Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/149 E. 2022/697 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/149 Esas
KARAR NO : 2022/697
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 05/11/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafça davacı aleyhinde …. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasında davacının senedin kefili olarak gösterildiği 26/03/2015 düzenleme 23/03/2015 vade tarihli ve 832.000,00-TL bedelli senede dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinin yapıldığını, davacı süresinde icra takibine karşı imza inkarında bulunamaması nedeniyle takibin kesinleştiği, takibe konu senetteki davacıya atfedilen ve kefil hanesinin karşısına yazılan ismi altındaki imzanın davacıya ait olmadığını, mahkememizce yaptırılacak imza incelemesi neticesinde senetteki imzanın davacının eli mahsulü olmadığının açıkça anlaşılacağının, dolayısıyla imzasını ihtiva etmeyen bir senetten ve senette mündemiç olan borçtan dolayı davacının sorumlu olabilmesinini hukuken mümkün olmadığını, ayrıca davacı takibe konu senedi kefil olarak imzalamış gözükmekte olduğunu, imzaları kabul anlamına gelmemek kaydıyla TBK’ya göre bu kefaletlerin de geçerli olmadığını, TBK’ya kefaletin geçerli olabilmesi için eşin rızasının olmasının, kefalet tarihi ile kefalet miktarının da kefil tarafından el yazısı ile yazılmasının gerektiğini, oysa takibe konu senet bu şartları ihtiva edememekte olduğunu, senette davacının eşinin rızası olmadığı gibi kefalet tarihi ve kefalet miktarları da davacının eli mahsulünün olmadığını, bu nedenle de bu senetten dolayı davacının sorumlu ve borçlu olabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, tüm bu sebeplerle işbu davanın açıldığını, … İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı icra dosyasıyla takibe konulan 27/03/2015 vadeli ve 832.000-TL bedelli senette davacıya atfedilen imzaların davacıya ait olmaması nedeniyle davacının bu senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespitini, davalı tarafın %20 den az olmamak kaydıyla tazminat ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf süresinde davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı vekili Mahkememizin 17/09/2020 tarihli ilk celsesinde; “Bilirkişi raporuna itirazlarımızı ayrıntılı olarak sunduk tekrar ederiz dilekçemizde belirtmiş olduğumuz yargıtay ilamlarına göre bilirkişi raporu karar vermeye yeterli değildir bu nedenle eksiklikler giderildikten sonra ATK’dan yeniden rapor alınsın davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası, 26/03/2015 düzenleme tarihli, 27/03/2015 vade tarihli, 832.000,00-TL bedelli dava konusu bono, İmza incelemesine esas davacının imza asıllarının bulunduğu belge asılları, Davalı şirketin sicil kaydı, Grafolog Bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu Raporu ve tüm dosya kapsamı.
…. İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … San. Ve Tic. A.Ş. tarafından borçlular … San. Ve Tic. A.Ş., … …, … San. Ve Tic. A.Ş. ve davacı … aleyhine, 832.000.00 TL Miktarlı 26/03/2015 Tanzim Tarihli Senetten kaynaklanan alacağa ilişkin 837.266,82 TL toplam alacakiçin kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır.
…. İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı icra dosyasına konu bono aslının incelenmesinde; 26/03/2015 düzenleme tarihli, 27/03/2015 vade tarihli, 832.000,00-TL bedelli, borçluları …A.Ş., …, ..Tic. A.Ş. ve kefili …, alacaklısı … San. Tic. A.Ş. olduğu anlaşılmıştır.
İnceleme ve Sahtecilik uzmanı bilirkişi …tarafından hazırlanan 10/08/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; İnceleme konusu borçlusu …, kefili …, alacaklısı … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi olan 27/03/2015 ödeme 26/03/2015 düzenleme tarihli 832.000-TL tutarlı senette … adına atılmış ve yukarıda özellikleri belirtilen kefil imzaları ile …’a ait mevcut mukayese imzalar arasında ters biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılıklar saptandığından, inceleme konusu kefil imzalarının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’un eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 20/05/2022 tarihli hazırlanan rapora göre; 02/04/2015 tarihli … ne hitaben dilekçe mukayese dışı tutularak yapılan incelemede, inceleme konusu senette … adına atılı imzalar ile …’un mukayese imzaları arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farkılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’un eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafça davalı aleyhine açılan kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf takibe konu bono üzerindeki kefil hanesinin karşısındaki imzasının kendisine ait olmadığını dava konusu senetten dolayı davalı taraf borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli takip yapan davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise davaya süresinde cevap vermeyerek ve duruşmadaki beyanları haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ilk başta davanın zorunlu arabulucuğu tabi olduğu gerekçesiyle Mahkememizin 07/11/2019 tarih, 2019/ … Esas 2019/… sayılı kararıyla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafın istinaf yasa yoluna başvurması üzerine …Hukuk Dairesi’nin 27/02/2020 tarih, 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamıyla davanın menfi tespit davası olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı gerekçesiyle Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmesi üzerine dava yukarıdaki yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu …. İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … San. Ve Tic. A.Ş. tarafından borçlular … Ve Tic. A.Ş., …, …Ve Tic. A.Ş. ve davacı … aleyhine, 832.000.00 TL Miktarlı 26/03/2015 Tanzim Tarihli Senetten kaynaklanan alacağa ilişkin 837.266,82 TL toplam alacakiçin kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinin derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu olan …. İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı icra dosyasına konu bono aslının incelenmesinde; 26/03/2015 düzenleme tarihli, 27/03/2015 vade tarihli, 832.000,00-TL bedelli, borçluları … San. Ve Tic. A.Ş., … …, …- San. Ve Tic. A.Ş. ve kefili …, alacaklısı … San. Tic. A.Ş. olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın dava konusu bonodaki imzaya itirazı üzerine davacı asilin imza örnekleri usulüne uygun alınarak, davacının imza asıllarının bulunduğu belge asılları imza incelemesine esas olmak üzere celp edilmiş ve dava konusu bonodaki imzanın davacı asile ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılmıştır.
İnceleme ve Sahtecilik Uzmanı Bilirkişi … tarafından hazırlanan 10/08/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; inceleme konusu borçlusu …, kefili …, alacaklısı … Sanayi Ticaret A.Ş. olan 27/03/2015 ödeme 26/03/2015 düzenleme tarihli 832.000-TL tutarlı senette … adına atılmış ve yukarıda özellikleri belirtilen kefil imzaları ile …’a ait mevcut mukayese imzalar arasında ters biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılıklar saptandığından, inceleme konusu kefil imzalarının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’un eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Grafolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporda bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de incelemenin sadece alınan imza örnekleri ve dava konusu bono üzerinden yapılması, imza incelemesine esas diğer belgelerin fotokopi olması nedeniyle davacının dava konusu bononun düzenlendiği tarihe yakın tarihte kullandığı imza asıllarının da kıyasen imza incelemesinde değerlendirilmesi gerektiğinden grafolog bilirkişi raporu tek başına karar vermeye yeterli görülmeyerek Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinden imza incelemesine esas rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 25/03/2021 tarihli ön rapora göre; İnceleme konusu belgede sorulan husus doğrultusunda sağlıklı bir değerlendirme yapılarak sonuç bildirir rapor tanzim edilebilmesi için …’un inceleme konusu belgenin düzenleme tarihine yakın ve tercihen bu tarihten önce başka amaçlarla atmış olduğu bol ve samimi imzaları içerir belgelerin muhtarlık, noterler, bankalar, seçim kurulları, tapu ve vergi daireleri, nüfus müdürlükleri, evlendirme dairesi, dernekler ve vakıflar gibi çeşitli kurum ve kuruluşlardan temini edilerek mevcutlar ve adli dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumuna tekrardan gönderilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından belirtilen eksikler hususunda ilgili makamlardan davacının imza asıllarının bulunduğu belge asılları celp edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından yapılan inceleme sonrası 06/12/2021 tarihli ön rapora göre; Gönderilen belgeler kapsamında 02/04/2015 tarihli … ne hitaben yazılmış dilekçe, …’a gösterilerek bu belgenin altında yer alan mikrama kaşe izi üzerinde atılı imzayı kabul edip etmediği hususuna açıklık getirilmesi, temini mümkünse …’un inceleme konusu belgenin düzenleme tarihine yakın ve tercihen bu tarihten önce başka amaçlarla atmış olduğu bol ve samimi imzalarını içerir belgelerin muhtarlıklar, noterler, banklar, seçim kurulları, tapu ve vergi daireleri, nüfus müdürlükleri, evlendirme dairesi, dernekler ve vakıflar gibi çeşitli kurum ve kuruluşlardan temin edilerek mevcut ve adli dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumuna tekrardan gönderilmesinin gerektiği belirtmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından belirtilen eksiklik hususunda Davacı … tarafından mahkememize sunulan 15/12/2021 tarihli talep dilekçesinde özetle; … ne hitaben yazılmış 02/04/2015 tarihli dilekçedeki yazılar ile dilekçe altında yer alan mikrama kaşe üzerindeki imzanın kesinlikle kendisine ait olmadığını, böyle bir dilekçeyi yazmadığını ve imzalamadığını, bu beyanı ile raporda belirtilen husus açıklığa kavuşmuş olduğundan ve dosya içerisinde imza incelemesine yetecek miktarda mukayese imza örneği mevcut olduğundan dosyanın yeniden Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesine gönderilerek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 20/05/2022 tarihli hazırlanan nihai rapora göre; 02/04/2015 tarihli … ne hitaben dilekçe mukayese dışı tutularak yapılan incelemede, inceleme konusu senette … adına atılı imzalar ile …’un mukayese imzaları arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farkılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’un eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı vekili tarafından adli tıp raporuna karşı itirazında; davacının isticvap edilmesi gerektiği, bu husus yerine getirmeden imza incelemesi yapıldığı, davacının incelemeye esas imza asıllarının usulüne uygun toplanmadığı bu nedenle adli tıp raporunun hatalı olduğu, yeni rapor alınması gerektiği ileri sürülmüş ise de düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporu dosya kapsamına uygun ve denetime el verişli bulunduğundan, davalı tarafın yeni rapor alınması talebinin ve davacının imza örneklerinin usulüne uygun şekilde alınmış ve toplanmış olması nedeniyle isticvabın esasa bir etkisi olmayacağından, davalının davacı asilin isticvabı talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, toplanan deliller ve adi tıp raporuna raporuna göre; davacı tarafça takip konusu bonodaki imzaya itiraz edilmesi nedeniyle davacının alınan ıslak imza örnekleri ve bononun düzenlendiği tarihe yakın tarihte davacının attığı imzaların bulunduğu belge asılları ile dava konusu bonodaki kefil kısmında davacı asil …’un ismi yanında yer alan imzanın karşılaştırılması suretiyle söz konusu imzanın davacı …’un eli ürünü olup olmadığı hususunda yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 20/05/2022 tarihli raporda dava konusu bonodoki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, düzenlenen rapor denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğundan davacı tarafın bonodaki imzaya itirazının geçerli olduğu ve bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı sabit olduğundan dava ve takip konusu bonodan dolayı Davacı …’un …. İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı icra dosyasında takip konusu alacaklısı davalı … San. Tic. A.Ş. olan 27/03/2015 vade, 26/03/2015 düzenleme tarihli, 832.000,00-TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve basiretli tacir olan davalının huzurunda düzenlenmesi gereken ancak düzenlenmemişse imzaların sıhhatini kontrol etmesi gerekmesine rağmen aksi yönde hareket ederek davacı kefilin imzalamadığı bonodan dolayı davacı hakkında kötü niyetli takip başlattığı anlaşıldığından asıl alacağın (832.000,00-TL’nin) %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı …’un …. İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı icra dosyasında takip konusu alacaklısı davalı … San. Tic. A.Ş. olan 27/03/2015 vade, 26/03/2015 düzenleme tarihli, 832.000,00-TL bedelli bonodan dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
b) Asıl alacağın (832.000,00-TL’nin) %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 56.833,92-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 42.625,44-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 44,40-TL başvuru harcı, 14.208,48-TL peşin harç olmak üzere toplam 14.252,88-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 35 adet tebligat gideri 350,65-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL, adli tıp fatura bedeli 1.295,00-TL olmak üzere toplam 2.395,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa bırakılmasına,
5- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 109.520,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.