Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/248 E. 2021/574 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/248 Esas
KARAR NO : 2021/574
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/09/2018
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/ … esas sayılı dava dosyası 2019/ … sayılı Görevsizlik kararı ile mahkememize gelerek yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin uzun yıllar gıda sektöründe çalıştıktan sonra iş ortağı … ile İstanbul’da bir kafe işletmeye karar verdiklerini, bu kararın ardından davalı şirket yetkilileri ile bir araya gelerek … markasının franchisingi için görüşmeye başladıklarını ve taraflar arasında anlaşma sağlantıktan sonra 28 maddeden oluşan franchising sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşme uyarınca müvekkilinin …’de … markasını kullanmak üzere hizmet vereceğini, bunun karşılığında ise franchise bedeli ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, müvekkili ile iş ortağı …’ın sözleşme kapsamındaki ödeme yükümlülüğünü yerine getirmek amacıyla … hesabından davalı … yetkilisi Abdullak Durak’ın hesabına 14.11.2014 tarihinde 30.000,00 USD ve 18.08.2016 tarihinde müvekkili tarafından 3.000,00 USD peşinat yatırdıklarını, daha sonra …’ın ortaklık anlaşmasına yer almak istemediğini, bunun üzerine …’ın 17.11.2014 tarihinde alacağını müvekkiline temlik ederek ortaklıktan ayrıldığını, …’ın kişisel hesabına … Franchising Peşinat açıklamasıyla gönderilen 30.000,00 USD ve 3.000,00 USD’den dolayı davalı şirket ile birlikte davalı …’ın da şahsi sorumluluğunun ortaya çıktığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ifasının imkansızlaşmasından dolayı müvekkili ve ortağının yapmış oldukları ödemenin iadesini talep etmelerine karşın davalıların geri ödeme yapmadıklarını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hayat bulabilmesi için gerekli destek ve hizmeti sağlamayan davalının müvekkilinden edimlerini yerine getirmesini istemesinin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kapıları dahi kapalı olan bir alışveriş merkezinde tarafların franchise sözleşmesini ifa etme ihtimali bulunmadığını, davalının müvekkilinden almış olduğu parayı iade etmesi gerektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 33.000,00 USD’nin ve dava tarihinden itibaren bir yıllık döviz mevduatına uygulanan en yüksek banka faizi ile ödeme günündeki merkez bankası döviz efektif satış kuru üzerindeki TL karşılığının müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılara çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalıların davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı … Ltd. Şti. Vekili tarafından sunulan 28/03/2019 tarihli beyan dilekçesi ile; davacı taraf ile müvekkili şirket arasında 2014 yılı … adresinde açılacak … için fanchising sözleşmesi yapıldığını, ancak daha sonra taraflar arasından imzalanan işbu sözleşmeye dayanarak davalılar tarafından 2016 yılında …’da … mağazası açıldığını, davacı tarafça bahsedilen …’daki dükkanın açılmamış olmasının doğru olduğunu, ancak davacı tarafın …daki fiziksel imkansızlık olunca …’de dükkan açılışı yapıp işlettiğini, bu nedenle müvekkilinin davacı tarafa borcu değil aksine alacakları olduğunu, franchising sözleşmesine karşılık müvekkili şirkete davacı tarafından 30.000,00 USD ön ödeme yapıldığını, ancak daha sonra başka hiçbir ödeme yapılmadığını, franchising sözleşmesinin 4.maddesinde ödeme koşullarının açıkça belirtildiğini, bu madde uyarınca müvekkili şirkete ödenmesi gereken franhise bedeli ile ilk yıl brüt cironon %4’ü ve sonraki yıllarda %5’inin ödeneceğinin taahhüt edildiği halde ödenmediğini, yine aynı maddenin d bendinde franchise bedelinin ödeme şeklinin de kararlaştırıldığını, sözleşmede açıkça kararlaştırılan franchise bedeli ile brüt cironun sözleşmede belirtilen yüzdesinin müvekkillerine ödenmemiş olmasından dolayı davacı tarafa ihtar çekildiğini, davacı tarafın anlaşmaya aykırı olarak işletmeyi açılmaya kalmamış, işletmenin adını … plus olarak değiştirdiğini ve müvekkili şirkete bu konuyla ilgili bilgi vermediğini, müvekkili şirketin franchising sözleşmesinden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davacının sözleşme hükümlerini açıkça ihlal ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Taraflar arasında akdedilen Franhchising Sözleşmesi, Ödeme Dekontarı, 17/11/2014 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesi, Tanık beyanları, bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamı.
Davacı tanığı … mahkememizin 24/02/2021 tarihli duruşmasında; “Ben 2017 yılından beri …’ün yanında Modelist olarak çalışıyorum, bu açılan kafe için biz … bey ile daha çok görüşüyorduk, … bey … markasının asıl sahibi ama resmi olarak değil, benim yeni açılacak kafede işletme sorumlusu olarak çalışmam planlanıyordu, … açılmadığı için bizde kafeyi açamadık, açmamaya karar verdik, yapılan ödemeyi geri ödeyemeyeceklerini söylediler, 30.000,00-USD ödemenin … hesabından … beye gönderildiğini biliyorum, 5.000,00-USD karşılığı olarak TL ile … beye ödendiğini biliyorum,
Biz kafeyi açmaktan vazgeçmedik … açılmadığı için kafeyi açamadık, … halen kapalıdır, … firmasının sahibidir, … markasının resmi sahibi … olarak biliyorum, biz marka ile görüşmeleri … beyle yapmıştır, ödeme de … beye yapıldı diye biliyorum, markanın asıl ve resmi sahibi …”tır. Yukarıdaki beyanımda markanın asıl sahibi … bey derken markaya dair görüşmeleri daha çok … beyle yaptık demek istedim, yoksa marka ile ilgili … bey ile de görüşmeler yapıldı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememizin 24/02/2021 tarihli duruşmasında; “Davacı benim eşim olur, benim kendime ait moda tasarım firmam var, eşimin de güzel bir işinin olması için restorant açmaya karar verdik, iyi bir iş olması için detaylı araştırma yaptık, daha sonra … markası için … firması ile görüşmeler yapıldı, mekan araştırması yaptık, evimize de yakın olduğu için …’yi … firmasına önerdik onlada uygun buldu, açılacak olan restorant eşim ile arkadaşımız olan …’ın ortaklığıyla açılacaktı, … ile sözleşme aşamasına geldik, sözleşme imzalandıktan sonra ödeme yapıldı, … firmasına ödeme yapıldı, ilk etapta 30.000,00-USD kapora olarak ödendi, daha sonra 5.000,00-USD ödendi, …’nin kendi ortaklarının aralarında yaşadığı sorunlar nedeniyle …’nin açılışı gerçeklemedi, sürekli ertelendi, açılacak restorant’a ortak olacak … bu işten sıkıldı ayrılmak istediğini beyan etti, onun ödemiş olduğu payı kendisine ödedik, çünkü bu işe eşimle ben devam etmek istiyorduk, …’nin açılışı gerçekleşmeyince … firması yeni yer bakalım dedi, birkaç yer baktık, bizim önerdiğimiz yerleri onlar beğenmedi, restorant açıldıktan sonra cirodan pay alacakları için onlarda açılan restoranın iyi işleyecek bir yerde olmasını istiyordu, bizim gösterdiğimiz yerleri beğenmediler, kendi gösterdikleri yerlerde de mal sahipleriyle … firması anlaşamadı, …’de bir türlü açılmayınca bizde … firmasının bu işe sürüncemede bıraktığını düşündüğümüzden ödenen bedelin iadesini talep ettik” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mali Müşavir … ve Borçlar Mevzuatı Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından düzenlenen 26/04/2021 tarihli heyet raporunda özetle; “Dava konusunun, taraflar arasında akdedilen Franchising Sözleşmesi’nin ifası imkânsızlaştığı iddiası ile davacı tarafından davalı yana ödenen 33.000,00 USD bedelin iadesi talebinden ibaret olduğu, bu istemin (hukuki tavsif He somut olaya tatbik şartlarının olup olmadığına dair nihai karar muhterem Mahkemeye ait olmak üzere…) TBK md.136 kapsamında, davacı savı yönünden ne anlama geldiğinin yukarıda özetlendiği, bu alanda hukuki takdirin -mezkur veçhile..-sayın Mahkemeye ait bulunduğu, Davacı … ve dava dilekçesinde gerekse tanık beyanlarında da bahse konu davacı yanın arkadaşı/eski ortağı olduğu bildirilen … tarafından davacı ile davalılardan ticaret şirketi arasında akdedilen yukarıda izahına yer verilen Franchising Sözleşmesi uyarınca davalılardan … hesabına 14.11.2014 tarihinde 30.000,- USD ve 18.08.2016 tarihinde 3.000,- USD karşılığı açıklamasıyla 8.750,- TL havale yapılmış olduğu, davalı yanın cevap dilekçesinde “30.000,- USD dışında bir ödeme yapılmadığını” ifade etmişse de 18.08.2016 tarihli dekonttan anlaşılacağı üzere 3.000 USD karşılığı olarak 8.750,00-TLdaha ödeme yapıldığı görüldüğünden toplamda davalı yana 33.000,- USD ödemenin yapıldığı muhasebesel açıdan sabit olmakla, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın bu noktada, …’da faaliyete geçemeyen franchise işletmesi için ödendiği savlanan bedellerin FS’nin içeriği ve somut dosya durumuna nazaran, TBK md. 136/11 hükmü somut duruma nazaran ilişkiye uygulanarak, söze konu meblağın davacı yana iadesinin gerekip gerekmediği hususunda toplandığı görülmekle,
Davacı Tarafından Ödenen Bedelin (ATS metni de gözönünde tutularak…) iade Edilip Edilmeyeceği Yönünden Yapılan İncelemelerde ; davacının TBK md. 136/11 hükmü temelindeileri, sürdüğü hususların ispatlandığı muhterem Mahkemece kabul edilecek olursa, bu seçenekte, (…kanımızca, davacı yanca yukarıda anılan ihtarının dosyaya ibraz edilecek tebliğ şerhli ve okunaklı bir örneğine dayanarak, o tebliğ edilmişse, onun tebliğine 3 gün ilavesiyle bulunacak tarihin davalı yanın temerrüt tarihi kabul edilmesi alternatifinin sayın Mahkemeye ait olduğu düşünülüp bu yön yüce Mahkemece ayrıca değerlendirilmek kaydı ile; mevcut haliyle dosyada sarih ve TBK md. 117 hükmünün anlamını tam karşılayan bir temerrüt ihtarı olmamakla ve fakat nihai takdir muhterem Mahkemeye ait kalarak…) davacının dava, tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un md 4/a hükmüne göre belirlenecek faizin de ilavesiyle, davalı yanı oluşturanlardan, TTK md. 7 hükmünün de yorumuyla ve fakat tahsilde tekerrüre düşmemek kaydı ile, 33.000,- USD’yi talep edebileceği, davalılardan ticaret şirketi ile davacı yan ve/veya onun yerine geçen bir gerçek veya tüzel kişinin … isimli diğer bir …’de franchise esasına göre bir ilişki kurup işletiyor olmaları halinde, o durumun (irtibatı tevsik eden bir belge bu aşamada, tarafımıza mübrez haliyle dosyada görülemediğinden…) huzurdaki davalılardan ticaret şirketi tüzel kişinin haklarının o ilişki açısından ayrıca talebi/ muhafazası anlamına geleceği teorik anlamda düşünülmek üzere; ancak o yönün huzurdaki davayla /irtibatının kurulamaması durumunda, o alanda görüş bildirmek mevkiinde bulunmadıklarını, Buna karşılık: davalı yanın savunmalarının yüce Mahkemece yerinde bulunması seçeneğinde (ikinci seçenek), davanın reddinin gündeme gelmesinin değerlendirilebileceği” yönünde görüş beyan ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;Dava, taraflar arasındaki Franchising sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, taraflar arasında imzalanan Franchising sözleşmesi ile …’de … markasını kullanmak üzere davalılara ödenen bedelin sözleşmenin ifasının imkansızlaşması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara çıkarılan tebligatın usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalıların davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır. Davalı şirket vekili tarafından sunulan beyan dilekçesi ile; müvekkili şirketin franchising sözleşmesinden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davacının sözleşme hükümlerini açıkça ihlal ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen Franchising sözleşmesinin incelenmesinde; Sözleşmenin taraflarının davacı …, alacağı temlik eden … ve davalı … Ltd. Şti. olduğu, Franchising bölgesinin “…” adresi olarak düzenlendiği görülmüştür.
Davacı tarafça dosyaya sunulan alacağın temliki sözleşmesinin incelenmesinde; …’ın Franchising sözleşmesi nedeniyle … Turizm ve …’ta oluşan alacağını 30.000-USD mukabilinde davacı …’e temlik ettiğinin düzenlendiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan ve ilgili … ve … tan celp edilen dekontların incelenmesinde; temlik eden … tarafından davalı … ‘a 14/11/2014 tarihinde “… Franchising Peşinat” açıklamalı 30.000-USD gönderildiği, davacı … tarafından davalı …’a 18/08/2016 tarihinde “3000-USD karşılığı gönderilmiştir” açıklamalı 8.750,00-TL gönderildiği görülmüştür.
Mali Müşavir ve Borçlar Mevzuatı Nitelikli Hesap Uzmanı tarafından düzenlenen heyet raporunda; davacının dava, tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un md 4/a hükmüne göre belirlenecek faizin de ilavesiyle, davalı yanı oluşturanlardan, TTK md. 7 hükmünün de yorumuyla ve fakat tahsilde tekerrüre düşmemek kaydı ile, 33.000,- USD’yi talep edebileceği, davalı yanın savunmalarının yüce Mahkemece yerinde bulunması seçeneğinde (ikinci seçenek), davanın reddinin gündeme gelmesinin değerlendirilebileceği tespit edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; Davacı … ve alacağını temlik eden … ile davalı … Ltd. Şti. arasında bila tarihli Franchising sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun … adresinde franchising açılması olduğu, bu sözleşme kapsamında dava dışı … tarafından davalı … hesabına 30.000-USD’nin banka havalesi yoluyla gönderildiği, davacı … tarafından davalı … hesabına 3.000-USD karşılığı 8.750,00-TL’nin banka havalesi yoluyla gönderildiği, dava dışı …’ın 30.000-USD alacağını davacı …’e temlik ettiği, …’da Franchising sözleşmesi kapsamında işletme açılamadığı hususunun davalı şirketin de kabulünde olduğu, her ne kadar davalı şirket vekilince uyuşmazlık konusu sözleşme kapsamında …’de dükkan açılarak işletildiği iddiasında bulunulmuş ise de, uyuşmazlığa konu sözleşmenin konusunun açıkça “… adresinde” franchising açılması olarak düzenlendiği, yapılan 30.000-USD ödeme açıklamasında “… Franchising Peşinat” yazıldığı, …’de açılan işletmenin uyuşmazlık konusu sözleşme kapsamında açıldığı ve alınan ödemelerin bu işletme ile ilgili olduğuna dair davalı tarafça usulüne uygun bir delil sunulmadığından davalı şirket vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş olup, bu hali ile davacı tarafça bila tarihli Franchising sözleşmesi kapsamında ödenen 33.000-USD’yi davalılardan iadesini talep etme hakkının olduğu anlaşılmakla, bu hususta denetime ve kanaat edinmeye elverişli bilirkişi heyet raporunun bu yöndeki tespitleri ile sonuç kısmının (c) bendinde yer verilen “davacı tarafça ödenen bedelin davalı yanı oluşturanlardan talep edilebileceği” tespiti hükme esas alınarak davanın kabulüne dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile, 33.000,00-$(USD)’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının $(USD) cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 14.630,64-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 3.657,72–TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 10.972,92-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 3.657,72-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 408,95-TL-TL posta gideri, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.244,85-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 23.442,81-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.07/07/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.