Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/979 E. 2019/178 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/979 Esas
KARAR NO : 2019/178

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
KARARIN
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 14/10/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin Gümüşhane’de davalı …A.Ş firması adı altında aceta olarak otobüs işletmeciliği yaptığını, bu işi yaparken müvekkil şirketin kendi adına kayıtlı otobüsleri ile de hizmet verdiğini, bu şirketten önce de diğer davalı şirket …A.Ş ile hizmet verdiğini, müvekkil şirketin kendi otobüsleri de dahil Ankara, İstanbul, Bursa, Gümüşhane güzergahında yolcu taşıdığını, bu taşıma işlemi yapılırken davalı şirketin Gümüşhane Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’nde açtığı davanın derdest olduğunu ancak bu davada yer almayan başka alacakların mevcut olduğunu, davalı şirketlerin müvekkillerin seyahat eden her otobüsünde, her seyahat de, her koltuktan 4,00-TL ”Sigorta” adı altında para aldığını, yine ”Mali Sigorta” adı altında her araçtan yıllık 2.500,00-TL alındığını, her aracın gerek zorunlu mali sigortası ve gerekse koltuk sigortalarının bulunduğunu, … kartla bilet alan yolculara yapılan indirim karşılığını biletin %10’u tutarında davalı şirketlerin müvekkillere ödenecek paradan kestiğini, yine davalı şirketlerin hukuki gerekçesi olmadan her seyahatten ”İade Hakkı” adı altında 2,00-TL, 3,00-TL, 4,00-TL şeklinde kesintiler yaptıklarını, müvekkil şirketin sorumluluğunda ki seyahatlerde ki otobüslere ”Otobüs Cezası” altında anlamsız cezalar kesildiğini ve kesintiler yapıldığını, müvekkil şirkete ödenecek paranın %20’lik kısmının nakit olarak verildiğini, kalan %80’lik kısımda davalılara ait akaryakıt istasyonlarından indirimsiz yakıt olarak verildiğini ancak her alınan yakıtın miktarı kadar da fatura verilmediğini, otobüs içinde ki yolcu ikramlarını da davalıların kendi iş yerlerinden alınması hususunda ısrarcı olduklarını, kendilerinden malzemelerin alınmadığı taktirde ceza adı altında kendilerince keyfi kesintileri yaptıklarını, bu cezaların kendi mola yerlerine girmeyen araçları içinde ayrıca uyguladıklarını ve kendi tesislerine girişi zorunlu tuttuklarını, araç içindeki İnternet kullanımından dolayı ”…” adı altında kesinti yapıldığını, oysa ki İnternet kullanımından dolayı zaten başka ödeme yapıldığını, yine her üç ayda bir araçlara film yüklemesi yapıldığını ve her araçtan her yüklemede 250,00-TL film yükleme parası alındığını, davalı şirketlerin ”Reklam Bedeli” adı altında her seyahatte 6,00-TL reklam ücreti aldıklarını, yine davalı şirketlerin her seyahatte ”depozito” adı altında hukuki dayanağı olmayan keyfi kesintiler yaptıklarını beyan ederek 10.000-TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03.01.2011 tarihli 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre ;
MADDE 5/A (1) Bu Kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 3. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile; Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. (Ek cümle:6/12/2018-7155/22 md.) Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır. Şeklinde düzenlenmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun18/A Maddesi;
“Dava Şartı arabuluculuk
MADDE 18/A (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava konusu Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup; TTK 4/1 maddesindeki; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri, ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” şeklinde düzenlenen madde hükmü ile her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki dava taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan tazminat davası niteliğindedir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinde sonra açıldığı, davanın ticari dava niteliğinde tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu, dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Uyap’ta yapılan kontrolde arabuluculuk dosyasının ilgili dosya bağlantısının yapılmadığı ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ile 7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanuna eklenen 18/A-2. Maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu 5/A, 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2 , HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 170,78- TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 126,38-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır