Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/338 E. 2021/261 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/353 Esas
KARAR NO : 2021/349

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 20/11/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi ve desteği …’in 26/07/2011 tarihinde sürücüsü olduğu… plakalı araç ile yaptığı tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, kaza tarihi itibariyle müvekkillerinin destekleyeninin vefatına sebep olan … plakalı aracın trafik sigortasının bulunmadığını, mevzuat gereği kaza esnasında trafik sigortası bulunmayan araçların üçüncü kişilere verdiği maddi zararlarının ve destekten yoksun kalma zararlarının tazmininden davalı … Hesabının sorumlu olduğunu, trafik kazasında vefat eden desteğin eşi ve oğlunun destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava ikame ettiğini, davalı … Hesabının trafik kazasındaki kusurdan bağımsız olarak sigorta teminatları dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkillerinin destekten yoksun kalma zararları belli olmadığından belirsiz alacak davası ikame edildiğini, beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müteveffanın eşi ve çocuğu için ayrı ayrı 3.000,00’er TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talebin zaman aşımına uğradığını, dava açılmadan önce ilgili sigorta şirketine başvuru zorunluluğunun yerine getirilmediğini, yetkisiz mahkemede dava açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, Davalının Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesi gereği zorunlu sigortası bulunmayan araçlar nedeniyle yaptığı tüm ödemeler için, zarara neden olan ve zorunlu sigortası bulunmayan aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara (ve bunların mirasçılarına) rücu ederek ödediği tazminatı masraflarıyla birlikte tahsil edebileceğini, söz konusu başvuru sahibi için destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi halinde, ödenen bu tazminatın, zorunlu sigortasını yaptırmakla sorumlu olan araç maliki ve sürücüsü …’ in yasal mirasçılarından, yani davacı taraflardan tahsilinin gerekeceğini, Borçlar Kanunu 135. Maddesi gereği tazminat sorumluluğunun ortaya çıktığı kabul edilse dahi müvekkili … ve davacılar açısından alacaklı borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle borcun da sona ereceğini, müteveffanın kazaya kusuru ile sebebiyet verdiğini, …’nın sorumluluğunun, 26.07.2011 tarihinde geçerli olan teminat limiti ve sigortasız aracın kusur oranı ile sınırlı olduğunu beyanla, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Nüfus kaydı, … CBS …soruşturma numaralı dosyası, … Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün müzekkere cevabı, … Merkezinin müzekkere cevabı, SGK müzekkere cevabı, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyanın …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2020 tarih, … esas,… karar sayılı yetkisizlik kararı ile Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin…esasına kaydedildiği görüldü.
Davacı taraflar, 26/07/2011 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında murisleri ve desteklerinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf yasal süresi içinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir.
Mahkememizce …Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde; “Davacıların destekleyeni …’in 26/07/2011 günü Tokat ili, Turhal ilçesi … Kasabası, …Deresi Bölgesinde, traktörü ve traktörün arkasında biçer tabir edilen tarım aleti ile ot biçtiği sırada tarlaya biriken buğday saplarını temizlemek amacıyla indiği esnada traktörün freni boşaldığı ve traktör ile biçer arasında kaldığı… …müteveffanın olay günü yaralanarak kaldırıldığı hastanede vefat etmesi olayında, kendisi dışında 3.kişilere atfı kabil kusurunun bulunmadığı, olayın tamamen müteveffanın dikkatsizliği sonucu vukubulduğu…” tespitlerine yer verildiği, meydana gelen tek taraflı kazanın davacıların destekleyeni müteveffanın kusuru nedeniyle meydana geldiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 13/01/2021 tarihli duruşmasının 2 numaralı ara kararı ile “Uyuşmazlığın ölümlü trafik kazasından kaynaklandığı, uzamış ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine,” karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, davacıların taleplerinde haklı görülmeleri halinde istenebilecek tazminat miktarının tespiti için dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Hesaplama Uzmanı … tarafından düzenlenen 05/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre;”26.07.2011 tarihinde meydana gelen kazada desteklerini kaybeden davacıların taleplerine ilişki olarak; Toplam hesaplanan destek tazminatının 186.136,71 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti olan 200.000,00 TL’yi aşmadığı, davacı eş … adına hesaplanan destek tazminatının toplam 171.430,58 TL olduğu, söz konusu tutara davanın açıldığı 20.11.2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, davacı oğul … adına hesaplanan destek tazminatının toplam 14.706,13 TL olduğu, söz konusu tutara davanın açıldığı 20.11.2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği,” şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Davalı vekili tarafından Uyap üzerinden sunulan 19/02/2021 tarihli rapora itiraz dilekçesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/17-224 E. 2020/982
K. Sayılı kararında “…davacının desteğinin tam kusuru ile neden olduğu ve kendisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nın 66/1-e. maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleştiği hususu sabittir” hükmü ile huzurda görülmekte olan davaya emsal davada 8 yıllık zamanaşımının uygulanacağının içtihat edildiği, uzamış zamanaşımı uygulansa dahi, dava tarihi dikkate alındığında ceza zamanaşımının dolduğunu beyanla zaman aşımı def’ilerinin yeniden incelenmesini talep ettiği görülmüştür.
Her ne kadar mahkememizin 13/01/2021 tarihli duruşması 2 numaralı ara kararı ile davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiş ise de, davacı vekilinin 19/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve ekinde sunulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/17-224 E. 2020/982 K. Sayılı kararına istinaden zaman aşımı itirazının yeniden incelenmesi gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi zararının tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. TBK’nın 72. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanışımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/17-224 E. 2020/982 K. Sayılı kararında “…davacının desteğinin tam kusuru ile neden olduğu ve kendisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nın 66/1-e. maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması” gerektiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde somut uyuşmazlığa bakıldığında; davaya konu kaza 26/07/2011 tarihinde gerçekleşmiş olup davanın açılma tarihi ise 20/11/2019’dur.
Davaya konu trafik kazası sonucu davacıların destekleyeni …’in tam kusuru ile neden olduğu ve kendisinin ölümü ile sonuçlanan eylemi için ceza zamanaşımı süresi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 179/2 ve 66/1.e madde hükümleri uyarınca 8 yıldır. Ceza zamanaşımı süresinin başlangıç anı da zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir.
Tüm dosya kapsamından; davacıların olay tarihi itibari ile zararı ve zarar vereni öğrenmiş olduğu, olayda zamanaşımı süresini kesen bir sebep bulunmadığı, davacılar tarafından 23/10/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunun yapıldığı, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda 18/11/2019 tarihinde anlaşmazlık tutanağının düzenlendiği, davacılar tarafından arabuluculuk başvurusunun yapıldığı 23/10/2019 tarihi itibari ile ve 20/11/2019 dava tarihi itibari ile iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davanın açıldığı tarihte ceza zamanaşımı süresinin de dolduğu anlaşıldığından, davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL karar harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize sunulacak bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.14/04/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.