Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/345 E. 2020/453 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/345 Esas
KARAR NO : 2020/453

DAVA : İtirazın İptali ( Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 1 Ocak 2019 tarihi itibari ile davaları açısından zorunlu arabuluculuk dava şartı getirilmiş olup, bu doğrultudaki 7155 sayılı kanun 18/12/2018 tarihinde resmi gazetede yayımlandığını, bu nedenle zorunlu olarak başvurdukları arabuluculuk müessesesine ilişkin tutanağın sureti işbu dava dilekçe ekinde sunulduğunu, zorunlu olarak başvurulan arabuluculuk müessesi kapsamında yapılan görüşmelerde, herhangi bir anlaşmaya varılamamış olup, uyuşmazlığın devam ettiğini, arabuluculuk safhasında anlaşma sağlanamadığına ilişkin son tutanağın suretininde Mahkememize sunulduğunu, 6001 Sayılı Kanunun 30. maddesi 5. fıkrasında “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir” düzenlemesine yer verildiğini, ancak 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7144 sayılı Kanunun 18 inci maddesi ile “on katı tutarında” ibaresi “dört katı tutarında” olarak “(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16/5/2018-7144/18 md.)” şeklinde değiştirildiğini, bununla birlikte yine 7144 sayılı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 3. uyarınca “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” tamamı tahsil edilen alacaklar bakımından işbu değişikliğin uygulanmayacağının da ayrıca belirtildiği, sonuç olarak Davalı-Borçlunun aleyhine başlatılan icra dosyasında asıl alacak; geçiş ücreti ile geçiş ücretine ek olarak geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki ceza eklenerek belirlenmişse de; bahse konu yasa gereği asıl alacak içinde yer alan geçiş ücretine ek ceza 4 katına indirildiği, dolayısıyla da uyuşmazlık konusu takibe konu alacak miktarında yasa gereği azalma meydana geldiği, Davalı-borçlu şirket aleyhine başlatılan icra takibinde müvekkil şirketin talep ettiği asıl alacağın içinde yer alan gecikme cezaları 7144 sayılı kanunun 18 inci maddesi ile 6001 sayılı karayolları genel müdürlüğünün hizmetleri hakkında kanunun 30.maddesinin 5. Fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle 10 katından 4 katına indirildiği, dolayısıyla da harca esas değer yasaya uyarlandığı, Müvekkil şirket, 3996 Sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun işletme hakkı sahibi; davalı ise, işletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullanmış bulunan gerçek kişi olan tacir olduğu, İşletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyollardan geçişler 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirilmekte ve aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; icra takibinden sonra yapılan kanuni değişiklik sonrasında geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulamasının yapıldığını, bununla birlikte geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesi uyarınca ceza uygulamasının yapılmadığını, Davalı, …, … plakalı araçları ile 01.09.2016-07.07.2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin, işletme hakkı müvekkil şirkette olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve bağlı otoyolundan ihlalli geçişler gerçekleştirdiğini, İşbu davanın konusunu oluşturan ihlalli geçişlerden doğan müvekkil şirket alakları, sayın mahkemeye sunacakları dayanak delillerinde de görülmektedir. Delilleri olan, İhlalli Geçiş Kayıtları, İhlalli Geçiş Görüntüleri ve Provizyon Sorgu Sonuçlarının içinde bulunduğu DVD (CD)’yi, işbu davaya, E-Dava olarak, UYAP üstünden ikame edilmesine binaen, bir ön yazı ekinde dava dosyasına fiziksel olarak sunacaklarını sayın mahkememizin bilgisine sunduğunu, Geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 s.k. m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine yukarıda esas numarası yazılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini; davalı ise, herhangi bir borcu bulunmadığı gerekçesiyle borca ve faize itiraz ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca herkes iddiasını ispat etmekle mükellef olduğunu, Delil olarak dayandıkları belgelerden, davalı borçlunun itirazının mesnetsiz olduğu ve ihlalli geçiş sağlamak suretiyle, işletmeci müvekkil şirkete borçlu olduğunu, davalının müvekkilin işletmiş olduğu 3. Köprü ve bağlantılı Otoyolundan geçiş yapmadığı yönünde bir savunmasınında bulunmadığını, diğer taraftan geçiş bedelinin ödendiğini ispat yükü, davalıya ait olup, davalının geçiş ücretlerini ödemediği de sabit olup; icra takibine itiraz eden davalı borçlunun itirazında haksız olduğu açıkça anlaşıldığını, Diğer taraftan alacağın likit olduğunun da görüldüğü, bu nedenle, müvekkili lehine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Ayrıca, itiraz konusu olan faiz nevi ve oranına yönelik olarak, ihlalli geçişi gerçekleştiren aracın bir ticari araç olduğu ve davalının ticari işletmesine ilişkin kullanıldığı açık olduğundan ticari işlerde uygulanan faiz nevi ve oranının talep edilmesinde de hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, icra takibi dayanağı 6001 sayılı kanunun m.30/5 hükmü olduğunu, bu hükme göre, müvekkilinin işletmiş olduğu köprü ve otoyoldan ihlalli şekilde geçilmesi üzerine, araç sahibinden, geçiş ücretinin 4 katı tutarında ceza tahakkukuyla beraber bu meblağın talebinin yapılması mümkün olduğunu, tahakkuk eden 4 katı tutarında ceza tamamen hukuka ve kanuna uygun olduğunu, Anayasa Mahkemesi de yakın zamanda vermiş olduğu ilam ile tarafları lehine karar verildiğini, icra takibi ve işbu davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı kanunun m.30/5 hükmünün iptali için yapılan başvuruyu reddetmiş ve söz konusu kanun hükmünün hukuka ve Anayasaya uygunluğunu tasdik ettiğini ileri sürerek; davalarının kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü… Esas sayılı dosyasında davalının icra takibine vaki İTİRAZIN İPTALİNE, İcra takibinin geçiş ücreti ve gecikme cezası olmak üzere toplam 1.746,95 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz (94,00 TL) ve KDV(16,92 TL) yönünden takip talebinde gösterilen şartlarla DEVAMINA, Davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ÖDENMESİNE, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık vekâlet ücretinin davalı borçludan tahsili ile müvekkiline VERİLMESİNE, karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı davayı görevli mahkemede açmadığını, tarafların tacir olduğu davalar ticaret mahkemesinde açıldığını, ticaret ile uğraşmadığı gibi de tacir olmadığını, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiğini, görevsizlik itirazının kabul edilmemesi halinde hak kaybına uğramamak için davaya cevaplarını sunduğunu, …plakalı aracına HGS noktasından yetersiz bakiye veya plaka okunmadığından kaçak geçiş cezası kesildiğini, HGS noktasından kaçak geçiş yapmadığını, 1150746396 seri numaralı HGS kartında yeterli bakiye olmasına, araç plakalarının okunaklı olmasına, oldukça yavaş hızla HGS noktasından geçiş yapmasına rağmen HGS cihazının bozuk olması nedeniyle hiçbir kusurunun olmadığı halde tarafına para cezası kesildiğini, bu durumun Kanun ve diğer mevzuata aykırı olduğunu, olay tarihinde geçiş yaptığı noktadaki HGS cihazlarının bozuk olup olmadığı, bu cihazların periyodik bakımlarının yapılıp yapılmadığı hususunda gerekli araştırma yapılmasını, bu cihazların sıhhatlı izleme, tespit ve kayıt yapıp yapmadığının tespit edilmesini talep ettiğini, açıkladığı üzere haksız ve hukuksuz olarak kesilen cezadan dolayı hakkında icra takibi başlatıldığından itiraz ettiğini, bu nedenle aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul … İcra Dairesi’ne ait … esasa numaralı icra dosyası, Karayazı Malmüdürlüğü, 05/08/2020 tarihli Mükellefiyet kaydı ve Vergi levhası yazısı,… Emniyet Müdürlüğü, 04/08/2020 tarihli …plakalı aracın trafik kayıtları yazısı, 29/07/2020 tarihli Arabuluculuk Son Tutanak aslı, ihlalli geçiş kayıtları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, davalının köprü ve otoyol geçiş tutarı ve 6001 sayılı Kanun gereğince tahakkuk ettirilen ceza tutarının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir. Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafça, davalı aleyhine köprü ve otoyol geçiş tutarı ve 6001 sayılı Kanun gereğince tahakkuk ettirilen ceza tutarının tahsili amacı icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durduğu iddiası ile itirazın iptali davası açıldığı, davacı tacir olsa da …Mal Müdürlüğü müzekkere cevabında davalının tacir olmadığı ve tüketici olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde ve 06/10/2020 tarihli duruşmasında tacir olmadığını ve ihlalli geçiş olduğu iddia edilen … ve … plakalı araçları hususi olarak kullandığı ve ticari araç olmadıklarını beyan ettiği,…Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında … plakalı aracın hususi araç olduğunun anlaşıldığı,… plakalı aracın araç kayıtlarının celbi için…Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verilmediği ancak UYAP sisteminden yapılan ve dosya arasına alınan yapılan sorgulamada … plakalı aracın gayri ticari olduğu, böylelikle davalı tarafın tacir olmadığı ve ihlalli geçiş yapıldığı iddia edilen araçların ticari araç olmadıkları sabittir. 6502 sayılı TKHK nun 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli kılındığı aynı kanunun 83 maddesinde de taraflardan birinini tüketici olması durumunda bu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme yapılmış olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını engellemeyeceği ve 6502 sayılı yasadaki görev ve yetkiye ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, görevin HMK.nun 114/c maddesi gereğince dava şartı olduğu, yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır