Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/35 E. 2022/31 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/35 Esas
KARAR NO : 2022/31
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/01/202 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 23.07.2018 tarihinde … A.Ş.-… şubesi öğrenci servis taşımacılığı hizmetini yürütmek adına Okul Servis Taşıması Alt İşveren Sözleşmesi akdetmiş olduklarını. sözleşme uyarınca müvekkil davacı (tedarikçi) bir eğitim yılı için bu işi yüklendiğini, tarafların ayrıca 07.08.2018 tarihinde de aralarında imzaladıkları bir protokol ile de taşıma işi sonrası elde edilecek gelirin nasıl bölüşüleceği üzerine bir ek protokol imzalamış olduklarını, bu protokole göre gelirin gelirin %20 sinin davalıya ait olacağı, kalanın ise tedarikçiye ödeneceğinin düzenlendiğini, ayrıca hangi kalemlerde indirim yapılacağının da düzenlendiğini, bunların okul yerleşkesinde görevlendirilecek bir personel ve araç takip sistemi gideri olduğunu, yetkili personel tarafından tahsil edilen servis ücretleri toplamının 433.348,00-TL olduğunu, yapılan tahsilatlar sonrasında müvekkili tarafından 30.09.2018 tarihli fatura 16.360,55 TL, 31.10.2018 tarihli fatura 47.717,00 TL, 30.11.2018 tarihli fatura 48.714,28 TL, 31.12.2018 tarihli fatura 9.423,06 TL, 31.01.2019 tarihli fatura 43.000,00 TL, 28.02.2019 tarihli fatura 43.000,00 TL, 31.03.2019 tarihli fatura 48.000,00 TL, 30.04 2019 tarihli fatura 39.126,50 TL olmak üzere toplamda 295.341,39 TL’lik fatura kesildiğini, ancak bu faturalara karşılık davalı tarafça yapılan ödeme tutarının 197.796,03 TL olduğunu, davalı tarafından müvekkile yapılan ödemelerden 2.834,00 TL’lik iki adet faturaya dayalı ödemeyi ise ayrıştırılması gerektiğini. bu faturalar 31.12.2018 tarih ve 1.890,00 TL’lik ve 31.01.2019 tarih 944,00 TL’lik iki adet gezi bedeli faturası olduğunu, bu gezi bedelleri dava dilekçemizin ilk paragrafında belirtilen protokol ve sözleşme kapsamında olmadığından ve yapılan iş kapsamında gider bölüşümü yapılması gereken bir alacak kalemi de bulunmadığından, bu faturalara ilişkin yapılan ödemelerin yukarıda zikrolunan müvekkile yapılan ödemeler toplamından ayrıştırılması gerektiğini, davalı tarafından yapılan 197.796,03 TL’lik ödemeden 2.834,00 TL’lik ödemenin mahsubu sonrasında davalı tarafça 194.962,03 TL ödeme yapıldığı defter incelemesi sonrasında da ortaya çıkacağını, görüleceği üzere; davalı tarafın belirlediği ve bildirdiği tutarlar üzerinden kesilen fatura toplamı ile ödenen tutar arasındaki farktan dolayı müvekkilin davalıdan 100.379,36TL’lik bakiye fatura alacağının bulunduğunu, bunun yanı sıra, 11.06.2019 tarihi itibari ile bir eğitim öğretim süresi içinde, sözleşmeye istinaden verilen hizmet nedeniyle davalı firma hesabına geçen tutarın 433.348,00 TL olduğu, bu %8 KDV’siz (34.667,84 TL) tutarın 398.680,16 TL olduğu, davalı tarafından, taraflar arasında imzalanmış olan protokol uyarınca belirlenen %20’lik gelir paylaşımına göre 79.736,03 TL kadarının davalının kendi alacağı olarak kesinti yapmasını ve indirim yapılacak maaş ve diğer indirim toplamları olan (18.932,38 TL+300,00 TL+1650,00 TL) 20.882,38 TL’yi de düştükten sonra (toplam 100.618,41 TL) kalan 298.061,75 TL’yi de müvekkile %8 KDV’li olarak müvekkil tarafından kesilecek fatura karşılığı ödemesi gerekirken (KDV’li tutarı 321.906.65 TL), davalı tarafın eksik bildirmesi nedeniyle sadece bir kısmı için fatura kesilebildiğini ve kesilen tutarın da ancak bir kısmının tahsil edilebildiğini, (321.906,89 – 295.341,41=26.565,28), gerçekte davalı tarafından yapılan tahsilâtlar uyarınca 321.906,69 TL tutarında fatura kesilmesi gerekirken, eksik bildirim yapmaları nedeniyle, bu alacak tutarının 295.341,41 TL’si için müvekkil tarafından fatura kesilebildiğini, bu nedenle dilekçemizin yukarıdaki bölümünde açıkladığımız ödenmeyen fatura bedeli alacaklarının yanı sıra, gerçek tahsilât üzerinden de 26.565,28 TL’lik bir bakiye alacaklarının kaldığını, iş bu nedenle sözleşme ve imzalanan protokol uyarınca müvekkilin tahsil edemediği fatura alacakları ile sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağı mevcut olduğunu, bu fatura alacaklarından kaynaklı olan toplamda 100.379,38 TL’lik alacak için her bir faturanın davalıya gönderildiği tarih itibari ile temerrüde düştüğünün kabulü ile her bir fatura tarihinden itibaren işleyecek avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile birlikte tahsili ile bakiye kalan 26.565,28 TL alacağın da davalı tarafça yapılan son kesinti olan çalışan maaş ödemesinin yapıldığı (2006 2019) ve alacak-verecek ilişkisinin netleştiği 20.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile birlikte tahsilini, ayrıca bu sözleşmesel ilişkiden dolayı müvekkil tarafından verilen teminat senedin de müvekkiline iade edilmediğini, 500.000,00-TL tutarlı bu teminat senedinin iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı vekili tarafından dosyaya 09/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; davacının davalı dilekçesinde ileri sürdüğü hususların hukuka aykırı olduğunu, davacının öncelikle 433.348,00-TL ödendiğini ispatla yükümlü olduğunu, elden ödemelerin kime yapıldığı, yazılı belgelerin neler olduğu, miktarları, tarafımıza ödenmeyen bu tahsilatlar ne kadar olduğunun ispatının davacıya ait olduğunu, bunların kime, nasıl, ne zaman, hangi belge ile ödendiğini davacının belgelemesi gerektiğini, müvekkilin tahsil etmediği bir bedeli %20 kesintiden sonra davacıya ödemesinin hukuken mümkün olmadığını, ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, bu şekli ile davacının iddiasını ispatlayamadığını, … okulu kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri ile banka kayıtları incelendiğinde iddialarının ispatlanacağını, bu kapsamda düzenlenen bilirkişi rapora itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLER: 23/07/2018 tarihli okul servis taşıması alt işveren (tedarikçi) sözleşmesi, 07/08/2018 tarihli protokol, faturalar, maaş ödeme listesi, ücret listesi, davacıya ait ticari defter ve kayıtlar, SGK hizmet listesi, yemin, bilirkişi raporları, arabulucu tutanağı, arabulucu sarf kararı ve tüm dosya kapsamı.
Davalı Şirket Yetkilisi …’a teklif edilen yemin sonrası duruşmada; “Ben şirket yetkilisiyim. Ancak bu işlerle şirket personeli ilgilenir. Ben çalışanlarıma da sorduğumda, davacı …’tan teminat senedi veya mektubu almadıklarını söylediler. Zaten şirket uygulamamız gereği teminat senedi almıyoruz. Teminat mektubu alıyoruz. Teminat mektubu aldığımızda da bunu teslim tesellüm ile alıp karşı tarafa buna ilişkin belge veriyoruz. Şirketim ile davacı … arasındaki sözleşme kapsamında davacıdan 500.000,00-TL’lik teminat senedi veya mektubu almadım” şeklinde yemini eda etmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 30/09/2020 alındı tarihli raporunda özetle; usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre; davalı şirketin 31.12.2019 tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan 100.379,37 TL borç bakiyesinin bulunduğu, taraflar arasında imzalanan servis hizmet sözleşmesi ve protokol kapsamında davalı şirketçe yapılan tahsilatın %80 davacı (tedarikçi), %20 davalı (yüklenici) şeklinde pay edildiği, %80 davacı payına personel maaş Ödemesi, reklam giderleri ile araç takip sistemi giderlerinin dahil olduğu. davalı şirketçe yapılan tahsilatların 107.826,00 TL’sinin kredi kartı. 13.083,00 TL’sinin banka havalesi, 306.830,00 TL’sinin elden tahsilatların davalının banka hesabına yatırılması şeklinde olduğu, buna göre toplamda 427.739,00 TL tahsilat yapıldığı, elden yapılmış olan tahsilatların davalı şirket hesabına “… Teslimatı … … Servis Ödemesi” açıklaması ile yatırıldığını, kredi kartı slipleri ile banka dekont fotokopilerinde elle not düşülmüş olan isimlerin, sözleşme kapsamında servis hizmeti verilmesi kararlaştırılan okul ve kampüsle bağlantılı olduğuna dair (öğrenci listesi v.b) herhangi bir belge bulunmadığı, ayrıca tahsilatların da ilgili okul ve kampüs servis hizmetine karşılık yapıldığına ilişkin herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, tahsilatların işbu dava konusu sözleşme kapsamında yapıldığı hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalı şirket tarafından 427.739,00 TL’nin işbu dava konusu sözleşme kapsamında tahsil edildiğinin. Sayın Mahkemece kabulü halinde; eksik ödemeden dolayı davacı alacağının 24.296,83 TL. buna göre toplam davacı alacağının 124.676,20 TL olduğu, davacının, alacağının avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile birlikte tahsilini talep ettiği, ancak taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme ve protokolde temerrüde ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, davalıyı temerrüde düşürmek amacıyla keşide edilen bir ihtarname de bulunmadığı; işlemiş faizin dayanağı olabilecek başka herhangi bir belge ve bilgi de bulunmadığı, belirtilen sebeplerle işlemiş faiz talebine ilişkin hesaplama yapılmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi Birgül Ayhan tarafından düzenlenen 10/02/2021 tarihli raporunda özetle; Davalı şirket tarafından ibraz edilen cari hesap ekstresine göre 30.06.2019 tarihi itibariyle davacı şirket alacak bakiyesinin 19.182,11 TL olduğu, taraf kayıtları arasındaki bakiye farkının sözleşme ve protokol içeriği yapılması kararlaştırılan kesintilerden kaynaklandığı, yüklenici personeline ait kesinti konusu yapılan masraflardan “yemek ve diğer eklentiler” e İlişkin davalı tarafından herhangi bir belge ve bilgi sunulmadığı, protokolün 4.maddesindeki yüklenici personelinin maaş ödemesine ilişkin; yüklenici tarafından SGK ve diğer kurumlara yapılan ödemelerin, davacıdan yapılacak kesinti kapsamında kabul edilmesi gerekip gerekmediği hususunun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, Sayın Mahkeme’ce, davalı şirketin ibraz ettiği SGK Sigortalı Hizmet Listesi’ndeki bildirimlere uygun olarak hesaplanan işveren paylarının, davalı tarafından kuruma ödenmiş olduğunun ve söz konusu ödemenin davacıdan yapılacak kesinti kapsamında olduğunun kabulü halinde; davalı şirketin bu ödemelerden dolayı alacağının 3.508,76 TL olarak hesaplandığı, rapor içeriğindeki değerlendirmeler neticesinde, Protokolün 4. maddesindeki: “ Tedarikçi yükleniciden en az %30 oranında yakıt alacaktır” hükmü doğrultusundaki davalı talebinin Sayın Mahkeme’ce kabulü halinde: davalı tarafından yapıldığı varsayılan 396.054,63 TL tutarındaki tahsilata karşılık, davacının 95.053,11 TL’ lik akaryakıtı davalıdan satın alma, davalının ise tespit edilen miktardaki akaryakıtı davacıya teslim etme yükümlülüğünün doğacağı sonucuna varıldığı, davalı tarafça, bilgisayar, yazıcı. teleton, GSM ve internet sağlayıcıların, kırtasiye masrafı ve giderlerinin kesinti hesabında dikkate alınmadığı hususundaki itirazlarına karşılık; demirbaşlarla ilgili herhangi bir zimmet tutanağı ibraz edilmemiş olduğu; kullanım ücretlerinin hesaplanmasına ilişkin herhangi bir veri sunulmadığı, fatura niteliğinde herhangi bir belge ve bilgi ibraz edilmediği, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mali Müşavir … ve Sözleşme Uzmanı … tarafından düzenlenen 06/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, 23.07.2018 ve 07.08.2018 tarihli taraflar arasında imza edilen sözleşme ve protokol uyarınca hak edilip ödenmeyen alacakların tahsili istemi ve davalıya verilen teminat senedinin iptali talebinden ibaret olduğu, Davacının 2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; Davacı yanın dava konusu ettiği faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının cari hesap olarak davalı yandan 30.04.2019 tarihi itibariyle 100.379,37 TL cari hesap alacaklı olduğu, Davalı yan tarafından ticari defterler sunulamamış olup ibraz edilen 2018-2019 yıllarına ait cari hesap ekstresinde ise; Davacı yan ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu, davacı yan tarafından tanzim edilen faturaların kayıtlı olduğu, davalının cari hesap olarak 30.06.2019 tarihi itibariyle davacı yana 19.182,11 TL borçlu olduğu, Davacı ve davalı tarafın incelenen cari hesap esktrelerine göre cari hesap farklılığının (100.379,37 TL – 19.182,11) 81.197,26 TL olduğu görülmüş olup cari hesap farklılığına konu olan kayıtlara rapor içeriğinde yer verildiği, Davalı şirket kayıtlarında yer alan maaş ödemesi 33.650,26 TL olarak gözükmekte iken, ibraz edilen banka hesap ekstresinde yüklenici personelinin net maaş ödemesi tutarının 18.932,38 TL olduğu görüldüğü, Taraflar arasında 23 Temmuz 2018 tarihinde Okul Servis Taşıması Alt İşveren (Tedarikçi) Sözleşmesi akdedildiği, bu bağlamda Eylül 2018 – Şubat 2020 döneminde davalı şirket tarafından ödenen maaş tutarı 18.932,38 TL olup, dosyada diğer indirim kalemleri ile ilgili herhangi bir belge bulunmadığı, diğer yandan dava dilekçesinde davalı şirket ile yapılan görüşmelerden alınan bilgi uyarınca 300,00 TL reklam harcaması yapıldığı, arvento (araç takip sistemi) sistemine ilişkin olarak da davalı tarafından tedarik edilen bir sistemin kullanılmadığı, bu sistemin kısa süre ile kullanılmış olduğu dönem için sadece 1.650,00 TL’lik bir indirim yapılabileceği beyan edildiği, Davacı … tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların bedeli ödenmemiş (açık fatura) şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, söz konusu faturaların davacı ve davalı ekstrelerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup fatura içeriği hizmet bellerine ilişkin taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı kanaati hasıl olduğu, yapılan açıklamalar muvacehesinde, taraflar arasındaki borç ilişkisinde hesaplamaların, aşağıdaki şekilde yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmış olup takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olup; GPS bedeli olarak 860,00-TL+154,80 KDV= 1.014,80 TL tutarında kesinti yapılması gerektiği, Eğitim katkı payı kesintisinin yapılmayacağı, Dosya kapsamında davacının aldığı herhangi bir eğitime rastlanmadığı, Dosya kapsamından mezkur Araç ferdi koltuk kaza sigortasının sigortanın gerçekleştirildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, Kıyafet bedellerinin kesintiye konu edilmesi gerekmekte olup, aynı husus, %80 tutara dahil olan masraflar arasında da düzenlenmiş olup mükerrer kesintiye sebep olmaması gerektiği, “Yüklenici personelinin net maaşı, %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmesi gerektiği, yüklenici personelinin net maaşı dışında SGK ve diğer kurumlara ödenmesi gereken bedeller bu kapsamda yer almayıp yüklenici tarafından ödenmesi gerektiği, davalı şirketin ibraz ettiği SGK Sigortalı Hizmet Listesi’ndeki bildirimlere uygun olarak hesaplanan işveren paylarının, davalı tarafından SGK’na ödenmiş olduğunun ve söz konusu ödemenin davacıdan yapılacak kesinti kapsamında olduğunun kabulü halinde davalı şirket alacağı 3.508,76 TL olarak hesaplandığı, Araç giydirme logo ve reklam bedelleri ile bunlara ilişkin vergi, resim ve harçlar, %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirildiği, Cari hesapta yer alan yakıt bedelleri de %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmesi gerektiği, yakıt sebebiyle davalının uğradığı zarara ilişkin bir belge bulunmadığından bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı, Personelin kırtasiye masrafları, %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalının uğradığı zarara ilişkin bir belge bulunmadığından bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı, Bilgisayar, yazıcı, telefon, GSM hattı ve internet sağlayıcısının % 80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmemesi gerektiği, diğer yandan kullanım ücretlerinin hesaplanmasına ilişkin ve fatura niteliğinde herhangi bir belge ve bilgi ibraz edilmediği, Davacının sosyal etkinlik işleri için il sınırları içinde araç başı 900 km ücretsiz hizmet vereceği sözleşme ile kararlaştırıldığı, Bu itibarla gezilerin il sınırları içerisinde ve 900 km’den az bir mesafeyi konu alması halinde bu bedelin ayrıca talep edilemeyeceği; ancak gezinin il sınırları dışında yahut il sınırları içinde olmakla birlikte 900 km’den fazlaya ilişkin olması halinde bu bedelin ayrıca talep edilebileceği, Taraflar arasındaki alacak kalemleri ile kesinti ve mahsuba konu alacaklara ilişkin inceleme ve değerlendirmeler yukarıda detaylı olarak gerçekleştirilmiş olup, buna göre; taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinde davacının davalıdan olan alacak tutarının (124.676,20 TL – 1.014,80 TL – 3.508,76 TL=) 120.152,64 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan taraflar arasındaki okul servis taşıması alt işveren sözleşmesi ve protokolden kaynaklanan hak ediş bedellerine yönelik alacak ve sözleşme kapsamında verildiği iddia edilen teminat senedinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı ile aralarındaki okul servis taşıması alt işveren sözleşmesi kapsamında verdiği hizmet bedeline ilişkin davalıdan alacaklarının tahsiline ve sözleşme kapsamında verilen teminat senedinin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekilince arabuluculuk görüşmelerinde davalının vekille temsil edilmesine rağmen tebligatın davalı asile çıkarılmasının usule aykırı olduğu iddia edilmiş ise de arabulucu görüşmesine katılan vekilin görüşme sonucunda anlaşmama üzerine açılan davayı takip zorunluluğu bulunmadığından ve açılan davada tebligatın arabulucu görüşmesine katılan vekile yapılmasına ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından dolayı dava dilekçesinin davalı şirkete yapılmasına usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmış ayrıca duruşma sırasındaki beyanları ve bilirkişi raporuna yönelik itirazları ile ispat yükünün davacı tarafta olduğu, alacağın varlığının ispatlanamadığını bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu ihtilaf taraflar arasındaki 23/07/2018 tarihli okul servis taşıması alt işveren (tedarikçi) sözleşmesi ve 07/08/2018 tarihli protokol kapsamında tedarikçi davacı tarafından yüklenici davalıya verilen servis taşımacılığı hizmetinden dolayı alacaklı olup olmadığı varsa alacak miktarı ve sözleşme kapsamında belirlenen teminat senedinin iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklı olup, mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme, protokol, düzenlenen faturalar yapılan ödemeler ile davacı tarafça sunulan ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davalı tarafça usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap verilmediğinden ve delil bildirilmediğinden davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmemiştir.
Mali müşavir … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun denetime ve karar vermeye elverişli bulunmaması nedeniyle farklı bir mali müşavir bilirkişi ile birlikte sözleşme uzmanından oluşan bilirkişilerden alınan ikinci bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacının 2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; Davacı yanın dava konusu ettiği faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının cari hesap olarak davalı yandan 30.04.2019 tarihi itibariyle 100.379,37 TL cari hesap alacaklı olduğu, Davalı yan tarafından ticari defterler sunulamamış olup ibraz edilen 2018-2019 yıllarına ait cari hesap ekstresinde ise; Davacı yan ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu, davacı yan tarafından tanzim edilen faturaların kayıtlı olduğu, davalının cari hesap olarak 30.06.2019 tarihi itibariyle davacı yana 19.182,11 TL borçlu olduğu, Davacı ve davalı tarafın incelenen cari hesap esktrelerine göre cari hesap farklılığının (100.379,37 TL – 19.182,11) 81.197,26 TL olduğu görülmüş olup cari hesap farklılığına konu olan kayıtlara rapor içeriğinde yer verildiği, Davalı şirket kayıtlarında yer alan maaş ödemesi 33.650,26 TL olarak gözükmekte iken, ibraz edilen banka hesap ekstresinde yüklenici personelinin net maaş ödemesi tutarının 18.932,38 TL olduğu görüldüğü, Taraflar arasında 23/07/2018 tarihinde Okul Servis Taşıması Alt İşveren (Tedarikçi) Sözleşmesi akdedildiği, bu bağlamda Eylül 2018 – Şubat 2020 döneminde davalı şirket tarafından ödenen maaş tutarı 18.932,38TL olup, dosyada diğer indirim kalemleri ile ilgili herhangi bir belge bulunmadığı, diğer yandan dava dilekçesinde davalı şirket ile yapılan görüşmelerden alınan bilgi uyarınca 300,00-TL reklam harcaması yapıldığı, arvento (araç takip sistemi) sistemine ilişkin olarak da davalı tarafından tedarik edilen bir sistemin kullanılmadığı, bu sistemin kısa süre ile kullanılmış olduğu dönem için sadece 1.650,00-TL’lik bir indirim yapılabileceği beyan edildiği, Davacı … tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların bedeli ödenmemiş (açık fatura) şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, söz konusu faturaların davacı ve davalı ekstrelerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup fatura içeriği hizmet bellerine ilişkin taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı kanaati hasıl olduğu, yapılan açıklamalar muvacehesinde, taraflar arasındaki borç ilişkisinde hesaplamaların, aşağıdaki şekilde yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmış olup takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olup; GPS bedeli olarak 860,00-TL+154,80 KDV=1.014,80 TL tutarında kesinti yapılması gerektiği, Eğitim katkı payı kesintisinin yapılmayacağı, dosya kapsamında davacının aldığı herhangi bir eğitime rastlanmadığı, dosya kapsamından mezkur araç ferdi koltuk kaza sigortasının sigortanın gerçekleştirildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, kıyafet bedellerinin kesintiye konu edilmesi gerekmekte olup, aynı husus, %80 tutara dahil olan masraflar arasında da düzenlenmiş olup mükerrer kesintiye sebep olmaması gerektiği, “Yüklenici personelinin net maaşı, %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmesi gerektiği, yüklenici personelinin net maaşı dışında SGK ve diğer kurumlara ödenmesi gereken bedeller bu kapsamda yer almayıp yüklenici tarafından ödenmesi gerektiği, davalı şirketin ibraz ettiği SGK Sigortalı Hizmet Listesi’ndeki bildirimlere uygun olarak hesaplanan işveren paylarının, davalı tarafından SGK’na ödenmiş olduğunun ve söz konusu ödemenin davacıdan yapılacak kesinti kapsamında olduğunun kabulü halinde davalı şirket alacağı 3.508,76 TL olarak hesaplandığı, Araç giydirme logo ve reklam bedelleri ile bunlara ilişkin vergi, resim ve harçlar, %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirildiği, Cari hesapta yer alan yakıt bedelleri de %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmesi gerektiği, yakıt sebebiyle davalının uğradığı zarara ilişkin bir belge bulunmadığından bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı, Personelin kırtasiye masrafları, %80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalının uğradığı zarara ilişkin bir belge bulunmadığından bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı, Bilgisayar, yazıcı, telefon, GSM hattı ve internet sağlayıcısının % 80’lik tutarın içerisindeki masraf olarak değerlendirilmemesi gerektiği, diğer yandan kullanım ücretlerinin hesaplanmasına ilişkin ve fatura niteliğinde herhangi bir belge ve bilgi ibraz edilmediği, Davacının sosyal etkinlik işleri için il sınırları içinde araç başı 900 km ücretsiz hizmet vereceği sözleşme ile kararlaştırıldığı, Bu itibarla gezilerin il sınırları içerisinde ve 900 km’den az bir mesafeyi konu alması halinde bu bedelin ayrıca talep edilemeyeceği; ancak gezinin il sınırları dışında yahut il sınırları içinde olmakla birlikte 900 km’den fazlaya ilişkin olması halinde bu bedelin ayrıca talep edilebileceği, Taraflar arasındaki alacak kalemleri ile kesinti ve mahsuba konu alacaklara ilişkin inceleme ve değerlendirmeler yukarıda detaylı olarak gerçekleştirilmiş olup, buna göre; taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinde davacının davalıdan olan alacak tutarının (124.676,20-TL-1.014,80-TL-3.508,76-TL=)120.152,64 TL olduğu bildirilmiştir.
Dava konusu somut olayda davacı ile davalı şirket arasında okul servis taşımacılığı tedarik sözleşmesi ve protokolü bulunduğu, bu kapsamda davacı tedarikçi tarafından davalı taşıma işini yüklenen davalı şirkete servis taşımacılığı hizmeti verildiği, verilen bu hizmete ilişkin ödenmesi gereken bedelin sözleşme ve protokol kapsamında belirlendiği, sözleşme ve protokolde farklı düzenlemeler yer alsa da protokolün sonraki tarihli olması nedeniyle çelişkili hallerde protokole itibar edilmesi gerektiği açık olup, taraflar arasındaki sözleşme ve protokol kapsamında davacı tarafça davalıya verilen taşıma hizmet bedellerine yönelik asıl işverenden yapılacak tahsilat çerçevisinde alınacak paylar ve indirilecek tutarların belirli olduğu, davacı tarafından davalı şirketle aralarındaki bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafından verilen servis taşımacılığı hizmet bedeline yönelik dava konusu faturaların düzenlendiği, davalı tarafça süresinde davaya cevap verilmediği ve delil de bildirilmediği, bu haliyle davalı şirketin kendi ticari defterlerine delil olarak dayanılmaması nedeniyle HMK 222/3 maddesi kapsamında itibar edilmesi gereken davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan Mali Müşavir … ve Sözleşme Uzmanı … tarafından düzenlenen 06/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda sözleşme ve protokol şartları kapsamında yapılan hesaplama ve indirim kalemlerinin uygulanması sonrası bulunan alacak miktarı olan 120.152,64-TL miktarında davacının davalı şirketten alacaklı olduğu anlaşılmakla, davalı tarafça sözleşme, protokol ve fatura konusu hizmetin alınmadığı veya borcun ödendiğine dair bir delilin dosyaya sunulmadığı, bu nedenlerle davacının davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki alacağın varlığı yönündeki tespitler mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın toplam 120.152,64-TL alacağının davalının temerrüt (dava) tarihi olan 16/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, davacı tarafın fazlaya ilişkin alacak isteminin haksız olması ve dava konusu edilen sözleşmenin 7. maddesi kapsamında verildiği iddia edilen teminat senedinin iptali talep edilmiş ise de, davacı tarafça iptali talep edilen teminat senedinin miktarı hariç somutlaştırılmaması, belirleyici unsurlarının bildirilmemesi ve söz konusu teminat senedinin davalıya teslimi hususunun yazılı delille ispatı gerekirken bu yönde bir delil ileri sürülmemesinin yanı sıra davacının bu hususta davalı şirkete yemin teklifi sonrası davalı şirket yetkilisinin teminat senedi almadıklarına yönelik yemini eda etmesi nedeniyle davacı tarafın teminat senedinin iptali talebine yönelik iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla ve her ne kadar davacı vekilince son olarak teminat senedine yönelik davanın tefriki ile davalı şirket yetkilisinin yalan yere yemin ettiği iddiasıyla yapılacak soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de söz konusu teminat senedinin iptali talebinin yazılı delil başlangıcı da olmadığından tanıkla ispatlanamayacak olması, davacı tarafın bu hususu yazılı delille ispatlaması gerektiği ve son çare olarak dayanılan yemin delili ile de teminat senedinin verildiği hususu ve teminat senedinin unsurlarının bildirilmemesi ve somutlaştırılmaması nedeniyle davacı tarafın tefrik talebi reddedilmiş ve teminat senedinin iptaline yönelik talebin ispat koşulları oluşmadığından bu talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın davalı şirketten olan toplam 120.152,64-TL alacağının davalının temerrüt (dava) tarihi olan 16/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Davacı tarafın 500.000,00-TL bedelli teminat senedinin iptaline yönelik talebinin reddine,
2- Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harçtan alınması gereken 8.207,62-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 2.498,94-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 252,97-TL’sinin davalıdan, geri kalan 1.067,03-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 8.207,62-TL peşin harç olmak üzere toplam 8.262,02-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 18 adet tebligat-posta gideri 218,90-TL, bilirkişi ücreti 2.800,00-TL olmak üzere toplam 3.018,90-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 578,57-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 15.364,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 42.389,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022

Başkan …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Üye …
e-imza*

Katip …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.