Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/988 E. 2021/685 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/988 Esas
KARAR NO : 2021/685
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile davalı arasında 14.01.2017 tarihli Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin süresi 14.01.2017 tarihinden yapı kullanma izninin alındığı tarihe kadar geçen süre olduğunu, sözleşme ile Yapı Sahibi olan davalıya ait … ili … ilçesi … İstanbul yolu … adresinde bulunan ve tapunun pafta … ada, 1 parsel numarasında kayıtlı arsa üzerine yapılacak bodrum katları dahil 5 kat, toplam 5250 m2 inşaat alanına sahip yapının projelerinin incelenmesi, ruhsata ve eklerine uygun olarak yapılmasının denetlenmesi hizmetini vereceğini, müvekkil sözleşme ile yükümlendiği edimlerini proje denetçisi mimar ve mühendisler vasıtası ile yerine getirmekte olduğunu, her bir mühendis ve mimarın denetim yapabileceği inşaat m2 si yapı denetim yasası ve yönetmeliği ile belirlendiğini, müvekkilleri sözleşme imzaladığında, sözleşme konusu inşaatın denetimi için yeteri kadar mimar ve mühendis görevlendirip bu kişilerin maaş vs. Giderlerini karşılamak zorunda olduğunu, davalı, sözleşmelerin imzalanmasından sonra bu tarihe kadar inşaata başlamadığını, İnşaata başlanmaması sebebiyle de müvekkillerine ücreti ödenmediğini ancak müvekkilinin, Denetim Kanunu ve yönetmelikleri uyarınca yasal zorunluluk sebebiyle sözleşme gereği yeteri kadar mimar ve mühendis görevlendirip bu kişilerin gider ve maaşlarını ödemek zorunda kaldığını, müvekkillerinin sözleşme sebebiyle yapmış olduğu masraflar ve uğradığı zararın tazmin edilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; 11.04.2017 tarihinde yapı ruhsatı alan ve 11.04.2019 tarihine kadar inşaata başlamayan müvekkilleri şirket sözleşmenin 3. Maddesi gereğince sözleşme ile bağlı olmadığını, bu sebeple davacı söz konusu sözleşmeye dayanarak talepte bulunamayacağını, ancak sözleşmenin sona erme tarihine kadar yapılan işlemleri talep edebileceğini, sözleşmenin 3. Maddesi ruhsat alındıktan sonra iki yıl içinde inşaata başlanılmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden sona ereceğini düzenlemiş,ancak bu sona ermeye herhangi bir yaptırım yüklemediğini, davacı sözleşmenin bu sona erme haline dayanarak işbu davayı açtığını, sözleşme bir tarafın haksız feshi ile sona ermediğini, davacının söz konusu talebi haksız olduğunu, sözleşmenin 5. Maddesinde yapı denetim hizmet bedelinin nasıl ödeneceği düzenlendiğini, buna göre, davacıya 1. Taksitte belirtilen “Ruhsat alınması aşamasında ödenecek olan proje bedeli” ödenmediğini, ancak ikinci taksitin muaccel hale gelebilmesi için davacının denetlemesi gereken bir inşaatın başlanmış olması şart olduğunu, İkinci taksit için kazı ve temel çalışması yapılmış olması gerektiğini, oysaki müvekkilleri söz konusu bölgeye inşaat yapmadığını, bu nedenle davacının talebi sözleşme ile de çeliştiğini, imzalanan
sözleşmenin 9. Maddesinde de söz konusu personelin değişebileceği belirtilmiş, personelin değiştirilmesinin şartları gösterildiğini, bu nedenle davacının iddia ettiği gibi bir zararının olması mümkün olmadığını, İsim belirtilen personel çalışmaya fiilen başlamadığı gibi başka bir işte görevlendirilmesine engel bir durum da olmadığını, müvekkil şirket, servis müşteri sayısı ve iş yoğunluğundaki artışı karşılayabilmek amacıyla ilave bina yapmayı ve atölye ile yedek parça deposunu büyütmeyi planladığını, bu nedenle öncelikle belediyeden yapı ruhsatının alınması gerekli olduğunu, bu ruhsat başvurusunun ön koşulu da yapı denetim firması ile anlaşmak olduğunu, bu sebeple projeyi yapan mimarın referansı ile davacı ile anlaşıldığını, müvekkilleri şirketin beklediği büyüme gerçekleşmemiş, araç piyasasındaki bedellerin yükselmesi müvekkil şirketin işlerini de düşürdüğünü, müvekkilleri şirketin araç satışı geçen yılın aynı dönemine göre %50, servis araç girişleri de geçen yılın aynı dönemine göre %27 azaldığını, bu sebeple söz konusu projeye müvekkilleri şirketin ticari yaşantısının tehlikeye girmemesi adına gerek duyulmamış, proje mali durumlar nedeniyle başlayamadığını, davacının işbu dava tarihine kadar sözleşme gereğince tüm hakkedişleri ödediğini, herhangi bir zararı mevcut olmadığını, Yapı ruhsatı almak için yasal zorunluluk olan yapı denetim firması ile sözleşme akdedilmesi durumu müvekkilleri şirkete yapıyı yapma yükümlülüğünü yüklemeyeceğini, neticeten; haksız ve mesnetsiz iddialara dayalı davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: 14.01.2017 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi, 11.04.2017 tarihli Yapı Ruhsatı, … Belediye Başkanlığı tarafından dosyaya sunulan CD, YİBF No: … sözleşmesi gereği çalıştırılan Yapı Denetim Hizmet Personellerinin 7 adet iş sözleşmesi, YİBF No: … yapı denetim sözleşmesinin Ulusal Yapı Denetim Bilgi Sisteminde alınan işlem tarihçesi, … Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğünün 15/11/2019 tarihli müzekkere cevabı, … Mal Müdürlüğü müzekkere cevabında yer alan yapılan ödemelere ilişkin dekontlar, … A.Ş. Gönderilen 14.01.2017 ile 31.12.2019 tarihleri arasını kapsayan personel bildirgesi, 31.12.2019 tarihli belge sureti, … İli … İlçesi … Mahallesi … ada 1 Parsel
numaralı taşınmazın tapu kaydı, … İli … İlçesi … Mahallesi … ada 1 nolu
parsele ait Harita plan örnekleri, … Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından gönderilen YİBF Denetçi ve Kontrol elemanı görevlendirmelerine ait kayıt listeleri, fatura, dekontlar, bilirkişi kök ve ek raporu, ıslah dilekçesi, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava taraflar arasından yapı denetim sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı tarafça sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı olarak davacı tarafça yapılan personel maaş giderlerinin tahsili istemine yönelik olarak alacak davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 14/01/2017 tarihinde yapı denetim sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme ile yükümlendiği edimlerini proje denetçisi, mimar ve mühendisler vasıtası ile yerine getirdiğini, müvekkilinin inşaatın denetimi için yeteri kadar personel bulundurmak zorunda olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından sonra davalının inşaata başlamadığını ve ücretin ödenmediğini, sözleşme gereği yeteri kadar mimar ve mühendisin görevlendirilip bu kişilerin gider ve maaşlarını ödemek zorunda kaldığını, görev alınacak inşaat m2 sınırlaması nedeniyle başka işlerde görev alamadıklarını belirterek uğranılan zararın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin 3. Maddesi gereğince inşaata başlanılmaması nedeniyle kendiliğinden sona erdiğini, sözleşmenin haksız fesih ile sona ermediğini bu nedenle tazminat talep edilemeyeceğini, teknik personelin fiilen işe başlamadığını ve istihdam edilmediğini bu nedenle davacının zararının bulunmadığını, davacının tüm hakedişlerinin ödendiğini, yapı ruhsatı alınmış olmasının müvekkiline yapıyı yapma yükümlülüğünü yüklemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraf delilleri toplandıktan sonra yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir, inşaat mühendisi ve sözleşme alanında uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 07/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “Dava konusunun, Taraflar arasında akdedilen 14.01.2017 tarihli yapı denetimi hizmet sözleşmesi gereğince davacının yapmış olduğu masraflarla uğradığı zararların davalı yandan tanzim edilmesi talebinden ibaret olduğu, davacı … Ltd. Şti. vekili 11.09.2020 tarihinde yapılan incelemeye gelmiş ancak ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı vekili tarafından maaşlara ilişkin ödeme dekontlarını sunulduğu, davalının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı yan tarafından … Mal Müdürlüğü’ne Yapı Denetim Bedeli adı altında 2017 yılında 10.240,20 TL tutarlı ödeme yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen 17.04.2017 tarihli 1 no.lu Hakkediş Bedeli açıklamalı 6.092,73 TL tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı
olduğu tespit edildiği, davacı yan ile davalı yan arasında 14.01.2017 tarihi arasında Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmesi imzalanmış olduğu, teknik Yönden yapılan incelemelerde; Yapı Ruhsatı alınması nedeni ile davacının hakettşiği %10 Yapı Denetim Hizmet bedelinin kendisine ödenmiş olduğu, davalı İşverenin yapı Ruhsatı aldıktan sonra inşaata başlamadığı, bu nedenle 11.04.2019 tarihinde Yapı Ruhsatının hükümsüz kaldığı, bu tarihe kadar davacı Yapı Denetim Şirketinin görevelendirdiği elemanlara yaptığı masrafın davalı İşveren payına düşen miktarı 40.811,97 TL olarak hesaplandığı, bu miktarın davacıya ödenip ödenmemesi veya bu miktardan herhangi bir indirim yapılması hususunun sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, hukuki yönden yapılan incelemelerde ise zararın oluştuğu sonucuna varıldığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Davalı vekilinin bilirkişi heyet raporuna itiraz dilekçesi doğrultusunda davacı tarafın görevlendirdiği personellerin kayıt belgeleri celp edilmiş ve itirazları değerlendirilmek üzere ek rapor alınmasına karar verilmiş, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 17/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; “Yapı Denetim Şirketinin, davalının şantiyesi için görevlendirdiği elemanları başka şantiyelerde de görevlendirmesi, yapı denetim şirketinin başka işverenlerle de aynı anda sözleşme yapmasının mümkün olduğunu, dosyaya sunulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 02.04.2021 tarihli yazısı ekinde bir elemanın aynı anda birden çok şantiyede görevlendirildiği, bu durumu ileri sürerek ödeme yapılmaması uygun bulunmadığını, hesaplamanın 14.01.2017 – 11.04.2019 arası olduğu, bahsedildiği gibi 26.04.2019, 31.05.2019, 09.08.2019, 27.09.2019 tarihleri için hesaplama yapılmadığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı taraf 25/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile kısmi olarak 10.000,00 TL olarak belirtmiş olduğu alacağını ıslah etmiş ve toplam 40.881,97 TL üzerinden karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizin 23/02/2021 tarihli duruşmasında 3 no lu ara karar gereği davacı vekiline ıslah harcını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, ıslah harcının süresi içerisinde 09/03/2021 tarihinde yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf sözleşmenin davalı tarafça ifa edilmemesi nedeniyle menfi zararının giderilmesini talep etmektedir. Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, age., s. 427). Bu husus Borçlar Kanunu’nun 108. ( 6098 sayılı TBK’nın 125/son) maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı şirket arasında 14/01/2017 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme kapsamında yapı sahibi olan davalıya ait … ili … ilçesi … İstanbul yolu … adresinde bulunan ve tapunun pafta … ada, 1 parsel numarasında kayıtlı arsa üzerine yapılacak bodrum katları dahil 5 kat, toplam 5250 m2 inşaat alanına sahip yapının projelerinin incelenmesi, ruhsata ve eklerine uygun olarak yapılmasının denetlenmesi hizmetinin davacı tarafça üstlenildiği, davaya konu sözleşme ile inşaat için, davacı yapı denetim firması tarafından mimar ve mühendis … görevlendirilmiş olduğu, davaya konu inşaat için yapı ruhsatı alındığı, ruhsat öncesi projelerin incelenmesi hizmeti karşılığı Yapı Denetim Hizmet bedelinin %10 u ödendiği, yapı ruhsatı alınmasından itibaren davalının inşaata başlamadığı ve görevlendirdiği personellere maaş ve giderlerini ödemeye devam ettiği, bu nedenle yapılan masrafların davalı tarafça tahsilini talep ettiği, davacı tarafça talep edilen görevlendirdiği personel ve maaş giderleri davalı tarafça sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı ve davacı tarafça uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan menfi zarar kapsamında olduğu ve yapı ruhsatı alınmasına rağmen inşaatın başlanmaması halinde sorumluluğun iş sahibi olan davalı şirkette bulunduğu ve zararın davalı tarafından karşılanması gerektiği, dosyadaki delillerle uyumlu ve denetime elverişli bilirkişi raporunda ruhsatının hükümsüz kaldığı 11.04.2019 tarihi itibarı ile yapı denetim firmasının elemanlarına ödediği maaş ve diğer sosyal haklardan davalının payına düşen miktarın KDV dahil 40.811,97 TL olarak hesaplandığı, davalı tarafça görevlendirilen personellerin söz konusu dönemde başka işlerde çalışması durumunda masrafların istenemeyeceğine yönelik itirazda bulunmuşsa da bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere inşaat m2 hesabına göre personelin başka işlerde görevlendirmesinin mümkün olduğu, yapılan hesaplamada davalı inşaatında görevlendirilen süre ve m2 sine göre hesaplamasının yapıldığı düzenlenen raporun hükme ve denetime elverişli olduğundan davalı vekilinin rapora yönelik itirazlarının reddine karar verilmiş ve davacının davalıdan 40.811,97 TL sözleşmeden kaynaklı menfi zararının bulunduğu anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, 30.811,97 TL’nin ıslah tarihi olan 09/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan   tahsili ile davacıya verilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile
1-) 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, 30.811,97 TL’nin ıslah tarihi olan 09/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan   tahsili ile davacıya verilmesine, 
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.787,87-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 170,78-TL peşin ve 526,18-TL ıslah harcı olmak üzere 696,96-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.090,91-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.105,56-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 70,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 44,40- TL başvuru, 170,78-TL peşin harç ve 526,18-TL ıslah harcı olmak üzere üzere toplam 741,36-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 2.400,00-TL Bilirkişi ücreti ve 212,60-TL posta giderinden ibaret toplam 2.612,6-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 2.608,13-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul red oranına göre 1.317,74-TL’sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 2,26- TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı şirket yetkilisi, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır