Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/24 E. 2020/643 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/24 Esas
KARAR NO : 2020/643

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, ancak davacı yanın, davalı tarafından açılmış bu ilamsız icra takibine karşı itiraz süresini elinde olmayan sebeplerle kaçırdığı için borçlu olmadığının tespiti talebiyle iş bu menfi tespit davasını açma zorunluluğu doğduğunu, davacının davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, icra takibinde borç konusu sebep olarak gösterilmiş olan fatura konusu mallar davacı tarafından teslim alınmamış olup, fatura konusu malların davacı yana satışı söz konusu olmadığını, söz konusu faturalar davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında da bulunmadığını, davalı taraf, icra takibi konusu malların davacı müvekkillerine satışının ve tesliminin yapıldığı iddiasında ise bu iddiasını ispatlamalı olduğunu, sonuç olarak İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasında davacı müvekkillerin borçlu olmadığının tespiti talebiyle mahkememize başvurduklarını, telafisi mümkün olmayacak zararların doğmasını engellemek amacıyla icra takibinin dava sonuna kadar davacı müvekkilleri hakkında durdurulmasını ve konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasını, takip alacağının %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Davalı firma ile davacı firma ürün tedariki hususunda ticaret yaptığını, davalı firma, davacı borçlu firmanın çalışma alanında ürünleri tedarik ettiğini, çalışma alanları incelendiğinde bu husus da tespit edilebileceğini, davacı borçlunun talebi üzerine ilgili ürünleri davalı yanın davacının istediği adrese götürmüş ve teslim ettiğini, teslim tutanakları ile de sabit olduğunu, buna rağmen davacı, borcunu uzunca süre ödeyeceğini söylemiş ancak ödemediğini, mallara ilişkin faturaları da davacı firmaya gönderildiğini, davalı firma alacağını alabilmek için icra takibi başlatmak zorunda kaldığını, keza davalı firmada takibe itiraz etmemiş ve borcu kabul ettiğini, karşı taraf hem ürünleri teslim almış hem de borcu ödememekte olduğunu, dilekçe ekinde sunulan irsaliyelerde malları alan firma …Ltd. Şti firması olarak yazılı olup imzalı şekilde teslim alındığını, karşı tarafın haksız açtığı bu dava da kötü niyet tazminatı ile dava masraf ,vekalet ücretinin kendilerine yükletilmesine ve davanın red edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul… İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası,…, …,…, …seri numaralı faturalar ve sevk irsaliyeleri, … SGK yazı cevabı, Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün…E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıya borcunun bulunmadığını, faturaya konu malların teslim alınmadığını, faturaların ticari defter ve kayıtlarında bulunmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma ile ürün tedariki konusunda ticaret yapıldığını, faturaların ve faturalara konu ürünlerin teslim edildiğinin sabit olduğunu, davacı tarafın davayı açmakta kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine 40.252,10 TL borcun ödenmesi amacıyla 26/10/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 05/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça sunulan sevk irsaliyelerinin incelemesinde … isminin ve soyisminin bulunduğu ve altında imzasının bulunduğu anlaşılmış,…SGK’ya yazılan müzekkere cevabında davalı şirketin …isminde çalışanının olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında taraf delilleri toplanmış, dosya kapsamı itibariyle Mali Müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporuna göre; “davacı 2018 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu,… yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, davacının incelenen 2018 yılı ticari defterlerinde davalı yan ile ticari ilişkisinin bulunmadığı, davaya konu davalı tarafından düzenlenen 04/09/2018 tarihli …no.lu 30.261,82 TL tutarlı, 04/09/2018 tarihli …no.lu 6.282,32 TL tutarlı, 05/09/2018 tarihli … no.lu 3.697,21 TL tutarlı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı yanın ticari defterlerinde davalı yana 05/09/2018 tarihli …numaralı 7.050,02 TL tutarlı faturadan dolayı 7.050,02 TL borçlu olduğu, davalının incelenen 2018 yılı ticari defterlerinde davacı yan ile ticari ilişkisinin mevcut olduğu, davaya konu davalı tarafından düzenlenen 04/09/2018 tarihli … no.lu 30.261,82 TL tutarlı, 04/09/2018 tarihli … no.lu 6.282,32 TL tutarlı, 05/09/2018 tarihli … no.lu 3.697,21 TL tutarlı faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturalardan dolayı davalı yanın davacı yandan 21/12/2018 tarihi itibariyle 40.241,35 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, faturalara konu malların davacı yana sevk irsaliyeleri ile teslim edildiği, irsaliyelerde malları teslim alan bölümünde “…” isminin ve imzasının yer aldığı, …Güvenlik Kurumu tarafından dosyaya sunulu 2018 yılı ücret bordroları incelendiğinde davacı işyerinde … isminde çalışanı bulunmadığı görüldüğünden davalının dava konusu faturaların içeriğini davacıya teslim ettiğini ispat için yeterli delil niteliğinin bulunmadığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. (Yargıtay HGK 2017/19-1639 E. 2019/170 K.)
Bu açıklamalar ışığında tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davalı alacaklı tarafça davacı borçlu aleyhine…,…,… numaralı faturalardan dolayı 40.241,35 TL asıl alacak olmak üzere icra takibi başlatıldığı, icra takibinin kesinleştiği ve davacı/borçlu tarafça menfi tespit davasının açıldığı, davacı/borçlu tarafından borç ilişkisinin kabul edilmediği anlaşıldığı, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıda ve alacaklının hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumunda olduğu, mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davacı ve davalının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaların davacı/borçlu tarafa tebliğ edildiğine dair dosya kapsamında davalı tarafça sunulmuş delil bulunmadığı, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın davalı/alacaklı defterlerine kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, ispat yükünün davalıda olduğu, bu nedenle davalının faturalara konu malları davacıya teslim ettiğine dair edimini dava değeri itibariyle HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiği, her ne kadar dosya kapsamında davalı tarafça sunulan sevk irsaliyelerinde teslim alan kısmında “…” isminin ve imzası bulunsa da davacının bu kişi ile ilgisinin olmadığını, çalışanı olmadığını beyan ettiği,…Güvenlik Kurumu tarafından dosyaya sunulu 2018 yılı ücret bordroları incelendiğinde davacı işyerinde … isminde çalışanı bulunmadığı görüldüğünden davalının dava konusu faturaların içeriğini davacıya teslim ettiğini ispat için yeterli delil niteliğinin bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla davacı tarafın faturalara konu malların davalıya teslim edildiği iddiasını ispata elverişli deliller vasıtasıyla kanıtlayamaması nedeniyle söz konusu faturalardan kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olduğu sabit olmadığından davanın kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyeti tespit olunamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalının kötüniyeti tespit olunamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.749,62-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 687,41-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.062,21-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.032,77-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 687,41-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru, 7,80-TL vekalet harcı, 750,00-TL Bilirkişi ücreti ve 114,50-TL posta giderinden ibaret toplam 926,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 01/12/2020

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı