Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/302 E. 2021/755 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/302 Esas
KARAR NO : 2021/755

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri 3.300,68 TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen alacağa itiraz ettiğini, takibe konu olan alacağın tahsili amacıyla işbu davanın ikame edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği, taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğu, gönderenin ise taşıma ücretini vermeyi borçlandığı, bu sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkili şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkeme hususlarının belirtildiğini, müvekkili şirketin, davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirmiş olup yapılan taşıma işlemleri neticesinde faturalar kesildiğini, buna karşılık davalının, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmiş olan taşıma hizmetine karşılık olarak ödemesi gereken ücreti ödemediğini, bu fatura değerlerinin toplamının 3.300,68 TL olduğunu, bu faturaların müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde görülebileceğini, İşbu davaya ve ilgili icra takibine konu faturaların çoğunun e arşiv fatura olarak düzenlendiğinden e-arşiv fatura uygulaması kapsamında oluşturulan faturaların elektronik mali mühür ve zaman damgası ile imzalanarak elektronik ortamda arşive alındığını, E-arşiv fatura kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturulan faturaların davalı tarafa hem elektronik ortamda hem de fiziken teslim edildiğini, söz konusu e-arşiv faturaların ulaştırılması sorumluluğunun…üzerinde olduğunu, müvekkili şirket tarafından bahse konu alacağın tahsili amacıyla davalı tarafla defalarca iletişime geçilmiş ise de; davalının bu borcu ödemekten kaçındığını iddia ederek, davalarının kabulüne, borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğü … E.sayılı takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası, davacı ticari defter ve kayıtları, faturalar, 22/01/2018 tarihli ihtarname, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı İstanbul … İcra Müdürlüğü… esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı ile kargo sözleşmesi imzalandığını, taşıma taahhüdünü yerine getirdiğini ancak davalının taşıma işlemleri sonucu kesilen faturalar ödemediğini, icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usul ve yasaya uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiş ve davayı inkar etmiştir.
Davalı taraf icra dosyasına itiraz dilekçesinde davalıya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek borcun tamamına, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün…E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 3.300,68 TL borcun ödenmesi amacıyla 08/02/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 14/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 21/02/2018 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için ihtaratlı tebligat yapıldığı ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 12/02/2021 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacı şirketin 2017 yılı Ocak-Aralık dönemi e-defter beratları ile fiziki ortamda tutulan envanter defteri onayı yasal sürelerinde alındığından, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, 2017 Yılında davacı şirket tarafından düzenlenen 8 adet bilgi fişi ve 32 adet faturadan dolayı davalı şirket hesabına toplam 4.870,55 TL borç kaydedildiği, söz konusu borca karşılık 1.656,83 TL tahsilat yapıldığı, dolayısıyla 31.12.2017 tarihi itibariyle davalı şirketin 3.213,72 TL borç bakiyesinin bulunduğu, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme ibraz edilmediği, söz konusu alacak bakiyesine dayanak gösterilen fatura tutarının 3.126,76 TL, bilgi fişi tutarının ise 86,96 TL olduğu, bilgi fişlerinin fatura yerine kullanılamayacağı, bu hususun bilgi fişleri üzerinde belirtildiği, ibraz edilen 25.09.2017 tarihli … no.lu 15,09 TL tutarındaki fatura bedelini ödeme yükümlülüğünün davalı şirkete ait olmadığı, takip ve dava konusu faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini gösterir herhangi bir belge, fatura içeriği hizmetlerin dayanağı taşıma irsaliyesi veya hizmetlerin teslimine ilişkin başkaca bir belge sunulmadığı, açıklamasında “ekli liste” olduğu belirtilen faturaların ekinde herhangi bir liste bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenen ihtarnamenin noter aracılığı ile düzenlendiğine, ibraz edilen APS formunda ise ihtarnamenin davalı şirkete tebliğine ilişkin herhangi bilginin bulunmadığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
Davacı şirket tarafından 22.01.2018 tarihinde davalı şirkete; “Taraflarınca gönderilen veya ücret alıcı olarak taraflarınca kabul edilen kargo taşımacılığı ile ilgili müvekkili firmanın yerine getirdiği hizmet bedelleri olarak adlarına düzenlenen toplam 3.213,72 TL miktar fatura borçları bulunduğu, işbu ihtarnameye ek olarak 3.213,72 TL miktarına tekabül eden faturaları taraflarına tebliğ ettirdikleri, bu faturaların tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde borcun tamamının belirtilen banka hesabına gönderilmesi aksi takdirde mütemerrid sayılacaklarından yasal yollar ile borcun tahsili yoluna gidileceği ve bu yolda sarf edilecek tüm giderlerin taraflarına tahmil edileceği hususlarının” ihtarına ilişkin ihtarname düzenlendiği, söz konusu ihtarnamenin davalı tarafa tebliğine ilişkin bir bilginin davacı tarafça sunulan belgelerde yer almadığı, faturaların e fatura şeklinde düzenlenmediği, böylece faturaların davalı tarafa tebliğ edilmediği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan faturalara dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de, mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturaların ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın davacının defterlerine kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, bu nedenle davacının taşıma hizmeti verdiğine ilişkin edimini ispat etmesi gerektiği, davacının defterlerinde ve dosya içerisinde faturalara konu hizmetin verildiğine ilişkin belge bulunmadığı, tanık deliline dayanılmadığı, davacının yemin deliline açıkça dayandığı, Mahkememizce 08/06/2021 tarihli celsesinde davacı vekiline yemin hakkının hatırlatıldığı, davacı vekiline yemine ilişkin beyanda bulunması aksi halde yemin hakkından vazgeçmiş sayılacağına ilişkin ihtaratlı kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde davacı vekilinin yemin deliline dayanmadığı, ihtarnamenin tebliğine ilişkin dava dilekçesi ekinde yer alan faturaların davalıya tebliğine ilişkin bilgi yer almayan belgeyi sunduğu ve postanın akıbeti için … Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılması talebinde bulunduğu, söz konusu belgeyi sunması için davacı vekiline Mahkememizin 16/03/2021 tarihli celsesinde kesin süre verildiği ancak verilen kesin süre içerisinde ihtarname tebliğ şerhinin sunulmadığı, verilen kesin süreden sonra delil sunulmasının mümkün olmadığı ve iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı anlaşılmakla delilin Mahkememizce değerlendirilmediği, ayrıca söz konusu delilin dava dilekçesi ekindeki belgeyle aynı olduğu ve yukarıda belirtildiği üzere ihtarnamenin davalı tarafa tebliğine ilişkin bir bilginin yer almadığı anlaşılmakla davacı tarafça faturaların davalıya tebliğinin ispatlanamadığı, ayrıca taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı dikkate alındığında tek başına faturaların tebliğinin fatura konusu taşıma hizmetinin davalıya verildiğini ispatlar mahiyette olmadığı, verilen kesin süre içerisinde yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmakla yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın faturalara konu hizmetin davalıya verildiği iddiasını ispata elverişli deliller vasıtasıyla kanıtlayamaması nedeniyle takibe konu faturalara konu hizmetin verildiği ispatlanamadığından söz konusu faturalardan kaynaklı olarak davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olmayıp alacağın varlığı hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlanamadığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrasında yer alan “taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesi gereğince dosyada bulunan 10/03/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağın incelemesinde davalı tarafın mazeret göstermeksizin arabuluculuk görüşmesine katılmadığı anlaşıldığından yargılama giderlerinin tamamının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 56,37-TL harçtan mahsubu ile 2,93-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 74,10-TL posta gideri ve 700-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 774,10-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrası gereğince davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde resen bakiye kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır