Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/123 E. 2020/538 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/123 Esas
KARAR NO : 2020/538

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 28.10.2014 tarihli satış sözleşmesi imzalandığı, davacı şirket tarafından üye kuruluşlar vasıtası ile müşteri şirket personeline elektronik ödeme kartı ile yemek yeme ve akaryakıt alma olanağı sağladığı sistem, hizmet ve bu hizmetin bedelinin ödenmesine ilişkin şartlar satış sözleşmesi’ nin konusunu oluşturduğu, işbu davanın konusunu oluşturan alacak, yukarıda belirtilen sözleşmeden doğan alacaklara ilişkin kesilmiş faturalardan kaynaklandığı, davacı şirketin uyarılarına rağmen borcun ödenmemesi sonucunda alacağın tahsili için istanbul … icra müdürlüğü’ nün … e sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirket borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durduğu, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… e sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Davacı taraf ile davalı taraf arasında imzalanmış olan sözleşme davalı şirketin hisseleri devredilmeden önce yapılmış bir sözleşme olduğu, hisseler devredildikten sonra bir süre daha davacı şirketten hizmet alınmış ise de 2018 yılında baş gösteren ve etkileri 2019 yılında da devam eden ekonomik kriz nedeniyle davalı şirketin personel sayısı iyice azaldığı için davacı şirketten hizmet alınmasına gerek kalmadığı, davacı şirketin faturalarında belirtmiş olduğu hizmetler davacıdan alınmadığı, davacının ekstrelerinde alacaklı gözükmesi veya faturaların düzenlenerek davalıya gönderilmiş olmasının yeterli olmadığı, Davanın reddine, % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası, davacı ticari defter ve kayıtları, taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi, bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasında 19/07/2019 tarihinde faturadan kaynaklanan 49.892,33 TL asıl alacak ve 1.988,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.880,88 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun süresi içerisinde 01/08/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için öninceleme duruşmasında ihtar edildiği, ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacı ya ait 2019 yılı yasal defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davalı defterleri inceleme anında ve sonrasında sunulmadığı, Davacı ile davalı arasında dava konusu ile ilgili olarak aralarında 28.10.2014 tarihli Satış Sözleşmesinin var olduğu, Dava dosyası, taraf ticari defterleri ve delil niteliği dosyaya sunulu evraklar, tarafımca yapılan incelemeler neticesinde, davacı şirketin davalı şirketten 19.07.2019 TAKİP tarihi itibariyle 49.890,52 TL asıl ALACAKLI olduğu, takip talebinin ise 49.892,33 TL asıl alacaklı olduğu, davacı şirketin sadece asıl alacak talebinin var olduğu, davacı şirket 19.07.2019 tarihinde icra işlemine başlamış olması nedeniyle alacağını 128 Şüpheli Alacaklar Hesabına devir yaptığı, yapılan kayıt muhasebe işlemlerine uygun ve doğru bir kayıt olduğu, Dava konusu olan dava dosyasında mevcut olan faturalar üzerinde “…Restaurant Yemek Bedeli” yazılı olduğu, e fatura olması dolayısıyla davalı tarafa faturaların tebliğ edildiği ve faturalara itiraz edildiğine dair bir bilgi ve belgenin dava dosyasında mevcut olmadığı, faturaların tebliğ tarihleri liste olarak yer aldığı, Faiz talebinin değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, İcra takibinin davalıya 25.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun ise 01.08.2019 tarihinde itiraz dilekçesini verdiği, dolayısıyla davalı borçlu 7 günlük yasal sürede itiraz ettiği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı ile davalı arasında taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki ve buna bağlı olarak faturaya ve cari hesaba dayalı ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafın dosyaya sunduğu ticari defterlerine takip konusu alacağı işlediği yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olup, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların e fatura olduğu ve davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde icra takibinde itirazda bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşmeye ve faturalara konu hizmetin verildiğinin ve buna ilişkin faturanın düzenlendiği sabit olup, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu faturadan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davacının asıl alacak olan 49.890,52 TL yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (9.978,10-TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 49.890,52 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(9.978,10-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.408,02-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 592,64-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.815,38-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.285,77-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 01,81-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 592,64-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru, 7,80-TL vekalet harcı, 700-TL Bilirkişi ücreti ve 62,00-TL posta giderinden ibaret toplam 824,20-TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 824,16 -TL sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin kabul ve red oranları dikkate alınarak 1.319,86-TL sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 0,14-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır