Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/146 E. 2020/169 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/146 Esas
KARAR NO : 2020/169

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 05/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davanın menfi tespit davası olduğu için arabuluculuğa başvurmaya gerek olmadığını, menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığını, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını, davalı alacaklının 27/01/2020 tarihinde 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkile karşı 30.000,00-TL tutarındaki …bank T.A.Ş … numaralı çeke istinaden kambiyo senetleri mahsus haciz yolu ile icra takibine giriştiğini, söz konusu takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup menfi tespit talebinin kabulü ile takibin iptal edilmesi gerektiğini, takibe dayanak olarak göterine çekin 30/12/2019 tarihinde bankaya ibraz edilmiş olduğunu, keşide edilen tarihte tahrifat yapılmış olduğunu, tarihi değiştiren parafın müvekkile ait olmadığınoı söz konusu sair hususa ilişkin olarak da çekin üzerinde tahrifat edilen kısma ilişkin atılan imzanın bilirkişi incelemesi neticesinde de imzanın müvekkile ait olmadığının görülebileceğini, banka tarafından karşılıksız çek işlemi yapılmadığını, çek üzerinde oynama, tahrifat yapmanın resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğunu, çekte tahrifat yapmanın çek vazfının yitirilmesine neden olduğunu, çekte yapılan değişiklik sonucu çekin geçerliliğini yitirmemesi için paraf atılması gerektiğini, paraf atılan yerde geçerli bir imzalı olması gerektiğini, aksi taktirde bu hususun bir suç oluşturduğunu, söz konusu çekte müvekkili tarafından atılan imza olmaması nedeniyle savcılık nezdinde de şikayet haklarını saklı tutmakta olduklarını, davalı alacaklı tarafından takip konusu çek vadesinde ğişiklik yapılarak çekin icraya koyulduğunu, işbu değişikliğin bilirkişi marifetiyle tespitini, davalı tarafça başlatılan takibin iptali ile müvekkil hakkında yasal unsurları mevcut olmayan çeke bağlı icra takibinin müvekkili zararına sebebiyet vereceği için icra takibinin durdurulmasını, müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilerek davalı yanın alacak miktarının %20’sinen az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. HMK 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir.
Dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Uyap’ta yapılan kontrolde arabuluculuk dosyasının ilgili dosya bağlantısının yapılmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde arabuluculuk başvurusu yapmaksızın doğrudan dava açıldığına dair beyanda bulunduğu görülmüş, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı anlaşılmıştır. Dava menfi tespit davası olup temelinde taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinden kaynaklı ihtilaf olması nedeniyle TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/2456 Esas, 2019/1688 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu nedenle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 1.344,52-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.290,12-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır