Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/971 E. 2021/104 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/971 Esas
KARAR NO : 2021/104

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin önceki isminin …A.Ş. olup bu ismini Ticaret Sicil Gazetesi’nin 06.03.2018 gün ve 9530 sayılı nüshasında da belirtildiği üzere…A.Ş. olarak değiştiğini, Taraflar arasında meydana gelen ticari ilişki sebebiyle davalı tarafa 17.04.2017 günlü,… sıra no.lu irsaliyeli faturaya konu ve toplam bedeli 12.536,41 TL olan ticari ürünler verdiğini, Davalının kendisine verilen ürünleri ve ürünler karşılığı olan irsaliyeli faturayı aldığı ve itiraz etmediği halde fatura bedelini ödemediğinden davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takiple talep edilen fatura bedelinin 4.462,40 TL’lık kısmını kabul ettiğini, bakiye 8.074,01 TL’lık kısmına, yetkiye ve faizlerine itiraz ettiğini, davalının itirazı sebebiyle takibin durduğunu iddia ederek, İtirazın iptaline, takibin 8.074,01 TL asıl alacak ve faizler yönünden devamına, haksız itiraz sebebiyle %20 icra kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, alacaklarına takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi uygulanmasına, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Davacı şirketin önceki ünvanı olan … A.Ş. ünvanı altında;…Ltd. Şti. ile …. A.Ş. isimli şirketlerin alacak ve borçlarını temlik ettiğini, Müvekkili firmanın bu firmalarla ticari ilişkisi bulunmamakla birlikte sözde alacaklı olan… isimli firmaya borcu bulunduğunu, haricen yapılan görüşmelerde şirket yetkililerinin, şirket hesaplarında haciz olduğundan bahisle borcun kendi şahsi hesaplarına yatırılmasını istemesi ve müvekkili firmanın bu talebi geri çevirmesi nedeniyle ilerleyen zamanda davacı firmanın … İcra Müdürlüğü’nün … E. no.lu dosyasında icra takibi başlattığını, Taraflarına gönderilen ve takibe konu edilen 12.536,41 TL faturanın 4.462,40 TL’sinin taraflarınca kabul edilmiş olup; geri kalan kısmıyla ilgili olarak 21.09.2017 tarihli 7.825,22 TL bedelli fatura ile, 25.04.2017 tarihli 248,79 TL bedelli faturaların taraflarınca düzenlenerek davacı firmaya geri gönderildiğini, Davacı tarafın söz konusu faturalara yönelik 8 günlük süre içerisinde itirazda bulunmadığını, dolayısıyla davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer alması gereken faturalarını cari hesaptan mahsup etmeden icra takibine girişmesinin usulen ve muhasebesel anlamda mümkün olmadığını, Davacı tarafın, taraflarınca kabul edilmeyen ve kendilerine iade edilen bu faturaları tahsil etmeye çalıştığını, kaldı ki 8.074,01 TL tutarındaki iade faturaları düştükten sonra kalan 4.462,40 TL üzerinden faiz hariç tüm fer’ileri de karşılayacak biçimde icra müdürlüğüne ödeme yapıldığını, davacı tarafın temerrüde düşürmeden borca faiz işletmesinin yasal olmadığını ileri sürerek, Davanın reddi ile davacı tarafın %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları,17/04/2017 günlü … sıra numaralı 12.536,41 TL bedelli irsaliyeli fatura, 21/09/2017 tarihli 7.825,22 TL bedelli ile 25/04/2017 tarihli 248,79 TL bedelli iade faturası, …Kargoya yazılan müzekkere cevabı, … ve… Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevapları, arabuluculuk son tutanağı aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine fatura alacağından kaynaklanan İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle müvekkilinin davalı tarafa ticari ilişki sebebiyle 17/04/2017 günlü … sıra numaralı irsaliyeli faturaya konu ve toplam bedeli 12.536,41 TL olan ticari ürünleri verdiğini, davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının talep edilen fatura bedelinin 4.462,40 TL’lik kısmı kabul ettiğini, bakiye 8.074,01 TL’lik kısma itiraz ettiğini belirterek bu nedenle icra takibine borçlu davalı tarafından yapılan haksız itirazının iptaline karar verilmesini ve davalı borçlu hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisine itirazda bulunduklarını, yetkili mahkemenin Antalya Mahkemelerinin olduğunu, müvekkiline gönderilen ve takibe konu edilen 12.536,41 TL’lik faturanın 4.462,40 TL’sinin kabul edildiğini geri kalan kısım ile ilgili 21/09/2017 tarihli 7.825,22 TL bedelli fatura ile 25/04/2017 tarihli 248,79 TL bedelli faturanın düzenlenerek davacıya geri gönderildiğini, 8 günlük süre içerisinde faturalara itiraz edilmediğini belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasının gönderildiği ve dosya arasına alındığı anlaşıldı.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 12.536,41 TL fatura alacağı ve 2.936,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.473,33 TL borcun ödenmesi amacıyla 21/02/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresi içerisinde 28/02/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğine ilişkin evrakın bulunmadığı, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yer Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edilir. Uyuşmazlık sözleşmeden doğan bir para borcuna ilişkin olup, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Davalı taraf icra takibinin yetkisine itirazda bulunmuşsa da davacı, icra takibinde sözleşme ilişkisi nedeniyle doğan para alacağının tahsilini talep ettiği ve alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olması nedeniyle davalının yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin…Talimat Sayılı dosyasından davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan mali müşavir bilirkişinin 09/03/2020 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacının davalı adına düzenlediği 17/04/2017 tarih… seri numaralı 12.536,41 TL bedelli irsaliyeli faturada imza mevcut olmadığı gibi teslim alan kısmının da imzalanmadığı, ancak söz konusu fatura davalının ticari defterlerine kayıt edildiği için faturanın davalıya tebliğ edildiği ve fatura muhteviyatı malın teslim edildiği hizmetin de ifa edildiğinin anlaşıldığı, davacının davalı adına düzenlediği fatura davalının kayıtlarına 17/04/2017 tarihinde … yevmiye maddesi ile veresiye borç(davacı alacaklı) olarak kaydedildiği, davalının davacı adına düzenlediği toplam 8.074,01 TL bedelli iki adet iade faturasının davalı kayıtlarına veresiye alacak olarak kaydedildiği, söz konusu faturaların davacıya tebliğ ve fatura muhteviyatı malın teslim ve hizmetin ifa edildiğine dair dosyada belge olmadığı, davalının ticari defterinde dava ve icra takibine konu olan 12.536,41 TL fatura bedelinden davacı adına düzenlenmiş olan 8.074,01 TL fatura bedelinin mahsup edilmesi ile bakiye davacıya 4.462,40 TL borçlu olduğu, davalının 2017 yılına ait yevmiye defterlerinin e-defter olarak tutulduğu, TTK’nun 64 ve 65. Maddesine uygun ve açılış ve kapanış beratlarının uygulamasının yapıldığı, dolayısıyla bütün defterlerin kapsamının birbirini doğruladığı, sahibi lehine delil olduğu, şeklinde rapor hazırlanmıştır.
Davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve davalı ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırmalı rapor hazırlanması için Mahkememizce alınan mali müşavir bilirkişinin 18/01/2021 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre davalı şirketin 31.12.2017 tarihi itibariyle 12.536,41 TL borç bakiyesinin bulunduğu, talimat bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, usulüne uygun tutulan davalı şirket defterlerine göre davacı şirketin 4.462,40 TL alacak bakiyesinin bulunduğu, davalının, takiple talep edilen fatura bedelinin 4.462,40 TL’lık kısmını kabul, bakiye 8.074,01 TL’lık kısmına itiraz ettiği, taraf kayıtları arasındaki farkın, davalı tarafından düzenlenen, 25.04.2017 tarihli … no.lu 248,79.-TL ve 21.09.2017 tarihli… no.lu 7.825,22.-TL’lık iade faturalarından kaynaklandığı, Söz konusu iade faturaları e-fatura olduğundan davacı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, davacı şirketin iade faturalara itiraz ettiğine yönelik herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, 25.04.2017 tarihli, … no.lu 248,79 TL’lık fatura içeriğinde, iadeye konu ürünlerin ve miktarlarının belirtildiği, 21.09.2017 tarihli, … no.lu 7.825,22 TL’lık fatura içeriğinde ise iade ürünlerle ilgili bilgi bulunmadığı, iade faturası ve içeriği ürünlerin davacı şirkete teslimine ilişkin, kargo şirketi tarafından gönderilen yazıda ve ekindeki kargo bilgi ekranında, gönderi içeriğine ilişkin bilgi bulunmadığı, gönderi içeriğinde iade faturası ve ürünlerin bulunup bulunmadığı hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, tarafların BA/BS bildirimlerinin, iade faturaları dışında birbiriyle uyumlu olduğu, başlatılan ilamsız takipte 2.936,92 TL işlemiş faiz talep edildiği, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme ve davalıyı temerrüde düşürmek amacıyla keşide edilmiş bir ihtarname bulunmadığı, işlemiş faiz talebine dayanak olabilecek herhangi bir belge de ibraz edilmediği, takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, davacının işlemiş faiz talebinin kabulü halinde; takip tarihi itibariyle 12.536,41 TL asıl alacağın işlemiş faiz tutarının 2.940,31 TL olduğu, şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, buna dayalı olarak davacı tarafından davalıya 17/04/2017 günlü… sıra numaralı 12.536,41 TL bedelli irsaliyeli fatura düzenlendiği, davalı tarafça irsaliyeli faturanın ticari defterlerine kaydedildiği, davalı tarafın 12.536,41 TL’lik faturanın 4.462,40 TL’si kabul ettiği, geri kalan kısım ile ilgili 21/09/2017 tarihli 7.825,22 TL bedelli ile 25/04/2017 tarihli 248,79 TL bedelli iade faturası düzenlediği ve iade faturalarını defterlerine işlediği, davacı tarafın defter ve kayıtlarında iade faturalarının bulunmadığı, davacı tarafça düzenlenen faturanın irsaliyeli fatura olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12 HD’nin 2018/2108 E. 2020/750 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere faturanın irsaliyeli fatura olduğu, davacı tarafın ürünü teslim konusunda fatura ekinde ayrıca sevk irsaliyesi olma şartı bulunmadığından, davacı takip konusu irsaliyeli fatura içeriği ürün teslimini kanıtladığının kabulü gerektiği, ayrıca davalının faturayı ticari defterine kaydetmekle ve bu fatura içeriği ürünleri teslim aldığına dair karine oluştuğu, aksini ispat yükünün davalı tarafa geçtiği, her ne kadar davalı ticari defter ve kayıtlarında faturanın iade edildiği ve iade faturaları düzenlendiği anlaşılsa da TTK 21/2 maddesi gereği süresinde faturayı iade etmediği faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerektiği, celbedilen vergi dairesi kayıtlarında tarafların BA/BS bildirimlerinin, iade faturaları dışında birbiriyle uyumlu olduğu, 25.04.2017 tarihli, 16703 no.lu 248,79 TL’lık fatura içeriğinde, iadeye konu ürünlerin ve miktarlarının belirtildiği, 21.09.2017 tarihli,… no.lu 7.825,22 TL’lık fatura içeriğinde ise iade ürünlerle ilgili bilgi bulunmadığı, irsaliyeli faturaya konu ürünler ile iade faturalarına konu ürünlerin birbiriyle uyumlu olmadığı, iade faturası ve içeriği ürünlerin davacı şirkete teslimine ilişkin, kargo şirketi tarafından gönderilen yazıda ve ekindeki kargo bilgi ekranında, gönderi içeriğine ilişkin bilgi bulunmadığı, gönderi içeriğinde iade faturası ve ürünlerin davacı tarafa teslim edildiğinin ispatlanamadığı anlaşılmakla davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edemediği, bu haliyle davacı taraf takip konusu faturadan dolayı davalıdan bakiye kalan kısımdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen bilirkişi raporlarının da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu faturadan kaynaklanan (12.536,41 TL-4.462,40 TL= 8.074,01 TL) alacağının bulunduğu sabit olmuştur.
Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine hükmolunan asıl alacağın %20’si (1.614,80 TL) oranında icra inkar tazminatı yüklenmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (1.614,80 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 551,54-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 137,89-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 413,65-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-başvuru ve 137,89-TL peşin olmak üzere toplam 182,29-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 800,00-TL Bilirkişi ücreti ve 170,00-TL posta giderinden ibaret toplam 970,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021 Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

¸e-imzalı ¸e-imzalı