıların aynı zamanda ürünlerin satıcısı da olabileceği bir sistemi benimsedikleri, bu haliyle hem tüketici olarak hem satıcı olarak Türkiye’nin bir numaralı doğrudan satış markası ibaresini gördüklerinde bu ibareyi kullanan markayı tercih etme olasılığının çok yüksek olduğu, taraflar arasında … tarafından hazırlanan raporların güvenirliğine ilişkin hususun ihtilafsız olup ihtilaf konusu olan “Türkiye’nin 1 numaralı doğrudan satış markasıyız …” ibaresinin kullanmanın haksız rekabet teşkil edip etmeyeceğinden kaynaklandığı, dava tarihi itibariyle …tarafından hazırlanan son rapor olan 2020 yılına ait raporda 2019 yılına ait verilere göre doğrudan satışta lider konumunda olan şirketin davacı…A.Ş. olması, yine davalı şirket ile …arasında imzalanan Sertifikada nazara alınarak düzenlenen yönetmeliğin m. 9/3’e göre “..birinci ve ikinci fikra kapsamında sunulan raporların, reklamda yer alan iddiaları reklamın yayınladındığı dönemde kanıtlar nitelikte olması esastır.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, bu haliyle 2018 yılına ait veriler baz alınarak 2019 yılı raporunun gerçekteki farklılık nedeniyle 2020 yılında kullanılamayacağı ve yine Ankara 2. İdare mahkemesinin kararında da bahsedildiği üzere söz konusu ibarenin İddia Onay Sertifikasının 1. Maddesine uygun şekilde altında ilgili verilerin 2018 yılına ait olduğunu belirterek kullanılmadığı, açıklama yapılarak kullanılmış olsaydı söz konusu haksız rekabetin oluşmayacağı ancak dosya kapsamında düzenlenen ve denetime elverişli hüküm kurmaya uygun bulunan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı şirketin hiçbir açıklama yapmadan müşterilerine göndermiş olduğu kolilerin üzerine “Türkiye’nin 1 numaralı doğrudan satış markasıyız …” ibaresini hiçbir açıklama yapmadan eklemesi eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği sabit olduğundan davanın kabulü ile davalı tarafından kullanılan “TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ …” ibaresinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, önlenmesine ve giderilmesine, davalı tarafından belirtilen yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile;
1-Davalı tarafından kullanılan “TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI DOĞRUDAN SATIŞ MARKASIYIZ …” ibaresinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, önlenmesine ve giderilmesine, davalı tarafından belirtilen yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesine,
2-Kararın bir örneğinin hüküm kesinleştikten sonra Türkiye çapında en yüksek tiraja sahip bir gazetede yayınlanmasına buna ilişkin masrafın TTK madde 59 gereğince davalı tarafından karşılanmasına ,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 80,70-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 54,40-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 26,30-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13 İkinci Kısım İkinci Bölüm) göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 54,40-TL Peşin/nisbi Harcı, 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 116,60-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.025,40TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ,
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır