Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/958 E. 2021/766 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/958 Esas
KARAR NO : 2021/766
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 16/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; tek ortağı … olan … San. Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili şirket arasında 01.06.2014 imza tarihli temizlik hizmet sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince davalı şirketin personelleri tarafından müvekkili şirkete temizlik hizmeti verildiğini, taraflar arasındaki mevcut ticari ilişki ve akdedilen sözleşme gereğince müvekkili şirkete hizmet veren personeller ile ilgili olarak sözleşmede belirlenen ücretlerin müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ödendiğini, davalı şirket tarafından da müvekkili şirkete hizmet verilen personellerin maaş ve SGK ve diğer sosyal haklarının ödendiğini, anılan sözleşmede bahse konu hususun sözleşmenin 6.3 maddesi ile “Görevlendirilen personele ait her türlü ücret, vergi, kıdem, işsizlik sigortası primleri kesintilerinden yüklenici sorumludur” şeklinde hüküm altına alındığını, sözleşmenin 4.10 maddesinin “Yüklenici, bu iş kapsamında çalıştırdığı işçilerin maaş, fazla mesai ücreti, prim, yemek, SSK, vergi, stopaj, kıdem ve tüm özlük haklarını ödeyeceğini ve her türlü iş kazası ihtimaline binaen gerekli her türlü iş güvenliği tedbirlerini alacağını, buna rağmen kendi kusurundan kaynaklı iş kazası olması halinde tüm sorumluluğun kendine ait olduğunu ve ayrıca maaş, fazla mesai ücreti, prim, yemek, SSK, vergi, stopaj ve tüm özlük hakları ve diğer işçilik hakları da dahil hiçbir şekilde …’a rücu edemeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir.” şeklinde olduğunu, ancak davalı şirket tarafından sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getirilmeyerek müvekkili şirket nezdinde çalışan personellerinin SGK nezdinde ödenmesi gereken prim borçları ve işsizlik primlerinin ödenmediğini, davalı şirket tarafından anılan ücretlerin ödenmemesi nedeniyle davalı yan aleyhine SGK nezdinde soruşturma başlatıldığını, başlatılan soruşturmaya istinaden SGK tarafından müvekkili şirket nezdinde hizmet veren personeller ile ilgili bilgi ve belgelerin 25.05.2018 tarihli dilekçe ile talep edildiğini, ardından SGK nezdinde yürütülen soruşturma kapsamında müvekkili şirkete ve davalı şirkete tarafların anılan borçlardan mevzuat gereğince birlikte sorumlu olmaları ve davalı şirketin personelleri için yapılamayan ödemelere ilişkin olarak ödenmeyen prim borçları, işsizlik primleri ve anılan tutarların ödenmemesi nedeniyle idari para cezaları tahakkuk ettirildiğini, gerçekleştirilen tahakkuk nedeniyle de müvekkili şirket tarafından anılan tüm borçların ödendiğini, anılan tüm borçların ödenmesi ancak bahse konu borçlardan davalı şirketin sorumlu olması nedeniyle müvekkili şirket tarafından ödenen tutarların tahsili için davalı şirkete 31.08.2018 tarihli … numaralı e-fatura kesilerek tebliğ edildiğini, davalı şirket tarafından kesilen işbu fatura borcunun ödenmemesi nedeniyle taraflarınca tutarların … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası üzerinden davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı …’in SGK tarafından, gerçekleştirilen tahakkuklarda davalı şirketin halefi olması nedeniyle bahse konu icra takibine …’in de borçlu olarak gösterildiğini, başlatılan icra takibine davalılar tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde 19.09.2018 tarihinde itiraz edildiğini, taraflar arasında anlaşmanın mümkün olmamasına rağmen davalılar tarafından anılan borcun kabul edilerek müvekkili şirket ile uzlaşma sağlamak için bir takım şifahi görüşmeler gerçekleştirildiğini, gerçekleştirilen görüşmelerde de davalıların tekliflerinin inandırıcı ve yerine getirilebilir olmaması nedeniyle taraflar arasında herhangi bir anlaşma sağlanamadığını beyanla davalıların … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E.sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, dosyadaki alacakların asıl alacakla takip tarihinden sonra işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, tüm dosya borcu üzerinden %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 25/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davacı arasında 01.06.2014 tarihli “Temizlik Hizmet Sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkili …’nin tüm yükümlülüklerini yerine getirmekle birlikte çalışanların SGK primlerinin yatırılması ve idari başvurular ve bildirimlerinin yapılmasını, bordrolama hizmeti aldığı “… Ltd. Şti.’ye” devrettiğini, buradaki amacın söz konusu şirketten bordrolanan tutar kadar çek alıp ticaretinde derhal kullanmak, ancak davacı … tüm hak edişleri 60 gün sonra yapmasından mütevellit nakit ödemeleri geldiği gibi …’e yönlendirmek ve böylelikle sadece şirkete hizmet bedelini ödeyerek banka faizlerinden daha düşük maliyetle sıcak para sahibi olmak olduğunu, bordrolama işlemlerini tahsis ve takibini yapıp primlerini ödemesi gereken dava dışı bu firmanın işbu kayıt ve prim yatırma işlemlerini yapmayıp müvekkili …’ye yapmış gibi sahte evrak düzenlemesi sebebiyle müvekkillerinin mağdur olduğunu ve amme alacağı iie karşı karşıya kaldıklarını, müvekkilinin dava dışı firmadan aldığı kayıt ve ödeme bilgilerini sözleşme gereğince (6.3 “Hak ediş Evrakları” vs. maddeler) SGK borcu yoktur vs. evrakı kontrol etmekle görevli oian ve 5.3 no.lu maddede ancak tüm evrakın sahibi olduğunu ve müvekkili …’nin üzerine düşen görevi tam ve eksiksiz yerine getirdikten sonra ödeme yapılacağını ifade eden davacının, üzerine düşen sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirmeyerek müvekkili …’nin çok yüksek meblağlarda SGK prim ve ceza borcu zararına uğramasına sebep olduğunu, gerekli evrak incelemesini yapmayıp SGK tarafından talepler yöneltilinceye kadar hiçbir eyleme girişmeyen ve basiretli tacir sıfatına aykırı davranıp müvekkilinin geri dönüşü imkansız zararlara uğramasına sebep olan davacının, her hak ediş ödemesiyle birlikte müvekkilini sözleşme uyarınca ibra etmiş sayıldığını, işbu sebeple dahi davanın reddini talep ettiklerini, aksi yönde kanaat oluşturması halinde, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için bir kusurdan söz edilebileceği farz edilirse davacının sözleşmeye aykırı hareketiyle yükümlülükleri yerine getirmeyip kusurlu olduğu gerçeği ile hesap yapılıp davanın kısmen reddini arz ettiklerini, müvekkili şirketin, davacı …’un büyük ve kurumsal şirket olmasına güvenerek bordrolama ve sair işlerine gönül rahatlığı ile devam ettiğini ve bu durumda SGK faturasının kabarmasına neden olduğunu, itiraz ve taleplerine ek olarak, dava dilekçesinde müvekkili …’nin “Maaş ve SGK prim ve diğer sosyal hakları ödenmiştir” ibaresiyle müvekkilinin borçlu olmadığının ikrar edildiğini, aynı dilekçede “anılan ücretlerin ödenmemesi” ifadesinin yer almakla birlikte müvekkili …’nin çalıştırdığı işçilerin ücretlerini eksiksiz ödediğini, devamında “prim ve ceza” kelimelerini kullansa da işbu davaya konu icra takibindeki dayanak evrakta sadece “ceza” ibaresinin yer aldığını, açıklama bulunmadığını, prim tutarlarından ve dönemlerinden bahsedilmediğini, ancak huzurdaki davanın prim, ücret gibi yeni kalemleri getirmekte olup bu hususun da münferiden davanın reddi sebebi olduğunu, dava dilekçesi ile talep olunan hususun belli olup, iptali istenen itirazın yöneltildiği icra takibinin içeriği ile dava dilekçesindeki taleplerin uyuşmadığını, dava dilekçesinde davalı müvekkili …’in SGK tarafından düzenlenen tahakkuklarda sözüm ona “halef” olarak gösterilmesi sebebiyle davaya dahil edildiğinin ifade edildiğini, bu hususa itiraz ettiklerini, SGK tarafından müvekkili …’in halef olarak gösterildiğine dair evrakın kurumdan celbini talep ettiklerini, şayet bu şekilde halef olarak gösterilmiş olsa dahi bunun hatalı bir işlem olup, davacı tarafından hatalı işleme, belki de bir yazım yanlışına dayanarak müvekkilini borçlu olarak göstermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bundan söz edilebilmesi için kanunla konulmuş bir düzenlemenin şart olduğunu, sözleşmede bu şekilde bir taahhüt verilmediğini, garanti sözleşmesi imzalanmadığını, davacı … ve müvekkili … arasında gerek TBK, gerek 6183 sayılı Kanun, gerekse 5510 sayılı Kanun sebebiyle eksik teselsül ilişkisi olduğunu, anılan yasaların ilgili maddeleri uyarınca SGK tarafından yöneltilecek taleplerin hem alt işverene hem üst işverene müşterek müteselsil sorumluluk çerçevesinde yöneltilebileceğini, bunun idare’nin muhatap firmalar ile arasındaki ilişkiyi düzenlerken, SGK’nın ilgili şirketten tahsilatı yapamaması halinde şirket dahilindeki ve kanunda sayılan bazı şahıslara “hisseleri oranında ” başvurma hakkı tanıdığını, herhangi bir halefiyet söz konusu olmadığını, başvuru hakkı olduğunu, ne sözleşmede ne de kanunda müvekkili …’in halefiyeti düzenlenmediğinden davanın reddini arz ettiklerini, asıl işveren ile alt işveren arasındaki teselsül ilişkisinin birden çok kimsenin zarara birlikte sebep olmadıkları halde o borçtan çeşitli, farklı sebeplerle (haksız fiil, sözleşme ya da kanun) sorumlu olmaları yönüyle eksik teselsül olduğunu, asıl işveren ve alt işverenin davalarının birbirinden bağımsız olduğunu, aynı davada birlikte davalı bile gösterilseler, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu için iddia ve savunmalarını birbirinden bağımsız olarak ileri sürdüklerini, 5510 sayılı kanunda muhtelif yerlerde SGK’nın sigortalı veya hak sahiplerine yaptığı ödemeler sebebiyle söz konusu ödemelerden asıl sorumlu olan kişilerin kurum karşısında birlikte, müteselsilen sorumlu olduklarının düzenlendiğini, kanun anlamında müteselsil sorumluluğun kuruma karşı olduğunu, alt-üst işveren ilişkisi gibi iç ilişkide kurum gibi rücu hakkı kullanılamayacağını, düzenlenen ve takibe konu yapılan faturanın müvekkillerine tebliğ edilmediğini, icra takibinde gerekli açıklamalar ve dayanağın niteliğini oluşturan kalemlerin anlaşılabilir şekilde sıralanmadığını, müvekkillerine kesilen faturanın kabartıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkillerinin davacı İle çalışma dönemleri ve bu dönemlerden doğacak prim borcunun hatalı hesaplandığını, davacı tarafından müvekkillerine yüklenmek istenen meblağda tutarsızlık olduğunu, SGK tarafından kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığı için detaylarına hakim olmamaları bir yana, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkillerinin sorumlu olduğu düşünülürse, faturalanan bu aşırı meblağ kadar prim ve/veya ceza sorumluluklarının olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için müvekkillerinin sorumluluğundan söz edildiği varsayılırsa davacının başvurduğu yolun usul ve yasaya aykırı olduğuna davacının müvekkillerine fatura keşide ettiğini ancak dava dilekçesinin aksine bunu tebliğ etmediğini, keza KDV dahil olmayan fatura kodu kullanılsa da, taraflar arasında yansıtma faturası düzenlenebileceğine dair bir anlaşma olmaması ve de düzenlenen yansıtma faturasında detay ve açıklama bulunmaması sebebiyle sahih ve uygulanabilir bir fatura olmadığını, söz konusu faturada sadece “SGK Ceza Yansıtması” yazılmış olmasına rağmen rakam ve miktar olarak detayının verilmediğini, bunun ne kadarının prim ne kadarının ceza olduğunun detaylandınlmadığını, icra takibinin dayandığı belgenin eksik, ilgili kanuna aykırı düzenlendiği gibi icra takip talebinde de, gerekli ek ve açıklamaların sunulmadığını, takibi yasal dayanaktan yoksun bıraktığını İleri sürerek, davanın müvekkili … açısından derhal reddini her iki müvekkili açısından derhal reddini, davanın iki müvekkili açısından da, taleple bağlılık ilkesi gereğince gerek icra takibine konu evrakın açıklaması ile dava dilekçesinde dayanılan hususların birbirini tutmaması, gerek usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edilmemiş ve de muhteviyatı bakımından usul ve yasaya aykırı faturaya dayanarak takip başlatılması, gerekse basiretli tacirliğe aykırı hareket sebebiyle davacının tam kusurlu ve sorumlu olması sebebiyle derhal reddini, aksi takdirde müvekkili … açısından husumet yokluğu yahut kanuna aykırı talep yahut sair sebeple derhal reddini, müvekkili …’nin davacı ile arasındaki sözleşme uyarınca çalıştığı dönem ve çalışanların SGK’ya sorularak bu dönemin prim ve cezalarının hesaplanarak kısmen reddini, tüm talepleri doğrultusunda karar verilmemesi halinde dava taraflarından sözleşme dönemi ile ilgili bilgi ve belgelerin toplanması ile SGK ve … kayıtlarından karşılaştırma yapılarak sorumlulukların hesaplanarak karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra dosyası, 31/08/2018 tarihli fatura, 01/06/2014 tarihli temizlik hizmet sözleşmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, bilirkişi raporları, arabulucu tutanağı, arabulucu sarf kararı ve tüm dosya kapsamı.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Mağazacılık tarafından borçlu davalılar aleyhine 667.028,06-TL prim borcu, 2.788,55-TL işlemiş faiz, 44.296,82-TL işsizlik primi, 185,19-TL işlemiş faiz, 1.142.930,61-TL idari para cezası, 4.778,08-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.862.007,31-TL rücuen tazminat alacağına ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde itiraz edildiği ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 25/08/2020 alındı tarihli bilirkişi raporuna göre; Taraflar arasında 01.06.2014 tarihli Temizlik Hizmet Sözleşmesi imzalanmış olduğu sözleşmenin 4.10 maddesinin; ” Yüklenici, bu iş kapsamında çalıştırdığı işçilerin maaş, fazla mesai ücreti, prim, yemek, SSK, vergi stopaj, kıdem ve tüm özlük haklarını kendi ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.”, Sözleşmenin 6,3 maddesinin; “Görevlendirilen personele ait her türlü ücret vergi, SSK primi kıdem, işsizlik sigortası primleri kesintilerinden “Yüklenici” sorumludur.” şeklinde olduğu, usulüne uygun davacı şirket defter kayıtlarına göre 12.09.2018 takip tarihi itibariyle davalı şirketin 1.854,255,49 TL borçlu olduğu, borcun 31.08.2018 tarihli aynı tutardaki faturadan kaynaklandığı, fatura içeriğinin davalı şirkete rücu edilen SGK prim borçları, işsizlik prim borçları, idari para cezası ile taksit farkı ve iptal teşvik bedelinden oluştuğu, e-fatura düzenlenmiş olması sebebiyle faturanın davalıya tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, davalı şirket tarafından ibraz edilen 2015 yılı defterlerinde davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle 3.412,79 TL borçlu olduğu, 2018 yılı envanter defterinde davacı şirket bakiyesine rastlanmadığı, takip ve dava konusu fatura içeriği ödemelere ilişkin ibraz edilen SGK onaylı Müfredat Kartına göre davacı şirket tarafından prim borcu, işsizlik prim borcu ile bunlara ait gecikme zammı ve idari para cezası olarak kuruma 7143- Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin Kanun kapsamında 1.639,120,53 TL peşin ödeme yapıldığı, idari para cezası ödemesinin yapılandırma kapsamında taksitlendirildiği, taksit farkı olarak davalı şirkete 49.217,11 TL rücu edildiği, ayrıca iptal teşvik bedeli olarak davalı şirkete 152,986,65 TL’nin rücu edildiği, teşviğin iptaline ilişkin dosyada yazılı herhangi bir belge ve bilgiye rastlanmadığı, davalı şirket vekilinin “davacı … ve müvekkili … arasında gerek TBK, gerek 6183 sayılı Kanun, gerekse 5510 sayılı Kanun sebebiyle eksik teselsül ilişkisi olduğu, anılan yasaların ilgili maddeleri uyarınca SGK tarafından yöneltilecek taleplerin hem alt işverene hem üst işverene müşterek müteselsil sorumluluk çerçevesinde yöneltilebileceği” yönündeki beyanın takdirinin Mahkeme’ye ait olduğu, başlatılan takipte 7.751,82 TL işlemiş faiz talep edildiği, Sayın Mahkemece kabulü halinde; 31.08.2018 takip ve dava konusu fatura tarihi baz alınarak (TTK md. 1530/7) kapsamında uygulanan %10,75 faiz oranı ile; 512.776,68 TL prim borcunun işlemiş faizinin 1,837,45TL, 44.186,65 TL işsizlik prim borcunun işlemiş faizinin 173,07 TL, 1.082.157,00 TL idari para cezasının işlemiş faizinin 4,599,17 TL, 49.217,11 TL İdari Para Cezası taksit farkının işlemiş faizinin 225,58 TL, 152.986,65 TL iptal teşvik bedelinin işlemiş faizinin ise 701,19 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi Birgül Ayhan ile Sosyal Güvenlik Uzmanı Muhammed Gerçek tarafından düzenlenen 06/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından hazırlanan 30.01.2018 tarih ve 2018/400309/12 sayılı raporunun konusunun “… San. ve Tic. AŞ unvanlı şirketin Türkiye genelinde bir çok farklı mağazasında/farklı işyeri adresinde temizlik personeli olarak fiilen çalışmış olan sigortalıların bildirimlerinin, söz konusu şirketin kendi dosyaları veya hizmet satın aldığı … Servis…, İnş…, ve davalı … San. Tic. Ltd. Şti unvanlı şirketlerin dosyaları yerine sahte/paravan işyeri dosyalarından yapılmış olması sebebiyle ortaya çıkan sigortalı mağduriyetinin ve kurum alacaklarının incelenmesi” olarak tanımlandığı, davaya konu tutarın tamamen bu şekilde yapılan sahte sigortalılıkların tespitinden kaynaklı Kurum prim ve idari para cezaları olduğu, Dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Şişli Sosyal Güvenlik Merkezi’nin davalı … San. Tic. Ltd. Şti firmasına hitaben göndermiş olduğu, aylık prim ve hizmet bildirgelerinin süresinde verilmemesi sebebiyle 28.08.2018 tarih ve … sayılı İPC konulu yazısı ile 2014/6 ile 2014/12 dönemleri arası için 20.547,00 TL tutarında, işe giriş bildirgesinin süresinde verilmemesinden dolayı 28.08.2018 tarih ve 10944818 sayılı İPC konulu yazısı ile 2014/6 ile 2014/12 dönemleri arası için 2.040.444,00 TL tutarında, işten ayrılış bildirgelerinin süresinde verilmemesinden dolayı 28.08.2018 tarih ve 10942659 sayılı İPC konulu yazısı ile 2014/6 ile 2014/12 dönemleri arası için 103.326,30 TL tutarında idari para cezasının uygulandığı, toplam idari para cezasının (20.547,00+2.040.444,00+103.326,30) 2.164.317,30 TL olduğu, davacı … Mağazacılık tarafından dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu hesabına 29.08.2018 tarihinde 2.363.245,32 TL para yatırıldığı, söz konusu ödeme sebebiyle, aralarındaki sözleşme gereği, davalı şirketten işbu dava konusu 1.854.254,77 asıl alacak 7.752,54 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, kök raporun düzenlenme tarihinden sonra, SGK Başkanlığı … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 16.11.2020 tarihinde gönderilen yazı ve eki belgelerde kök rapordaki görüş ve kanaate aykırı bir husus bulunmadığı, ayrıca davalı şirketin itiraz dilekçesinde belirtilen hususların kök rapordaki görüş ve kanaati değiştirecek somut veriler olmadığı sonucuna varıldığı tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … ile Sosyal Güvenlik … tarafından düzenlenen 02/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacı şirketin 2014-2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Dosya kapsamında Davalı şirketin 2014-2015-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin fotokopisinin görüldüğü ve 2014-2015-2018 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten 1.854.255,49 TL alacaklı olduğu, … San. Tic. Ltd. Şti. ile Davacı … San. Tic. A.Ş. arasında 01.06.2014 tarihli Temizlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, Sözleşme gereğince davalı şirket personeli tarafından … şirketinin mağazalarında temizlik hizmeti verilmeye başlandığı, Temizlik Hizmet Sözleşmesinin 4.10. Maddesinde; “Yüklenici, bu iş kapsamında çalıştırdığı işçilerin maaş, fazla mesai ücreti, prim, yemek, SSK, vergi, stopaj, kıdem ve tüm özlük haklarını ödeyeceğini ve her türlü iş kazası ihtimaline binaen gerekli her türlü iş güvenliği tedbirlerini alacağını, buna rağmen kendi kusurundan kaynaklı iş kazası- olması halinde tüm sorumluluğun kendine ait olduğunu ve ayrıca maaş. fazla mesai ücreti, prim. yemek, SSK, vergi, stopaj ve tüm özlük hakları ve diğer işçilik hakları da dahil hiçbir şekilde …’a rücu edemeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir.” 6.3. maddesinde; “Görevlendirilen personele her türlü ücret, vergi, kıdem, işsizlik sigortası primleri kesintilerinden yüklenici sorumludur.” Şeklinde hükümlerin olduğu, Raporun Sgk Yönünden İnceleme Ve Tespitler başlıklı incelemelerinde açıkça izah edildiği üzere; İşlemiş Faiz Yönünden İnceleme prim tutarı 512.776,68-TL, prim işlemiş faiz alacağı 2.143,69-TL, işsizlik tutarı 44.186,85-TL, işsizlik işlemiş faiz alacağı 184,73-TL, İPC tutarı 1.082.157,00-TL, İPC işlemiş faiz alacağı 4.524,02-TL, iptal edilen teşvik tutarı 152.986,65-TL, iptal edilen teşvik işlemiş faiz alacağı 639,57-TL olduğunu, Davacı ile Davalı arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu, taraflar arasında yer alan sözleşmede kararlaştırılan bir gecikme faiz oranının görülmediği aynı şekilde Davacı şirket tarafından Davalı şirkete tanzim edilen fatura üzerinde de bir faiz oranı görülmediği, her iki tarafın tacir olması sebebi ile TTK madde 1530 kapsamında Davacının Davalıdan icra takip tarihine kadar 1.792.107,18 TL asıl alacağa 7.492,00 işlemiş faiz talebinde bulunabileceği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan SGK’ya yapılan ödemelerin rücusuna ilişkin başlatılan icra takibine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, davalı tarafın aralarındaki sözleşme gereği SGK’ya yapılması gereken bildirimlerin ve ödemelerin yapılmaması nedeniyle SGK tarafından kesilen idari para cezası ve prim borçlarının ödenmek zorunda kaldığını, söz konusu bu ödemelerin taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3 maddesi gereğince davalı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini ve davalı şahsın da halefiyet gereği sorumlu olduğunu bu nedenle SGK yapılan ödemelerin rücusuna ilişkin başlattıkları icra takibine davalı tarafından haksız yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise davalı …’e husumet yöneltilemeyeceğini, davacının, üzerine düşen sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirmeyerek müvekkili …’nin çok yüksek meblağlarda SGK prim ve ceza borcu zararına uğramasına sebep olduğunu, gerekli evrak incelemesini yapmayıp SGK tarafından talepler yöneltilinceye kadar hiçbir eyleme girişmeyen ve basiretli tacir sıfatına aykırı davranıp müvekkilinin geri dönüşü imkansız zararlara uğramasına sebep olan davacının, her hak ediş ödemesiyle birlikte müvekkilini sözleşme uyarınca ibra etmiş sayıldığını, bu nedenle haksız davanın reddini talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu davalılar aleyhine 667.028,06-TL prim borcu, 2.788,55-TL işlemiş faiz, 44.296,82-TL işsizlik primi, 185,19-TL işlemiş faiz, 1.142.930,61-TL idari para cezası, 4.778,08-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.862.007,31-TL rücuen tazminat alacağına ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde itiraz edildiği ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 17/04/2019 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf, davacı şirket tarafından davalı alt işveren şirketin işçilerinden dolayı SGK’ya ödenen prim, işsizlik primi ve idari para cezalarının taraflar arasındaki 01/06/2014 tarihli temizlik hizmet sözleşmesi kapsamında davalıdan rücuen talep edilip edilemeyeceği hususunda ve takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığından kaynaklıdır.
Mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, düzenlenen ilk bilirkişi kök ve ek raporu denetime elverişli bulunmadığından ikinci kez rapor alınmış ve Mali Müşavir Bilirkişi … ile Sosyal Güvenlik Müfettişi … tarafından düzenlenen 02/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; raporun Sgk yönünden inceleme ve tespitler başlıklı incelemelerinde açıkça izah edildiği üzere; İşlemiş Faiz Yönünden İnceleme prim tutarı 512.776,68-TL, prim işlemiş faiz alacağı 2.143,69-TL, işsizlik tutarı 44.186,85-TL, işsizlik işlemiş faiz alacağı 184,73-TL, İPC tutarı 1.082.157,00-TL, İPC işlemiş faiz alacağı 4.524,02-TL, iptal edilen teşvik tutarı 152.986,65-TL, iptal edilen teşvik işlemiş faiz alacağı 639,57-TL olduğunu, Davacı ile Davalı arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu, taraflar arasında yer alan sözleşmede kararlaştırılan bir gecikme faiz oranının görülmediği aynı şekilde Davacı şirket tarafından Davalı şirkete tanzim edilen fatura üzerinde de bir faiz oranı görülmediği, her iki tarafın tacir olması sebebi ile TTK madde 1530 kapsamında Davacının Davalıdan icra takip tarihine kadar 1.792.107,18 TL asıl alacağa 7.492,00 işlemiş faiz talebinde bulunabileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller itibariyle, davacı şirket tarafından davalı şirket ve yöneticisi hakkında davalı alt işveren şirketin çalışanlarına ilişkin ödeme ve bildirimlerin yapılmamasından dolayı SGK’ya ödenmek zorunda kalınan miktarın taraflar arasındaki sözleşme kapsamında rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı ve davalı şirket arasında alt-üst işveren ilişkisinin bulunduğu bu kapsamda davalı … San. Tic. Ltd. Şti. ile Davacı … San. Tic. A.Ş. arasında 01.06.2014 tarihli Temizlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirket personeli tarafından … Mağazacılık şirketinin mağazalarında temizlik hizmeti verilmeye başlandığı, Temizlik Hizmet Sözleşmesinin 4.10. maddesinde; “Yüklenici, bu iş kapsamında çalıştırdığı işçilerin maaş, fazla mesai ücreti, prim, yemek, SSK, vergi, stopaj, kıdem ve tüm özlük haklarını ödeyeceğini ve her türlü iş kazası ihtimaline binaen gerekli her türlü iş güvenliği tedbirlerini alacağını, buna rağmen kendi kusurundan kaynaklı iş kazası- olması halinde tüm sorumluluğun kendine ait olduğunu ve ayrıca maaş. fazla mesai ücreti, prim. yemek, SSK, vergi, stopaj ve tüm özlük hakları ve diğer işçilik hakları da dahil hiçbir şekilde …’a rücu edemeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir.” 6.3. maddesinde; “Görevlendirilen personele her türlü ücret, vergi, kıdem, işsizlik sigortası primleri kesintilerinden yüklenici sorumludur.” şeklinde düzenleme yapılmış olup, düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan 02/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitler kapsamında davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gerektiği gibi yerine getirmediği, kayıt dışı sigortalı çalıştırılması, sahte işyeri dosyalarından bildirim yapılması nedeniyle SGK tarafından düzenlenen idari para cezası ve prim borcunun davacı üst işveren şirket tarafından ödenmek zorunda kalındığı sabit olup taraflar arasındaki sözleşmenin 4.10 ve 6.3 maddeleri gereğince çalıştırılan işçiler yönünden SGK’ya yapılması gerekin bildirim ve ödemelerden dolayı doğacak sorumluluğun açıkça davalı şirkete ait olduğunun belirtilmesi nedeniyle davacı tarafça SGK’ya yapılan ödemelerin davalı şirkete rücu etmekte haklı olduğu anlaşılmış ancak davacı tarafça takip talebinde iptal edilen teşvik bedeli alacağa konu edilmediğinden ve bu yönde bir açıklama bulunmadığından bu alacak kalemi dava ve takip konusu olmadığından dolayı her ne kadar bilirkişi raporlarında rücu edilebilecek alacak olarak belirtilmiş ise de itirazın iptali davasında takip konusu olmayan alacak hakkında karar verilmesi mümkün olmadığından iptal edilen teşvik bedeli dışında kalan alacaklar yönünden davacı tarafın davalıdan 512.776,68-TL prim, 44.186,85-TL işsizlik, 1.082.157,00-TL idari para cezası olmak üzere toplam 1.639.120,53-TL asıl alacak ve 6.852,44-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.645.972,97-TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile Davalı … tarafından 512.776,68-TL prim, 44.186,85-TL işsizlik, 1.082.157,00-TL idari para cezası olmak üzere toplam 1.639.120,53-TL asıl alacak ve 6.852,44-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.645.972,97-TL alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin … yönünden belirtilen miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına ve davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, ayrıca alacağın likit ve takibe itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacağın (1.639.120,53-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, davacı tarafça her ne kadar halefiyet gereği davalı … aleyhine de dava yöneltilmiş ise de taraf şirketler arasındaki sözleşme gereği sorumluluğun davalı şirkete ait olması, davalı şirket yöneticisi …’in doğrudan sorumluluğu bulunmadığından ve halefiyet söz konusu olmadığından davalı …’e yönelik açılan davanın HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafça davalı … aleyhine başlatılan …. İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı icra dosyasındaki;
a) Davalı … tarafından 512.776,68-TL prim, 44.186,85-TL işsizlik, 1.082.157,00-TL idari para cezası olmak üzere toplam 1.639.120,53-TL asıl alacak ve 6.852,44-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.645.972,97-TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin … yönünden belirtilen miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Asıl alacağın (1.639.120,53-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
c) Davalı … aleyhine açılan davanın HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine,
2- Davacı tarafça dava açılırken ve icraya yatırılan peşin harcın alınması gereken 112.436,41-TL harçtan mahsubu ile bakiye 89.948,02-TL karar harcının borçlu davalı …’nden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 1.166,85-TL’sinin davalı …’nden, 153,15-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 22.488,39-TL peşin harç olmak üzere toplam 22.532,79-TL harç giderinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 22 adet tebligat-posta gideri 135,30-TL, bilirkişi ücreti 4.000,00-TL olmak üzere toplam 4.135,30-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 3.655,51-TL’sinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nispi 90.409,05-TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalılar yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 23.572,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
8- Davacı tarafça yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının davacı tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davalılar vekilinin ve davalı …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2021

Başkan …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Üye …
e-imza *

Katip …
e-imza *

AÇIKLAMA : Mahkememizin yukarıdaki 7 numaralı bendinde belirtilen vekalet ücreti yönünden hükmün HMK 305/A uyarınca tamamlanmasına ve düzeltilmesine dair Mahkememizce 01/11/2021 tarihli EK KARAR verilmiştir.

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.