Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/178 E. 2021/822 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/178 Esas
KARAR NO : 2021/822
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Yönetim kurulu faaliyet raporunda 2 no.lu yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar başlıklı bölüm altında a bendinde yapılan ödeme tutarı toplamının 30.307,73 TL olarak gösterildiğini, müvekkili tarafından bu ödemeler hakkında açıklama istendiğinde ise bu ödemenin … ‘nın … CEO’su olarak görev yaptığı dönemde, 3 aylık danışmanlık faturası bedeli olduğu belirtildiğini, … … isimli şahısın yönetim organı üyesi veya yöneticisi olmayıp davalı şirket tarafından ayrı bir tüzel kişiliği olan davalı Şirketin hâkim ortağı konumundaki … CEO’suna bu şekilde bir ödeme yapılmasının hiçbir geçerli açıklaması olmadığı, aynı şekilde yine seyahat masraflarının da davalı şirket tarafından karışlandığı müvekkili tarafından genel kurulda yönetim kurulu faaliyet raporu bölüm 2 b bölümüne ilişkin açıklama talebine verilen cevaptan anlaşıldığı, bu sebeple, Şirketin 2018 yılı faaliyetlerine ilişkin kanunen olması gerektiği gibi doğru eksiksiz dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bilgiler içermeyen faaliyet raporunun onaylanmasına dair 3 numaralı kararın iptali gerektiğini, müvekkili davacının davalı şirkette yönetim kurulu genel müdür olarak görev yaptığı dönemde her ay düzenli olarak tüm hissedarlara şirket faaliyetleri, gelir gider tabloları ve alınan kararlar hakkında bilgilendirme yaptığını, bu dönemde şirketin açık ve şeffaf bir şekilde idare edildiğini, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin son bulması ile birlikte, müvekkiline bilgi akışı da kesildiğini, şirket faaliyetleri ve finansal durumu hakkında TTK müvekkilinin yeterli derecede bilgi alamaz hale geldiğini, bilindiği üzere K m. 437/2 uyarınca pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilginin, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda müvekkili tarafından yönetim kurulu üyelerine defalarca e-posta yoluyla diğer hissedarlara sunulan bilgilerin kendisine de sunulması istendiğini, her defasında müvekkiline talep ettiği detayda diğer hissedarlara sunulan açıklıkta ve kapsamda bilgi verilmesinden kaçınıldığını ve bu çerçevede eşit işlem ilkesine de açıkça aykırı davranıldığını, 2017 yılı ve 2018 yılı arasındaki zarar artışının sebebi sorulduğunda, Şirket’in devamlılığını sağlamak için operasyonel giderlerde ve pazarlama harcamalarında kısıtlamaya gidildiğini, pazarlama harcamalarındaki kısıntıdan dolayı ciroda azalma meydana geldiği gibi çok genel bir açıklama yapıldığını, özellikle bağlılık raporunda da yer verilen ve davalı Şirketin eski ortaklarından aldığı hisseye dönüştürülebilir 500.000 Avro tutarlı kredinin sadece 80.000 Avroluk kısmının Şirket tarafından kullanıldığını ve 420.000 Avroluk kalan kısmın ise … ve … şirketlerine gönderilmesi hususunda genel geçer bir açıklama yapıldığını, yine müvekkiline temin edileceği belirtilen, … sayılı ve … numaralı banka hesaplarının 2018 yılına ilişkin dökümü ve davalı şirketin muavin defterinin 679 ve … no’lu kayıtlarının örneğinin 30.01.2020 tarihinde müvekkiline gönderildiğini, ilgili hesap hareketlerinin incelenmesinden Şirket tarafından … nolu hesaptan 650.000 Euro … no.lu hesaptan 190.000 Euro … no.lu hesaptan 246.500 Euro transfer gerçekleştiğini, gelir tablosu incelendiğinde 2018 yılı net satışları 3.888.894,27 TL olan şirketin bunun iki katından da fazla bir tutarı çeşitli hesaplara transfer etmesinin açıklamasının yapılması gerektiğini, kar dağıtımı ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasının da finansal tabloların müzakeresine bağlı konulardan sayılmakta olup finansal tabloların gerçeği yansıtmadığı tespit edilerek genel kurulda alınan 4 numaralı kararın iptaline karar verildiği halde ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın genel kurulda alınan 7 numaralı, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine dair kararın da iptaline karar verilmesi gerektiğini, yine tespit edilen ve genel kurul toplantısında da dile getirilen 500.000 Avroluk kredi temini ve bunun kullanım şekli, şirketin zararının sürekli artması gibi olgular karşısında yönetim kurulunun denetleme görevini gereği gibi yerine getirmediğini, 2018 yılı sonu zararına bakıldığında dahi şirketin kötü yönetildiği açık bir şekilde ortada olup şirket zararına sebep olan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verilmesi bu açıdan da muhalefet şerhinde belirtilen sebeplerle doğru olmadığını, 16/12/2019 tarihli genel kurulda alınan 8 numaralı kararla esas sözleşmenin yönetim kurulu ve süresi başlıklı 8. maddesi tadil edilerek tek yönetim kurulu üyeli bir yönetim kurulu yapısının oluşturulmasına imkan getirildiğini ve bu kapsamda genel kurulda alınan 9 numaralı karar ile şirketin hakim ortağı olan yurt dışında mukim … tüzel kişi tek yönetim kurulu üyesi olarak sorumluktan kaçmak adına yönetim kurulu üyesi olarak, müvekkilinin olumsuz oyuna rağmen seçildiğini, muhalefet şerhinde açıkça belirtildiği üzere bu değişikliğin ve atamanın yegane amacı yönetim kurulu üyelerinin şahsi sorumluluklarını sınırlandırmak olup söz konusu kararın da iptalinin gerektiğini, TTK m. 395 (1) uyarınca “Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi halde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz.” daha önceki kurullarda gündeme alınmayan bu konu ile ilgili olarak …’nin tek yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği toplantıda bu şekilde Şirketle yönetim kurulu üyeleri arasında işlemlere izin verilmesinin manidar olduğunu, bu şekilde örtülü kazanç aktarımı yapmak suretiyle hâkim ortağa para transferi yapılmasının önü açılmış olmakla ilgili kararın da iptali gerektiğini, TTK m. 408/2(f) uyarınca önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında sayılmış olmakla seneler içinde sürekli olarak zarar eden Şirketin varlıklarının satılması için hukuki olarak gerekli prosedürel süreç de hâkim ortak tarafından tamamlandığını, müvekkili tarafından genel kurulda, davalı Şirket’in senelerden beri kötü yönetildiğini ve bu nedenle zarar ettiğinin daha önce defalarca dile getirilmiş olduğunu, uyarı ve önerilerinin dikkate alınmadığını ve şirketin bu duruma gelmesine göz göre göre sebep olunmuş olduğunu, Şirketin malvarlıklarının da değerinin altında satılabileceği veya elden çıkarılabileceği ile ilgili olarak şüpheleri bulunduğunu, alınan karar ile hâkim ortak ve tek yönetim kurulu üyesi olan …’ye varlık satışı ile ilgili olarak yetki verilmiş olması TTK m. 202 kapsamında hâkimiyetin kötüye kullanıldığının bir göstergesi olmakla işbu kararın da iptali gerektiği beyanla davanın kabulü ile … AŞ’nin 16.12.2019 tarihli 2018 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 7, 9, 11 ve 12 numaralı kararların iptali ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 13/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … firmasının %96,1, davacının %3,9 oranında müvekkili şirketin ortağı olduğunu, bir yıl önceki 2017 yılına ait genel kurul toplantısında da davacı tarafça benzer iddiaların ileri sürüldüğünü, müvekkil şirket tarafından genel kurul sırasında gerekli ve yeterli bilgi verildiği halde aynı iddiaların bu kez … ATM 2019/… Esas sayılı dosyası ile genel kurulun iptali davasında iptal talebine konu edildiğini ancak davanın reddedildiğini, yönetim kurulu faaliyet raporunda belirtilen hususların tek tek ve açık bir şekilde değerlendirme konusu yapıldığını, bilanço ve kar-zarar hesapların ilişkin alınan kararın hukuka uygun olduğunu, şirketin finansal durumunu gerçeğe uygun şekilde ortaya koyan finansal tablolar uyarınca kar dağıtımı yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirkete ait … numaralı hesaptan yapılan ödemenin 650.000 Euro değil 420.000 Euro olduğunu, keza … numaralı hesaptaki hareketlerin de vadeli/vadesiz hesaplar arasındaki hareketler olduğunu, ortada davacı tarafın yorumladığı gibi bir “örtülü kazanç” olmadığını, bununla birlikte bu iddiaların zaten huzurdaki davanın değil, ancak “yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu davasının konusu olabileceğini, davacı tarafın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasında olduğu gibi bu dosyada da bu hususları birbirine karıştırdığı, davacı tarafın “finansal tabloların onaylanmasının gündemde yer almaması”nı iptal gerekçelerinden biri olarak ileri sürmesinin de geçersiz olduğunu, genel kurul toplantı tutanağında da açıklandığı üzere müzakere doğası gereği oylamayı da içermekte olup gündem dışına çıkıldığı gibi bir yorum yapılamayacağı gibi, aynı içerikle düzenlenen 2017 yılı toplantısında itiraz konusu edilmeyen bir hususun 2018 yılı toplantısında ileri sürülmesinin iyi niyet taşımadığını, davacı pay sahibi şirket genel kurulunda onaylanan 2018 yılına ait finansal tabloların gerçeği yansıttığını iddia etmekle birlikte bu hususu kanıtlayacak hiçbir delile dava dilekçesinde yer vermediğini, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının gereğinin yerine getirilmediği yönündeki iddialarında olduğu gibi finansal tabloların gerçeği yansıtmadığına ilişkin iddialarının da dayanaksız olduğunu, davacı finansal tabloların gerçeği yansıtmadığını ve eksik olduğuna ilişkin iddialarının dayanağı şirket kâr-zarar durumuna ilişkin olup bir şirketin bir faaliyet döneminde zarar etmiş olmasının finansal tablolarının gerçeği yansıtmadığı sonucunu doğurmayacağını, davacı tarafın mevcut hisse sayısıyla müvekkili şirkette görev alacak yönetim kurulu üyelerini belirleme yetkisinin olmadığını, yönetim kurulu üyesi olarak belirlenen kişinin sadece yabancı olması nedeniyle sorumluluktan kaçma çabası olarak değerlendirilemeyeceğini beyanla usul ve esas yönünden itirazların dikkate alınarak davanın reddine, her türlü harç ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … 16/12/2019 tarihinde yapılan 2018 mali yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli, 2018 mali yılı hakim ve bağlı şirketlerle ilişkiler hakkında faaliyet raporu, … Noterliği’nin 11/03/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, … Noterliği’nin 08/07/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, Ticaret Sicil kayıtları, Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas 2020/… Karar sayılı dava dosyası, bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamın incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … A.Ş. Aleyhine davalı şirketin 15/10/2018 tarihli 2017 yılına ait olağan genel kurulunda alınmış bulunan 3,4,5 ve 6 nolu kararlarının iptalinie ilişkin davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edildiği ve kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 18/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre;
a)Somut uyuşmazlıkta, dava konusunun, davalı şirketi ortağı olan davacının davalı şirketin 16.12.2019 tarihli 2018 yılına ait Genel Kurulu toplantısına ait 3, 4, 7, 9, 11 ve 12 numaralı kararların iptaline karar verilmesi talebinden ibaret olduğu,
b)Davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
c)Davalı şirketin Yönetim Kurulunun davadışı … şirketininden müteşekkil olduğu, temsil yetkisinin de Yönetim Kurulu Başkanında olduğu anlaşıldığı, davadışı … ‘nın dava dilekçesinde belirtildiği gibi davadışı … şirketinin CEO su olması durumunda, davalı şirkette de yetkili olarak değerlendirilebileceği kanaatine varıldığı, Şirketin mali durumuna göre 3 aylık toplam 30.307,73 TL tutarındaki “danışmanlık vs.” bedel makul görüldüğü,
d)Yapılan mali inceleme neticesinde, davacı yanın itirazlarının temelinde davalı şirketin hâkim ortağı olan davadışı … firmasının hissedarı olan davadışı … ve … şirketleri ile davalı şirket arasında yapılan 500.000,00 Euro’luk hisseye dönüştürülebilir kredinin davalı şirket lehine kullanılmadığı, davalı şirketin örtülü kazanç aktarımı için kullanıldığı yönünde olduğu,
e)Davalı şirketin 500.000,00 Euroluk hisseye dönüştürülebilir kredi anlaşması yapmış olduğu, 500.000,00 Euroluk meblağın davalı hesaplarına geçmiş olduğu, mezkur kredinin 80.000,00 Euroluk kısmının şirket faaliyetleri nedeniyle kullanılmış olduğu, geri kalan kısmın 340.000,00 Euro bölümünün … şirketine, 80.000,00 Euro luk bölümünün … şirketine aktarılmış olduğu, Mezkur aktarımlar ile ilgili davalı şirket ile davadışı şirketler arasında sözleşmeler yapıldığı anlaşılmaktadır, ancak sözleşmelerin yeminli Türkçe tercümeleri dosyaya sunulmadığından sözleşmelerin içeriklerine ilişkin değerlendirme yapılamadığı,
f)Neticeten; Mevcut verilerle Genel Kurulu toplantısına ait 3, 4 no.lu kararlara ilişkin davalı şirket kayıtlarında sınırlı denetim boyutunda yapılan incelemelere göre mali yönden tutarsızlığın gözlemlenmediği kanaati edinildiği bildirilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … ile Şirketler Hukuku Uzmanı … tarafından sunulan 28/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; dava konusu genel kurul kararlarının iptali şartlarının oluşmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı şirket aleyhine açılan genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirketin 16/12/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 7, 9, 11 ve 12 numaralı kararların kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise genel kurul toplantısında alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketin Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …nün … sicil numarasına kayıtlı … A.Ş. ünvanlı şirket olduğu ve merkezinin Kağıthane/ İstanbul olduğu, buna göre Mahkememizin yetkili olduğu, şirketin son tescilinin 10/01/2020 tarihinde yapıldığı, iptali istenen genel kurula ilişkin tutanak ve hazirun cetvelinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davalı şirketin 16/12/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan ve iptali talep edilen 3,4,7,9,11 ve 12 numaralı kararların şirket esas sözleşmesine, usule, yasaya ve iyiniyet kurallarına uygun olup olmadığına ilişkindir.
Mali Müşavir Bilirkişi … ile Şirketler Hukuku Uzmanı … tarafından düzenlenen 28/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; dava konusu genel kurul kararlarının iptali şartlarının oluşmadığı bildirilmiştir.
Dava konusu ihtilafa ilişkin TTK’da genel kurul kararlarının iptali başlığı altında belirtilen düzenlemelere bakılacak olursa;
TTK 445. maddesinde; İptal sebepleri ; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
TTK 446. maddesinde ise İptal davası açabilecek kişiler ; ” (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir. ” şeklinde belirtilmiştir.
Bu kapsamda davacı tarafından iptal davasının 3 aylık yasal süresinde açıldığı, davacının davalı şirketteki hisse oranının %3,9 olduğu, dava konusu genel kurul kararlarına muhalif olma şartının toplantı tutanağındaki muhalefet şerhi ile sağlandığı dava konusu 16/12/2019 tarihli genel kurulun usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığı, toplantı ve karar nisaplarına uyulduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin ortaklık payları toplamının 127.175 olduğu, sermayesinin de 127.175 TL den oluştuğu, davacı …’in 5000 paya, diğer ortak …’nin 122.175 paya sahip olduğu, 16/12/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinin yapılan incelemesinde; davacı şirket ortağının asaleten diğer ortağın vekaleten temsil edilerek toplantıya katıldıkları, iptali istenen 3,4,7,9,11 ve 12 numaralı kararların davacının sahip olduğu 5000 pay oranına karşılık gelen olumsuz oy, 122.175 paya karşılık gelen olumlu oy ile oy çokluğu ile kabul edilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça davalı şirketin 16/12/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3,4,7,9,11 ve 12 numaralı kararların usul ve yasaya aykırı şekilde alındığından bahisle iptaline yönelik dava açılmış ise de; davalı şirket tarafından 16/12/2019 tarihli genel kurul çağrısının usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığı, dava konusu 16/12/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının 3. gündem maddesinin faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin olduğu, 4. gündem maddesinin bilanço ve kar zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin olduğu, 7. gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine ilişkin olduğu, 9. gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerinin seçilmelerine ilişkin olduğu, 11. gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerine TTK. m. 395 ve 396 hükümleri kapsamına giren faaliyetlerde izin verilmesine ilişkin olduğu, 12. gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerine şirketin sahip olduğu malvarlığının satılması yönünde izin verilmesine ilişkin olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça davalı şirketin mali tablo ve raporlarının gerçeği yansıtmadığı, şirketin kötü yönetildiği iddia edilmiş ise de yetki verilen yönetim kurulu üyesinin şirketi zarara uğrattığına, şirketin kötü yönetildiğine ilişkin herhangi bir somut delil sunulmadığı, davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, anonim şirketlerde çoğunluk ilkesi hakim olduğundan ve yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve görevden alınması genel kurulun münhasır yetkileri arasında bulunduğundan, çoğunluk ilkesinin egemen olduğu anonim ortaklıkta genel kurulun yönetim kurulu üyelerini her zaman değiştirme yetkisi bulunduğu, bu haliyle düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetim elverişli bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalı şirketin 16/12/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların toplantı ve karar nisaplarına uygun alındığı ve Genel Kurulun takdirinde bulunduğu, kararlarda TTK 445. maddesi kapsamında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı bir hal olmadığı açık olup alınan genel kurul kararlarında kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı bir hal olmadığından dava konusu genel kurul kararlarının iptal şartlarının bulunmadığı, dava konusu genel kurul kararlarının geçerli olduğu, iptaline karar verilmesini gerektirecek her hangi bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan DAVANIN REDDİNE,
2- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 59,30-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 4,90-TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan maktu 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/11/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.