Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/168 E. 2020/324 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/168 Esas
KARAR NO:2020/324

DAVA:İtirazın İptali (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/11/2019
KARAR TARİHİ:03/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 11/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiyi tarafından davalıya 15/11/2018 tarihinde 500.000 $ (USD) emanet olarak ödeme yaptığını, davalı tarafça geri ödenmediğini bu nedenle davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra tikibi ile alacağın tahsilinin talep edildiğini, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takip tarihi esas alınarak 500. 000, 00 USD ve ihtar tarihinden takip tarihene kadar 438,36 USD faiz olmak üzere 500,438,36 USD karşılığı 2.849,145,71 TL alacağının bulunduğunun tespitine, takibin takip talebindeki koşullara göre aynen devamına, alacağın likit olması nedeniyle takip miktarı üzerinden % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış olan anlaşmanın ariyet sözleşmesi olduğunu ariyet olarak verilmiş olan paranın, davacı asil ve/veya tayin etmiş olduğu kişilerin hesaplarına aktarılması/ödenmesi ile ilgili olduğundan, davalı şirket her ne kadar tacir olsa da davacı asil tacir olmadığı için, bu ihtilafın çözümünün Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğunu, müvekkil şirket gerek nakdi gerekse ayni nakdi ve her türlü ticari emtiayı emanet alıp muhafaza ile emanet verenin talep ve istekleri doğrultusunda emanet olarak tevdi edileni yani dava konusundaki nakdi bedel de olduğu gibi üçün şahıslara ya da emanet verenin hesabına havale ettiğini, yapılan havale işlemlerinin … Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu (…)’na bir bilgilendirme yazısı ile iletildiğini, bunun yanında tarafın isteklerine uygun yapılan havaleler için havale alıcısı şahıslara ait karşılık proforma faturalar esas alınarak işlem tesis edildiğini, nitekim müvekkil şirketin faaliyet alanına uygun emanet verenin istekleri doğrultusunda yapılan işlemler için vergilendirilmiş hizmet bedeli fatura kesmek sureti ile işlemler gerçekleştirildiğini, bu hususla ilgili, müvekkil şirketin faaliyet konularını açıklar şirket sözleşmesi, yediemin olarak gönderilen para/dövize ilişkin banka hesap kayıtları, davacı tarafın isteği doğrultusunda emanet bırakılan paranın aktarıldığı banka hesapları ve hesap sahiplerine ilişkin bilgileri içerir banka gönderi dekontları, yapılan gönderiye ilişkin davalı şirket tarafından kesilmiş faturalar ve buna dair her türlü ticari kayıtları sunduklarını, üçüncü kişilere davacının nam ve hesabına ancak davalı şirketin banka hesapları emanetçi sıfatı ile vasıta kılınarak yapılmış olan gönderilere ilişkin, gönderinin yasal dayanağı belge, proforma faturalar davacı taraftan davalı taraftan istenince ve buna dair davalı yanca noterden ihtarname gönderilince iş bu davaya esas icra takibi ve bu davanın ikame edildiğini ki; resmi kayıt niteliğindeki ve davalı şirket ana sözleşmesini havi faaliyet alanı ve faaliyet alanına uygun olarak tutulması gereken zorunlu ticari kayıtlardan kesin delil mahiyeti iler tespit edileceği üzere, davacı yanın davalı yandan hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını bu nedenlerle aksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile icra dosyasına yapılmış olan itirazımın kabulüne; davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine ödünç verilen paranın tahsiline yönelik başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf; müvekkili tarafından davalıya 15.11.2018 tarihinde 500.000,00 USD emanet olarak ödeme yapıldığını, müvekkilin, işbu bedeli … …(…) şubesindeki … İBAN NOLU hesabından davalının … şubesinin … nolu banka hesabına “Emanet” olarak yatırıldığını, davalı tarafından bu bedelin alındığını, davalıdan bu bedelin sözlü istendiğini ancak ödeme yapılmayınca bu kez … Noterliğinin 03.09.2019 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile ödemenin yapılması talep edildiğini, ancak ödeme yapılmayınca bu kez …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, alacağın borçlu davalı tarafından ödenmediğini bu nedenle başllattıkları icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise taraflar arasındaki sözleşmenin ariyet sözleşmesi olduğunu davacının tacir olmadığını bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı tarafın alacağının bulunmadığını, haksız davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı 12/11/2019 tarihli ilamı ile uyuşmazlığın çözümü Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Mahkememizin kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 04/03/2020 tarih 2020/236 Esas, 2020/481 Karar sayılı ilamıyla; “dosyadaki davacının iddiaları nazara alındığında, emanet olarak verildiği iddia edilen bedeller yönünden taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.’nun 4. Maddesinde belirtilen mutlak ticari dava olup olmadığı hususunun tarafların bu yöndeki delilleri ve beyanları toplandıktan sonra değerlendirilmesi gerekirken davalının hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmeden verilen görevsizlik kararı yerinde görülmeyerek, gerekli araştırmalar yapılmak ve tarafların delilleri toplanarak görev hususunda bir değerlendirme yapılmak üzere kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaati ile mahkememizin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce istinaf ilamı doğrultusunda yapılan gerekli araştırmalar sonucunda; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısına göre davacı asil …’nin gerçek kişi tacir kaydı bulunmadığı, Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre de davacı asilin vergi kaydı bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf duruşmada her ne kadar davacının kazanç elde etme amacıyla hareket ettiğini beyan etse de görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen araştırılması gereken bir husus olduğundan davacı tarafın beyanıyla bağlı olmayıp davanın ticari dava sayılması için davacın tacir olması gerekmekle, gelen belgeler kapsamında davacı tarafın tacir olmadığı sabittir. Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesi ile taraflara arasındaki sözleşmenin ariyet sözleşmesi olduğu, davacının tacir olmadığı bu nedenle ihtilafı çözmeye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu beyan edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibine ve davaya konu edilen dava dilekçesinde miktarı ve cinsi belirtilen paranın davalıya ödünç olarak verilip verilmediği, iade edilip edilmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususundadır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda dava konusu ihtilaf davacı tarafça davalıya ödünç olarak verilen döviz cinsi paranın davalı tarafça alınıp alınmadığı ve davacıya geri ödenmesi gerekip gerekmediğine ilişkin olup, yukarıda bahsedildiği üzere TTK 4/f maddesinde ”Bankalara diğer kredi kuruluşlarını finansal kurumlarına ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerin” mutlak ticari dava olduğunu belirtmiştir. Ancak aynı maddenin devamında da herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davaların bunun istinası olduğu belirtilmiştir. Eldeki davada davalı taraf tacir olsa da davacı tarafın vergi kaydına ve ticaret sicil kaydına göre tacir olmadığı ve ticaretle uğraştığına dair herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafça sunulan belgeler ile de davacı tarafça davalıya ödünç/emanet verildiği iddia edilen bedelin herhangi bir ticari iş ya da işletmeyle alakalı olmadığı, davacının tacir olmadığı göz önüne alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın borçlar kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği açık olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2018/1187 Esas, 2018/933 Karar sayılı içtihatı da bu doğrultudadır.
Dava dava konusu alacağın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş niteliğinde olmadığından somut olayda dava TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan değildir. Bu itibarla davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize yapılacak talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
03/09/2020

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza