Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/945 E. 2021/87 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/945 Esas
KARAR NO : 2021/87

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirketin ilk isminin …A.Ş. olup bu ismini Ticaret Sicil Gazetesinin 06/03/2018 gün ve 9530 sayılı nüshasından da anlaşılacağı üzere…A.Ş. olarak değiştirdiği; taraflar arasında meydana gelen ticari ilişki sebebiyle davalı tarafa 14/04/2017 günlü, … sıra nolu irsaliyeli faturaya konu ve toplam bedeli 4.181,45 TL olan ticari ürünlerin verildiği; davalının, kendisine verilen ürünleri ve ürünler karşılığı olan irsaliyeli faturayı aldığı ve itiraz etmediği halde fatura bedelini ödemediğinden davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı; borçlu tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle takibin durdurulduğu öne sürülerek itirazın iptaline, %20 icra inkâr tazminatına ve alacaklarına değişen oranlarda fatura ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi uygulanmasına, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmektedir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Bakırköy Asliye Ticaret mahkemelerinin yetki alanında olduğundan öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili ve … A.Ş ( …Hizmetleri A.Ş) arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, Davacı tarafça dermeyan edilen haksız ve mesnetsiz davanın dayanağı olarak gösterilen 14.04.2017 tarihli 4.181,45 TL bedelli irsaliye faturasının kabulünün mümkün olmadığını, zira alacak talebinde bulunan davacıya müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını “Davacının ibraz ettiği faturanın açık fatura olduğunu ve davacı tarafından tek taraflı düzenlenen bir belge olduğununu tek başına satım ilişkisini ispata yeterli olmadığını, Faturada belirtilen malların davalıya teslim edildiğini, yazılı bir belge ile isnat edilmediğinden, davacının iddiasını ispat edemediğini, davacının ticari defterlerinin incelenmesi ve müvekkilinin kayıtlarının bilirkişi tarafından yapılacak incelenmesi neticesinde müvekkilinin hiçbir borcu olmadığının ortaya çıkacağı, Müvekkilin ticari ilişki içerisinde bulunduğu… Hizmetleri Ticaret Ltd. şirketinden ürünler sipariş edildiğini bu ürünlerin daha sonra şirket yetkilisinin talebi üzerine şirket yetkilisinin sahibi olduğu …Ticaret A.Ş’ ye iade edildiğini dolayısıyla dava konusu faturaya ilişkin ürünler müvekkili tarafından iade edildiği gibi dava konusu faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu nedenle usulüne uygun olmaksızın ve müvekkilin haberi olmaksızın tanzim edilmiş fatura içeriğini de kabul etmediklerini, davacının kötü niyetli olarak bu faturaya ilişkin ödeme talep ettiğini, ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline, davacı aleyhinde %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası, arabuluculuk tutanak aslı, 14/04/2017 tarihli… sıra numaralı irsaliyeli fatura, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı ile meydana gelen ticari ilişki nedeniyle faturaya konu ticari ürünlerin verildiğini ancak davalı tarafından fatura bedelinin ödenmediğini bu nedenle icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı ile arasında ticari bir ilişki bulunmadığını, faturanın tek başına satım ilişkisini ispatlamaya yeterli olmadığını, fatura içeriğini kabul etmediğini belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. 6100 sayılı HMK 10. maddesi gereğince sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava ve icra takibi, sözleşmenin yerine getirileceği (ifa edileceği) yerde açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer tarafların açık ya da örtülü isteklerine göre belirlenir. Aksi durumda ise sözleşmenin yerine getirileceği yer Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince tespit edilir. Uyuşmazlık sözleşmeden doğan bir para borcuna ilişkin olup, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Davalı taraf icra takibinin yetkisine itirazda bulunmuşsa da davacı, icra takibinde sözleşme ilişkisi nedeniyle doğan para alacağının tahsilini talep ettiği ve alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olması nedeniyle davalının yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 4.181,45 TL asıl alacak ve 748,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.930,02 TL borcun ödenmesi amacıyla 09/01/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 25/02/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 26/06/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacı tarafın 2017 yılı yevmiye defteri haricindeki defterlerin incelemeye sunulmaması nedeniyle usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğunun söylenemeyeceği, davalı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu; dava konusu icra takibinin dayanağı. 11/0 i/2017 tarihli, … seri sıra nolu ve 4.181,45 TL bedelli faturanın, davacı şirket, ticari defterlerinde kayıtlıyken davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı; davacı şirket tarafından dosyaya sunulan irsaliyeli faturada teslim alan imzası bulunmamakta olup dava konusu icra takibinin dayanağı fatura karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmemiş olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Bu açıklamalar ışığında tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan faturaya dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle dava açılmış ise de; ;davalı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişkinin kabul edilmediğinin anlaşıldığı, mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, davacı ve davalının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu ancak davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın davacının defterlerine kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, bu nedenle davacının fatura konusu ürünleri teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, dav a değeri itibariyle tanıkla ispat sınırının altında kalması nedeniyle davacı tarafa tanık isim ve adreslerini bildirmek üzere süre verildiği ancak tanık isim ve adreslerini bildirmediği, dosyanın davacı tarafça takip edilmediği, davalı tarafça dosyanın takip edildiği, davacının defterlerinde ve dosya içerisinde faturaya konu ürünlerin teslimine ilişkin belge bulunmadığı, davacı tarafın faturaya konu ürünlerin davalı tarafa teslimini ispata elverişli deliller vasıtasıyla kanıtlayamaması nedeniyle takibe konu faturaya konu ürünlerin teslim edildiği ispatlanamadığından söz konusu faturadan kaynaklı olarak davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu sabit olmayıp alacağın varlığı hukuka ve usule uygun delillerle kanıtlanamadığından davalı borçlu tarafça icra takibine yönelik yapılan itirazın haklı olması nedeniyle davacı tarafça açılan itirazın iptali davasının reddine, kötüniyetin varlığı ispatlanamadığından ve koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 86,27-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 29,97- TL’nin davacıya iadesine,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7. Madde gereğince hesap olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Taraflarca yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa re’sen iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

¸e-imzalı ¸e-imzalı