Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/344 E. 2023/398 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/344 Esas
KARAR NO : 2023/398
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde … poliçe no.lu 31.03.2019-31.03.2020 vadeli … Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan “… Mah. … Cad. Bina No: …/İSTANBUL” adresindeki iş yerinde, 06.08.2019 tarihinde şebeke hattından gelen aşırı voltaj nedeniyle sigortalıya ait FM verici cihazı hasarlandığını, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde sigortalı iş yerinde, 152.601,18-TL zararın meydana geldiğinin belirlendiğini, bu zarara ilişkin 22.890,18-TL muafiyet bedeli düşüldüğünde bakiye 129.711,00-TL 20.09.2019 tarihinde ve 23.347,98-TL KDV bedeli ise 25.09.2019 tarihinde sigortalıya ödendiğini, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi hükmüne göre şirket sigortalısının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hakları şirkete intikal ettiğini, dava konusu hasara, davalının dağıtımını sağladığı elektrik hattındaki kesintiler sebep olduğundan davalı şirketin meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraz sebebiyle takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle; davalının takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazlarının iptaline, icranın devamına, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın dava dilekçesinden de açıkça anlaşıldığı üzere kiracı … Hukuk ve Danışmanlık Bürosu’ tarafından çekilmiş bulunan ara seyyar uzatma çoklu prize ait kablo üzerinde meydana gelen kısa devre sonucu kablo izolasyonunun tutuşması neticesinde meydana geldiğini, söz konusu hasarın müvekkili şirketin şebekesinin işletilmesinden kaynaklanmadığının açıkça ortada olduğunu, iç tesisat kaynaklı söz konusu hasarın müvekkili şirket tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, söz konusu hasarın olduğu iddia edilen tarih ve adreste müvekkili şirketin tesislerinde herhangi bir arıza ve kesinti yaşanmadığını ve ilgili aboneliğin beslendiği trafo merkezinin olay tarihindeki voltaj değerlerinin olması gereken sınırlar dahilinde olduğunun görüldüğünü, söz konusu hususa ilişkin OSOS değerleri ve CBS tespitinden anlaşılabileceğini, dava konusu hasarın müvekkili şirketin dağıtım şebekesinden kaynaklı olarak meydana gelmediğini ve davacının sigortalısına ait iç tesisattan dolayı meydana geldiğini, müvekkili şirketin dağıtım şebekesinin anılan tarihte sorunsuz şekilde faaliyetine devam ettiğini, binanın elektrik kofra ve panosu ile bina içindeki kabloların, müşteri tarafından tesis edildiğini ve müşterinin mülkiyetinde yani sorumluluğunda olan kısımlar olduğunu, bu kısımlarda meydana gelen arıza ve yangın olaylarında müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, iddia konusu zararın iç tesisat kaynaklı olarak meydana geldiğini ve kullanıcı mülkiyet ve sorumluluğundaki tesisatın mevzuat hükümlerine ve elektrik tekniğine uygun olarak görevini ifa etmesi yine kullanıcının sorumluluğunda olduğunu, binanın kendi iç tesisatını koruyan kısa devre, aşırı akım gibi korumaların (kaçak akım rölesi- aşırı akım rölesi) hasar tarihi itibari ile bulunup bulunmadığı hasar sebebiyle sorumluluğun tespit edilebilmesi için gerekli olduğunu, dava konusu olayın gerçekleştiği binanın sayaç girişinde tesisatı besleyen hatta ve daire içine ya da sayaç girişine Kaçak Akım Rölesi’nin görevini ifa edebilecek şekilde bulundurulması Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği gereği zorunlu olduğunu, genellikle bu önlemin alınmadığı durumlarda cihaz hasarı ve yangınla karşılaşıldığını, abonelerin kendi sorumluluk alanı içinde olan dahili elektrik hatlarında kullanılan kablo, sigorta gibi elemanların gerekli olan standartlarda ve ölçümlerde olmaması da arızaların hatta yangınların meydana gelmesinde etkili olabildiğini, bir başka arıza sebebi ise elektrikli cihazların gerekli standartlara sahip olmadığını, gerekli standart ve ölçülere sahip olmayan elektrikli cihazların zaman zaman elektrik akımından olumsuz etkilenebildiğini, cihazların uzun süreden beri kullanımından kaynaklanan yıpranma, ömürlerini doldurma gibi nedenlerle arızalanmaları da söz konusu olabileceğini, cihazların içinde bulunan bobin, elektronik devreler ve bunun gibi yapılar zaman içinde elektrik akımı taşıdıkça yıpranmakta ve arızalandığını, yine kullanıcıların kendi sorumlulukları dahilinde bulunan elektrik tesislerini belirli periyotlar dahilinde kontrol ettirmesi, mevcut sorunlarının giderilmesi ve görevini ifa edemeyecek tesisat elemanlarının değiştirilmesi gerekmekte olduğunu, iç tesisatın sorunsuz şekilde çalıştığını ispat külfetinin de davacı ve sigortalısına ait olduğunu, sonuç olarak dava konusu hasarın müvekkili şirketçe sunulan hizmetten ve dağıtım sisteminden kaynaklanmadığını, mülkiyeti ve sorumluluğu aboneye ait olan binanın iç tesisatındaki kusurlar nedeniyle meydana geldiğinden müvekkili şirkete sorumluluk yükletilemeyeceğini, meydana gelen hasarın ne müvekkili şirketin sorumlu olduğu tesisattan ne de faaliyetinden meydana gelmiş olup dava konusu hasar ile müvekkili şirket arasında illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığını, davalı sigorta şirketinin sigortalısı ile yaptığı poliçe kapsamında, meydana gelen hasara ilişkin ödemeyi yapmadan önce meydana gelen hasarın nedenini, hasar miktarını, hasarın oluşmaması için sigortalısı tarafından alınması gereken önlemlerin alınıp alınmadığını tespit etmek zorunda olduğunu, söz konusu tespit neticesinde hasarın oluşmasında (poliçeye göre) sigortalısının kusurunun bulunmadığını, ödemenin yapılmasında sözleşme ve mevzuat kapsamında engel bir husus olmadığının tespiti halinde ödeme yükümlülüğünü yerine getirmek zorunda olduğunu, açıklanan nedenlerle; huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, arabuluculuk son tutanağı, hasara ilişkin fotoğraflar, … nolu … Kobi Sigorta Poliçesi, 03/09/2019 tarihli hasar beyanı, ekspertiz raporu ve teknik servis raporu, tamir faturası ve yansıtma faturası, 2 adet banka havale dekontu, … hukuk, … nolu hasar dosyası, … Yayıncılık Anonim Şirketi’nden gelen kesintisiz güç kaynakları yedek parça hariç bakım şartları ve servis formunu içerir müzekkere cevabı, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; 06/08/2019 tarihinde, … poliçe nolu 31/03/2019 – 31/03/2020 tarihli vadeli …Kobi Sigorta Poliçesi ile davacının sigortalısı bulunan … Mah. … Cad. … No: …/İSTANBUL adresindeki iş yerinde şebeke hattından gelen aşırı voltaj nedeniyle sigortalıya ait FM verici cihazın hasarlanması sebebiyle oluşan zarar nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen bedelin kusurlu olduğu iddia edilen davalıdan tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret İtirazın İptali davasıdır.
Davacı, dava dışı sigortalı işyerinin sigortalandığını, sigortalıya ait FM verici cihazın davalı şirketin sebep olduğu aşırı voltaj sebebiyle hasara uğradığını, sorumluların davalı olduğunu, düzenlenen ekspertiz raporunda belirlenen hasar bedelinin dava dışı sigortalı şirkete ödendiğini, bu bedel üzerinden başlatılan icra takibine davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, usulüne uygun şirkete herhangi bir başvurunun yapılmadığını, söz konusu olayın gerçekleştiği tarihte müvekkil şirket tesislerinde herhangi bir arıza ve kesinti yaşanmadığını, ilgili aboneliğin beslendiği trafoda olay tarihindeki voltaj değerlerinin olması gereken sınırlar dahilinde olduğunu, söz konusu arızanın dava dışı şirketin iç tesisatından kaynaklandığını, söz konusu olay ile zarar arasında uygun illiyet bağının olmadığını, davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin jest ödemesi olduğunu, icra takibin kötü niyetle başlatıldığını bu nedenle %20 icra inkar tazminatı taleplerinin bulunduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı takip dosyasında haksız fiilden kaynaklanan toplam 152.601,18-TL asıl alacak, 1.491,29-TL faiz olmak üzere toplam 154.550,27-TL üzerinden davalıya yönelik icra takibinin yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının icra takibine 12/11/2019 tarihinde itiraz ettikleri, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 02/03/2020 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine göre ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa, bu hak tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.”
Yine sigortacının halefiyet durumu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03.07.1944 sayılı kararında ”Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
TTK m.1481 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer, Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur, (2) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefıyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (3) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa sigortacıya karşı sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının düzenlediği poliçe ile üstlendiği yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra sigortalının halefi olabilmesinin birinci şartı sigorta tazminatının (gerek 6102 Sayılı TTK Md.1472, gerekse 6762 sayılı TTK. (Eski m.1301’de) 1472 maddesi ve Md. 1381 ‘e göre) gerçek hak sahibine ya da onun gösterdiği kişiye; geçerli bir poliçe kapsamından ve “poliçe genel+özel şartları ile çelişmeyen” rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan zarar için ödeme yapmış olmasıdır. Bu şart ile bir arada bulunması gereken ikinci şart ise, sigortacının sözleşmeye uygun olarak ödeme yaptığı sigortalının, sigorta zararı için üçüncü şahıslara karşı bir tazminat talebi hakkına sahip olmasıdır ve bu talep hakkı sigorta tazminatını ödeyen sigortacıya yaptığı ödeme paralelinde Kanun hükmü gereği geçer.
Halefiyetin tüm şartlarının bir arada gerçekleşmiş olduğu durumlarda, ayrıca temerrüt tarihi keşide edilmemiş olsa bile, sigortacının rücuen tazminat alacağına (Y.L1. HD. 11.10.2004 Tarih, 2004/570 E- 2004/9618 K. Sayılı kararında; “TTK. (Eski m.1301’de) 1472 maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava hakkı tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu nedenle sigortacının 3. Şahıslara rücu edebilme tarihi, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarihtir. Kanundan kaynaklanan bu temerrüt hali için ayrıca bir ihtara gerek yoktur. Bu durum karşısında mahkemece, davacının ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi talebinin de kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denmek suretiyle tesis edilen hükümde de vurgulandığı gibi) sigortalıya yapılan ödeme tarihinden başlamak suretiyle faiz talep edilebilecektir.
Davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve hasar dosyası, düzenlenen eksper raporu, ödeme belgeleri, faturalar, tarafların beyanları dikkate alınarak Sigorta Uzmanı ve Elektrik Mühendisi tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler Makine Mühendisi ve Sigorta Uzmanı tarafından düzenlenen 23/02/2021 tarihli heyet raporunda özetle; ” Tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile İK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle; Tüm delillerin münakaşası, her türlü hukuki tavsif, İK Md. 67/11 kapsamına giren taleplerin takdiri ile nihai karar tamamıyla Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelere göre, ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle; “davacının dava dışı sigortalı- sına yaptığı ödemeyi halefiyet ilkesinden istifade ederek, somut olayda davacının; özel şart olarak belirtmiş olduğu Bakım Anlaşması Ön Şartının sigortalısı tarafından yerine getirilmediği ve Voltaj düzenleyici UPS cihazının devre dışı olduğunun tespiti ile “aslında tazmin mükellefiyeti altında olmadığı halde yaptığı ödeme” niteliğinde olduğundan rücuen talep edemeyeceği (menfi)” nin takdir ve hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların Sayın Yargı Makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır. ” yönünde görüş beyan ettikleri görülmüştür.
Düzenlenen bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanları doğrultusunda ek rapor düzenlenmek üzere dosya aralarında elektrik mühendisi bilirkişinin de bulunduğu heyete tevdi edilmiş rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişiler Makine Mühendisi, Elektrik Mühendisi ve Sigorta Uzmanı tarafından düzenlenen 10/01/2023 uyap havale tarihli heyet raporunda özetle; “Hukuki ve niahi takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağında taraflar Müzakereler sonucu anlaşmaya varamadıklarının anlaşıldığı, Yukarıda da belirtildiği gibi davalı taraf olan … A.Ş’nin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği madde:11 “e ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği madde: 38/a’ya göre tüketicilere elektrik enerjisini yeterli, kaliteli ve sürekli olarak sağlaması gerektiği sonuç ve kanaate varıldığı, Davalı tarafın sorumluluğunun taşınmazın elektrik kofrasına kadar sınırlı olduğu, elektrik kofra sonrasından FM vericiye kadar olan tesisattaki ayıplardan/bakım eksikliklerinden davalının sorumlu tutulamayacağı, olay esnasında sadece FM vericinin hasar görmesinin, başkaca bir elektrik / elektronik cihazın hasar görmemesinin sadece FM VERİCİ kaynaklı olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı, Davalı tarafın Sayın Mahkemeye sunduğu OSOS kayıtları incelendiğinde; Olayın oluştuğu … : 06/08/2019- tarihinde saat: 00.28’den 23.28’e kadar olan sürede V1-V2-V3 fazları incelenmiş olup bu süre içerisinde OSOS kayıtlarında 3 fazda voltaj dalgalanması ve/veya voltaj inmesi veya çıkması tespit edilmemiştir, bu yüzden teknik olarak davalı tarafın kusurlu olmadığı sonuç ve kanaate varılmıştır. ” yönünde görüş beyan ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; İncelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporları ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; Davacı … Sigortanın sigortalısı Dava dışı … A.Ş’ye ait FM verici cihazın arızalandığı, yapılan Ekspertiz incelemesinde, her nekadar meydana gelen hasarın elektrik şebeke hattında meydana gelen ani ve yüksek voltaj sonucu FM vericide gerçekleşen kısa devre sonucu oluştuğunun tespit edildiği ve meydana gelen hasarın Elektronik Cihaz Sigortası genel şartları teminat kapsamında olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiş ve ödenen hasar bedelinin davalıdan rücusu için başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açılmış ise de dava açılmadan önce davacı yan tarafından alınan eksper raporunda söz konusu cihazın 2014 yılında alındığı, yükseltici ve çıkış kartının yenileneceğinin öğrenildiği, mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bir şekilde düzenlenen bilirkişi raporunda, davacı tarafın talebi üzerine düzenlenen eksper raporunda bakım sözleşmesinin olmadığının belirtildiği yani eksper raporunun bakım sözleşmesi incelenmeden düzenlendiği, yine eksper raporunda vericinin beslendiği UPS cihazının devre dışı olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, davacı tarafın düzenlenen bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine bilirkişi heyetine elektrik mühendisi bilirkişi eklenerek ve dava dışı sigortalı şirkete yazılan müzekkere cevabı da değerlendirilerek yeniden bilirkişi raporu düzenlenmiş ve bu raporda davalı tarafın sorumluluğunun taşınmazın elektrik kofrasına kadar sınırlı olduğu, elektrik kofra sonrasından FM vericiye kadar olan tesisattaki ayıplardan/bakım eksikliklerinden davalının sorumlu tutulamayacağı, olay esnasında sadece FM vericinin hasar görmesinin, başkaca bir elektrik / elektronik cihazın hasar görmemesinin sadece FM VERİCİ kaynaklı olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı, davacı ve dava dışı sigortalı tarafından mahkemeye sunulan OSOS kayıtları incelendiğinde olayın oluştuğu PROFİLE TİME : 06/08/2019- tarihinde saat: 00.28’den 23.28’e kadar olan sürede V1-V2-V3 fazları incelenmiş olup bu süre içerisinde OSOS kayıtlarında 3 fazda voltaj dalgalanması ve/veya voltaj inmesi veya çıkması tespit edilemediği, bu yüzden teknik olarak davalı tarafın kusurlu olmadığı sonuç ve kanaate varılmıştır şeklinde tespitlerin yapıldığı anlaşılmakla, mahkememizce alınan 10/01/2023 uyap havale tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamındaki delillerle uyumlu ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmış ve dava dışı sigortalının kullanmış olduğu FM vericisinde oluşan zararın davalının kusuru nedeniyle meydana geldiğinin ispatlanamadığı ve davalının hukuki sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın peşin yatırılan 1.866,59-TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.686,69-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 24.182,54-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 17/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır