Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/117 E. 2022/647 K. 28.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/117 Esas
KARAR NO : 2022/647
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 28/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 20/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının yayıncılık ve e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren ve özellikle internetten kitap satışı konusunda geniş kapsamlı dağıtım ağı ile hizmet veren İstanbul’da kurulu bir firma olduğunu, taraflar arasında bu faaliyet kapsamında kurulan ticarete bağlı olarak bir hesap ilişkisi bulunduğunu, davacı şirketin davalı borçludan söz konusu ticari ilişki sebebiyle doğan alacağını tahsil edememesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyasına konu borca yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının itiraz konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödeme mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, bilirkişi raporu, … Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yolu ile aldırılan 09/12/2021 tarihli bilirkişi raporu, 22/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Davacı tanıklarından … 02/04/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; “Davacı şirkette mali işler uzmanı olarak 3 yıldır görev yaptığını, davacı şirketin siteler aracılığı ile internet üzerinden kitap satışı yaptığını, ayrıca Esenyurtta deposu olduğunu, bu depo aracılığı ile kitap satışı yaptığını, davalı kırtasiye ile davacı şirket arasındaki cari hesap ilişkisi 2014 yılının Ağustos ayında başladığını, Eylül ayında da bittiğini, kendisi davacı işyerinde Mayıs 2018 yılından beri çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kayıtlar vasıtası ile haberdar olduğunu, alacak bakiyesi cari hesaplarda belli olduğunu…” beyan etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yolu ile davalı ticari defter ve bağlı kayıtlarının incelenmesine ilişkin alınan Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 09/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; ” Davalının 2017 ve 2018 yıllarında 2.Sınıf tacirlerin tutmak zorunda olduğu İşletme Defteri tuttuğu, 2019 yılında l.Sınıf tacirlerin tutmak zorunda olduğu Yevmiye-Defter-i Kebir ve Envanter Defteri tuttuğu. İlgili dönem defter kayıtların yasal mevzuat ve Tekdüzen Hesap Planına uygun bir şekilde tutulduğu, Açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içinde yapıldığı,
Davalının 05/10/2017-30/12/2019 dönemlerinde … vergi dairesinin … TC kimlik numarası ile Mükellefiyet kaydının bulunduğu,
Davalının 2018 yılı İşletme Defteri kayıtlarında Davacı firma adına 8 adet kaydın mevcut olduğu, dolayısı ile davalı ile davacı arasında bir Ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalının 2017 yılına ait İşletme defterinde davacı adına herhangi bir kaydın mevcut olmadığı,
Davalının 2019 yılı Yevmiye Defteri Cari kayıtlarında davacı adına herhangi bir kaydın mevcut olmadığı, dolayısı ile davalının davacıya herhangi bir Borcunun Bulunmadığı…” şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı ticari defter ve bağlı kayıtlarının incelenmesi yönünden Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 22/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ”….Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişki kapsamında davacı yanın 1.163,18 TL cari hesap bakiye alacağının davalı yandan tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu,
Davacı yan tarafından cari hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyası ile 26.09.2019 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu,
Davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 20.02.2020 tarihinde T.C. … Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/… E. sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği,
Davacının 2014-2015 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
Davacının ticari defterlerine göre; Davacı yanın takip tarihi (26.09.2019) itibariyle davalı yandan 1.163,18 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu,
Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde … Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/… Tal. Numarasıyla inceleme yapılmış olup tanzim edilen 09.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davalının 2017-2018 yıllarında 2. Sınıf tacirlerin tutmak zorunda olduğu işletme defteri tuttuğu, 2019 yılında 1. Sınıf tacirlerin tutmak zorunda olduğu yevmiye-defter-i kebir ve envanter defteri tuttuğu, ilgili dönem defter kayıtların yasal mevzuat ve Tekdüzen Hesap Planına uygun bir şekilde tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içinde yapıldığı, Davalının 2018 yılı işletme defteri kayıtlarında davacı firma adına 8 adet kaydın mevcut olduğu, dolayısı ile davalı ile davacı arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalının 2017 yılına ait işletme defterine davacı adına herhangi bir kaydın mevcut olmadığı, Davalının 2019 yılı Yevmiye defteri cari kayıtlarında davacı adına herhangi bir kaydın mevcut olmadığı, dolayısı ile davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı.” kanaatine varıldığı,
Davacının cari hesap alacağına esas düzenlediği faturaların 2014 yılını kapsamakta olduğu, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde … Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/… Tal. Numarasıyla inceleme yapılmış olup tanzim edilen raporda davalı yanın 2014 yılları ticari defterleri incelenmediğinden davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı kayıtlarında mevcut olup olmadığı tespit edilemediği,
Diğer yandan davacı kayıtlarında yer alan cari hesaba konu faturaların bedelinin ödenip ödenmediğine dair yapılan incelemede ise; Davalı taraf işletme defteri tuttuğundan bu fatura bedelini ödediğine dair kayıt olmadığından defter ile ödeme tespiti yapılamamıştır. Çünkü (işletme defterinde borç alacak ilişkisini belirtecek (satır) kayıt yoktur, işletme defterinde tahsilat ile tediye kalemleri kaydı yoktur.) Davalının yasal kayıtlarını kaydettiği defterin bir tarafında giderler, diğer tarafında ise işletmenin satış faturalarının bulunduğu gelirler kısmı mevcuttur. Taraflar arasında TTK’nun 87 ve müteakip maddelerinde sözü edilen cari hesap anlamında ve sadece bakiye üzerinden talep hakkı veren bir durumda olmadığından davalıya ait yasal defterlerinde bulunan muhasebe kayıtlarından sonuca ulaşılabilecek bilgileri alabilme olanağı bulunmamaktadır. Böyle durumlarda borçlu tarafın borcu ödediğine dair belge sunması halinde aradaki borç/alacak bakiyesini tespit edebilmek mümkün olabileceği,
Neticeten; Davacı yanın davasında haklı görülmesi halinde, davalı yan tarafından dosyaya sunulan herhangi bir ödeme belgesi görülmediğinden davacının incelenen ticari defterlerine göre davacı tarafın takip tarihi (26.09.2019) itibariyle davalı yandan 1.163,18 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu,….” şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında ticari satım(kitap satışı) nedeniyle ticari ilişki bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacının 2014-2015 ticari defterlerinin kapanış tasdiki mevcut olmadığından lehe delil olarak kabul edilmese de taraf arasında cari hesap ilişki olduğu davacının usule uygun defterleri ve davalı defterleri ile sabittir. Mahkememize konu edilen alacak ilişkisinin temeli cari hesap olarak gösterilmiştir.
TBK’nın 102. Maddesi ” Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır. ” şeklindedir. Davacı defterlerinde 2014 yılından itibaren süregelen cari hesap alacağı ve ödemeler mevcut olup, 2016 ve sonrası defterlerin lehe delil olacağı kanun gereğidir. Davalı yanın 2014-2019 defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ancak davalı tarafça 2017-2019 arası defterler bilirkişiye sunulmuştur. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile, Vergi Dairesi yazısından faal mükellef olduğunun bildirildiği dolayısıyla 2014 yılına ilişkin davalı tarafça herhangi bir belge vs. delil dosyaya sunulmadığı, borcunun bulunmadığına dair delil ibraz edilmediği, bu haliyle davacının bilirkişi raporu ile sabit olan alacağını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda anılan madde gereğince davalı tarafça daha sonra yapılan ödemeler ilk alacağa mahsuben yapılmış sayıldığından ve aksi davalı yanca ispatlanamadığından takip tarihi itibariyle davacının 1.163TL alacaklı olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Ödeme vs. gibi borcu sona erdirecek bir işlem davalı tarafça ispatlanamadığından davalı defterlerinin işletme defteri olması da bunun aksinin davalı defterleri ile ispatlanmasını mümkün kılmadığından sunulan deliller kapsamında davacının alacağını ispatladığına kanaat getirilmiş ve davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında (232,63TL) icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 111,51-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 57,11-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 927,00-TL tebligat gideri, talimat gideri 612,00 TL-TL ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.239,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.632,45-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 28/10/2022

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.